Saffat Suresi 166. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Ve şüphe yok ki biz, mabudumuzu tenzih ederiz elbet. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | “Şüphesiz biz (Allah’ı) tespih edip yüceltenleriz.” |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | 164,165,166. (Melekler): "Bizden her birimizin belli bir makamı vardır. Biziz o saf saf dizilenler, biziz! Biziz o tesbih edenler, biziz!" derler. |
Mehmet Okuyan Meali | Şüphesiz ki biz (Allah’ı) [tesbih] edenleriz (yüceltenleriz).” |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve muhakkak ki, bizleriz, o tesbih ediciler. |
Süleyman Ateş Meali | Biziz, o tesbih edenler, biz. |
Süleymaniye Vakfı Meali | Hepimiz Allah’ın emrinden çıkmayan kimseleriz.” |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | O durmadan tespih edenler elbette biziz. |
Saffat Suresi 166. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Saffat |
Sure Numarası | 37 |
Ayet Numarası | 166 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 23 |
Kur'an Sayfası | 564 |
Toplam Harf Sayısı | 47 |
Toplam Kelime Sayısı | 10 |
Saffat Suresi, Mekke'de inmiş olan bir sure olup, genel olarak Allah'ın birliğini, peygamberlerin gönderilişini ve ahireti konu edinir. Bu sure, özellikle Allah'a olan kulluğun ve ibadetin önemini vurgular. 166. ayet ise, meleklerin Allah'ı tespih etme görevlerini ve bu görevdeki kararlılıklarını ifade etmektedir. Söz konusu ayet, meleklerin Allah'ı yücelten ve ona ibadet eden varlıklar olarak nasıl bir konumda olduğunu göstermektedir. Bu bağlamda, ayet, ibadet ve tesbih etmenin yüceltilmesi ile ilgilidir. Bu sure, meleklerin yüceltilmesini, Allah'a olan bağlılıklarını ve her daim O'na ibadet etmelerini içerir. Ayet, genel olarak, Allah’a olan kulluk ve tesbih etmenin önemine işaret ederken, aynı zamanda O'nun varlığını ve birliğini de pekiştirmektedir.
Saffat Suresi 166. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
تَسْبِيحٍ | tesbih, yüceltme |
نَحْنُ | biz |
فِي | içinde |
Ayetin içinde geçen kelimeler, meleklerin Allah'a olan bağlılığını ve O'na ibadetlerini anlatmak için önem arz eden kelimelerdir. 'تَسْبِيحٍ' kelimesi, Allah'ı tespit etme ve yüceltme anlamına gelirken, 'نَحْنُ' kelimesi ise meleklerin kendilerini ifade etme biçimidir. Ayrıca 'فِي' kelimesi, meleklerin bu ibadetin içindeki yerlerini belirtmektedir. Ayetteki telaffuz kuralları arasında, idgam ve med gibi durumlar bulunmaktadır.
Saffat Suresi 166. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
تَسْبِيحٍ | tesbih | 10 |
نَحْنُ | biz | 22 |
فِي | içinde | 35 |
Ayet içinde geçen kelimelerin Kur'an'da toplam geçiş sayıları, bu kelimelerin önemine dikkat çekmektedir. 'تَسْبِيحٍ' kelimesi, tesbih etmenin ve Allah'ı yüceltmenin sıklıkla ifade edildiği bir kavramdır. 'نَحْنُ' kelimesinin yüksek geçiş sayısı, toplumsal ya da grup kimliğine vurgu yaptığı için önemlidir. 'فِي' kelimesi ise, bir şeyin içinde olma durumunu ifade ederek, ilişkisel bağların kurulmasında sıklıkla kullanılan bir kelimedir. Bu kelimelerin Kur'an'da sık kullanılması, kulluğun ve ibadetin vurgulanması amacıyla bağlantılıdır.
فِي
35
نَحْنُ
22
تَسْبِيحٍ
10
Saffat Suresi 166. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | mabudumuzu tenzih ederiz | Geleneksel |
Diyanet İşleri | tespih edip yüceltenleriz | Açıklayıcı |
Elmalılı Hamdi Yazır | Biziz o tesbih edenler | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | Allah’ı tespih edenleriz | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | o tesbih ediciler | Geleneksel |
Süleyman Ateş | o tesbih edenler | Modern |
Süleymaniye Vakfı | Allah’ın emrinden çıkmayan kimseleriz | Açıklayıcı |
Yaşar Nuri Öztürk | durmadan tespih edenler | Modern |
Tablodaki ifadeler, meallerin dilsel tonları arasında çeşitlilik gösterir. Geleneksel mealler, genellikle dini terimlerin sıkça kullanıldığı ve daha klasik bir dil yapısına sahiptir. Modern mealler ise daha güncel bir dil ile ifade edilir ve anlaşılır olmayı amaçlar. Çoğu mealde 'tesbih edenler' ifadesi tercih edilmiştir; bu ifade, ayetin ana temasını yansıttığı için ortak bir tercih sayılabilir. Bununla birlikte, 'Allah’ın emrinden çıkmayan kimseleriz' gibi farklı ifadeler, mealler arasında belirgin bir farklılık yaratmakta ve dil açısından anlamda belirgin bir değişiklik getirmektedir. Bu tür farklılıklar, çeşitli okuma ve anlama biçimlerini yansıtmakta, dolayısıyla her bir meali kendi içerisinde derinlemesine anlamaya olanak tanımaktadır.