Nisâ Suresi 167. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Kafir olanlar ve halkı Allah yolundan çıkaranlarsa öylesine sapıtmışlardır ki tuttukları yol, doğru yoldan pek uzaktır. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Şüphesiz inkâr edenler, insanları Allah yolundan alıkoyanlar derin bir sapıklığa düşmüşlerdir. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Şüphesiz inkâr edip, insanları Allah yolundan alıkoyanlar, derin bir sapıklığa düşmüşlerdir. |
Mehmet Okuyan Meali | Şüphesiz ki inkar edip (insanları) Allah yolundan alıkoyanlar elbette (doğru yoldan) tamamen uzaklaşmışlardır. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Muhakkak o kimseler ki, kâfir olmuşlar ve Allah yolundan men edivermişlerdir, şüphe yok onlar pek uzak bir sapıklıkla sapıtmışlardır. |
Süleyman Ateş Meali | (Sana gelenleri) İnkar edip Allah yolundan menedenler, hakikaten uzak bir sapıklığa düşmüşlerdir. |
Süleymaniye Vakfı Meali | Ayetleri görmezlikten gelenler (kafirler) ve Allah yolundan engelleyenler var ya; işte onlar gerçekten derin bir sapıklığa düşmüşlerdir. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | İnkâr edip Allah yolundan geri çevirenler, dönüşü olmayan bir sapıklığa düşmüşlerdir. |
Nisâ Suresi 167. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Nisâ |
Sure Numarası | 4 |
Ayet Numarası | 167 |
Sure Türü | Medeni |
Bulunduğu Cüz | 5 |
Kur'an Sayfası | 198 |
Toplam Harf Sayısı | 122 |
Toplam Kelime Sayısı | 26 |
Nisâ Suresi, sosyal, ahlaki ve hukuki meseleleri ele alan önemli bir Medeni suredir. Bu sure, Müslüman toplumu etkileyen çeşitli konulara ışık tutarken, kadın hakları, miras hukuku ve adalet gibi konuları kapsamlı bir şekilde işlemektedir. Ayet 167, inkar edenler ve insanları Allah yolundan alıkoyanların durumunu dile getirir. Bu ayet, inkar ve sapkınlık temasını işlerken, toplumsal ahlak ve doğru yolun ne kadar önemli olduğunu vurgulamaktadır. Nisâ Suresi, özellikle Medine döneminde inmiş olmasıyla, yeni kurulan Müslüman toplumu içerisinde adalet ve hakların tesisine yönelik önemli mesajlar içerir. Bu ayet, inkar edenlerin ve insanları doğru yoldan saptıranların derin bir sapıklık içinde olduklarını ifade ederken, doğru yolun önemini de vurgulamaktadır. Ayetin genel bağlamı, Allah'ın emirlerine uymamanın sonuçlarını ve toplumsal birliğin bozulmasını tartışmaktadır. Bu nedenle, bu ayet, Müslümanların inanç ve davranışlarını gözden geçirmeleri için önemli bir hatırlatmadır.
Nisâ Suresi 167. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
كَافِرُونَ | inkar edenler |
يَصُدُّونَ | alıkoyanlar |
ضَلَالٍ | sapıklık |
Ayet, dilbilgisi açısından incelendiğinde, önemli kelimeler arasında 'كَافِرُونَ' (inkar edenler), 'يَصُدُّونَ' (alıkoyanlar) ve 'ضَلَالٍ' (sapıklık) öne çıkmaktadır. Bu kelimelerin her biri, ayetin ana temasını oluşturan inkar ve sapkınlık kavramlarıyla doğrudan ilişkilidir. Ayrıca, ayette 'كَافِرُونَ' ve 'يَصُدُّونَ' gibi kelimeler, med ve idgam gibi tecvid kurallarına tabidir.
Nisâ Suresi 167. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
كَافِرُونَ | inkar edenler | 45 |
يَصُدُّونَ | alıkoyanlar | 7 |
ضَلَالٍ | sapıklık | 24 |
Ayet içinde geçen kelimeler, Kur'an'da belirli bir bağlamda önemli bir yere sahiptir. 'كَافِرُونَ' kelimesi, inkar etme eyleminin yaygınlığına atıfta bulunarak, inkar edenlerin toplumsal etkilerini vurgular. 'يَصُدُّونَ' kelimesi, insanların doğru yoldan alıkonulmasını ifade ederken, bu durumun toplumsal bir sorun olduğunu belirtir. 'ضَلَالٍ' ise, yanlış yolda olanların durumunu belirtir ve bu kelime de sıkça kullanılarak, doğru yoldan sapmanın sonuçlarını vurgular. Bu kelimelerin sık kullanımı, inkar etmenin ve sapkınlığın Kur'an bağlamında ciddi bir mesele olduğunu gösterir.
كَافِرُونَ
45
ضَلَالٍ
24
يَصُدُّونَ
7
Nisâ Suresi 167. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | öylesine sapıtmışlardır ki tuttukları yol, doğru yoldan pek uzaktır. | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | derin bir sapıklığa düşmüşlerdir. | Kesin |
Elmalılı Hamdi Yazır | derin bir sapıklığa düşmüşlerdir. | Kesin |
Mehmet Okuyan | tamamen uzaklaşmışlardır. | Açıklayıcı |
Ömer Nasuhi Bilmen | pek uzak bir sapıklıkla sapıtmışlardır. | Açıklayıcı |
Süleyman Ateş | hakikaten uzak bir sapıklığa düşmüşlerdir. | Kesin |
Süleymaniye Vakfı | gerçekten derin bir sapıklığa düşmüşlerdir. | Kesin |
Yaşar Nuri Öztürk | dönüşü olmayan bir sapıklığa düşmüşlerdir. | Açıklayıcı |
Tabloda, her bir meal sahibinin kullandığı ifadeler ve dilsel tonları gösterilmektedir. Genel olarak, 'derin bir sapıklığa düşmüşlerdir.' ifadesi, birçok mealde ortak olarak tercih edilmiştir. Bu ifade, inkar edenlerin durumunu açık bir şekilde belirtmesi açısından tercih edilmiş olabilir. Öte yandan, 'tamamen uzaklaşmışlardır.' ifadesi, Mehmet Okuyan ve diğer bazı meallerde daha açıklayıcı bir dil ile ifade edilmiştir. Bu ifadeler arasında anlam açısından belirgin bir farklılık yoktur, ancak kullanılan dilin ton ve açıklık düzeyinde farklılıklar gözlemlenmektedir. 'Dönüşü olmayan bir sapıklığa düşmüşlerdir.' ifadesi gibi bazı ifadeler ise daha edebi bir dil sunarak, dikkat çekici bir anlatım sağlamaktadır. Genel olarak, mealler arasında anlam bütünlüğü korunurken, kullanılan dil ve ifade biçiminde çeşitlilikler ortaya çıkmaktadır.