Kehf Suresi 51. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Ne göklerle yerin yaratılışına tanık ettik onları, ne kendilerinin yaratılışına. İnsanları doğru yoldan saptıranları da yardımcı edinmem. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Ben onları ne göklerin ve yerin yaratılışına, ne de kendilerinin yaratılışına şahit tuttum. Saptıranları da hiçbir zaman yardımcı edinmiş değilim. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Ben, onları (İblis ve soyunu) ne göklerin ve yerin yaratılışında, ne de kendilerinin yaratılışında şahit tutmadım ve hiçbir zaman doğru yoldan çıkanları yardımcı edinmiş değilim. |
Mehmet Okuyan Meali | Ben onları (İblis ve soyunu) göklerin ve yerin yaratılışına da kendilerinin yaratılışına da şahit tutmadım. Ben yoldan çıkaranları yardımcı edinecek değilim. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Onları ne göklerin ve yerin yaradılışına ve ne de kendi nefislerinin yaradılışına şahit tutmadım ve Ben nâsı idlâl edici olanları da yardımcı ittihaz eder olmadım. |
Süleyman Ateş Meali | Ben onları ne göklerin, yerin, yaratılmasında ve ne de kendilerinin yaratılmasında hazır bulundurdum; yoldan şaşırtanları (kendime) yardımcı tutmuş da değilim. |
Süleymaniye Vakfı Meali | Onlara (Meleklere), göklerin ve yerin yaratılışını da kendi yaratılışlarını da göstermedim. Bu saptırıcıları (meleklerden olan iblis ve soyunu) işgören olarak da tutmam. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Ben onları ne göklerle yerin yaratılmasına, hatta ne kendilerinin yaratılmasına tanık tuttum. Ben, sapıp gitmişleri yardımcı edinecek değilim. |
Kehf Suresi 51. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Kehf |
Sure Numarası | 18 |
Ayet Numarası | 51 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 15 |
Kur'an Sayfası | 319 |
Toplam Harf Sayısı | 132 |
Toplam Kelime Sayısı | 28 |
Kehf Suresi, Mekki bir sure olup, insanların doğru yoldan sapmalarını ve bunun sonuçlarını konu alır. Bu surede, özellikle sapkınlık ve doğru yol arasında bir karşılaştırma yapılır. Bu ayet, insanların yaratılışına ve göklerin, yerin yaratılışına tanıklık etmenin söz konusu olmadığını belirtmektedir. Ayette vurgulanan önemli bir tema ise, doğru yoldan sapmış olanların hiçbir zaman yardımcı olarak kabul edilmeyeceği gerçeğidir. Bu, İblis ve onun soyunun insanlara doğru yolu göstermek yerine, onları saptırma çabasını eleştiren bir vurgu taşır. Böylelikle, ayet, doğru inanç ve yönelişe sahip olmanın önemini ve bunun dışındaki sapkınlıkların geçersizliğini ifade etmektedir. Mekke döneminde inmiş olan bu sure, müminlerin karşılaştığı zorluklar ve sapkın düşüncelerle nasıl başa çıkmaları gerektiğine dair bir rehber sunmaktadır. Özellikle, bu ayet, insanların yaratılışına tanıklık etmenin ötesinde, onların inanç ve eylemlerinin sorumluluğunu üstlenmeleri gerektiğini anlatır. Bu surede, benzer temalar ve öğretilerle, insanlara akıl ve vicdanlarını kullanmaları gerektiği mesajı verilmektedir.
Kehf Suresi 51. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
خَلْقِ | yaratılış |
شَاهِدَ | şahit |
ضَالِّينَ | sapkınlar |
مُعِينًا | yardımcı |
Ayetin tecvid kurallarında, bazı kelimelerde idgam ve med kuralları uygulanmaktadır. Özellikle, 'شَاهِدَ' kelimesindeki idgam dikkat çekici bir noktadır.
Kehf Suresi 51. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
خَلْقِ | yaratılış | 9 |
شَاهِدَ | şahit | 4 |
ضَالِّينَ | sapkınlar | 5 |
Ayet içerisinde geçen kelimeler, Kur'an'da farklı bağlamlarda sıkça kullanılan terimlerdir. 'خَلْقِ' kelimesi, yaratılış teması etrafında çokça yer aldığı için önemli bir yer tutar. 'شَاهِدَ' kelimesi de, tanıklık ve şahitlik bağlamında sıklıkla geçmektedir. 'ضَالِّينَ' kelimesi ise, sapkın olanlar için kullanılan bir terimdir ve bu kelime, inanç sistemlerinde yanlış yönelmeyi tanımlamak için sıkça başvurulan bir ifadedir. Bu kelimelerin sık kullanımı, insanlara doğru inanç ve davranışlar hakkında bilgi vermek amacı taşır.
خَلْقِ
9
ضَالِّينَ
5
شَاهِدَ
4
Kehf Suresi 51. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | Ne göklerle yerin yaratılışına tanık ettik | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | Ben onları ne göklerin ve yerin yaratılışına, ne de kendilerinin yaratılışına şahit tuttum | Geleneksel |
Elmalılı Hamdi Yazır | Onları ne göklerin ve yerin yaratılışında, ne de kendilerinin yaratılışında şahit tutmadım | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | Ben onları göklerin ve yerin yaratılışına da kendilerinin yaratılışına da şahit tutmadım | Geleneksel |
Ömer Nasuhi Bilmen | Onları ne göklerin ve yerin yaradılışına ve ne de kendi nefislerinin yaradılışına şahit tutmadım | Açıklayıcı |
Süleyman Ateş | Ben onları ne göklerin, yerin, yaratılmasında ve ne de kendilerinin yaratılmasında hazır bulundum | Modern |
Süleymaniye Vakfı | Onlara, göklerin ve yerin yaratılışını da kendi yaratılışlarını da göstermedim | Açıklayıcı |
Yaşar Nuri Öztürk | Ben onları ne göklerle yerin yaratılmasına, hatta ne kendilerinin yaratılmasına tanık tuttum | Modern |
Tabloda görülen ifadeler arasında, çoğu mealde 'göklerin ve yerin yaratılışı' ifadesinin yer aldığı dikkati çekmektedir. Bu ifade, yaratılışın önemine vurgu yapılması açısından ortak bir tercih olarak öne çıkmaktadır. 'Şahit tutmadım' ifadesi de farklı meallerde benzer şekilde kullanılmıştır. Ancak, bazı meallerde 'tanık' veya 'gösterme' gibi farklı kelimeler tercih edilmiştir, bu da dil açısından anlam bakımından değişiklik oluşturmuştur. Örneğin, 'gösterme' ifadesi, daha geniş bir anlam ifade ederken, 'şahit tutma' ifadesi daha spesifik bir durum belirtmektedir. Genel olarak, mealler arasında benzer temalar ve öğeler yer alsa da, kullanılan kelimeler ve ifadeler, dilsel ve anlatım biçimi açısından farklılıklar göstermektedir.