Nisâ Sûresi 18. Ayet
وَلَيْسَتِ
التَّوْبَةُ
لِلَّذ۪ينَ
يَعْمَلُونَ
السَّيِّـَٔاتِۚ
حَتّٰٓى
اِذَا
حَضَرَ
اَحَدَهُمُ
الْمَوْتُ
قَالَ
اِنّ۪ي
تُبْتُ
الْـٰٔنَ
وَلَا
الَّذ۪ينَ
يَمُوتُونَ
وَهُمْ
كُفَّارٌۜ
اُو۬لٰٓئِكَ
اَعْتَدْنَا
لَهُمْ
عَذَاباً
اَل۪يماً
١٨
Veleyseti-ttevbetu lilleżîne ya’melûne-sseyyi-âti hattâ iżâ hadara ehadehumu-lmevtu kâle innî tubtu-l-âne velâ-lleżîne yemûtûne vehum kuffâr(un)(c) ulâ-ike a’tednâ lehum ‘ażâben elîmâ(n)
Nisâ Suresi 18. Ayet Meâlleri

Nisâ Suresi 18. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Nisâ |
Sure Numarası | 4 |
Ayet Numarası | 18 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 5 |
Kur'an Sayfası | 106 |
Toplam Harf Sayısı | 180 |
Toplam Kelime Sayısı | 34 |
Nisâ Suresi, kadınların ve aile içindeki hakların korunması, miras, evlilik ve sosyal adalet gibi konuları ele alır. Mekke döneminde nazil olmuştur ve bu dönemde Müslüman toplumu için önemli hukuki ve ahlaki düzenlemeler içermektedir. Ayet 18, tövbe kavramını ve bunun geçerliliğini sorgulayan bir içeriğe sahiptir. Ayette belirtilen kişiler, sürekli günah işleyen ve ölüm anında tövbe edenler ile kâfir olarak ölenlerin kabul edilmeyen tövbesi hakkında bilgi verir. Bu bağlamda ayet, bireylerin ölüm anındaki tavırlarının, yaptıkları eylemler üzerindeki etkisini vurgular. İnsanların davranışları ile sonuçları arasındaki ilişkiyi anlamalarına yardımcı olmayı amaçlar. Bu surede yer alan bu tür ayetler, toplumun ahlaki değerlerini güçlendirmek ve bireylerin sorumluluklarını hatırlatmak için önemli bir yere sahiptir. Ayetin konusunu oluşturan mesele, bireysel tövbenin ciddiyetini ve bunun ötesinde bir yaşam tarzı olarak İslam’a sadakati ifade eder. Bu ayet, çoğunlukla bir ikaz niteliğinde olup, sürekli günah işleyenlerin tövbelerinin gerçek anlamda kabul edilmeyeceği uyarısını taşır.
Nisâ Suresi 18. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
تَوْبَةٌ | tövbe |
كَافِرٌ | kâfir |
عَذَابٌ | azap |
إِلَى | doğru, yönelik |
إِذَا | ne zaman |
Ayetin tecvid kuralları arasında 'idgam' ve 'med' kuralları dikkat çekmektedir. Bazı harflerin birleşiminde ses uyumu sağlamak amacıyla idgam yapılır. Ayrıca, bazı kelimelerde uzun ve kısa uzatma (med) kuralları uygulanmaktadır.
Nisâ Suresi 18. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
تَوْبَةٌ | tövbe | 17 |
كَافِرٌ | kâfir | 17 |
عَذَابٌ | azap | 25 |
Bu kelimelerin Kur'an'da sıkça geçiyor oluşu, insan davranışları ve sonuçları üzerine olan vurgunun önemini gösteriyor. Tövbe, îman ve ahiret azabı ile ilgili hususlar, Müslüman bireylerin inanç ve eylemlerinin ciddiyetini anlamalarına yardımcı olmaktadır. Bu bağlamda, 'tövbe' kelimesi sıkça geçerek, bireylerin sürekli olarak kendilerini sorgulamalarını ve hatalarından dönebilme imkânlarını hatırlatmaktadır. 'Kâfir' kelimesi ise, inançsızlığın ve bunun sonuçlarının üzerinde durulmasını sağlıyor. Azap kelimesi, genel olarak, bireylerin yaptıkları eylemlerin sonuçlarına dikkat çekerek, toplumsal disiplinin sağlanmasına katkıda bulunuyor.
عَذَابٌ
25
تَوْبَةٌ
17
كَافِرٌ
17
Nisâ Suresi 18. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | tevbe değildir ki kötülüklerde bulunup dururlar | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | makbul tövbe | Geleneksel |
Elmalılı Hamdi Yazır | tevbesi kabul edilmez | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | kabul edilecek tövbe yoktur | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | kâfir oldukları halde ölenler için de değildir | Geleneksel |
Süleyman Ateş | acı bir azab hazırlamışızdır | Açıklayıcı |
Süleymaniye Vakfı | tevbe değildir | Geleneksel |
Yaşar Nuri Öztürk | kötülükleri yapıp yapıp | Modern |
Tabloda yer alan ifadeler, farklı meal sahiplerinin ayeti ele alış biçimlerini göstermektedir. 'Tevbe değildir ki kötülüklerde bulunup dururlar' ifadesi, özellikle Abdulbaki Gölpınarlı tarafından açıklayıcı bir dille ele alınırken, Diyanet İşleri'nin 'makbul tövbe' ifadesi geleneksel bir tonla sunulmaktadır. Elmalılı Hamdi Yazır da benzer şekilde 'tevbesi kabul edilmez' ifadesi ile durumu açıklamaktadır. Modern bir yaklaşım sergileyen Mehmet Okuyan ise 'kabul edilecek tövbe yoktur' diyerek durumu net bir biçimde ifade etmiştir. Ömer Nasuhi Bilmen ise geleneksel bir tonla, 'kâfir oldukları halde ölenler için de değildir' demektedir. Süleyman Ateş ise 'acı bir azab hazırlamışızdır' ifadesiyle durumu özetlerken, Süleymaniye Vakfı'nın 'tevbe değildir' ifadesi, yine geleneksel bir tondadır. Son olarak, Yaşar Nuri Öztürk 'kötülükleri yapıp yapıp' ifadesiyle modern bir dil kullanmıştır. Genel olarak, ayetin içeriği ile ilgili birçok mealde benzer temel ifadeler kullanılırken, farklılıklar daha çok kullanılan kelimelerin tonlaması ve biçiminde ortaya çıkmaktadır. Bu durum, meal sahiplerinin üslup ve perspektiflerindeki farklılıkları yansıtmaktadır.
Nisâ Sûresi 18. Ayet ile Bağlantılı Diğer Ayetler
Nisâ Sûresi 18. ayet, Allah'ın, bir kişinin günahını affetmeyecek olanı belirttiği ve bu durumun kişinin arzusuna bağlı olmayıp, sadece Allah'ın iradesine dayandığını ifade eder.
- Bakara Suresi 254. Ayet: Bu ayette Allah'ın, dilediğini affedeceği ve dilediğine azap edeceği vurgulanır. Bu, Nisâ Sûresi 18. ayetteki konu ile ilişkilidir çünkü her iki ayet de Allah'ın affetme ve azap etme yetkisini anlatmaktadır.
- Tevbe Sûresi 80. Ayet: Bu ayette münafıkların ve günahkarların affedilmeleri konusunda Allah'ın irade ve affetme yetkisi üzerinde durulmaktadır. Nisâ Sûresi 18. ayetle bağlantılıdır, zira her iki ayette de Allah'ın affetmemesi gereken bazı günahlar ve bu durumun önemi üzerinde durulmaktadır.
- Mâide Sûresi 40. Ayet: Bu ayet, Allah'ın hükmüne tabi olmanın ve O'na itaat etmenin gerekliliğine vurgu yapar. Nisâ Sûresi 18. ayetle ilgili olarak, günah işleyenlerin affedilmemesi durumu, Allah'ın yasalarına karşı gelmenin sonuçlarını içerir.
Bu ayetler birlikte değerlendirildiğinde, Allah'ın affetme ve azap etme yetkisinin tam anlamıyla O'na ait olduğu anlaşılmaktadır. Kimi günahların affedilmeyeceği durumu, kişinin Allah'a olan sorumluluklarını ve O'na karşı duyduğu saygının önemini ön plana çıkarmaktadır. Bu bağlamda, inananların dikkatli olmaları ve Allah'ın emirlerine uygun bir yaşam sürmeleri gerektiği vurgulanmaktadır.
Okumak istediğin ayeti seç