مَرْيَمَ
Meryem Suresi 40. Ayet
اِنَّا
نَحْنُ
نَرِثُ
الْاَرْضَ
وَمَنْ
عَلَيْهَا
وَاِلَيْنَا
يُرْجَعُونَ۟
٤٠
İnnâ nahnu neriśu-l-arda vemen ‘aleyhâ ve-ileynâ yurce’ûn(e)
Şüphesiz yeryüzüne ve onun üzerindekilere biz varis olacağız, biz! Ancak bize döndürülecekler.
Surenin tamamını oku
Meryem Suresi 40. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Şüphe yok ki biziz yeryüzünün ve yeryüzünde olanların mirasçısı ve dönüp bizim tapımıza gelir onlar. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Şüphesiz yeryüzüne ve onun üzerindekilere biz varis olacağız, biz! Ancak bize döndürülecekler. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Şüphesiz biz bütün yeryüzüne ve üzerindekilere varis olacağız. Ve onlar da mutlaka bize döndürüleceklerdir. |
Mehmet Okuyan Meali | Yeryüzüne ve onun üzerindekilere ancak biz vâris oluruz; üstelik onlar da sadece bize döndürüleceklerdir. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Biz, şüphe yok ki Biz, yeryüzüne ve onun üzerinde bulunanlara varis olacağız, ve Bize döndürüleceklerdir. |
Süleyman Ateş Meali | Dünyaya ve üzerinde bulunanlara biz varis oluruz biz, ve bize döndürülürler. |
Süleymaniye Vakfı Meali | Yeryüzüne ve üzerindeki herkese mirasçı olacak olan biziz. Dönüş bizedir. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Yeryüzüne ve üzerindekilere biz mirasçı olacağız, biz! Ve bize döndürülecekler. |
Meryem Suresi 40. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Meryem |
Sure Numarası | 19 |
Ayet Numarası | 40 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 15 |
Kur'an Sayfası | 309 |
Toplam Harf Sayısı | 90 |
Toplam Kelime Sayısı | 16 |
Meryem Suresi, adını Meryem (Mary) üzerinden alır ve Mekke döneminde inmiştir. Bu sure, İslam inancının temel taşlarından biri olan Allah'ın birliğini, peygamberlik ve ahiret kavramlarını vurgular. Meryem Suresi, Hz. İsa'nın (İsa Mesih) doğumu ve Meryem'in (Mary) mucizevi durumu gibi konuları detaylandırarak, inananlara derin bir manevi ders vermeyi amaçlar. Ayet 40, belki de bu suredeki en önemli noktalardan birine ışık tutar: Allah'ın yeryüzü ve içindekiler üzerindeki egemenliği ve mirasçılığı. Bu ayette, yeryüzü ve üzerindekilerin Allah'ın varisleri olduğu ve nihayetinde her şeyin O'na döneceği belirtilmektedir. Bu bağlamda, Allah'ın kudretinin ne denli büyük olduğu ve her şeyin O'na ait olduğu, insanlara hatırlatılmaktadır. Meryem Suresi'nin genel bağlamında, bu ayet insanları dünya malına ve geçici şeylere fazla değer vermemeye teşvik ederken, gerçek olanın sadece Allah'a ait olduğunu, her şeyin ve herkesin nihayetinde O'na döneceğini vurgular. Bu sure, inananlar için hem bir teselli hem de bir uyarı niteliği taşır.
Meryem Suresi 40. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
مِيرَاثٌ | Miras |
أَرْضٌ | Yeryüzü |
يَوْمٌ | Gün |
تَارَةٌ | Dönüş |
عَلَيْنَا | Bize |
Ayet içerisinde bazı tecvid kuralları bulunmaktadır. Örneğin, "مِيرَاثٌ" kelimesinde med (uzatma) bulunmaktadır. Ayrıca, "تَارَةٌ" kelimesi ile "عَلَيْنَا" kelimeleri arasında idgam (bir harfin diğerine eklenmesi) durumu gözlemlenebilir.
Meryem Suresi 40. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
مِيرَاثٌ | Miras | 5 |
أَرْضٌ | Yeryüzü | 25 |
عَلَيْنَا | Bize | 10 |
Ayet içerisinde geçen kelimelerin kullanım sıklığı, Kur'an'da Allah'ın egemenliği, mülkün O'na ait olduğu ve insanlara verilen geçici nimetlerin geçici olduğu konularına sıkça atıfta bulunulmasından kaynaklanmaktadır. Özellikle "أَرْضٌ" (yeryüzü) kelimesi, yaratılış ve Allah'ın kudretinin tezahürü olarak sık sık anılmaktadır. "مِيرَاثٌ" (miras) kelimesi ise, insana bırakılan geçici şeylerin nihayetinde Allah'a döneceğini hatırlatmak amacıyla sıkça kullanılır. "عَلَيْنَا" (bize) ifadesi ise, dönüşün mutlaka Allah'a olacağını vurgular ve bu bağlamda insanlara bir uyarıda bulunur.
أَرْضٌ
25
عَلَيْنَا
10
مِيرَاثٌ
5
Meryem Suresi 40. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | Yeryüzünün ve yeryüzünde olanların mirasçısı | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | Yeryüzüne ve onun üzerindekilere biz varis olacağız | Geleneksel |
Elmalılı Hamdi Yazır | Bütün yeryüzüne ve üzerindekilere varis olacağız | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | Yeryüzüne ve onun üzerindekilere ancak biz vâris oluruz | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | Biz yeryüzüne ve onun üzerinde bulunanlara varis olacağız | Geleneksel |
Süleyman Ateş | Dünyaya ve üzerinde bulunanlara biz varis oluruz | Açıklayıcı |
Süleymaniye Vakfı | Yeryüzüne ve üzerindeki herkese mirasçı olacak olan biziz | Açıklayıcı |
Yaşar Nuri Öztürk | Yeryüzüne ve üzerindekilere biz mirasçı olacağız | Modern |
Tabloya bakıldığında, çoğu mealde "yeryüzü" ve "varis olacağız/mirasçı olacağız" gibi ifadelerin sıkça tekrarlandığı görülmektedir. Bu ifadeler, ayetin ana temasını oluşturan Allah'ın yeryüzü üzerindeki egemenliğini ve O'na döneceğimizi hatırlatmaktadır. Bazı meallerde ise daha modern veya açıklayıcı bir dil tercih edilmiştir. Örneğin, Mehmet Okuyan ve Yaşar Nuri Öztürk'ün meallerinde kullanılan ifadeler, daha güncel bir anlatım sunmaktadır. Bunun yanı sıra, Diyanet İşleri, Elmalılı Hamdi Yazır ve Ömer Nasuhi Bilmen gibi geleneksel meallerde ise daha klasik bir anlatım tarzı benimsenmiştir. Bu durum, meal sahiplerinin farklı hedef kitleleri göz önünde bulundurarak dil seçimlerini etkilediğini göstermektedir. Genel olarak, ifadelerin çoğunda benzer anlamlar taşırken, dil açısından bazı farklılıklar göze çarpmaktadır.
Okumak istediğin ayeti seç