الشُّعَرَاءِ

Şuara Suresi 139. Ayet

فَكَذَّبُوهُ

فَاَهْلَكْنَاهُمْۜ

اِنَّ

ف۪ي

ذٰلِكَ

لَاٰيَةًۜ

وَمَا

كَانَ

اَكْثَرُهُمْ

مُؤْمِن۪ينَ

١٣٩

Fekeżżebûhu feehleknâhum(k) inne fî żâlike leâye(ten)(s) vemâ kâne ekśeruhum mu/minîn(e)

Böylece onlar Hûd'u yalanladılar. Biz de bu yüzden onları helak ettik. Şüphesiz bunda bir ibret vardır. Onların çoğu ise iman etmiş değillerdir.

Surenin tamamını oku

Şuara Suresi 139. Ayet Meâlleri

Meâller
Meâl Sahibiİfade
Abdulbaki Gölpınarlı MealiDerken onu yalanladılar, biz de onları helak ettik. Şüphe yok ki bunda bir delil var, fakat halkın çoğu inanmaz.
Diyanet İşleri Meali (Yeni)Böylece onlar Hûd’u yalanladılar. Biz de bu yüzden onları helâk ettik. Şüphesiz bunda bir ibret vardır. Onların çoğu ise iman etmiş değillerdir.
Elmalılı Hamdi Yazır MealiBöylece onu yalancı saydılar; biz de kendilerini helak ettik. Şüphesiz bunda mutlak bir âyet (alınacak bir ders) vardır, ama çokları iman etmiş değillerdir.
Mehmet Okuyan MealiBöylece onu (Hud’u) yalanlamışlar; biz de kendilerini helak etmiştik. Çoğu inanmamış olsa da şüphesiz ki bunda bir ders vardır.
Ömer Nasuhi Bilmen MealiArtık O'nu tekzîp ettiler, Biz de onları helâk ettik. Şüphe yok, bunda elbette bir ibret vardır ve onların ekserisi imân etmiş olmadılar.
Süleyman Ateş Meali(Böylece) onu yalanladılar. Biz de onları helak ettik. Muhakkak ki bunda bir ibret vardır, ama yine çokları inanmazlar.
Süleymaniye Vakfı MealiBöylece Hud’u yalancı yerine koydular, biz de onları helak ettik. Bunda kesin bir ibret var ama bunların çoğu inanacak değillerdir.
Yaşar Nuri Öztürk MealiOnu bu şekilde yalanladılar, biz de onları helâk ettik. Bunda elbette bir ibret var. Ama onların çoğu müminlerden değildi.

Şuara Suresi 139. Ayet Hakkında Genel Bilgiler

Genel Bilgiler
SureŞuara
Sure Numarası26
Ayet Numarası139
Sure TürüMekki
Bulunduğu Cüz19
Kur'an Sayfası503
Toplam Harf Sayısı136
Toplam Kelime Sayısı29

Şuara Suresi, Mekke döneminde inmiş olan bir sure olup, genel olarak peygamberlerin kavimlerine karşı olan mücadelesi, inkâr edenlerin başlarına gelen felaketler ve bu durumdan çıkarılacak dersler üzerine yoğunlaşmaktadır. Ayet 139, özellikle Hûd peygamberin kavmine yönelik reddedilişi ve bu durumun sonucunda ortaya çıkan ilahi ceza konularına değinmektedir. Bu bağlamda, surenin genel teması olan iman, inkâr ve Allah'ın adaleti üzerinde durulmaktadır. Ayet, Hûd peygamberin yalanlanmasının ardından gelen helak olayını ifade ederek, inkâr edenlerin akıbetinin ne olduğunu göstermekle birlikte, bu durumun bir ibret olarak algılanması gerektiğini vurgulamaktadır. Mekke dönemi, Müslümanların yoğun baskı altında bulunduğu bir dönemdir ve bu tür ayetler, inananlara bir cesaret kaynağı olarak sunulmaktadır. Ayette geçen ibret kelimesi, okuyucuya geçmişte yaşanan olayların bir ders niteliği taşıdığını ve bu durumların tekrar yaşamamak için dikkat edilmesi gerektiğini hatırlatmaktadır.

Şuara Suresi 139. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:

Dil bilgisi açıklamaları
KelimeTemel Anlamı
يَلِكَbu şekilde
كَذَّبُواyalanladılar
مُعَذِّبِينَhelak ettik

Ayetin tecvid kurallarında, bazı kelimelerin telaffuzunda idgam gibi durumlar gözlemlenebilir. Genel olarak, Arapça kelimelerin doğru bir şekilde okunabilmesi için tecvid kurallarına dikkat edilmesi gerekmektedir.

Şuara Suresi 139. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:

İstatiksel bilgiler
KelimeTemel AnlamıKur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı
كَذَّبُواyalanladılar14
مُعَذِّبِينَhelak ettik6
آيَةibret8

Ayet içinde geçen kelimelerin Kur'an'da toplam geçiş sayıları, kelimelerin önemini ve sıklığını göstermektedir. Örneğin, 'كذَّبُوا' kelimesi, inkâr etme eylemini temsil ederek, geçmişte ve günümüzde inananların karşılaştığı zorlukları hatırlatmaktadır. 'مُعَذِّبِينَ' kelimesinin sık kullanımı da Allah'ın adaletinin ve inkâr edenlere yönelik cezalarının hatırlatılması açısından önemlidir. 'آيَة' kelimesi ise, ders alınması gereken durumların vurgulanması için sıkça kullanılmaktadır.

كَذَّبُوا

14

آيَة

8

مُعَذِّبِينَ

6

Kelimelerin Kur'an'da geçiş grafiği

Şuara Suresi 139. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:

Ayetin meallerindeki dilsel farklılıklar
Meal SahibiKullanılan İfadeDilsel Tonu
Abdulbaki Gölpınarlıbunda bir delil varAçıklayıcı
Diyanet İşleribunda bir ibret vardırGeleneksel
Elmalılı Hamdi Yazırmutlak bir âyet vardırGeleneksel
Mehmet Okuyanbir ders vardırAçıklayıcı
Ömer Nasuhi Bilmenelbette bir ibret vardırGeleneksel
Süleyman Ateşbir ibret vardırGeleneksel
Süleymaniye Vakfıkesin bir ibret varModern
Yaşar Nuri Öztürkelbette bir ibret varAçıklayıcı

Tabloda, farklı meallerin kullandığı ifadeler ile bu ifadelerin dilsel tonları gösterilmektedir. 'İbret vardır' ifadesi, çoğu mealde ortak kullanılan bir ifade olup, bu durum geçmişte yaşananların ders alınması gereken durumlar olduğuna vurgu yapmaktadır. Diğer taraftan, 'bir delil var' ve 'bir ders vardır' gibi ifadeler, anlam bakımından benzerlik gösterse de, kelimelerin kullanıldığı dilsel yapı farklılıklar içermektedir. Özellikle, geleneksel meallerde daha klasik bir dil tercih edilirken, modern meallerde daha sade ve anlaşılır bir dil kullanıldığı gözlemlenmektedir. Bu farklılık, mealler arasındaki anlam ve tonlamaların da önemli bir faktör olduğunu göstermektedir.