Kehf Suresi 55. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | İnsanları, kendilerine hidayet geldikten, doğru yol bildirildikten sonra da inanmaktan ve Rablerinden yarlıganma dilemekten meneden şey, ancak evvelkiler hakkındaki yolun, yordamın, dünyada helak edilişin gelmesini, yahut da apaçık bir surette ahiret azabının gelip çatmasını bekleyiş. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | İnsanlara hidayet geldikten sonra onların inanmalarına ve Rab’lerinden mağfiret dilemelerine, ancak, öncekilerin başına gelenlerin kendi başlarına da gelmesi, ya da kendilerine azabın göz göre göre gelmesi (yönündeki beklentileri) engel olmuştur. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Kendilerine doğru yolu gösteren peygamber geldiğinde insanları, iman etmekten ve Rabblerinden günahlarının mağfiretini istemekten alıkoyan şey sadece geçmiş milletlerin başlarına gelen felaketlerin kendilerine de gelmesini veya ahiret azabının ansızın göz göre göre gelip çatmasını beklemek olmuştur. |
Mehmet Okuyan Meali | Kendilerine rehber geldiğinde insanları iman etmekten ve Rablerinden bağışlanma dilemekten alıkoyan şey, öncekilere (uygulanan) kanunun kendilerine de gelmesini veya azabın önlerine gelmesini beklemekten başka bir şey değildir! |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Kendilerine Hüda (Kur'an) geldiği zaman nâsı imân etmelerinden ve Rablerine istiğfarda bulunmalarından men eden olmadı, ancak kendilerine evvelkilerin sünnetinin (haklarında mukadder olan helâkin) gelmesini veya kendilerini azabın ayânen gelmesini is temeleri olmuştur. |
Süleyman Ateş Meali | Kendilerine hidayet geldiği zaman insanları inanmaktan ve Rablerine istiğfar etmekten alıkoyan şey, ancak evvelkilerin yasasının kendilerine de gelmesi(ni) yahut azabın açıkça karşılarına gelmesi(ni beklemeleri)dir. |
Süleymaniye Vakfı Meali | Kendilerine doğru yolu gösteren biri çıktığında insanları inanıp güvenmekten ve Rablerinden bağışlanma dilemekten alıkoyan nedir? Eskilerin başına gelenlerin gelmesini veya ahiret azabının karşılarına dikilmesini mi bekliyorlar? |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Kendilerine hidayet geldikten sonra, insanları iman etmekten, Rablerinden af dilemekten alıkoyan şey şundan başkası değildir: Evvelkilerin yol ve yöntemlerinin kendilerine de gelmesini yahut bizzat azabın karşılarına dikilivermesini beklemek. |
Kehf Suresi 55. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Kehf |
Sure Numarası | 18 |
Ayet Numarası | 55 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 15 |
Kur'an Sayfası | 366 |
Toplam Harf Sayısı | 161 |
Toplam Kelime Sayısı | 33 |
Kehf Suresi, Mekke döneminde inen bir suredir ve genel olarak insanlara doğru yolu gösteren hikmetler içermektedir. Bu sure, insanların yaratılışı, imtihanı ve bu süreçte karşılaşacakları engeller hakkında bilgi vermektedir. Kehf Suresi, özellikle imanın önündeki engelleri ve geçmişte gerçekleşen olayların günümüzdeki yansımalarını ele almaktadır. Ayet 55'te, hidayet geldikten sonra insanların inanmaktan alıkonulmasının nedenleri anlatılmaktadır. Bu bağlamda, geçmişteki milletlerin başına gelen felaketlerin insanların inançlarını nasıl etkilediği üzerinde durulmaktadır. İnsanların, bu tür felaketlerin kendilerine de gelmesinden korktuğu veya ahiret azabının aniden kendilerine ulaşmasını beklediği vurgulanmaktadır. Ayetin ifade ettiği mesele, inançsızlığın ve teslimiyet eksikliğinin ardındaki psikolojik durumu anlamaya yardımcı olmaktadır. Bu sure, insanların hidayete ulaştıklarında karşılaştıkları zorlukları ve bu zorlukları aşmanın yollarını gözler önüne sererken, aynı zamanda geçmişe dönük bir bakış açısıyla insanlara ders vermektedir.
Kehf Suresi 55. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
هُدًى | hidayet |
مَغْفِرَةً | bağışlanma |
عَذَابًا | azap |
سُنَّةً | kanun |
مَنْعَةً | alıkoyma |
Ayetin telaffuzundaki tecvid kurallarından biri, 'غ' harfinin nun ile birleşiminde idgam (birleştirme) kuralının uygulanmasıdır. Ayrıca, bazı kelimelerde med (uzatma) kuralları da mevcuttur.
Kehf Suresi 55. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
هُدًى | hidayet | 24 |
مَغْفِرَةً | bağışlanma | 6 |
عَذَابًا | azap | 36 |
سُنَّةً | kanun | 5 |
مَنْعَةً | alıkoyma | 1 |
Ayet içerisinde geçen kelimelerin, özellikle 'hidayet', 'bağışlanma', 'azap' terimleri Kur'an'da oldukça sık kullanılır. Bu kelimelerin sık geçişinin sebebi, İslam'ın temel inanç unsurlarının ve insan ilişkilerinin sürekli olarak vurgulanmasıdır. 'Hidayet', insanların doğru yolu bulmalarının önemini belirtirken, 'bağışlanma' ve 'azap' kavramları da Allah’ın adaleti ve merhametini ifade etmektedir.
عَذَابًا
36
هُدًى
24
مَغْفِرَةً
6
سُنَّةً
5
مَنْعَةً
1
Kehf Suresi 55. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | hidayet geldikten sonra | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | onların inanmalarına engel | Modern |
Elmalılı Hamdi Yazır | iman etmekten alıkoyan şey | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | kendilerine rehber geldiğinde | Açıklayıcı |
Ömer Nasuhi Bilmen | kendilerine Hüda geldiği zaman | Geleneksel |
Süleyman Ateş | inanmaktan alıkoyan şey | Modern |
Süleymaniye Vakfı | inanıp güvenmekten alıkoyan nedir? | Açıklayıcı |
Yaşar Nuri Öztürk | iman etmekten alıkoyan şey | Modern |
Tablo, ayetin farklı Türkçe meallerinde kullanılan ifadeleri ve bu ifadelerin dilsel tonlarını göstermektedir. Ortak ifadeler arasında, 'iman etmekten alıkoyan şey' ifadesi sıkça kullanılmıştır. Bu ifade, insanların inançsızlıklarını ve karşılaştıkları engelleri dile getirmektedir. Mealler arasında belirgin farklılıkların olduğu durumlar, özellikle kullanılan kelimelerin derinliği ve vurgusu açısından çeşitlilik göstermektedir. Örneğin, 'hidayet geldikten sonra' ifadesi, açıklayıcı bir dil kullanırken, 'inananların engellenmesi' ifadesi modern bir yaklaşım sergilemektedir. Bu durum, farklı meal yazarlarının anlama ve ifade biçimlerinde ortaya çıkan çeşitliliği yansıtmaktadır.