Kehf Suresi 57. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Rabbinin ayetleriyle kendisine öğütler verildiği halde onlardan yüz çeviren ve elleriyle hazırladığı şeyi unutan kişiden daha zalim kimdir ki? Gerçekten de biz, onların anlamamaları için gönüllerine perdeler gerdik ve kulaklarını ağırlaştırdık ve onları doğru yola çağırsan da imkan yok doğru yola gelmez onlar. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Kim, kendisine Rabbinin âyetleri hatırlatılıp da onlardan yüz çeviren ve elleriyle yaptığını unutandan daha zalimdir? Şüphesiz biz, onu anlamamaları için, kalplerine perdeler gerdik, kulaklarına da ağırlıklar koyduk. Sen onları hidayete çağırsan da artık ebediyen hidayet bulamazlar. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Rabbinin âyetleriyle nasihat edilip de onlardan yüz çeviren ve daha önce işlediği günahları unutandan daha zalim kim olabilir? Biz onların kalbleri üzerine (Kur'ân'ı) anlamalarına engel olan bir ağırlık, kulaklarına da sağırlık verdik. Ey Muhammed! Sen onları doğru yola çağırsan da onlar asla hidayete ermezler. |
Mehmet Okuyan Meali | Kendisine Rabbinin ayetleri hatırlatılıp da onlara sırt çevirenden, kendi elleriyle yaptıklarını unutanlardan daha zalim kim olabilir ki! Şüphesiz ki onu (Kur’an’ı) anlamaları konusunda biz onların kalplerine perdeler, kulaklarına da (s)ağırlık verdik. Sen onları doğru yola çağırsan da asla doğru yola gelmeyeceklerdir. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Daha zalim kim vardır o kimseden ki, Rabbinin âyetleri kendisine hatırlatıldığı halde ondan hemen yüz çevirir ve iki elinin takdim etmiş olduğu şeyi unutmuş olur. Biz onların kalpleri üzerine onu güzelce anlayabilmelerine mani perdeler, kulaklarındada bir ağırlık kılmış olduk ve onları hidâyete dâvet edip dursan, onlar yine o vakit hidâyete ebedîyyen ermezler. |
Süleyman Ateş Meali | Kendisine Rabbinin ayetleri hatırlatıldığı halde onlardan yüz çeviren ve ellerinin (yapıp) öne sürdüğü(günahlarını, isyanları)nı unutandan daha zalim kim olabilir? Biz onların kalbleri üzerine, onu anlamalarına engel olan örtüler, kulaklarının içine de ağırlık koymuşuz. Onları doğru yola çağırsan da bu halde asla doğru yola gelmezler (çünkü gerçeğe basiretlerini kapamışlardır). |
Süleymaniye Vakfı Meali | Rabbinin âyetleri anlatılırken yan çizen ve elleriyle yaptıklarını unutan kişinin yaptığından daha yanlışını kim yapabilir? Sanki onu anlamasınlar diye kalpleri üzerine örtüler ve kulaklarının içine de bir ağırlık yerleştirmişizdir. Onları yola çağırırsan bu haldeyken asla yola gelmezler. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Kendisine Rabbinin ayetleri hatırlatıldığı halde, onlardan yüz çeviren ve iki elinin hazırlayıp önden gönderdiği şeyleri unutandan daha zalim kim olabilir? Şu bir gerçek ki, biz onların kalpleri üzerine onu anlamamaları için kabuklar geçirdik, kulakları içine de ağırlıklar koyduk. Onları hidayete çağırsan da bu durumda hidayete asla ulaşamazlar. |
Kehf Suresi 57. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Kehf |
Sure Numarası | 18 |
Ayet Numarası | 57 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 15 |
Kur'an Sayfası | 304 |
Toplam Harf Sayısı | 171 |
Toplam Kelime Sayısı | 39 |
Kehf Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 18. suresi olup, Mekke'de indirilmiştir. Bu sure, genel olarak insanın imanı, ahlaki değerleri, dünya hayatının geçiciliği ve ahirete ilişkin konuları ele almaktadır. 57. ayet ise, bir kişi, Allah'ın ayetleri ve öğütleri kendisine ulaştığı halde onlardan yüz çeviriyorsa, bunun ne kadar zalimce bir davranış olduğunu vurgulamaktadır. Bu ayette, inkâr edenlerin durumu betimlenirken, Allah'ın, onların kalplerine ve kulaklarına koyduğu engellerle, doğru yola ulaşmalarının önündeki mani durumlar ifade edilmektedir. Ayet, insanların kendi yaptıklarını unutmalarının, onları daha da zalim kıldığını belirtmektedir. Bu bağlamda, insanın kendi iradesi ile doğru yolda ilerlememesi, Allah'ın da onları hidayete erdirmeyeceği mesajını taşımaktadır. Ayetin bağlamı, inkarcıların durumunu gözler önüne sererken, aynı zamanda inananların doğru yolda kalmalarının önemini de ortaya koymaktadır.
Kehf Suresi 57. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
ذَٰلِمٌ | zalim |
قَلْبٌ | kalp |
يَستَجيبُونَ | cevap vermek |
Ayetin içeriğinde bazı önemli dil bilgisi kuralları bulunmaktadır. Özellikle, idgam ve med durumları dikkat çekicidir. İdgam, bazı kelimelerin bir araya geldiğinde seslerin birleşmesiyle oluşur. Med ise, belirli harflerin uzatılmasına işaret eder. Bu tür kurallar ayetin okunuşunu etkileyen önemli unsurlardır.
Kehf Suresi 57. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
أَحَدٌ | bir | 20 |
سَمْعٌ | duyma | 15 |
قَلْبٌ | kalp | 16 |
Ayet içerisindeki kelimeler, Kur'an'da çeşitli bağlamlarda kullanılmaktadır. 'أَحَدٌ' kelimesi, çoğunlukla yalnızlık veya eşsizlik anlamında geçerken, 'سَمْعٌ' duyma ile ilgili konuları vurgulamakta ve 'قَلْبٌ' ise kalp, his ve irade ile ilgili durumları betimlemektedir. Bu kelimeler, insana dair önemli kavramları ifade etmektedir ve bu yüzden Kur'an'da sıkça karşılaşılmaktadır.
أَحَدٌ
20
قَلْبٌ
16
سَمْعٌ
15
Kehf Suresi 57. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | elleriyle hazırladığı şeyi unutan | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | elleriyle yaptığını unutandan | Modern |
Elmalılı Hamdi Yazır | daha önce işlediği günahları unutandan | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | kendi elleriyle yaptıklarını unutanlardan | Açıklayıcı |
Ömer Nasuhi Bilmen | iki elinin takdim etmiş olduğu şeyi unutmuş olur | Geleneksel |
Süleyman Ateş | ellerinin (yapıp) öne sürdüğü | Açıklayıcı |
Süleymaniye Vakfı | elleriyle yaptıklarını unutan | Modern |
Yaşar Nuri Öztürk | iki elinin hazırlayıp önden gönderdiği | Açıklayıcı |
Tablo incelendiğinde, 'elleriyle yaptığı şeyleri unutan' ifadesinin birçok mealde benzer biçimde yer aldığı görülmektedir. Bu ifade, ayetin ana temasını yansıtırken, farklı meallerde kullanılan sözcükler, yazarların dilsel üsluplarını da ortaya koymaktadır. Örneğin, Abdulbaki Gölpınarlı ve Mehmet Okuyan, daha açıklayıcı bir ton kullanırken, Diyanet İşleri ve Süleymaniye Vakfı modern bir dil tercih etmiştir. Özellikle 'unutmak' kelimesi, çoğu mealde ortak bir şekilde tercih edilmiştir, bu da ayetin anlamını pekiştiren bir unsurdur. Farklılıklar ise, anlamda ciddi farklılıklar yaratmaktan ziyade, söz dizimi ve üslup farklılıkları olarak değerlendirilebilir.