Şuara Suresi 13. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Gönlüm daralır, dilim açılmaz, sen Harun'u gönder. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | “Göğsüm daralır. Akıcı konuşamam. Onun için, Hârûn’a da peygamberlik ver (ve onu bana yardımcı yap).” |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | "Ve göğsüm daralır, dilim dönmez, onun için Harun'a da elçilik ver." |
Mehmet Okuyan Meali | İçim daralabilir, dilim dönmeyebilir; (bu nedenle) Harun’a da elçilik ver! |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve göğsüm daralır ve dilim açılmaz, artık Harun'a da risâlet ver.» |
Süleyman Ateş Meali | Göğsüm daralıyor, dilim açılmıyor (tutukluk yapıyor), onun için Harun'a da elçilik ver." |
Süleymaniye Vakfı Meali | Benim göksüm daralır, dilim tutulur; sen Harun’u elçi yap. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | "Göğsüm daralıyor, dilim açılmıyor. Görev emrini Hârun'a gönder." |
Şuara Suresi 13. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Şuara |
Sure Numarası | 26 |
Ayet Numarası | 13 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 19 |
Kur'an Sayfası | 487 |
Toplam Harf Sayısı | 65 |
Toplam Kelime Sayısı | 15 |
Şuara Suresi, Mekke döneminde inmiş olan Kur'an-ı Kerim'in 26. suresidir. Bu surede genel olarak peygamberlerin hikayeleri ve Allah'ın birliğine dair mesajlar bulunmaktadır. Ayet 13, Musa peygamberin Allah’a dua ederken hissettiği zorlukları ifade etmektedir. 'Göğsüm daralıyor, dilim açılmıyor' gibi ifadeler, Musa'nın kendini yetersiz hissettiği bir anı temsil ederken, Harun'un gönderilmesi talebi, ona bir yardımcı ve destek arayışını göstermektedir. Bu bağlamda ayet, insanın zorluklarla karşılaşma anlarında hissettiği sıkıntıyı ve bu sıkıntıyla başa çıkmak için destek arayışını vurgulamaktadır. Ayrıca, insanın kendi yetersizliklerini kabul etmesi ve yardım istemesi, bir liderin de insan olduğuna dair önemli bir mesaj taşır. Ayet, inananların Allah'a karşı duydukları teslimiyet ve kendilik bilinci üzerinde de durmaktadır.
Şuara Suresi 13. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
أَحَسَّ | Hissetmek |
يَضِيقُ | Daralmak |
لِسَانِي | Dil |
أَخِي | Kardeş |
أَرْسِلْ | Gönder |
Ayetin telaffuzunda dikkat edilmesi gereken bazı tecvid kuralları bulunmaktadır. Örneğin, 'لِسَانِي' kelimesinde 'med' kuralı uygulanmıştır; dilin akıcı bir şekilde çıkması için doğru bir şekilde uzatılması gerekmektedir. Ayrıca 'أَرْسِلْ' kelimesinde 'idgam' kuralı geçerli olabilir.
Şuara Suresi 13. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
ضَيقٌ | Daralma | 5 |
لِسَانٌ | Dil | 25 |
أَرْسِلْ | Gönder | 15 |
Ayet içinde geçen kelimelerden 'ضَيقٌ' (daralma) kelimesi, bir insanın yaşadığı sıkıntıyı ifade eder ve buna dair Kur'an'da çeşitli yerlerde sıkça kullanılmıştır. 'لِسَانٌ' (dil) kelimesi ise iletişim ve konuşma ile ilgili birçok ayette yer almakta; insanın dilini kullanması, ifade etme konusunda önem taşımaktadır. 'أَرْسِلْ' (gönder) kelimesi de birçok ayette, özellikle peygamberlik bağlamında sıkça geçmektedir. Bu kelimelerin çok kullanılmasının nedeni, Kur'an'ın mesajını iletme ve yardımcı olma temasıyla doğrudan ilişkilidir.
لِسَانٌ
25
أَرْسِلْ
15
ضَيقٌ
5
Şuara Suresi 13. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | Gönlüm daralır, dilim açılmaz, sen Harun'u gönder. | Edebi |
Diyanet İşleri | Göğsüm daralır. Akıcı konuşamam. | Modern |
Elmalılı Hamdi Yazır | Ve göğsüm daralır, dilim dönmez. | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | İçim daralabilir, dilim dönmeyebilir. | Açıklayıcı |
Ömer Nasuhi Bilmen | Ve göğsüm daralır ve dilim açılmaz. | Geleneksel |
Süleyman Ateş | Göğsüm daralıyor, dilim açılmıyor. | Edebi |
Süleymaniye Vakfı | Benim göksüm daralır, dilim tutulur. | Modern |
Yaşar Nuri Öztürk | Göğsüm daralıyor, dilim açılmıyor. | Açıklayıcı |
Mealler arasında 'daralmak' ve 'dil açılmamak' gibi ifadeler ortak olarak tercih edilmiştir. Bu durum, ayetin anlamını aktarma açısından önemli bir yere sahiptir. 'Daralmak' kelimesi, zorlu bir durumu ifade ederken, 'dil açılmamak' ifadesi de kişinin kendini ifade edemediği anları sembolize etmektedir. Farklı meallerde kullanılan ifadeler arasında 'gönlüm daralır' ve 'göğsüm daralır' gibi farklılıklar bulunmaktadır. Bu ifadeler arasında anlam açısından büyük bir farklılık yoktur; ancak kullanılan dil tonları açısından farklılıklar mevcuttur. Örneğin, 'gönlüm' kelimesinin kullanımı daha edebi bir ton taşırken, 'göğsüm' kelimesinin kullanımı daha modern bir ifadedir. Bu durum, çeşitli okuyucu kitlelerinin anlayışlarına yönelik bir yaklaşım farklılığı olarak değerlendirilebilir.