Şuara Suresi 158. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Azap, onları helak ediverdi. Şüphe yok ki bunda bir delil var, fakat halkın çoğu inanmaz. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Böylece onları azap yakaladı. Şüphesiz bunda bir ibret vardır. Onların çoğu ise iman etmiş değillerdir. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Çünkü kendilerini azap yakalayıverdi. Şüphesiz bunda bir âyet (alınacak bir ders) vardır, ama çokları iman etmiş değillerdir. |
Mehmet Okuyan Meali | (Ama çoktan) o azap kendilerini yakalamıştı. Çoğu inanmamış olsa da şüphesiz ki bunda, bir ders vardır. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Artık onları azap yakaladı. Şüphe yok ki, bunda bir ibret vardır. Böyle iken onların çokları imân etmiş olmadılar. |
Süleyman Ateş Meali | Ve azab onları yakaladı. Muhakkak ki bunda bir ibret vardır, ama yine çokları inanmazlar. |
Süleymaniye Vakfı Meali | O azap onları hemen yakaladı. Bu olayda kesin bir belge vardır ama bunların çoğu inanacak değillerdir. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Sonunda azap onları yakaladı. Bunda elbette bir ibret var. Ama onların çoğu inanan kişiler değildi. |
Şuara Suresi 158. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Şuara |
Sure Numarası | 26 |
Ayet Numarası | 158 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 19 |
Kur'an Sayfası | 474 |
Toplam Harf Sayısı | 112 |
Toplam Kelime Sayısı | 23 |
Şuara Suresi, Mekke döneminde inmiş olup, genel olarak peygamberlerin kıssalarını, kavimlerinin inkârlarını ve bunun sonucunda gelen azapları anlatmaktadır. Bu sure, inanç ve ibret almak üzerine yoğunlaşır. Ayet 158, özellikle azap temasını işlerken, itaatin ve iman etmenin önemine dikkat çeker. Ayette, azapla kuşatılan kavimlerin durumu vurgulanarak, onların ders almadıkları, çoğunun iman etmediği belirtilmektedir. Kur'an’ın bu bölümünde, geçmişte yaşanan olaylara atıfta bulunarak, günümüze mesajlar verilmek istenmektedir. Bu bağlamda, ayet, tarihi olaylardan ders alma ve iman etmenin gerekliliğini anlatmaktadır. Sure genelinde, inkârcıların sonu ve iman edenlerin kurtuluşu temaları öne çıkar. Ayrıca, bu tür ayetler, toplumsal ve bireysel sorgulamayı teşvik etmekte, okuyucuya sorumluluk yüklemektedir. Geçmiş kavimlerin yaşadığı azaplar, günümüzdeki insanlara bir uyarı ve ibret vesilesi olarak sunulmaktadır.
Şuara Suresi 158. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
عَذَابٌ | Azap |
آيَةٌ | Belge/Ders |
يُؤْمِنُونَ | İnanmak |
كَثِيرٌ | Çoğu |
Ayetin okunmasında, 'idgam' ve 'med' kuralları gibi temel tecvid kuralları bulunur. Özellikle 'عَذَابٌ' kelimesinde 'a' harfi ile 'ع' harfi arasında uzatma (med) söz konusudur.
Şuara Suresi 158. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
عَذَابٌ | Azap | 10 |
يُؤْمِنُونَ | İnanmak | 8 |
آيَةٌ | Belge/Ders | 5 |
Ayet içerisinde geçen kelimelerin Kur'an'daki toplam geçiş sayıları, bu kelimelerin önemini ve anlamını ortaya koymaktadır. 'عَذَابٌ' kelimesi, azabın önemini ve sıkça karşılaşılan bir kavram olduğunu gösterirken, 'يُؤْمِنُونَ' kelimesi, inanç ve iman konusunun vurgulandığını işaret eder. Ayrıca, 'آيَةٌ' kelimesinin sıklığı, Kur'an'ın ders alma ve ibret alma konusuna ne kadar önem verdiğinin bir göstergesidir.
عَذَابٌ
10
يُؤْمِنُونَ
8
آيَةٌ
5
Şuara Suresi 158. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | Azap, onları helak ediverdi. | Geleneksel |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Böylece onları azap yakaladı. | Açıklayıcı |
Elmalılı Hamdi Yazır | Çünkü kendilerini azap yakalayıverdi. | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | (Ama çoktan) o azap kendilerini yakalamıştı. | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | Artık onları azap yakaladı. | Geleneksel |
Süleyman Ateş | Ve azab onları yakaladı. | Geleneksel |
Süleymaniye Vakfı | O azap onları hemen yakaladı. | Açıklayıcı |
Yaşar Nuri Öztürk | Sonunda azap onları yakaladı. | Modern |
Yukarıdaki tabloda, farklı meal sahiplerinin ayette kullandıkları ifadeler ve tonlar incelenmiştir. 'Azap' kelimesi çoğu mealde ortak bir biçimde kullanılırken, 'yakalamak' fiili bazı meallerde değişiklik göstermektedir. Bu durum, meal yazarlarının farklı üslup ve yaklaşım sergilediğini göstermektedir. Geleneksel meallerde 'yakalamak' ifadesi daha kesin bir dille belirtilirken, modern meallerde ise daha akıcı ve güncel bir dil tercih edilmiştir. Dil açısından farklılıklar, anlamda çok ciddi değişiklikler yaratmamakla birlikte, kelimelerin seçimi ve cümle yapısındaki farklılıklar, okuyucu üzerinde değişik etkiler yaratabilir.