Mâide Sûresi 116. Ayet
وَاِذْ
قَالَ
اللّٰهُ
يَا
ع۪يسَى
ابْنَ
مَرْيَمَ
ءَاَنْتَ
قُلْتَ
لِلنَّاسِ
اتَّخِذُون۪ي
وَاُمِّيَ
اِلٰهَيْنِ
مِنْ
دُونِ
اللّٰهِۜ
قَالَ
سُبْحَانَكَ
مَا
يَكُونُ
ل۪ٓي
اَنْ
اَقُولَ
مَا
لَيْسَ
ل۪ي
بِحَقٍّۜ
اِنْ
كُنْتُ
قُلْتُهُ
فَقَدْ
عَلِمْتَهُۜ
تَعْلَمُ
مَا
ف۪ي
نَفْس۪ي
وَلَٓا
اَعْلَمُ
مَا
ف۪ي
نَفْسِكَۜ
اِنَّكَ
اَنْتَ
عَلَّامُ
الْغُيُوبِ
١١٦
Ve-iż kâla(A)llâhu yâ ‘îsâ-bne meryeme eente kulte linnâsi-tteḣiżûnî veummiye ilâheyni min dûni(A)llâh(i)(s) kâle subhâneke mâ yekûnu lî en ekûle mâ leyse lî bihakk(in)(c) in kuntu kultuhu fekad ‘alimteh(u)(c) ta’lemu mâ fî nefsî velâ a’lemu mâ fî nefsik(e)(c) inneke ente ‘allâmu-lġuyûb(i)
Mâide Suresi 116. Ayet Meâlleri

Mâide Suresi 116. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Mâide |
Sure Numarası | 5 |
Ayet Numarası | 116 |
Sure Türü | Medeni |
Bulunduğu Cüz | 6 |
Kur'an Sayfası | 120 |
Toplam Harf Sayısı | 324 |
Toplam Kelime Sayısı | 56 |
Mâide Sûresi, Medine döneminde inmiş olan bir sure olup, birçok sosyal, hukuki ve dini meseleleri ele almaktadır. Bu sure, inananlar için çeşitli hükümler ve prensipler içermekte, sosyal adaletin sağlanmasına yönelik çağrılar yapmaktadır. Ayet 116, Allah'ın kıyamet günü İsa Peygamber'e yönelttiği bir soruyla başlamaktadır. Bu soru, İsa'nın insanlara kendisini ve annesini iki tanrı olarak kabul etmeleri yönündeki bir ifadesinin olup olmadığını sorgulamaktadır. İsa Peygamber, bu iddiayı kesin bir dille reddederek, Allah'ın eksikliklerden münezzeh olduğunu ifade eder. Ayet, dinin özüne, tevhid inancına ve Allah'ın bilgisine vurgu yapar. 'Sen benim içimdekini bilirsin ama ben senin içindekini bilemem' ifadesi, inananlar için Allah’ın her şeyi bildiğini vurgularken, insanın sınırlı bilgisine dikkat çeker. Bu sure, aynı zamanda toplumsal ilişkilerde dikkat edilmesi gereken ahlaki ve etik değerleri de hatırlatır.
Mâide Suresi 116. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
مَن | kim |
إلَه | tanrı |
تَعَلَّم | öğrenmek |
إعْلَام | bilgilendirmek |
عَلِيم | bilgili |
غَيْب | gizli |
حَاشَى | uzak olsun |
نَفْس | öz |
يَعْلَمُ | bilmek |
كَذَب | yalan söylemek |
Ayet, tecvid açısından med ve idgam kurallarını içermektedir. Med, uzun okuma anlamına gelirken, idgam ise iki harfin birleşimi ile okunmasıdır.
Mâide Suresi 116. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
إلَه | tanrı | 12 |
غَيْب | gizli | 6 |
حَاشَى | uzak olsun | 5 |
Ayet içerisinde geçen kelimeler, Kur'an'da belirli bir sıklıkla yer almaktadır. 'إلَه' kelimesi, tanrı kavramının önemini vurgulamak amacıyla sıkça kullanılırken, 'غَيْب' ise Allah'ın bilgisi ve gaybın bilinmezliği konusunu işaret eder. 'حَاشَى' ise İsa'nın kendini savunma biçimindeki ifadesinde önemli bir yer tutar. Bu kelimeler, dini metinlerdeki anlam derinliğini ve tevhid inancının önemini yansıtmakta kullanılır.
إلَه
12
غَيْب
6
حَاشَى
5
Mâide Suresi 116. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | hakkım olmayan bir sözü söyleyemem | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | hakkım olmayan bir şeyi söylemem, benim için söz konusu olamaz | Modern |
Elmalılı Hamdi Yazır | benim için gerçek olmayan birşeyi söylemem bana yakışmaz | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | benim için gerçek olmayan bir şeyi söylemek bana yakışmaz | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | benim için hak olmayan bir şeyi söylemek layık olamaz | Geleneksel |
Süleyman Ateş | benim için gerçek olmayan bir şeyi söylemek benim haddime değildir | Açıklayıcı |
Süleymaniye Vakfı | benim doğru olmayanı söylemem olacak şey değildir | Açıklayıcı |
Yaşar Nuri Öztürk | hakkım olmayan bir şeyi söylemek benim haddime değildir | Modern |
Tablo incelendiğinde, mealler arasında 'hakkım olmayan bir şeyi söylemek' ifadesinin sıkça kullanıldığı görülmektedir. Bu ifade, İsa'nın Allah'a olan saygısını ve O'na karşı olan derin teslimiyetini ifade etmekte oldukça önemli bir yer tutar. Çoğu mealde bu ifade benzer bir biçimde kullanılmış, bu da İsa'nın yüceliğini vurgulamak amacıyla tercih edilmiş olabilir. Ancak bazı meallerde, 'gerçek olmayan bir şeyi söylemek' gibi alternatif ifadeler de bulunmaktadır. Bu farklılık, dilsel yapılar ve tercih edilen üslup ile ilgilidir. Bazı meallerin daha geleneksel bir dil kullanması, daha eski metinlere dayanan kültürel bağlamlarını yansıtmaktadır. Diğer yandan, modern mealler, anlaşılması kolay bir dil tercih ederek daha geniş bir kitleye hitap etmeyi amaçlamaktadır. Her iki yaklaşım da ifade edilen anlamın özünü korumakta, ancak sunuş biçiminde farklılıklar göstermektedir.
Mâide Sûresi 116. Ayet ile Bağlantılı Diğer Ayetler
Mâide Sûresi 116. ayet, Allah'ın, 'Ey İsa, sen mi insanlara, 'Beni ve annemi Allah'tan başka ilah olarak mı edindiniz?' diye söyledin?' şeklinde sorarak, İsa'nın (a.s) insanlara olan tebliğini sorgulamasıdır.
- Âl-i İmrân Sûresi 52. Ayet: Bu ayette, İsa'nın havarilerine karşı olan tavrı ve onlarla olan ilişkisi, İsa'nın tebliğ ettiği mesajın inananlar arasında nasıl algılandığını göstermektedir.
- Mâide Sûresi 75. Ayet: Burada İsa'nın bir peygamber olarak durumu ve ilahlık iddialarından uzak, sadece Allah'a kulluk eden bir elçi olduğu vurgulanmaktadır.
- Bakara Suresi 255. Ayet: Bu ayette Allah’ın sıfatları ve birliğini ifade eden önemli bir ayet olarak, Mâide Sûresi 116 ile olan bağlantısı, Allah'tan başka ilah olmadığı konusunu güçlendirmektedir.
Bu ayetler bir araya geldiğinde, İsa'nın (a.s) kimliğinin ve tebliğinin doğru anlaşılması için vurgulanan noktaları açık bir şekilde ortaya koymakta, müminlerin yalnızca Allah'a yönelmeleri gerektiğini ve O'nun dışında bir ilah edinmenin yanlış olduğunu gösterir. Allah'ın birliğine ve peygamberlerin insanlık için taşıdığı mesaja dair net bir kavrayış sunar.
Okumak istediğin ayeti seç