سَبَأٍ

Sebe Suresi 29. Ayet

وَيَقُولُونَ

مَتٰى

هٰذَا

الْوَعْدُ

اِنْ

كُنْتُمْ

صَادِق۪ينَ

٢٩

Veyekûlûne metâ hâżâ-lva’du in kuntum sâdikîn(e)

"Eğer doğru söyleyenler iseniz, bu tehdit ne zaman gerçekleşecek" diyorlar.

Surenin tamamını oku

Sebe Suresi 29. Ayet Meâlleri

Meâller
Meâl Sahibiİfade
Abdulbaki Gölpınarlı MealiVe derler ki: Ne vakit yerine gelecek bu vait, doğru söylüyorsanız.
Diyanet İşleri Meali (Yeni)“Eğer doğru söyleyenler iseniz, bu tehdit ne zaman gerçekleşecek” diyorlar.
Elmalılı Hamdi Yazır MealiVe: "Eğer gerçekçiyseniz bu vaad ne zaman olacak?" diyorlar.
Mehmet Okuyan Meali“Doğruysanız o vaat (Son Saat) ne zamanmış!” derler.
Ömer Nasuhi Bilmen MealiVe derler ki: «Eğer siz doğru sözlü kimseler iseniz ne vakit bu vaad?»
Süleyman Ateş MealiDiyorlar ki: "Doğru iseniz bu tehdid(ettiğiniz azap) ne zaman (olacak)?"
Süleymaniye Vakfı Meali"İddianız doğruysa bu vaad ne zaman gerçekleşecek?" derler.
Yaşar Nuri Öztürk MealiDiyorlar: "Doğru sözlülerseniz, bu tehdit ne zaman?"

Sebe Suresi 29. Ayet Hakkında Genel Bilgiler

Genel Bilgiler
SureSebe
Sure Numarası34
Ayet Numarası29
Sure TürüMekki
Bulunduğu Cüz22
Kur'an Sayfası484
Toplam Harf Sayısı66
Toplam Kelime Sayısı14

Sebe Suresi, Mekke döneminde nazil olmuş bir suredir ve genel olarak Allah'ın birliğine, kıyamet gününe ve insanın sorumluluklarına değinmektedir. 29. ayet, inkarcıların Allah'ın vaadi olan kıyamet ile ilgili alaycı bir tutum sergilediklerini ifade etmektedir. Onlar, peygamberlere ve inananlara yöneltilen tehditlerin gerçek olup olmadığını sorgularken, inançlarına karşı duydukları şüpheyi dışa vururlar. Bu bağlamda, ayet, inkarcıların kıyamet hakkında duydukları skeptisizmi dile getirirken, aynı zamanda inanların sabırlı olmalarını ve Allah’ın vaadinin gerçek olduğunu hatırlatır. Sebe Suresi, toplumsal adalet, Allah'ın kudreti ve peygamberlerin mesajlarının kabul edilmesi üzerine güçlü vurgular yaparak, inkar edenlere karşı bir uyarı niteliği taşır. Ayet, genel anlamda insanlara gelecekten duyulan kaygı ve belirsizliğin, inançsızların zihninde yarattığı kafa karışıklığını yansıtır.

Sebe Suresi 29. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:

Dil bilgisi açıklamaları
KelimeTemel Anlamı
وَve
يَقُولُونَderler
مَتَىne zaman
إِنeğer
صَدَقْتُمْdoğru söylüyorsanız
هَذَاbu
وَعْدٌvaad
أَيَّانَne vakit

Ayetin icraında, Arapça'da kül ile birlikte bir kelime veya harf gelirse, bu durum idgam veya med gibi tecvid kurallarını gerektirebilir. Bu bağlamda, bazı kelimelerde idgamın uygulanması mümkündür.

Sebe Suresi 29. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:

İstatiksel bilgiler
KelimeTemel AnlamıKur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı
يَقُولُونَderler30
مَتَىne zaman12
أَيَّانَne vakit5

Yukarıdaki kelimelerin Kur'an'da geçiş sayıları, inkarcıların tutumlarını ve kıyametle ilgili sorularını ifade etmeleri açısından önem taşır. 'يَقُولُونَ' kelimesinin yüksek geçiş sayısı, toplumsal tartışmaların ve inkarcıların inançsız yaklaşımının vurgulanması için sıkça kullanıldığını gösterir. 'مَتَى' ve 'أَيَّانَ' ise zaman sorgulaması, insanın geleceğe dair kaygılarını ve belirsizliklerini ifade etmekte önemli bir rol oynar; bu bağlamda tekrar eden kullanımları, Kur'an'daki zaman kavramıyla ilgili düşünceleri derinleştirir.

يَقُولُونَ

30

مَتَى

12

أَيَّانَ

5

Kelimelerin Kur'an'da geçiş grafiği

Sebe Suresi 29. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:

Ayetin meallerindeki dilsel farklılıklar
Meal SahibiKullanılan İfadeDilsel Tonu
Abdulbaki GölpınarlıNe vakit yerine gelecek bu vait, doğru söylüyorsanız.Geleneksel
Diyanet İşleriEğer doğru söyleyenler iseniz, bu tehdit ne zaman gerçekleşecekAçıklayıcı
Elmalılı Hamdi YazırEğer gerçekçiyseniz bu vaad ne zaman olacak?Geleneksel
Mehmet OkuyanDoğruysanız o vaat (Son Saat) ne zamanmış!Modern
Ömer Nasuhi BilmenEğer siz doğru sözlü kimseler iseniz ne vakit bu vaad?Geleneksel
Süleyman AteşDoğru iseniz bu tehdid(ettiğiniz azap) ne zaman (olacak)?Açıklayıcı
Süleymaniye Vakfıİddianız doğruysa bu vaad ne zaman gerçekleşecek?Modern
Yaşar Nuri ÖztürkDoğru sözlülerseniz, bu tehdit ne zaman?Modern

Gözlemlenen tablodan, birden fazla mealde 'doğru' (صَدَقْتُمْ) ve 'vaad' (وَعْدٌ) gibi ifadelerin sıkça kullanıldığı görülmektedir. Bu ifadeler, inkarcıların sorgulamalarını yansıttığı için meal sahipleri tarafından ortak bir dil ve anlam bütünlüğü sağlamak amacıyla tercih edilmiştir. Farklı mealler arasında belirgin bir farklılık olarak, bazı meallerde 'tehdit' kelimesi öne çıkarken diğerlerinde 'vaad' kelimesi vurgulanmıştır. Bu durum, kelimelerin anlam ve tonlama açısından farklılık gösterdiğini, bazı meal sahiplerinin daha açıklayıcı bir dil kullanırken bazılarının ise geleneksel ifadeleri tercih ettiğini göstermektedir. Dil açısından bakıldığında, 'vaad' ve 'tehdit' ifadeleri eşanlamlı olsalar da, bağlamdan ötürü farklı çağrışımlar yaratabilmektedir.