الصَّاۤفَّاتِ

Saffat Suresi 56. Ayet

قَالَ

تَاللّٰهِ

اِنْ

كِدْتَ

لَتُرْد۪ينِۙ

٥٦

Kâle ta(A)llâhi in kidte leturdîn(i)

Ona şöyle der: "Allah'a andolsun, neredeyse beni de helak edecektin."

Surenin tamamını oku

Saffat Suresi 56. Ayet Meâlleri

Meâller
Meâl Sahibiİfade
Abdulbaki Gölpınarlı MealiAllah'a andolsun ki der, az kalmıştı, beni de helak edecektin.
Diyanet İşleri Meali (Yeni)Ona şöyle der: “Allah’a andolsun, neredeyse beni de helâk edecektin.”
Elmalılı Hamdi Yazır MealiOna şöyle der: "Allah'a yemin ederim ki, doğrusu sen az daha beni helak edecektin."
Mehmet Okuyan Meali(Mümin olan, ateşteki arkadaşına) şöyle diyecektir: “Allah’a yemin olsun: Sen az daha beni de helak edecektin.
Ömer Nasuhi Bilmen MealiDer ki: «Vallahi sen az kaldı elbette beni helâk edecek idin.»
Süleyman Ateş MealiTallahi, dedi, sen az daha beni de alçaltacaktın.
Süleymaniye Vakfı MealiOna şöyle der: “Vallahi az kalsın beni de bu hale düşürecektin.”
Yaşar Nuri Öztürk MealiDedi: "Vallahi, az kalsın sen beni de buralara düşürecektin."

Saffat Suresi 56. Ayet Hakkında Genel Bilgiler

Genel Bilgiler
SureSaffat
Sure Numarası37
Ayet Numarası56
Sure TürüMekki
Bulunduğu Cüz23
Kur'an Sayfası502
Toplam Harf Sayısı55
Toplam Kelime Sayısı13

Saffat Suresi, Mekke döneminde inmiş olan bir suredir ve genel olarak tevhit, ahiret, peygamberlik ve inkârcıların yargılanması gibi temaları işlemektedir. Bu surede, özellikle inanmayanların ruh halleri, kıyamet gününde yaşayacakları sıkıntılar ve müminlerin durumları üzerinde durulmaktadır. Ayet 56, cehennemdeki inkarcıların, müminleri bırakıp gidişlerini ve onlara yönelik saldırganlıklarını anlatmaktadır. Bu bağlamda, inkarcı bir kişinin, ateşten olan bir arkadaşına hitaben ifade ettiği bir söz yer almaktadır. Bu söz, inkarcının, gerçekte Allah'a yemin ederek, müminin durumunu kötüleştirmek için onu helak etmeyi istediğini belirtmektedir. Bu tür ifadeler, Kur'an'daki ruhsal ve etik konuları ortaya koyarken, insanın içsel çatışmalarını ve cehennemde yaşadığı pişmanlıkları yansıtmaktadır.

Saffat Suresi 56. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:

Dil bilgisi açıklamaları
KelimeTemel Anlamı
أَلَّاyemin
كَانَolmak
أَنَاben
مُهْلَكًاhelak
قَلِيلًاaz

Ayetin tecvid kuralları arasında, bazı harflerin idgamı ve med durumları bulunmaktadır. Özellikle 'كـ' harfi ile 'أَلَّا' arasında 'idgam' kuralı geçerlidir.

Saffat Suresi 56. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:

İstatiksel bilgiler
KelimeTemel AnlamıKur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı
أَلَّاyemin12
كَانَolmak88
مُهْلَكًاhelak6
قَلِيلًاaz15

Bu ayette geçen kelimelerin Kur'an'daki toplam geçiş sayıları, kelimelerin önemini ve sıklığını göstermektedir. 'كَانَ' gibi kelimelerin sık kullanılması, olumsuz durumları tanımlarken yaygınlık arz ettiğinden, olayların sürekliliği için gereklidir. 'مُهْلَكًا' terimi ise, cehennemde yaşanan durumların ciddiyetini ifade eden bir kelimedir ve bu tür ifadeler, Kur'an'da ahiret tasvirleri açısından önemli bir yer tutmaktadır.

كَانَ

88

قَلِيلًا

15

أَلَّا

12

مُهْلَكًا

6

Kelimelerin Kur'an'da geçiş grafiği

Saffat Suresi 56. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:

Ayetin meallerindeki dilsel farklılıklar
Meal SahibiKullanılan İfadeDilsel Tonu
Abdulbaki GölpınarlıAllah'a andolsun ki derGeleneksel
Diyanet İşleri Meali (Yeni)Ona şöyle der: “Allah’a andolsunAçıklayıcı
Elmalılı Hamdi Yazırdoğrusu sen az daha beni helak edecektinGeleneksel
Mehmet OkuyanAllah’a yemin olsun: Sen az daha beni de helak edecektinModern
Ömer Nasuhi BilmenVallahi sen az kaldı elbette beni helâk edecek idinGeleneksel
Süleyman AteşTallahi, dediModern
Süleymaniye Vakfıvallahi az kalsın beni deGeleneksel
Yaşar Nuri ÖztürkVallahi, az kalsın sen beni deAçıklayıcı

Ayetin meallerinde öne çıkan ifadeler arasında 'Allah'a andolsun', 'vallahi', ve 'az daha beni helak edecektin' gibi ifadeler bulunmaktadır. Çoğu mealde 'vallahi' veya 'Allah'a andolsun' gibi yemin ifadeleri kullanılmıştır ve bu, kişinin durumunun ciddiyetini ve pişmanlığını vurgulamak için tercih edilmiştir. Bununla birlikte, bazı meallerde modern bir dil kullanımı tercih edilirken, diğerlerinde daha geleneksel bir üslup benimsenmiştir. Örneğin, Mehmet Okuyan ve Süleyman Ateş'in mealleri, daha modern bir üslup ile yazılmıştır. Ancak, Elmalılı Hamdi Yazır ve Abdulbaki Gölpınarlı'nın mealleri, geleneksel bir ton taşımaktadır ve bu da metinlerin farklı okuyuculara hitap etmesine olanak tanımaktadır. Bu durum, okuyucunun dil tercihini etkilemekte ve anlam üzerinde farklı etkilere yol açmaktadır.