Şuara Suresi 99. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Bizi, ancak o mücrimler saptırdı. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | “Bizi ancak (önderlerimiz olan) suçlular saptırdı.” |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | "Ve bizi hep o günahkarlar saptırdı." |
Mehmet Okuyan Meali | Bizi, o suçlulardan başkası saptırmadı. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | «Ve bizi ancak o mücrimler sapıtmış oldular.» |
Süleyman Ateş Meali | Ama bizi saptıran o suçlulardır. |
Süleymaniye Vakfı Meali | Bizi yoldan çıkaranlar, şu günahkârlardan başkası değildir. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | "Bizi saptıran, o suçlulardan başkası değildi." |
Şuara Suresi 99. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Şuara |
Sure Numarası | 26 |
Ayet Numarası | 99 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 19 |
Kur'an Sayfası | 463 |
Toplam Harf Sayısı | 43 |
Toplam Kelime Sayısı | 8 |
Şuara Suresi, Mekke döneminde inmiş olan bir suredir ve genel olarak peygamberlerin hayatlarını, halkları tarafından nasıl reddedildiğini ve bu süreçte yaşanan sosyal ve ahlaki sorunları ele alır. Bu sure, Allah’a inanmayanların, peygamberlerin getirdiği mesajları nasıl çarpıttığını ve bu mesajların toplum üzerindeki etkilerini anlatan bir çerçeve sunar. Ayet 99, bu bağlamda, inkarcıların suçlamalarını ve bu suçlamalar sonucunda yaşanan sapmaları ifade eder. Ayet, özellikle mücrimlerin ve günahkarların toplum üzerindeki olumsuz etkilerini gözler önüne sererken, bireylerin bu olumsuzluklardan nasıl etkilendiğine dair bir perspektif sunar. Surenin genelinde, insanları doğru yoldan saptıran unsurların, cehalet ve sapkınlık olduğu vurgulanır. Bu ayet, insanların kaçınılmaz olarak sorumluluklarını üstlenmeleri ve bu tür etkilere karşı dik durmaları gerektiği mesajını taşır. Ancak burada dikkat edilmesi gereken, ayetin bireysel ve toplumsal sorumluluklar üzerinde durarak, insanları bilinçlendirmeye yönelik bir çağrı yapmasıdır. Bu nedenle, ayetin anlamı ve mesajı, Kur'an'ın genel temalarıyla bağlantılı bir şekilde değerlendirilmelidir.
Şuara Suresi 99. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
مُجْرِمِينَ | Suçlular |
أَضَلَّ | Saptırdı |
يَوْمَ | Gün |
Ayet, bazı temel tecvid kurallarını içermektedir. Özellikle idgam ve med durumu gibi kurallar, ayetin telaffuzunda önemli bir yer tutmaktadır.
Şuara Suresi 99. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
مُجْرِمِينَ | Suçlular | 40 |
أَضَلَّ | Saptırdı | 12 |
يَوْمَ | Gün | 100 |
Kur'an'da geçen bu kelimeler, insanın sosyal ve ahlaki durumunu ifade etmek için sıkça kullanılır. Özellikle 'suçlular' kelimesi, toplumsal adalet ve ahlaki sorumluluklar konusunu ele alırken, 'saptırdı' ve 'gün' kelimeleri de olayların zamanla olan ilişkisini ifade eder. Bu kelimeler, Kur'an'ın mesajının derinliğini ve kapsamını yansıtan önemli unsurlardır.
يَوْمَ
100
مُجْرِمِينَ
40
أَضَلَّ
12
Şuara Suresi 99. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | Bizi, ancak o mücrimler saptırdı. | Geleneksel |
Diyanet İşleri (Yeni) | Bizi ancak (önderlerimiz olan) suçlular saptırdı. | Açıklayıcı |
Elmalılı Hamdi Yazır | Ve bizi hep o günahkarlar saptırdı. | Edebi |
Mehmet Okuyan | Bizi, o suçlulardan başkası saptırmadı. | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | Ve bizi ancak o mücrimler sapıtmış oldular. | Geleneksel |
Süleyman Ateş | Ama bizi saptıran o suçlulardır. | Modern |
Süleymaniye Vakfı | Bizi yoldan çıkaranlar, şu günahkârlardan başkası değildir. | Açıklayıcı |
Yaşar Nuri Öztürk | Bizi saptıran, o suçlulardan başkası değildi. | Modern |
Ayetin meallerine baktığımızda, birçok mealde 'saptırdı' ve 'suçlular' ifadelerinin sıkça kullanıldığını görüyoruz. Bu ifadeler, ayetin ana temasını ve mesajını net bir şekilde aktarmakta önemli rol oynamaktadır. Ayrıca, 'ancak' ve 'hep' gibi kelimeler de bazı meallerde belirgin bir şekilde öne çıkmaktadır. Bu bağlamda, çoğu mealde ortak tercih edilen ifadeler, metnin anlamını güçlendiren ve akıcılığını artıran unsurlar olarak değerlendirilebilir. Öte yandan, 'önderlerimiz olan' veya 'yoldan çıkaranlar' gibi ifadeler de bazı meallerde yer almakta olup, bu durum dilsel ve anlam açısından farklılıklar yaratmaktadır. Bu tür farklılıklar, kelimelerin bağlamına göre değişen anlamlarını ve okuyucunun algısını etkileyebilir. Genel olarak, bu durum, metnin farklı yorumlanmasına kapı aralayabilir ve böylece okuyucunun kavrayışına yeni bakış açıları sunabilir.