Mümin Suresi 40. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Kim bir kötülükte bulunursa ancak onun misli olan bir ceza ile cezalanır ve erkek olsun, kadın olsun, inanarak iyi bir işte bulunansa işte o çeşit kişilerdir ki cennete girerler, orada sayısız rızıklanırlar. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | “Kim bir kötülük yaparsa, ancak onun kadar ceza görür. Kadın veya erkek, kim, mü’min olarak salih bir amel işlerse, işte onlar cennete girecek ve orada hesapsız olarak rızıklandırılacaklardır.” |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | "Her kim bir kötülük yaparsa, ona ancak yaptığının bir misli ile ceza verilir. Erkek veya kadın, her kim de mümin olarak iyi bir amel işlerse, işte onlar cennete girerler. Orada kendilerine hesapsız rızık verilir." |
Mehmet Okuyan Meali | Kim herhangi bir kötülük işlerse, kendisine sadece o kadar karşılık verilecektir. Erkek veya kadın kim mümin olarak iyi iş yaparsa işte onlar cennete gireceklerdir; orada kendilerine hesapsız rızık verilecektir. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | «Her kim bir kötüIük yaparsa mislinden başkasıyla cezalandırılmaz, ve her kim erkek olsun kadın olsun imân sahibi olduğu halde bir sâlih amelde bulunursa işte onlar cennete giriverirler, orada hesapsız derecede merzûk olurlar.» |
Süleyman Ateş Meali | Kim bir kötülük yaparsa sadece onun (yaptığı kötülük) kadar cezalanır, ama erkek ve kadından her kim inanarak faydalı bir iş yaparsa onlar cennete girerler ve orada kendilerine hesapsız rızık verilir. |
Süleymaniye Vakfı Meali | Kim bir kötülük yaparsa yaptığının dengi dışında bir ceza görmez. İster kadın, ister erkek olsun; inanıp güvenen ve iyi iş yapan kimse de cennete girer. Orada onlara hesapsız rızık verilir. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | "Kötü bir iş yapan, sadece yaptığı kadarıyla cezalandırılır. Erkek ve kadından mümin olarak iyi bir iş yapana gelince, işte böyleleri cennete girerler ve orada hesapsız bir biçimde rızıklandırılırlar." |
Mümin Suresi 40. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Mümin |
Sure Numarası | 40 |
Ayet Numarası | 40 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 23 |
Kur'an Sayfası | 466 |
Toplam Harf Sayısı | 132 |
Toplam Kelime Sayısı | 30 |
Mümin Suresi, Mukminun Suresi olarak da bilinen bu sure, Mekke döneminde inmiş olan bir suredir. Bu surede, özellikle inananların özellikleri ve onları bekleyen mükafatlar üzerinde durulmaktadır. Ayet 40, bu bağlamda, insanların yaptıkları eylemler ve bu eylemlerin karşılığı hakkında bir açıklamada bulunmaktadır. Kötülük yapanların, yaptıkları kötülük kadar bir ceza ile karşılaşacakları ifade edilmekte, buna karşın inanan ve iyi işler yapanların cennetle mükafatlandırılacağı vurgulanmaktadır. Bu ayet, dini metinlerde sıkça karşılaşılan bir tema olan adalet ve karşılık ilkesinin bir yansımasıdır. Mekki döneminde inmiş olduğu için, toplumsal adaletin sağlanması ve bireylerin sorumlulukları üzerine vurgu yapmaktadır. Ayetin içeriği, genel olarak insanların davranışlarının sonuçlarına dair bir hatırlatma niteliğindedir. Aynı zamanda, inanan bireylerin moral değerlerini güçlendirmeye yönelik bir mesaj taşımaktadır.
Mümin Suresi 40. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
كُوَارًا | kötülük |
مُؤْمِنٌ | iman eden |
رِزْقٌ | rızık |
Ayet içindeki önemli kelimeler, Arapça kökenli olup Kur'an'da sıkça kullanılan kelimelerdir. Kelimeler arasında 'kötülük' (كُوَارًا) kelimesi, insanın yapmaması gereken eylemleri ifade ederken, 'iman eden' (مُؤْمِنٌ) kelimesi, Allah'a inanan ve bu inanç çerçevesinde hareket eden bireyleri tanımlamaktadır. 'Rızık' (رِزْقٌ) kelimesi ise, insanların ihtiyaçlarını karşılama ve yaşamlarını sürdürme noktasında Allah tarafından verilen maddi ve manevi nimetleri temsil eder. Ayetteki temel tecvid kurallarından biri, 'med' kuralıdır. 'مُؤْمِنٌ' kelimesindeki 'و' harfi, med harfi olarak uzatılmalıdır.
Mümin Suresi 40. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
كُوَارًا | kötülük | 12 |
مُؤْمِنٌ | iman eden | 22 |
رِزْقٌ | rızık | 18 |
Ayet içinde geçen Arapça kelimelerin kullanım sıklığı, bu kavramların Kur'an'daki önemini vurgulamaktadır. 'Kötülük' kelimesi, insan davranışları üzerine dersler veren birçok ayette yer almakta, bireylerin eylemlerinin sonuçları hakkında sürekli bir hatırlatma işlevi görmektedir. 'İman eden' kelimesi, inanç temalı ayetlerde sıkça geçmekte, inananların değerlerini pekiştirmektedir. 'Rızık' ise, Allah'ın insanlara sunduğu nimetlerle ilgili pek çok ayette tekrar eden bir kavramdır. Bu kelimelerin tekrar kullanımı, inananların dikkatini çeken ve yaşamlarında rehberlik eden temel ilkeleri ifade etmektedir.
مُؤْمِنٌ
22
رِزْقٌ
18
كُوَارًا
12
Mümin Suresi 40. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | kim bir kötülükte bulunursa ancak onun misli olan bir ceza ile cezalanır | Geleneksel |
Diyanet İşleri | kim bir kötülük yaparsa, ancak onun kadar ceza görür | Açıklayıcı |
Elmalılı Hamdi Yazır | ona ancak yaptığının bir misli ile ceza verilir | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | kendisine sadece o kadar karşılık verilecektir | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | ona ancak yaptığının bir misli ile ceza verilir | Geleneksel |
Süleyman Ateş | sadece onun (yaptığı kötülük) kadar cezalanır | Açıklayıcı |
Süleymaniye Vakfı | yaptığının dengi dışında bir ceza görmez | Modern |
Yaşar Nuri Öztürk | sadece yaptığı kadarıyla cezalandırılır | Modern |
Yukarıdaki tabloda, farklı meallerde geçen ifadeler gösterilmektedir. Çoğu mealde benzer şekilde 'kötülük' ve 'ceza' kavramları ortak olarak kullanılmıştır. Bu durum, Kur'an'da adalet ve karşılık ilkesinin vurgulanmasından kaynaklanmaktadır. Özellikle, ceza ve mükafat temalarının sıklıkla ele alınması, bireyin sorumlulukları açısından önemlidir. Bazı meallerde ise, 'kötülük' kavramı ile ilgili ifadelerde farklılıklar gözlemlenmektedir. Örneğin, 'karşılık' ve 'ceza' ifadeleri arasında bir ton farklılığı bulunmaktadır. Bazı mealler, daha geleneksel bir dil kullanırken, bazıları daha modern bir üslup benimsemektedir. Bu durum, kelimelerin tercihinde kültürel ve dilsel farklılıkları yansıtmaktadır.