Mü'minûn Suresi 101. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Sura üfürülünce aralarında ne soysop var, ne de birbirlerinin halini soruştuRabilirler o gün. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Sûr’a üfürüldüğü zaman, (işte) o gün ne aralarında soy-sop yakınlığı kalacak, ne de birbirlerini arayıp soracaklardır. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Sûr'a üflendiği zaman aralarında artık ne soysop (çekişmesi) vardır, ne de birbirlerini soruşturacaklardır. |
Mehmet Okuyan Meali | Sûr’a üflendiği zaman artık aralarında akrabalık bağları kalmamıştır; birbirlerini de soramazlar. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Sûra üfürüleceği zaman artık aralarında ne ensab vardır ve ne de soruşurlar. |
Süleyman Ateş Meali | Sur'a üflendiği zaman, artık o gün aralarında soylar yoktur ve (insanlar, birbirlerine soylarını) sormazlar. |
Süleymaniye Vakfı Meali | Sura üfürüldüğünde (kalk borusu çaldığında), aralarında ne bir akrabalık bağı kalır ne de birbirlerini arayıp sorarlar. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Sûra üfürüldüğünde, aralarında artık soy-sop/şuna-buna mensup olmalar söz konusu edilemez. Birbirlerini soruşturamazlar da. |
Mü'minûn Suresi 101. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Mü'minûn |
Sure Numarası | 23 |
Ayet Numarası | 101 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 18 |
Kur'an Sayfası | 486 |
Toplam Harf Sayısı | 134 |
Toplam Kelime Sayısı | 28 |
Mü'minûn Suresi, Mekke döneminde inmiş olan bir suredir ve toplam 118 ayetten oluşur. Sure, müminlerin özellikleri, ahlaki duruşları ve inançları üzerine odaklanırken, aynı zamanda ahiret ve kıyametle alakalı durumlar hakkında da bilgi vermektedir. Bu bağlamda, ayet 101, kıyamet günü insanların arasındaki akrabalık bağlarının ve sosyal ilişkilerinin bir anlam ifade etmeyeceğini, o gün herkesin kendi durumuyla meşgul olacağını anlatır. Söz konusu ayet, insanların o gün için birbirlerine sorular sormayacaklarını ve soy-sop ilişkilerinin geçersiz hale geleceğini vurgular. Gündelik hayatta önemli olan bu ilişkilerin, ahiret hayatında yok olacağına dair bir uyarıda bulunulmaktadır. Mü'minûn Suresi'nin genelinde, inananların nasıl bir yaşam sürmeleri gerektiği, imanın getirdiği sorumluluklar ve yani inanç esaslarının yanında, ahiret inancının insanlar üzerindeki etkileri de işlenmektedir. Ayet, insanları düşünmeye ve kendilerini sorgulamaya teşvik ederken, ahiret gününün ciddiyetini de gözler önüne serer.
Mü'minûn Suresi 101. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
سُورَ | Sûr |
يَوْمَ | Gün |
حَسَبَ | Soy-sop |
يَسْأَلُونَ | Sormak |
Ayetin içerisinde yer alan 'سُورَ' kelimesi, kıyamet gününü temsil eden bir kavramdır. 'يَوْمَ' ise ayetin ana zaman zarfıdır; kıyamet günü ifadesini ortaya koyar. 'حَسَبَ' kelimesi, akrabalık ya da soy bağı anlamında kullanılırken, 'يَسْأَلُونَ' kelimesi ise insanların birbirlerine sorularını sormaktaki eylemlerini ifade eder. Tecvid açısından, 'سُورَ' kelimesinde idgam ve med kurallarının bulunması, okuyuşun akıcılığını artıran unsurlardandır.
Mü'minûn Suresi 101. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
سُورَ | Sûr | 9 |
يَوْمَ | Gün | 49 |
حَسَبَ | Soy-sop | 10 |
يَسْأَلُونَ | Sormak | 8 |
Ayet içinde geçen kelimeler Kur'an'da çeşitli bağlamlarda sıkça kullanılmaktadır. 'سُورَ' kelimesi kıyamet ve ahiret ile ilgili ayetlerde geçerken, bu kelimenin sık kullanımı, Kur'an'ın kıyamet gününe verdiği önemi vurgular. 'يَوْمَ' kelimesi ise, kıyamet gününün kaçınılmaz olduğunu ve her bireyin hesabını vereceğini hatırlatır. 'حَسَبَ' ise insan ilişkilerinin geçiciliğini, ahiretteki önemini ortaya koyar. 'يَسْأَلُونَ' kelimesinin sık kullanımı ise insanların birbirlerine sordukları soruların, ahiret gerçeği karşısında herhangi bir anlam taşımadığını ifade eder.
يَوْمَ
49
حَسَبَ
10
سُورَ
9
يَسْأَلُونَ
8
Mü'minûn Suresi 101. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | ne soysop var | Geleneksel |
Diyanet İşleri | ne aralarında soy-sop yakınlığı kalacak | Açıklayıcı |
Elmalılı Hamdi Yazır | ne soysop (çekişmesi) vardır | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | artık aralarında akrabalık bağları kalmamıştır | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | ne ensab vardır | Geleneksel |
Süleyman Ateş | aralarında soylar yoktur | Edebi |
Süleymaniye Vakfı | ne bir akrabalık bağı kalır | Açıklayıcı |
Yaşar Nuri Öztürk | ne soy-sop/şuna-buna mensup olmalar söz konusu edilemez | Modern |
Yukarıdaki tablo, Mü'minûn Suresi 101. ayetin farklı meal sahipleri tarafından nasıl ifade edildiğini göstermektedir. Genel olarak, 'soy-sop' ve 'akrabalık bağı' gibi ifadeler, ayetin ana temasına işaret ederek, kıyamet gününde sosyal ilişkilerin geçersizleşeceğini anlatmaktadır. Çoğu mealde, 'soysop' ve 'akrabalık' kelimeleri sıkça kullanılmakta; bu durum, meallerin ortak bir anlayış etrafında şekillendiğini göstermektedir. Ancak, kimi meallerde kullanılan ifadeler arasında belirgin farklılıklar da gözlemlenmektedir. Örneğin, 'ne soysop var' ve 'ne ensab vardır' gibi geleneksel ifadeler, daha eski ve klasik bir üslup sergilerken; 'artık aralarında akrabalık bağları kalmamıştır' gibi modern ifadeler, güncel bir anlatım tarzını yansıtmaktadır. Bu farklılıklar, hem dilin evrimi hem de okuyucu kitlesinin değişimi ile ilgili olarak değerlendirilebilir. Sonuç olarak, ayetin anlamı ve teması her mealde korunmakla birlikte, kullanılan dil ve üslup açısından farklılıklar mevcuttur.