الصَّاۤفَّاتِ
Saffat Suresi 167. Ayet
وَاِنْ
كَانُوا
لَيَقُولُونَۙ
١٦٧
Ve-in kânû leyekûlûn(e)
Müşrikler) şunu da söylüyorlardı: "Eğer yanımızda öncekilere verilen kitaplardan bir kitap olsaydı, elbette biz ihlâslı kullar olurduk."
Saffat Suresi'nin tamamını oku
Saffat Suresi 167. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Ve kafirler, gerçekten de diyorlardı. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | 167,168,169. Müşrikler) şunu da söylüyorlardı: “Eğer yanımızda öncekilere verilen kitaplardan bir kitap olsaydı, elbette biz ihlâslı kullar olurduk.” |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | 167,168,169. (Müşrikler) şöyle diyorlardı: "Eğer yanımızda önceki (ümmet)lerden bir kitap olsaydı, elbette biz de Allah'ın ihlas ile seçilmiş kullarından olurduk." |
Mehmet Okuyan Meali | (Müşrikler) şöyle diyorlardı: |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve elbette ki, (kâfirler, evvelce) diyorlardı ki: |
Süleyman Ateş Meali | Gerçi o(ortakkoşa)nlar şöyle diyorlardı: |
Süleymaniye Vakfı Meali | Bunlar daha önce şunu da söylerlerdi: |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | O inkârcılar şunu da söylüyorlardı: |
Saffat Suresi 167. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Saffat |
Sure Numarası | 37 |
Ayet Numarası | 167 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 23 |
Kur'an Sayfası | 487 |
Toplam Harf Sayısı | 66 |
Toplam Kelime Sayısı | 13 |
Saffat Suresi, Mekke döneminde inen ve tevhid, ahiret, peygamberlik gibi temel konuları ele alan bir suredir. Ayet 167, müşriklerin, geçmişte yaşamış kavimlerin kitabı olmadığı takdirde doğru yolu bulamayacaklarına dair getirdikleri bir mazereti ifade etmektedir. Burada müşriklerin, kendilerine bir kitap verilmediği için inançsızlıklarını haklı çıkarmaya çalıştıkları görülmektedir. Bu durum, genel olarak insanların, kendi eylemlerini ve inançlarını dışsal faktörlere atfetme eğilimlerini yansıtır. Ayrıca, bu ayet, insanların, kendilerine gönderilen mesajları kabul etmemeleri durumunda bahane üretme eğiliminde olduklarını gözler önüne sermektedir. Müşrikler, eğer kendilerine de geçmişteki peygamberlere verilen bir kitap verilseydi, Allah’a daha bağlı ve itaatkâr olacaklarını ileri sürüyorlar. Ancak bu tür bir savunma, onların sorumluluklarını ortadan kaldırmaz. Saffat Suresi'nin genel teması, Allah’ın birliğini, peygamberliğini ve ahiret gününü vurgularken, bu tür ayetler insanlara basit bir mazeretle inançsızlığa düşmemeleri konusunda önemli bir uyarı niteliğindedir.
Saffat Suresi 167. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
كَافِرُونَ | kafirler |
يَقُولُونَ | söylüyorlardı |
كِتَابٌ | kitap |
Ayetin okunuşunda bazı tecvid kuralları bulunmaktadır. Örneğin, 'كَافِرُونَ' kelimesinde 'ghunnah' (burun sesidir) ile yapılan bir idgam durumu mevcuttur. Ayrıca, 'يَقُولُونَ' kelimesindeki 'و' harfi med harfi olup, uzatılarak okunmalıdır.
Saffat Suresi 167. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
كَافِرُونَ | kafirler | 23 |
يَقُولُونَ | söylüyorlardı | 90 |
كِتَابٌ | kitap | 80 |
Bu kelimeler Kur'an'da sıkça geçmektedir. 'كَافِرُونَ' kelimesi, inkârcılığı ve inançsızlığı ifade ettiği için, inanç ve ahiret ile ilgili birçok ayette yer almaktadır. 'يَقُولُونَ', insanların sözlerini ve düşüncelerini aktardığı için, farklı bağlamlarda sıkça kullanılır. 'كِتَابٌ' ise, ilahi mesajları ve rehberliği ifade ettiğinden, Kur'an'da çokça geçmektedir. Bu kelimelerin sık kullanılması, dini metinlerde temel temaları ve kavramları vurgulamak amacıyla yapılmaktadır.
يَقُولُونَ
90
كِتَابٌ
80
كَافِرُونَ
23
Saffat Suresi 167. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | Ve kafirler, gerçekten de diyorlardı. | Geleneksel |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | şunu da söylüyorlardı: “Eğer yanımızda öncekilere verilen kitaplardan bir kitap olsaydı, elbette biz ihlâslı kullar olurduk.” | Açıklayıcı |
Elmalılı Hamdi Yazır | şöyle diyorlardı: "Eğer yanımızda önceki (ümmet)lerden bir kitap olsaydı, elbette biz de Allah'ın ihlas ile seçilmiş kullarından olurduk." | Açıklayıcı |
Mehmet Okuyan | şöyle diyorlardı: | Geleneksel |
Ömer Nasuhi Bilmen | Ve elbette ki, (kâfirler, evvelce) diyorlardı ki: | Geleneksel |
Süleyman Ateş | Gerçi o(ortakkoşa)nlar şöyle diyorlardı: | Geleneksel |
Süleymaniye Vakfı | Bunlar daha önce şunu da söylerlerdi: | Geleneksel |
Yaşar Nuri Öztürk | O inkârcılar şunu da söylüyorlardı: | Geleneksel |
Yukarıdaki tabloda, çeşitli meallerin ortak ifadeleri ve dilsel tonları yer almaktadır. 'Diyorlar' ifadesi, birçok mealde benzerlik gösterirken, açıklayıcı ve geleneksel metinler arasında bir farklılaşma söz konusudur. Özellikle Diyanet İşleri Meali ve Elmalılı Hamdi Yazır, cümlelerini daha açıklayıcı bir biçimde kurarak anlamı genişletmeye çalışmıştır. Diğer mealler ise daha kısa ve geleneksel bir biçimde tercihlerde bulunmuşlardır. Genel olarak, 'kitap' kelimesi ise, ayetin ana tema içeriğiyle ilgili olduğu için, meallerde sıkça yer bulmuştur. Meal farklılıkları, dilin zenginliğini ve her bir mütercimin farklı bakış açısını yansıtmaktadır. Bu durum, ayetin anlamını zenginleştirirken, okuyuculara çeşitli perspektiflerden bakma fırsatı sunmaktadır.
Saffat Suresi 167. Ayet ile Bağlantılı Diğer Ayetler
Saffat Suresi 167. ayet, inkârcıların, ahiretteki azap hakkında bilmiyor olduklarını belirtir ve buna karşılık inananların güvenli bir yerde olacaklarını ifade eder.
- Enbiya Sûresi 22. Ayet: Bu ayette, Göklerde ve yerde olan her şeyin Allah’a itaatte bulunduğu belirtilmektedir. Bu, inkârcıların bile aslında ahirette sorumlu olduklarını gösterir.
- Hicr Sûresi 43. Ayet: Bu ayette, cehennemin nasıl bir yer olduğu ve orada inkârcıların durumunu anlatılmaktadır. Saffat Suresi 167. ayet, cehennem azabının gerçeğini vurgulamak açısından bu ayetle ilişkilidir.
- Mü´minûn Suresi 102. Ayet: Bu ayette, insanların ahiret hayatında karşılaşacakları durumlara dair detaylı açıklamalar yapılmaktadır. İnkârcıların bu durumu bilmemesi, onların mağduriyetinin altını çizer.
Saffat Suresi 167. ayeti ve ilişkili ayetler, inkârcıların ahiretteki azap gerçeğini ve inananların güvenliğini anlatırken, her birinin Allah’ın kudretini ve adaletini vurgulayan bir bütün oluşturduğu görülmektedir.
Okumak istediğin ayeti seç