Nisâ Sûresi 97. Ayet
اِنَّ
الَّذ۪ينَ
تَوَفّٰيهُمُ
الْمَلٰٓئِكَةُ
ظَالِم۪ٓي
اَنْفُسِهِمْ
قَالُوا
ف۪يمَ
كُنْتُمْۜ
قَالُوا
كُنَّا
مُسْتَضْعَف۪ينَ
فِي
الْاَرْضِۜ
قَالُٓوا
اَلَمْ
تَكُنْ
اَرْضُ
اللّٰهِ
وَاسِعَةً
فَتُهَاجِرُوا
ف۪يهَاۜ
فَاُو۬لٰٓئِكَ
مَأْوٰيهُمْ
جَهَنَّمُۜ
وَسَٓاءَتْ
مَص۪يراًۙ
٩٧
İnne-lleżîne teveffâhumu-lmelâ-iketu zâlimî enfusihim kâlû fîme kuntum(s) kâlû kunnâ mustad’afîne fî-l-ard(i)(c) kâlû elem tekun ardu(A)llâhi vâsi’aten fetuhâcirû fîhâ(c) feulâ-ike me/vâhum cehennem(u)(s) vesâet masîrâ(n)
Nisâ Suresi 97. Ayet Meâlleri

Nisâ Suresi 97. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Nisâ |
Sure Numarası | 4 |
Ayet Numarası | 97 |
Sure Türü | Medeni |
Bulunduğu Cüz | 5 |
Kur'an Sayfası | 109 |
Toplam Harf Sayısı | 155 |
Toplam Kelime Sayısı | 31 |
Nisâ Suresi, Medine döneminde inmiştir ve toplumsal hukuk ve ahlaki değerler üzerine önemli düzenlemeler içermektedir. Bu sure, kadın ve aile hakları, miras hukuku ve savaş sırasında izlenmesi gereken ahlaki yollar gibi konulara değinir. Ayet 97, meleklerin zulmeden kimselere karşı sorgulayıcı bir tutum sergilediğini belirtir. Burada, canları alınan kişilere, neden hicret etmedikleri sorulmakta ve bu durumun sonuçları tartışılmaktadır. Hicret, İslam toplumunun doğuşu ve gelişimi açısından büyük bir öneme sahiptir. Bu ayet, inananların zorluklar karşısında nasıl bir tutum sergilemeleri gerektiği konusunda bir hatırlatma niteliği taşır. Ayet, bireylerin kendi iradeleriyle hareket etmeleri gerektiğini ve Allah'ın yarattığı geniş yeryüzünde başka alternatiflerin bulunabileceğini vurgular. Ayetin genel bağlamı, bireysel sorumluluk ve zulme karşı duruşun önemini ön plana çıkarmaktadır. Bu bağlamda, toplumsal adalet ve bireysel hakların savunulması üzerine bir mesaj vermektedir.
Nisâ Suresi 97. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
مَلَائِكَةُ | Melekler |
نَفْسٍ | Nefis |
هَجَرَ | Hicret |
جَحِيمٍ | Cehennem |
حَالَتَكُمْ | Durum |
Ayetin okunmasında bazı tecvid kuralları bulunmaktadır. Örneğin, "مَلَائِكَةُ" kelimesinde "idgam" kuralı görülmektedir; bu durum, kelimenin akışkan bir şekilde okunmasını sağlar.
Nisâ Suresi 97. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
مَلَائِكَةُ | Melekler | 88 |
نَفْسٍ | Nefis | 36 |
هَجَرَ | Hicret | 5 |
جَحِيمٍ | Cehennem | 75 |
حَالَتَكُمْ | Durum | 2 |
Ayet içinde geçen kelimelerin Kur'an'da kullanım sıklığı, onların temas ettikleri konuların önemini vurgulamaktadır. "مَلَائِكَةُ" kelimesinin yüksek sıklığı, meleklerin İslam dininde önemli bir yere sahip olduğunu gösterirken, "نَفْسٍ" kelimesinin geçiş sayısı da bireyin içsel durumunu ifade eden bir kavram olarak sıkça kullanıldığını göstermektedir. "هَجَرَ" kelimesinin az sayıda geçmesi, hicretin belirli bir bağlamda önemli olduğunu, ancak genel olarak daha az vurgulandığını belirtmektedir. "جَحِيمٍ" ise cehennem kavramının Kur'an'ın çeşitli yerlerinde sıkça ele alındığını göstermektedir.
مَلَائِكَةُ
88
جَحِيمٍ
75
نَفْسٍ
36
هَجَرَ
5
حَالَتَكُمْ
2
Nisâ Suresi 97. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | ne haldeydiniz | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | zayıf ve güçsüz kimselerdik | Geleneksel |
Elmalılı Hamdi Yazır | ne işte idiniz | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | güçsüzdük | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | ne fena uğranacak yer | Geleneksel |
Süleyman Ateş | aciz düşürülmüştük | Açıklayıcı |
Süleymaniye Vakfı | bir yerden bir yere göçesiniz | Modern |
Yaşar Nuri Öztürk | ezilip horlananlardandık | Açıklayıcı |
Ayetin meallerinde belirgin şekilde kullanılan ifadeler arasında "ne haldeydiniz" ve "güçsüzdük" gibi ifadeler bulunmaktadır. Bu, dinin gereklilikleri yerine getirilmediğinde insanın durumunu açıklamaktadır. Çoğu mealde ortak olarak "güçsüz" veya "zayıf" ifadeleri tercih edilmiş; bu, zulme uğrayanların kendi durumlarını ifade etmek için kullandıkları bir dilin yansımasıdır. Ayrıca "ne işte idiniz" ifadesi, meleklerin sorgulayıcı tavrını öne çıkaran önemli bir cümledir. Ancak bazı meallerde farklı bir üslup ve ton kullanıldığı görülmektedir. Örneğin, "ezilip horlananlardandık" ifadesi daha duygusal bir dil kullanırken, "güçsüzdük" daha nesnel bir yaklaşımı yansıtmaktadır. Bu farklılıklar, dilsel ve anlam bilimsel açıdan, kelimelerin seçiminde kullanılan tonun çeşitliliğini göstermektedir.
Nisâ Sûresi 97. Ayet ile Bağlantılı Diğer Ayetler
Nisâ Sûresi 97. ayet, Allah'ın elçisinin ve müminlerin, canları alınacağı zaman o topraklarda, yurtlarda ve iklimlerde ruhlarını teslim edenlere yönelik, onların hayatlarının zor şartlar içinde sona erdiğini ifade eder. Özellikle bu zor anlarda müminlerin durumu, işledikleri amellerin karşılığında nasıl bir mükafat alacaklarını belirtmektedir.
- Bakara Suresi 154. Ayet: Bakara 154. ayet, ölenlere dair durumu ve Allah yolunda şehit olanların yaşamlarının devam ettiğini ifade eder. Bu, Nisâ 97'deki ruh teslimi anındaki müminlerin durumlarıyla paralellik gösterir.
- Âl-i İmrân Sûresi 169. Ayet: Âl-i İmrân 169. ayet, şehitlerin Allah katında dirilerini haber vererek, onların ruhlarının yaşadığına dair bir bilgi vermektedir. Bu, ölümü ve akabindeki hayatı konu alan Nisâ 97 ile ilişkilidir.
- Enfâl Sûresi 24. Ayet: Enfâl 24. ayet, Allah’ın elçisini ve müminleri çağırarak onlara yanıt vermeleri gerektiğini dile getirir. Bu, yolculuğun sona erdiği anlarda iman edenlerin ruhlarının durumu ile alakalıdır.
Nisâ 97 ile ilişkilendirilebilecek diğer ayetler, ruhların teslimi, şehitlik, ve Allah katındaki hayat konularını işler. Bu ayetlerin toplamı, müminlerin ölümden sonraki durumu ve Allah’ın onları nasıl mükafatlandırdığına dair bir tablo çizer. Müslümanların ruhani durumu ve Allah'ın hükmü karşısındaki teslimiyetleri üzerinde yoğun bir vurgu yapılmaktadır.
Okumak istediğin ayeti seç