Şuara Suresi 200. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Biz, böylece Kur'an'ı, mücrimlerin gönüllerine kadar işlettik. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | İşte böylece biz onu (Kur’an’ı) suçluların kalbine soktuk. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | 200,201. Böylece onu günahkarların kalplerine soktuk. (okuyup anladılar, ama yine de) acıklı azabı görünceye kadar ona iman etmezler. |
Mehmet Okuyan Meali | Biz onu (Kur’an’ı), suçluların kalplerine (gözlerinin içine) böylece soktuk. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | İşte öylece onu (küfrü) günahkârların kalplerine sokmuşuzdur. |
Süleyman Ateş Meali | Biz onu, suçluların kalblerine öyle soktuk. |
Süleymaniye Vakfı Meali | Biz Kur’ân’ı suçluların kalplerine kadar işlettik. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Biz onu suçluların kalplerine işte böyle yolladık. |
Şuara Suresi 200. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Şuara |
Sure Numarası | 26 |
Ayet Numarası | 200 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 19 |
Kur'an Sayfası | 459 |
Toplam Harf Sayısı | 46 |
Toplam Kelime Sayısı | 9 |
Şuara Suresi, Mekke döneminde inmiş bir sure olup, genel olarak peygamberlerin hikayeleri ve toplumların geçmişteki inkârlarına karşı uyarılar içermektedir. Bu sure, özellikle inançsızlığın sonuçları, Allah'ın varlığına dair deliller ve ahiret yaşamı konularını işlemektedir. 200. ayet, Kur'an'ın suçluların kalplerine nasıl yerleştiği ve onların bu mesajı nasıl algıladıkları üzerine odaklanmaktadır. Ayet, mücrimlerin kalplerine bu kitabın sokulmasının, onların kalplerinde nasıl bir etki oluşturduğunu belirtmektedir. Ayet, Kur'an'ın insan üzerindeki etkisini, onun kalplerde yarattığı izlenimi ve bu izlenimin aldırış etmeyen bir kalp tarafından nasıl karşılandığını da göstermektedir. Dolayısıyla bu ayet, Kur'an'a karşı gösterilen tepkilerin ve kalplerin durumu üzerine dikkat çeker. Şuara Suresi, aynı zamanda müşriklerin inkârlarını da eleştirirken, peygamberlerin getirdiği mesajların nasıl reddedildiğini ve bu reddedişin arka planında yatan psikolojik durumları incelemektedir.
Şuara Suresi 200. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
مُجْرِمِينَ | Suçlular |
قُلُوب | Kalpler |
سَكَّنَّا | Soktuk |
Ayetin tecvid kuralları arasında, 'مُجْرِمِينَ' kelimesindeki 'إِ' harfi, idgam kuralı gereği 'مُ' ile birleşmektedir. Ayrıca, 'قُلُوب' kelimesindeki 'ق' harfi, med kuralına uymaktadır.
Şuara Suresi 200. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
مُجْرِمِينَ | Suçlular | 15 |
قُلُوب | Kalpler | 17 |
سَكَّنَّا | Soktuk | 12 |
Ayet içinde geçen kelimeler, Kur'an'da sıkça kullanılan kavramlar olup, toplumsal ve bireysel inançları ifade eder. 'مُجْرِمِينَ' (suçlular) kelimesi, insanın ahlaki durumunu vurgulayarak, inançsızlık ve günahkârlık üzerine odaklanır. 'قُلُوب' (kalpler) kelimesi ise, insanın duygusal ve ruhsal durumunu ifade eder. 'سَكَّنَّا' (soktuk) kelimesi ise, kelimelerin etkinliğini ve etkisini belirtmek için kullanılır. Bu kelimelerin sık kullanımı, surelerin ve ayetlerin ana temalarının derinliğini ve önemini vurgulamaktadır.
قُلُوب
17
مُجْرِمِينَ
15
سَكَّنَّا
12
Şuara Suresi 200. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | suçluların kalbine soktuk | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | suçluların kalbine soktuk | Açıklayıcı |
Elmalılı Hamdi Yazır | günahkarların kalplerine soktuk | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | suçluların kalplerine böyle soktuk | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | günahkârların kalplerine sokmuşuzdur | Geleneksel |
Süleyman Ateş | suçluların kalplerine öyle soktuk | Geleneksel |
Süleymaniye Vakfı | suçluların kalplerine kadar işlettik | Açıklayıcı |
Yaşar Nuri Öztürk | suçluların kalplerine yolladık | Modern |
Tabloda yer alan meallerde, 'suçluların kalbine soktuk' ifadesi çoğu mealde ortak olarak kullanılmaktadır. Bu ifade, ayetin ana temasını ve anlamını açıkça ortaya koymaktadır. Bununla birlikte, Elmalılı Hamdi Yazır'ın 'günahkarların kalplerine soktuk' ifadesi, farklı bir kelime seçimi ile aynı kavramı ifade etmektedir. Dinin tarihsel ve kültürel bağlamında kelime tercihlerinin farklılık göstermesi, meallerin dilsel zenginliğini artırmaktadır. Genel olarak, kelime seçimindeki farklılıklar, bazen anlamda ince nüanslar yaratırken, diğer zamanlarda tamamen eş anlamlı olarak kullanılabilmektedir. Bunun yanı sıra, bazı mealler modern bir dil anlayışı ile aktarılırken, diğerleri daha geleneksel bir yaklaşım benimsemektedir. Bu durum, okuyucunun metinle olan bağını ve anlama şekillerini etkilemektedir.