Nisâ Suresi 41. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Ne olacak halleri her ümmetten bir tanık getirdiğimiz, seni de hepsine tanık tuttuğumuz gün? |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Her ümmetten bir şahit getirdiğimiz ve seni de onların üzerine bir şahit yaptığımız zaman, bakalım onların hâli nice olacak!. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Her ümmetten bir şahit getirdiğimiz ve seni de onların üzerine bir şahit yaptığımız zaman bakalım kâfirlerin hali ne olacak!.. |
Mehmet Okuyan Meali | Her ümmetten bir şahit getirdiğimiz ve seni de onlara şahit olarak getirdiğimiz zaman (hâlleri) nasıl olacak! |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Nasıl olacak! Her ümmetten bir şahit getireceğimiz, seni de onların üzerine bir şahit getireceğimiz zaman? |
Süleyman Ateş Meali | Her ümmetten (inanç ve davranışlarının doğru olup olmadığına tanıklık edecek) bir şahid, seni de bunlara şahid getirdiğimiz zaman (halleri) nice olur? |
Süleymaniye Vakfı Meali | Her toplumdan (ümmetten) bir şahit getirdiğimiz zaman onların hali nice olacaktır!? Seni de bunlara şahit getireceğiz. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Her ümmetten bir tanık getirip seni de şunlar üzerine bir tanık olarak diktiğimizde iş nice olacak?! |
Nisâ Suresi 41. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Nisâ |
Sure Numarası | 4 |
Ayet Numarası | 41 |
Sure Türü | Medeni |
Bulunduğu Cüz | 5 |
Kur'an Sayfası | 119 |
Toplam Harf Sayısı | 155 |
Toplam Kelime Sayısı | 34 |
Nisâ Suresi, Medine döneminde inmiş olan ve toplumsal, ahlaki ve hukuksal konulara yoğun bir şekilde eğilen bir suredir. Bu sure, özellikle ailevi ilişkiler, miras, adalet, savaş ve barış gibi önemli konuları kapsamaktadır. 41. ayet, özellikle kıyamet günü ile ilgili bir durumu ele alır. Bu ayette, her ümmetten bir tanık getirilmesi ve Peygamber’in (sav) tanıklık mahiyetinde üzerine şahit tutulması vurgulanmaktadır. Bu durum, insanların dünyada yaptıkları eylemlerin ahirette sorgulanacağına dair bir hatırlatmadır. Ayet, insanlık için önemli bir uyarı niteliği taşır; çünkü bireylerin ve toplulukların, yaptıklarının sonuçlarıyla yüzleşmeleri gerektiğini ilke olarak ortaya koymaktadır. Bu bağlamda, ayet hem bireylerin sorumluluklarını vurgulamakta hem de toplumların inanç ve davranışlarının sorgulanacağı bir günün varlığını hatırlatmaktadır.
Nisâ Suresi 41. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
شَاهِدٍ | tanık |
أُمَّةٍ | ümmet |
يَوْمَ | gün |
خَاطِئِينَ | günahkârlar |
كَافِرِينَ | inkârcılar |
Ayetin içindeki kelimelerde bazı temel tecvid kuralları bulunmaktadır. Özellikle 'idgam' kuralları uygulanarak bazı harflerin birleşiminde telaffuz kolaylığı sağlanmaktadır.
Nisâ Suresi 41. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
شَاهِدٍ | tanık | 22 |
أُمَّةٍ | ümmet | 48 |
خَاطِئِينَ | günahkârlar | 15 |
كَافِرِينَ | inkârcılar | 27 |
Ayet içinde geçen önemli kelimeler, Kur'an'ın genel teması olan ahlaki ve toplumsal sorumluluklar bağlamında sıkça geçen kelimelerdir. 'Şahid' kelimesinin 22 kez geçmesi, tanıklık kavramının önemi ve insanların eylemlerinin sorgulanması gerektiğini vurgular. 'Ümmet' kelimesinin 48 kez geçmesi, topluluklar ve onların inançları üzerine yoğunlaşan bir anlatım sunar. 'Günahkârlar' ve 'inkârcılar' kelimeleri ise, bireylerin ve toplumların ahlakî durumlarıyla ilgili uyarılar sunarak, insanların dikkatini çekmek amaçlanmaktadır.
أُمَّةٍ
48
كَافِرِينَ
27
شَاهِدٍ
22
خَاطِئِينَ
15
Nisâ Suresi 41. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | Ne olacak halleri | Edebi |
Diyanet İşleri Meali | bakalım onların hâli nice olacak! | Açıklayıcı |
Elmalılı Hamdi Yazır | kâfirlerin hali ne olacak! | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | halleri nasıl olacak! | Açıklayıcı |
Ömer Nasuhi Bilmen | Nasıl olacak! | Edebi |
Süleyman Ateş | halleri nice olur? | Modern |
Süleymaniye Vakfı | onların hali nice olacaktır!? | Modern |
Yaşar Nuri Öztürk | hal nice olacak?! | Edebi |
Tablodaki ifadeler, ayetin farklı meallerinde kullanılan kelimelerin ve cümle yapıların çeşitliliğini göstermektedir. 'Ne olacak halleri' ifadesi, edebi bir üslupla sorgulayıcı bir ton taşırken; 'bakalım onların hâli nice olacak!' ifadesi daha açıklayıcı bir şekilde geleceği merak uyandırmaktadır. 'Kâfirlerin hali ne olacak!' ifadesi ise, daha geleneksel bir üslup ile ele alınmaktadır. Mealler arasında ortak noktalar, genel olarak insanların durumunun sorgulanması üzerinedir. Bu noktada, 'halleri' ya da 'hali' kelimeleri çoğunlukla benzer bir anlamda kullanılırken, farklı ifadelerin dilsel tonlarının çeşitliliği dikkat çekmektedir. Bazı ifadeler ise, yalnızca üslup açısından farklılık göstermekte olup, anlamsal olarak benzer bir anlam taşımaktadır.