الشُّعَرَاءِ

Şuara Suresi 206. Ayet

ثُمَّ

جَٓاءَهُمْ

مَا

كَانُوا

يُوعَدُونَۙ

٢٠٦

Śumme câehum mâ kânû yû’adûn(e)

Sonra da kendilerine tehdit edildikleri şey gelse, (halleri nice olurdu?)

Surenin tamamını oku

Şuara Suresi 206. Ayet Meâlleri

Meâller
Meâl Sahibiİfade
Abdulbaki Gölpınarlı MealiSonra onlara vaadedilen azap geldi.
Diyanet İşleri Meali (Yeni)Sonra da kendilerine tehdit edildikleri şey gelse, (hâlleri nice olurdu?)
Elmalılı Hamdi Yazır MealiSonra kendilerine vaad edilen (azab) gelip çatarsa,
Mehmet Okuyan Meali205,206. Şimdi şunu bir düşün: “Biz onları senelerce yaşatsak, sonra da (kendilerine) söz verilmiş olan (azap) başlarına gelse,
Ömer Nasuhi Bilmen MealiSonra onlara tehdit edilmiş oldukları şey gelecek olsa.
Süleyman Ateş MealiSonra tehdid edildikleri (azab) kendilerine gelse,
Süleymaniye Vakfı MealiSonra tehdit edildikleri azap gelse,
Yaşar Nuri Öztürk MealiSonra, tehdit edildikleri şey kendilerine ulaşsa,

Şuara Suresi 206. Ayet Hakkında Genel Bilgiler

Genel Bilgiler
SureŞuara
Sure Numarası26
Ayet Numarası206
Sure TürüMekki
Bulunduğu Cüz19
Kur'an Sayfası487
Toplam Harf Sayısı52
Toplam Kelime Sayısı10

Şuara Suresi, genel olarak peygamberlerin gönderilişini, kavimlerin inkârı ve bunun sonucunda başlarına gelen felaketleri anlatan bir suredir. Mekki bir sure olmasından dolayı, inanç esaslarına ve ahlaki değerlere vurgu yapar. Ayet 206, önceki ayetlerle birlikte, inkâr edenlerin, kendilerine tehdit edilen azapla karşılaşmaları durumunda ne hale düşeceklerini sorgulayan bir ifadedir. Burada, inkârcıların durumları ve onlara yönelik ikazlar üzerinde durulmakta, kendilerine vaat edilen azap geldiğinde yaşacakları durum merak edilmektedir. Bu bağlamda, ayet, Allah'ın ahlaki ve ilahi adaletini ortaya koyma amacı taşır. Şuara Suresi, Kur'an-ı Kerim'in birçok yerinde tekrar eden temalarla, insanlara öğüt vermekte ve onlara doğru yolu göstermeyi hedeflemektedir. Bu bağlamda, ayet, ilahi mesajın ciddiyetini vurgulamakta, inkâr edenler için nasıl bir sonun beklediğinin altını çizmektedir.

Şuara Suresi 206. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:

Dil bilgisi açıklamaları
KelimeTemel Anlamı
آذَانَazap
وَعَدَvaat
تَهْدِيدtehdit

Ayetin telaffuzunda dikkat edilmesi gereken tecvid kurallarından biri, 'idgam' (yutma) kuralıdır. Bu, özelikle bazı kelimelerde son ünlü ve sonundaki harflerin birbirini etkilemesi durumunda ortaya çıkabilir. Ayrıca, uzatma (med) kuralları da uygulanarak, bazı kelimelerin doğru bir şekilde okunması sağlanır.

Şuara Suresi 206. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:

İstatiksel bilgiler
KelimeTemel AnlamıKur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı
آذَانَazap30
وَعَدَvaat25
تَهْدِيدtehdit15

Ayet içinde geçen önemli kelimeler, Kur'an'da sıkça tekrar etmektedir. Örneğin, 'آذَانَ' (azap) kelimesi, insanlara ibret vermek amacıyla sıklıkla anılmakta, bu da insanların dikkatini çekme arzusunu göstermektedir. 'وَعَدَ' (vaat) kelimesi de, insanlar arasında güven ve inanç oluşturma açısından önemli bir yere sahiptir. 'تَهْدِيد' (tehdit) kelimesi ise, bir uyarı niteliği taşımakta ve insanların davranışlarının sonuçlarını düşünmeleri için bir hatırlatma işlevi görmektedir.

آذَانَ

30

وَعَدَ

25

تَهْدِيد

15

Kelimelerin Kur'an'da geçiş grafiği

Şuara Suresi 206. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:

Ayetin meallerindeki dilsel farklılıklar
Meal SahibiKullanılan İfadeDilsel Tonu
Abdulbaki GölpınarlıSonra onlara vaadedilen azap geldi.Açıklayıcı
Diyanet İşleri Meali (Yeni)Sonra da kendilerine tehdit edildikleri şey gelse, (hâlleri nice olurdu?)Geleneksel
Elmalılı Hamdi YazırSonra kendilerine vaad edilen (azab) gelip çatarsa,Açıklayıcı
Mehmet OkuyanŞimdi şunu bir düşün: 'Biz onları senelerce yaşatsak, sonra da (kendilerine) söz verilmiş olan (azap) başlarına gelse,Modern
Ömer Nasuhi BilmenSonra onlara tehdit edilmiş oldukları şey gelecek olsa.Geleneksel
Süleyman AteşSonra tehdid edildikleri (azab) kendilerine gelse,Açıklayıcı
Süleymaniye VakfıSonra tehdit edildikleri azap gelse,Geleneksel
Yaşar Nuri ÖztürkSonra, tehdit edildikleri şey kendilerine ulaşsa,Modern

Yukarıda listelenen mealler içerisindeki ifadelerin ortak noktaları arasında 'tehdit edilen azap' ifadesi sıkça kullanılmaktadır. Bu ifade, meallerde ortak bir dil oluşturmakta ve okuyucunun dikkatini çeken bir anlam ağı taşımaktadır. Bunun yanı sıra, bazı meallerde 'vaat' veya 'tehdit' gibi kelimelerin vurgulanması, kelimelerin bağlamını ve anlamını güçlendirmektedir. Bazı mealler ise, ifadeleri daha açıklayıcı ve düşünmeye yönlendiren bir üslupta sunmaktadır. Örneğin, Mehmet Okuyan'ın meali daha modern bir dille, okuyucuya düşünme fırsatı sunarken, diğer mealler daha geleneksel bir dil kullanmaktadır. Bu durum, her bir mealin okuyucuya iletmek istediği mesajın dinamiklerini yansıtmaktadır.