Nisâ Suresi 103. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Namazı kıldıktan sonra ayaktayken, otururken ve yanınıza yaslanınca Allah'ı anın, tam emniyete ve huzura ulaşınca da namazı dosdoğru kılın, çünkü namaz, müminlere muayyen vakitlerde kılınmak üzere farz edilmiştir. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Namazı kıldınız mı, gerek ayakta, gerek otururken ve gerek yan yatarak hep Allah’ı anın. Güvene kavuştunuz mu namazı tam olarak kılın. Çünkü namaz, mü’minlere belirli vakitlere bağlı olarak farz kılınmıştır. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | O korkulu zamanda namazı kıldınız mı gerek ayakta, gerek otururken ve gerek yanlarınız üzerinde hep Allah'ı zikredin. Korkudan kurtulduğunuzda namazı tam erkanı ile kılın. Çünkü namaz müminlere belirli vakitlerde yazılı bir farzdır. |
Mehmet Okuyan Meali | Namazı bitirince de ayakta, otururken ve yanınız üzerinde yatarken (daima) Allah’ı hatırlayın! Güvene kavuşunca namazı (tam) kılın! Şüphesiz ki namaz, müminler üzerine vakitle yazılmış (bir farz)dır. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | İmdi namazı kılıp bitirdiğiniz zaman ayakta iken ve otururken ve yanlarınız üzerinde iken Allah Teâlâ'yı zikrediniz. Vaktâ ki emniyet haline gelirsiniz, artık namazı tamamıyla eda ediniz. Şüphe yok ki namaz, mü'minlerin üzerine muayyen vakitlerde bir fariza olmuştur. |
Süleyman Ateş Meali | Namazı bitirdiğiniz zaman ayakta, oturarak ve yanlarınız üzerinde (uzanarak) Allah'ı anın; güvene kavuştunuz mu namazı (tam) kılın. Çünkü namaz, mü'minlere vakitli olarak farz kılınmıştır. |
Süleymaniye Vakfı Meali | Namazı kılarken Allah’ı; ayakta, oturur halde, ve yanlarınız üzerinde anın. Güvene kavuştuğunuzda o namazı tam kılın. Çünkü namaz, müminlere, vakitle sınırlı olarak farz kılınmıştır. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Namazı/duayı tamamlayınca, artık Allah'ı ayakta, oturarak, yan yatmışken anın. Sükûnet bulduğunuzda, namazı/duayı tam bir biçimde yerine getirin. Namaz/dua, müminler üzerine vakti belirlenmiş bir farz olmuştur. |
Nisâ Suresi 103. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Nisâ |
Sure Numarası | 4 |
Ayet Numarası | 103 |
Sure Türü | Medeni |
Bulunduğu Cüz | 5 |
Kur'an Sayfası | 125 |
Toplam Harf Sayısı | 116 |
Toplam Kelime Sayısı | 25 |
Nisâ Sûresi, Medine döneminde inmiştir ve genel olarak toplumsal ve ailevi konulara dair hükümler içermektedir. Bu sure, kadınların hakları, miras, evlilik ve sosyal adalet gibi meseleleri ele alırken, Müslümanların toplumsal ilişkilerini düzenleyecek ilkeleri de ortaya koymaktadır. Ayet 103, namazın getirdiği disiplin ve sürekli Allah’ı anma meselesine odaklanmaktadır. Ayette, namazın sadece belirli bir şekilde kılınmaması gerektiği, aynı zamanda farklı durumlarda da Allah'ı anmanın vurgulandığı görülmektedir. Bu durum, Müslümanların hayatlarının her anında Allah ile bağlantı kurma gerekliliğini ifade ederken, namazın getirdiği huzur ve emniyete eriştiklerinde ise namazı tam ve doğru bir şekilde kılmaları gerektiği hatırlatılmaktadır. Bu bağlamda, ayet Müslümanların ibadet anlayışlarını şekillendiren ve onlara zulüm ve korku zamanında bile Allah’ı unutmamalarını öğütleyen önemli bir mesaj taşımaktadır. Ayet içinde geçen 'namaz' ifadesi, Müslümanların ibadetlerinin vazgeçilmez bir parçası olarak sıkça vurgulanmaktadır. Bu sure, Müslüman toplumu için bir kılavuz niteliğinde olup, bireylerin ve toplumun huzur içinde yaşaması için gerekli olan dini ve ahlaki değerlerin önemini hatırlatmaktadır.
Nisâ Suresi 103. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
الصَّلَاةُ | namaz |
ذِكْرُ | anmak |
فَرِيضَةٌ | farz |
الأَمْنُ | güven |
تَمَامٌ | tam |
Ayetin tecvid kurallarında, 'ذِكْرُ' kelimesinde med vardır ve 'فَرِيضَةٌ' kelimesinde idgam durumu gözlemlenmektedir.
Nisâ Suresi 103. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
الصَّلَاةُ | namaz | 67 |
ذِكْرُ | anmak | 30 |
فَرِيضَةٌ | farz | 6 |
الأَمْنُ | güven | 8 |
تَمَامٌ | tam | 14 |
Ayet içinde geçen kelimeler, Kur'an-ı Kerim’de önemli kavramları ifade eder. 'الصَّلَاةُ' (namaz) kelimesinin sık kullanılması, Müslümanların ibadet hayatındaki merkeziliğini vurgulamaktadır. 'ذِكْرُ' (anmak) kelimesi de hem ibadet hem de günlük yaşamda Allah ile sürekli bağlantıyı ifade eder. 'فَرِيضَةٌ' (farz) ise, Müslümanların hayatlarında yer alan dini yükümlülükleri belirtmektedir. Bu kelimelerin Kur'an'da sık geçiyor olması, Müslümanların inanç ve ibadet sisteminin temel taşları olarak ön plana çıkmaktadır.
الصَّلَاةُ
67
ذِكْرُ
30
تَمَامٌ
14
الأَمْنُ
8
فَرِيضَةٌ
6
Nisâ Suresi 103. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | Namazı kıldıktan sonra ayaktayken... | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | Namazı kıldınız mı... | Geleneksel |
Elmalılı Hamdi Yazır | O korkulu zamanda namazı kıldınız mı... | Edebi |
Mehmet Okuyan | Namazı bitirince de ayakta... | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | İmdi namazı kılıp bitirdiğiniz zaman... | Geleneksel |
Süleyman Ateş | Namazı bitirdiğiniz zaman ayakta... | Açıklayıcı |
Süleymaniye Vakfı | Namazı kılarken Allah’ı... | Açıklayıcı |
Yaşar Nuri Öztürk | Namazı/duayı tamamlayınca... | Modern |
Meallerde kullanılan ortak ifadeler arasında 'namazı kıldınız mı' ve 'güvene kavuştunuz mu' gibi cümleler öne çıkmaktadır. Bu ifadeler, ibadetin sürekliliği ve güven kavramının önemine vurgu yapmaktadır. Çoğu mealde 'namaz' kelimesinin kullanılması, bu ibadetin merkeziliğini ifade ederken, farklı meallerdeki tonlamalar ise okuyucunun anlayışına göre değişiklik göstermektedir. Belirgin farklılıklar, özellikle 'korkulu zamanda' ifadesi gibi bazı meallerin daha edebi bir dil kullanmasıdır. Bu durum, metnin anlamını derinleştirirken okuyucu üzerinde farklı etkiler yaratabilir. Genel olarak, bu meallerdeki farklılıklar, dilbilimsel ve anlam bilimsel açıdan zengin bir tartışma alanı sunmaktadır.