Saffat Suresi 177. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Fakat azabımız, yurtlarına gelip çökünce korkutulanlar, ne de kötü bir sabaha kavuşacaklar. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Fakat azabımız onların yurtlarına indiğinde, o uyarılmış olanların sabahı ne kötü olur! |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Fakat (azabımız) onların sahasına indiği zaman, (o acı sonuçla) uyarılanların sabahı ne kötüdür! |
Mehmet Okuyan Meali | (Acele istedikleri azabımız) yurtlarına indiğinde, uyarılanların (fakat inanmayanların) sabahı ne kötü olur! |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Fakat onların sahasına indiği vakit artık korkutulmuş olanların sabahı ne kadar fenadır. |
Süleyman Ateş Meali | Fakat o azab yurtlarına indiği zaman uyarılmış olanların sabahı ne kötü olur! |
Süleymaniye Vakfı Meali | Azabımız onların sahalarına inince, uyarılmış olan bu kişilerin sabahı ne kötü olur! |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Azap, yurtlarına indiğinde, uyarılanların sabahı ne kötü olacaktır! |
Saffat Suresi 177. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Saffat |
Sure Numarası | 37 |
Ayet Numarası | 177 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 23 |
Kur'an Sayfası | 464 |
Toplam Harf Sayısı | 77 |
Toplam Kelime Sayısı | 16 |
Saffat Suresi, Mekke döneminde inmiş bir suredir ve genel olarak inkar edenlerin başına gelecek olan azap ve ceza konusunu işlemektedir. Bu surede, özellikle peygamberlerin uyarıları, inkâr edenlerin sonu ve Allah'ın kudreti üzerinde durulmaktadır. Ayet 177, azabın geldiği anın korkutucu etkisini vurgulamakta ve uyarılanların bu duruma hazırlıklı olmadıklarını ifade etmektedir. Ayetin geçtiği bağlamda, azabın indiği zamandaki ruh halleri ve bunun sonucunda yaşanacak olan kötü sabahlar betimlenmektedir. İkna edici bir dil kullanılarak, insanların uyarıları dikkate almalarını ve sonuçlarına katlanmak zorunda kalacaklarını anlamalarına yönelik bir mesaj verilmektedir. Söz konusu ayet, genel olarak inkâr edenlerin sonunu betimleyen bir metin parçasıdır ve bu bağlamda insanların çok geçmeden dikkatlerini çekmeye çalışmaktadır.
Saffat Suresi 177. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
عَذَابُنَا | azabımız |
أَرَضَهُمْ | yurtlarına |
صَبَاحًا | sabah |
Ayet içinde geçen "عَذَابُنَا" (azabımız), "أَرَضَهُمْ" (yurtlarına) ve "صَبَاحًا" (sabah) kelimeleri, ayetin anlamında büyük bir öneme sahiptir. Özellikle "عَذَابُنَا" kelimesi, Allah'ın azabını ifade ederken, "أَرَضَهُمْ" kelimesi konum ve mekânı belirler. "صَبَاحًا" kelimesi ise bu azabın zamanını vurgulamakta ve sonuçların sabah olduğu anı işaret etmektedir. Tecvid açısından dikkat çekici olan noktalar, kelimelerin telaffuzundaki med ve idgam kurallarıdır.
Saffat Suresi 177. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
عَذَاب | azap | 20 |
أَرَض | yurt | 15 |
صَبَاح | sabah | 11 |
Ayet içinde geçen kelimelerden "عَذَاب" (azap) kelimesi, Kur'an'da sıkça geçmektedir. Genel anlamda bu kelime, Allah'ın gazap ve cezasını ifade etmektedir. "أَرَض" (yurt) kelimesi ise insanların yaşam alanlarını ve toplumsal durumlarını tanımlamak için kullanılır. "صَبَاح" (sabah) kelimesinin geçiş sıklığı ise, zaman bağlamını vurgulamak açısından önemli olup, olayların başlangıç zamanını belirtmektedir. Bu kelimelerin sıklığı, Kur'an'da uyarı ve sonuçların ciddiyetini pekiştiren ifadeler olarak önem taşır.
عَذَاب
20
أَرَض
15
صَبَاح
11
Saffat Suresi 177. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | korkutulanlar, ne de kötü bir sabaha kavuşacaklar. | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | uyarılmış olanların sabahı ne kötü olur! | Modern |
Elmalılı Hamdi Yazır | o acı sonuçla uyarılanların sabahı ne kötüdür! | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | fakat inanmayanların sabahı ne kötü olur! | Açıklayıcı |
Ömer Nasuhi Bilmen | artık korkutulmuş olanların sabahı ne kadar fenadır. | Geleneksel |
Süleyman Ateş | uyarılmış olanların sabahı ne kötü olur! | Açıklayıcı |
Süleymaniye Vakfı | uyarılmış olan bu kişilerin sabahı ne kötü olur! | Modern |
Yaşar Nuri Öztürk | uyarıldığında, uyarılanların sabahı ne kötü olacaktır! | Modern |
Tabloya bakıldığında, bazı ifadelerin farklı meallerde sıkça tekrarlandığı görülmektedir. Örneğin, 'uyarılmış olanların sabahı ne kötü olur!' ifadesi, birkaç mealde benzer şekilde kullanılmıştır. Bu ifade, dil açısından ortak bir tercih olarak ortaya çıkmakta ve anlamı vurgulamak amacıyla seçildiği düşünülebilir. Ayrıca, "korkutulanlar" ya da "inanmayanlar" gibi farklı kelimeler de kullanılmıştır. Bu durum, mealler arasında anlamda bazı farklılıklar yaratmakta, ancak genel olarak aynı mesajı taşımaktadır. Farklılıklar ise, bu kelimelerin seçimiyle belirginleşmektedir; 'korkutulanlar' ifadesi, daha genel bir tastik sunarken, 'inanmayanlar' ifadesi belirli bir grup üzerinde durmaktadır. Bu tür farklılıklar, kelimelerin anlatımındaki ton ve bağlama göre değişiklik göstermektedir.