Sad Suresi 36. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Ve ona rüzgarı ram etmiştik de emriyle dilediği yere hafif hafif esip giderdi. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Biz de rüzgârı onun buyruğuna verdik. Rüzgâr, onun emriyle dilediği yere hafif hafif eserdi. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Bunun üzerine biz rüzgarı onun emrine verdik. Onun emriyle istediği yere yumuşacık akardı. |
Mehmet Okuyan Meali | Bunun üzerine O’nun (Allah’ın) emriyle istediği yere yumuşakça akan rüzgârı hizmetine vermiştik. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Artık onun için rüzgarı musahhar kıldık, O'nun emriyle dilediği yere mülâyemetle akar giderdi. |
Süleyman Ateş Meali | Biz, rüzgarı ona boyun eğdirdik. Onun buyruğuyla, onun istediği yere tatlı tatlı eserdi. |
Süleymaniye Vakfı Meali | Bunun üzerine rüzgarı emrine verdik; onun belirlediği tarafa tatlı tatlı eserdi. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Bunun üzerine, rüzgârı onun emrine verdik; onun emriyle onun istediği yere uysal uysal/tatlı tatlı akıp giderdi. |
Sad Suresi 36. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Sad |
Sure Numarası | 38 |
Ayet Numarası | 36 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 23 |
Kur'an Sayfası | 476 |
Toplam Harf Sayısı | 78 |
Toplam Kelime Sayısı | 15 |
Sad Suresi, Mekke döneminde inmiş bir suredir ve genel olarak peygamberlerin hayatları, karşılaştıkları zorluklar ve insanlara ulaşma çabaları üzerinde durur. Bu surede, özellikle Davud Peygamber'in hikayesi ile ilgili bölümlere yer verilmektedir. Ayet 36, Davud'a rüzgarın emredilmesi ve onun bu doğa gücünü kullanabilmesi üzerine odaklanmaktadır. Rüzgar, Davud'un emrine verilmiş ve o da bu rüzgarı istediği doğrultuda yönlendirebilmiştir. Bu durum, hem Davud'un peygamberlik görevi çerçevesinde nasıl bir güç ve yetki ile desteklendiğini hem de doğanın insanların hizmetine sunulmuş olduğunu vurgular. Ayette geçen rüzgar, sadece fiziksel bir unsur değil; aynı zamanda bir sembol olarak da karşımıza çıkar. Davud'un, rüzgarı dilediği gibi yönlendirmesi, onun Allah tarafından verilen bir yetki ile doğayı kontrol edebilme gücünü simgeler. Bu bağlamda, ayet, inananlara da doğanın ve varlığın tüm unsurlarının Allah'ın iradesi altında olduğunu hatırlatır. Mekke dönemi inen bu ayetler, inananlara moral vermek ve Allah'ın kudretini gösterme amacını taşımaktadır.
Sad Suresi 36. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
رِيحَ | Rüzgar |
أَمْرَ | Emir |
مَسَخَّرَ | Hizmetine verildi |
يَجْرِي | Akıyor |
طَيِّبَةً | Tatlı, yumuşak |
Ayetin Arapçasında bazı tecvid kuralları uygulanmaktadır. Örneğin, 'رِيحَ' kelimesinde 'idgam' kuralı ile rüzgar kelimesi, akıcı bir okuma için uygun bir biçimde telaffuz edilmiştir.
Sad Suresi 36. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
رِيحَ | Rüzgar | 15 |
أَمْرَ | Emir | 28 |
مَسَخَّرَ | Hizmetine verildi | 5 |
يَجْرِي | Akıyor | 10 |
طَيِّبَةً | Tatlı | 8 |
Bu kelimelerin Kur'an'da sıkça geçmesi, doğanın unsurlarının ve Allah'ın kudretinin vurgulandığı temalarla ilişkilidir. Rüzgar, hem fiziksel bir güç hem de manevi bir semboldür, bu nedenle sıkça kullanılır. Emir kelimesi ise, Allah'ın iradesinin her şey üzerindeki etkisini göstermektedir. 'Hizmetine verildi' ifadesi, doğanın insanlara hizmet ederkenki durumunu ifade etmektedir.
أَمْرَ
28
رِيحَ
15
يَجْرِي
10
طَيِّبَةً
8
مَسَخَّرَ
5
Sad Suresi 36. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | Ve ona rüzgarı ram etmiştik | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | Biz de rüzgârı onun buyruğuna verdik | Geleneksel |
Elmalılı Hamdi Yazır | Bunun üzerine biz rüzgarı onun emrine verdik | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | O’nun (Allah’ın) emriyle istediği yere yumuşakça akan rüzgârı | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | Artık onun için rüzgarı musahhar kıldık | Geleneksel |
Süleyman Ateş | Biz, rüzgarı ona boyun eğdirdik | Açıklayıcı |
Süleymaniye Vakfı | Bunun üzerine rüzgarı emrine verdik | Açıklayıcı |
Yaşar Nuri Öztürk | rüzgârı onun emrine verdik | Açıklayıcı |
Tablo, farklı meal sahiplerinin kullandığı ifadeleri ve bunların dilsel tonunu göstermektedir. Çoğu mealde, rüzgarın Davud'un emrinde olduğu ifadesi ortak bir tema olarak öne çıkmaktadır. 'Rüzgarı emrine verdik' veya 'rüzgarı musahhar kıldık' gibi ifadeler, manevi bir güç ve otorite vurgusu yaparken, dil açısından da benzer bir anlam taşımaktadır. Ancak bazı meallerde 'ram etmek' veya 'boyun eğdirmek' gibi ifadelerle farklı bir anlatım tarzı benimsenmiş. Bu durum, farklı bakış açılarını ve dil kullanımlarını yansıtır. Genel olarak, 'rüzgar', 'emir' ve 'hizmet' gibi anahtar kelimeler, mealler arasında sıkça tekrar eden unsurlar olarak karşımıza çıkmakta. Bu ifadeler, ayetin ana temasını oluşturan doğanın insanlara hizmeti ve Allah'ın kudretini vurgulamaktadır.