Neml Suresi 40. Ayet
قَالَ
الَّذ۪ي
عِنْدَهُ
عِلْمٌ
مِنَ
الْكِتَابِ
اَنَا۬
اٰت۪يكَ
بِه۪
قَبْلَ
اَنْ
يَرْتَدَّ
اِلَيْكَ
طَرْفُكَۜ
فَلَمَّا
رَاٰهُ
مُسْتَقِراًّ
عِنْدَهُ
قَالَ
هٰذَا
مِنْ
فَضْلِ
رَبّ۪ي۠
لِيَبْلُوَن۪ٓي
ءَاَشْكُرُ
اَمْ
اَكْفُرُۜ
وَمَنْ
شَكَرَ
فَاِنَّمَا
يَشْكُرُ
لِنَفْسِه۪ۚ
وَمَنْ
كَفَرَ
فَاِنَّ
رَبّ۪ي
غَنِيٌّ
كَر۪يمٌ
٤٠
Kâle-lleżî ‘indehu ‘ilmun mine-lkitâbi enâ âtîke bihi kable en yertedde ileyke tarfuk(e)(s) felemmâ raâhu mustekirran ‘indehu kâle hâżâ min fadli rabbî liyebluvenî eeşkuru em ekfur(u)(s) vemen şekera fe-innemâ yeşkuru linefsih(i)(s) vemen kefera fe-inne rabbî ġaniyyun kerîm(un)
Neml Suresi 40. Ayet Meâlleri

Neml Suresi 40. Ayet Ne İçin Okunur?
Neml Suresi’nin 40. ayeti, Allah’ın katından ilim verilmiş bir kimsenin Hz. Süleyman’a Belkıs’ın tahtını göz açıp kapayıncaya kadar getirdiğini ve Süleyman’ın da bunu Rabbinden bir lütuf olarak görüp şükretmesini anlattığını bildirir. Bu ayet, ilmin ve hikmetin Allah’ın izniyle ne kadar büyük güçlere vesile olabileceğini hatırlatır.
İnsanlar genellikle bu ayeti, ilmin değerini düşünmek, sahip olunan nimetlerin Allah’ın bir lütfu olduğunu anımsamak ve şükür bilincini artırmak için okur. Aynı zamanda kişinin bilgiye doğru niyetle yönelmesine, başarıyı kendinden değil Allah’ın takdirinden bilmesine ve tevazu göstermesine vesile olması açısından da tercih edilir. Ayet, ilim ve şükrün birleştiğinde ilahi lütuflara kapı açacağını simgeler.
Neml Suresi 40. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Neml |
Sure Numarası | 27 |
Ayet Numarası | 40 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 19 |
Kur'an Sayfası | 467 |
Toplam Harf Sayısı | 205 |
Toplam Kelime Sayısı | 41 |
Neml Suresi, Mekke döneminde inmiş olan bir suredir. Bu sure, Hz. Süleyman’ın hikâyesi üzerinden ilahi kudretin ve bilgeliğin nasıl tezahür ettiğini anlatır. 40. ayet, Hz. Süleyman’ın bir tahtın önünde yaşadığı bir olayı ve bu olay üzerinden Allah'a olan şükrü veya nankörlüğü sorgulamasını içermektedir. Ayet, bilgisi olan bir kişinin, tahtı göz açıp kapamadan getireceğini söyler ve tahtın yanındayken Süleyman’ın bunu görünce hissettiği derin anlamı ifade eder. Neml Suresi, hem Hz. Süleyman’ın güç ve otoritesini hem de bu güç ile birlikte gelen sorumlulukları vurgular. Ayetteki olay, Allah’ın lütuflarını değerlendirme ve bu lütuflara karşı nasıl bir tutum sergileneceği üzerine bir sınav olarak görülür. Süleyman, bu durumdan yola çıkarak, nankörlük mü yoksa şükretmek mi gerektiği konusunda düşünmeye başlar. Böylece, insanın her durumda Allah’a karşı sorumluluğu ve şükrün önemi vurgulanır. Bu bağlamda, Neml Suresi, yalnızca Hz. Süleyman’ın hikâyesini değil, aynı zamanda insanlığın Allah’a karşı olan tutumunu ve sorumluluğunu sorgulayan derin bir metin olarak değerlendirilmektedir.
Neml Suresi 40. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
كتَابٍ | kitap |
أَجْلَ | önce, önceki |
شُكْرٍ | şükür |
كَفُورٍ | nankör |
فَضْلٌ | lütuf, fazilet |
Ayetin tecvid kuralları arasında idgam ve med kuralları bulunmaktadır. Med, uzun okuma gerektirirken, bazı kelimelerde idgam uygulaması görülmektedir.
Neml Suresi 40. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
كتَابٌ | kitap | 12 |
شُكْرٌ | şükür | 33 |
نَكْرَةٌ | nankör | 9 |
Kelime kullanımlarına baktığımızda, 'kitap' kelimesi, ilahi bilgi ve öğretiyi ifade ettiği için sıkça kullanılmakta. 'Şükür' kelimesinin yüksek sayıda geçmesi, insanlara verilen nimetlerin önemine ve bunu değerlendirme sorumluluğuna vurgu yapmaktadır. 'Nankör' kelimesinin geçişi ise şükretmeyenlere yönelik bir uyarı niteliğindedir ve bu kelimenin sayısının azlığı, nankörlüğün eleştirildiği bir tutumu yansıtmaktadır.
شُكْرٌ
33
كتَابٌ
12
نَكْرَةٌ
9
Neml Suresi 40. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | şükür mü edeceğim, nankör mü olacağım | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | şükür mü, yoksa nankörlük mü edeceğim | Modern |
Elmalılı Hamdi Yazır | şükreden ancak kendisi için şükretmiş olur | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | şükreden ancak kendisi için şükretmiş olur | Açıklayıcı |
Ömer Nasuhi Bilmen | şükreden ancak kendi nefsi lehine şükreder | Geleneksel |
Süleyman Ateş | şükreden kendisi için şüretmiş olur | Modern |
Süleymaniye Vakfı | şükrederse şükrünün faydasını görür | Açıklayıcı |
Yaşar Nuri Öztürk | şükreden, kendisi lehine şükretmiş olur | Modern |
Tabloyu incelediğimizde, çoğu mealde 'şükreden ancak kendisi için şükretmiş olur' ifadesinin ortak olarak kullanıldığı görülmektedir. Bu ifade, şükrün kişisel fayda sağladığına dair genel bir anlayışı yansıtır. Bunun yanı sıra, 'şükür mü edeceğim, nankörlük mü yapacağım' ifadesi, birçok mealde benzer bir dil yapısıyla yer almakta. Farklı ifadeler arasındaki dilsel tonlar, bazı meallerin daha açıklayıcı veya modern bir dille yazıldığını gösterirken, bazıları geleneksel bir üslup benimsemiştir. Bu durum, okurların metni algılamasında ve anlamında farklılık yaratmakta. Ancak, genel anlamda seçilen ifadeler ve cümle yapıları, ayetin mesajını taşımada benzer bir işlevsellik sunmaktadır.
Neml Sûresi 40. Ayet ile Bağlantılı Diğer Ayetler
Neml Suresi 40. ayet, Hz. Süleyman'ın etrafındaki bir varlığın, çok uzakta olan Belkıs'ın tahtını anında getirecek olan bir güç olduğunu gösterecek şekilde, Allah'ın kudretinin sınırlarını ortaya koymaktadır.
- Bakara Suresi 255. Ayet: Bu ayet, Allah'ın her şeye gücünün yettiğini vurgulamaktadır. Neml 40. ayetten bağımsız olarak, bu ayette de Allah’ın kudreti ve bilgisi üzerinde durulmakta, her şeyi bilip her şeye kadir olduğu belirtilmektedir.
- Ankebût Suresi 20. Ayet: Bu ayet, Allah’ın varlığını ve kudretini sorgulayanlar için bir örneklik teşkil eder. Süleyman’ın hikayesindeki mucizevi durum, Allah’ın kudretini ve dilediğini yaratma gücünü gösterir.
- Tebareke (Mülk) suresi 15. Ayet: Bu ayet, Allah’ın yarattığı varlıkları mülk edinme özelliğinin yanı sıra, O’nun kontrolü altındaki her şeyin, insanların ötesindeki bir güç tarafından yönetildiğini vurgular. Süleyman’ın tahtı anında getirtmesi bunun bir yansımasıdır.
Neml Suresi 40. ayet, Allah’ın kudretinin sınırsızlığını gösteren bir örnek teşkil ederken, ilgili diğer ayetler de benzer şekilde Allah’ın yüceliğini ve her şeye güç yetiriciliğini ortaya koymaktadır. Bu ayetler, birbirleriyle bağlantılı olarak, bir inanç sisteminin temel taşları olan Allah'ın ulaşılmaz kudretini ve insanların onun iradesi karşısındaki acizliğini betimlemektedir.
Okumak istediğin ayeti seç