Nur Suresi 39. Ayet
وَالَّذ۪ينَ
كَفَرُٓوا
اَعْمَالُهُمْ
كَسَرَابٍ
بِق۪يعَةٍ
يَحْسَبُهُ
الظَّمْاٰنُ
مَٓاءًۜ
حَتّٰٓى
اِذَا
جَٓاءَهُ
لَمْ
يَجِدْهُ
شَيْـٔاً
وَوَجَدَ
اللّٰهَ
عِنْدَهُ
فَوَفّٰيهُ
حِسَابَهُۜ
وَاللّٰهُ
سَر۪يعُ
الْحِسَابِۙ
٣٩
Velleżîne keferû a’mâluhum keserâbin bikî’atin yahsebuhu-zzam-ânu mâen hattâ iżâ câehu lem yecidhu şey-en veveceda(A)llâhe ‘indehu feveffâhu hisâbeh(u)(k) va(A)llâhu serî’u-lhisâb(i)
Nur Suresi 39. Ayet Meâlleri

Nur Suresi 39. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Nur |
Sure Numarası | 24 |
Ayet Numarası | 39 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 18 |
Kur'an Sayfası | 484 |
Toplam Harf Sayısı | 193 |
Toplam Kelime Sayısı | 43 |
Nur Suresi, İslam toplumunun ahlaki ve sosyal değerlerine vurgu yaparak, bireylerin ve toplumun uygun bir yaşam sürmesi adına rehberlik sağlamayı amaçlayan bir Mekki suredir. Bu sure, çoğunlukla iman edenlerin ve inkar edenlerin davranışlarını, sonuçlarını ve her iki grubun karşılaşacağı durumları ele alır. Ayet 39, inkar edenlerin ve kafirlerin amellerinin değerini sorgulamakta ve bu amellerin gerçek bir karşılığı olmadan, onların hesap gününde Allah'ı bulacaklarını ifade etmektedir. Bu bağlamda, susuzluktan yanılan bir kişinin çöl ortamında gördüğü serap örneği ile, inkar edenlerin hayal ettikleri ve peşinden koştukları amellerinin aslında hiç bir değeri olmadığını vurgulamaktadır. Ayet, insanların gerçek bir tatmin ve karşılık arayışının sonucunun sadece Allah'a ulaşmak olduğunu hatırlatarak, bu dünyadaki geçici olanla asıl kalıcı olan arasında bir ayrım yapmaktadır. Ayetin içeriği, Nur Suresi'nin genel teması ile de uyumlu olup, bireylerin yalnızca gözle görülenin ötesine bakmaları gerektiğine dair bir mesaj taşımaktadır.
Nur Suresi 39. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
كَافِرُونَ | kafirler |
عَمَلَ | amel |
سَرَابٌ | serap |
مَاءٌ | su |
حَسَابٌ | hesap |
أَللهُ | Allah |
Ayet, 'كَافِرُونَ' (kafirler) kelimesinin kullanımıyla inkar edenlerin tanımlanmasına başlar. Burada özellikle dikkat çeken bir diğer kelime 'سَرَابٌ' (serap) olup, bu da bir yanılsamayı simgeler. Ayetteki kelimeler, mecaz anlamda bir derinlik taşımakta ve karşıtlık oluşturmaktadır. Tecvid kuralları açısından, ayetteki 'كَافِرُونَ' kelimesinin sonunda 'ن' harfi, 'İdğam' kuralı ile birleşebilir. Ayrıca, 'حَسَابٌ' kelimesinde 'madd' kuralı uygulanabilir.
Nur Suresi 39. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
كَافِرُونَ | kafirler | 195 |
عَمَلَ | amel | 128 |
سَرَابٌ | serap | 6 |
مَاءٌ | su | 47 |
حَسَابٌ | hesap | 17 |
أَللهُ | Allah | 2699 |
Ayet içerisinde yer alan 'كَافِرُونَ' (kafirler), 'عَمَلَ' (amel) ve 'سَرَابٌ' (serap) kelimeleri, Kur'an'da sıklıkla kullanılan terimlerdir. Özellikle 'كَافِرُونَ' kelimesinin çok geçmesi, inkar edenlerin durumu ve onların amellerinin geçersizliği üzerinde duruşu açısından önemlidir. Aynı şekilde 'عَمَلَ' kelimesinin yüksek sayıda geçişi, amellerin İslami öğretilerdeki ağırlığını vurgular. 'سَرَابٌ' kelimesinin az geçişi ise, bu kavramın sadece belirli bağlamlarda kullanılmasına işaret eder. Bu kelimelerin kullanımı, Kur'an'ın mesajının iletilmesinde önemli bir yere sahiptir.
أَللهُ
2699
كَافِرُونَ
195
عَمَلَ
128
مَاءٌ
47
حَسَابٌ
17
سَرَابٌ
6
Nur Suresi 39. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | onların yaptıkları, çöldeki seraba benzer | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | amelleri ıssız bir çöldeki serap gibidir | Geleneksel |
Elmalılı Hamdi Yazır | onların amelleri, ıssız çöllerdeki serap gibidir | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | kâfirlerin işleri, ıssız çöllerdeki serap gibidir | Açıklayıcı |
Ömer Nasuhi Bilmen | kâfir olanların amelleri engin bir çöldeki bir serap gibidir | Geleneksel |
Süleyman Ateş | onların işleri, düz arazideki serap gibidir | Geleneksel |
Süleymaniye Vakfı | işleri, düz çöldeki serap gibidir | Geleneksel |
Yaşar Nuri Öztürk | onların amelleri çöldeki serap gibidir | Açıklayıcı |
Tablo incelendiğinde, 'serap' benzetmesi birçok mealde benzer şekilde kullanılmıştır. 'Ameller' ya da 'işler' ifadeleri de ortak bir tema oluşturmaktadır. Bu ifadelerin çoğu geleneksel bir dil tonuna sahipken, Abdulbaki Gölpınarlı ve Mehmet Okuyan gibi bazı yazarlar daha açıklayıcı bir dil tercih etmişlerdir. Örneğin, 'onların yaptıkları' ifadesi, daha genel bir anlam taşırken, 'amelleri' ifadesi ise daha spesifik bir anlam sunmaktadır. Farklı mealler arasında, 'düz arazideki' ve 'ıssız çöl' gibi tanımlar da dikkat çekmektedir. Bu tür dilsel farklılıklar, metnin algılanışını ve okuyucu üzerinde bıraktığı etkiyi değiştirmektedir, ancak genel anlamda benzer bir mesajı taşımaktadır.
Nûr Sûresi 39. Ayet ile Bağlantılı Diğer Ayetler
Nur Suresi 39. ayet, kafirlerin ve inkarcıların amellerinin tamamen kaybolacağına ve onların bu dünyada kazandıkları şeylerin asıl hayatta hiçbir karşılık bulamayacağına dikkat çeker.
- Bakara Suresi 254. Ayet: Bakara 254. ayet, Allah'ın inkar edenlerin amellerini kabul etmeyeceğini belirtir. Bu, Nur Suresi 39. ayetteki 'amellerin kaybolması' temasını destekler.
- Âl-i İmrân Sûresi 22. Ayet: Al-i İmran 22. ayet, bu dünyada yapılan işlerin sonradan kişinin ahiret hayatındaki durumuna etkisi üzerine bir uyarıdır. Bu bağlamda, Nur Suresi 39. ayet ile örtüşmektedir.
- Mü´minûn Suresi 30. Ayet: Müminun 30. ayet, insanları tayin eden ilahi iradenin, inkar edenlerin prestijlerini ve başarılarını bu dünyada geçici kılacağını vurgular. Bu, Nur Suresi 39. ayetle bağlantılıdır.
Bu ayetler, inkar edenlerin dünyadaki çalışmalarının ve başarılarının geçici olduğunu, asıl olanın ahirette kazanılanlardır. Nur Suresi 39. ayet de bu gerçeği pekiştirmekte, müminlere ahiret hayatına yönelik daha sağlam bir perspektif sunmaktadır.
Okumak istediğin ayeti seç