Şura Suresi 4. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Onundur ne varsa göklerde ve ne varsa yeryüzünde ve odur pek yüce, pek ulu. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O’nundur. O, yücedir, büyüktür. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Göklerde ve yerde ne varsa, hepsi O'nundur. O çok yücedir, çok büyüktür. |
Mehmet Okuyan Meali | Göklerde ve yerde ne varsa hepsi yalnızca O’na aittir. O yücedir, büyüktür. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Göklerde ne varsa ve yerde ne varsa, O'nun içindir. Ve O, çok yücedir, çok büyüktür. |
Süleyman Ateş Meali | Göklerde ve yerde bulunan herşey O'nundur. O, yücedir, uludur. |
Süleymaniye Vakfı Meali | Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi O’nundur. O, yücedir, büyüktür. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Göklerdeki ve yerdeki her şey O'nundur. Öylesine yüce, öylesine büyüktür O! |
Şura Suresi 4. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Şura |
Sure Numarası | 42 |
Ayet Numarası | 4 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 24 |
Kur'an Sayfası | 492 |
Toplam Harf Sayısı | 82 |
Toplam Kelime Sayısı | 18 |
Şura Suresi, 42. sure olarak Kur'an-ı Kerim'de yer alırken, Mekke döneminde inmiştir. Bu sure, genellikle toplumsal meseleler, inanç konuları ve ahlaki değerler üzerine yoğunlaşan bir içerik taşımaktadır. Ayet 4, 'Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O’nundur' ifadesi ile Allah'ın mutlak egemenliğini vurgulamakta ve her şeyin O’na ait olduğunu belirtmektedir. Ayet, genel anlamda Allah’ın yüceliği, kudreti ve her şey üzerindeki hâkimiyetini öne çıkarmaktadır. Mekki döneminde inmiş olması, bu dönemdeki Müslümanların inançlarını pekiştirmek ve onları ruhsal olarak güçlendirmek amacı taşır. Sure, insanlara sürekli olarak Allah’a yönelmeleri, O'na güvenmeleri ve O'nun yüceliğini anlamaları gerektiğini hatırlatmaktadır. Ayet, sadece bir varlık ve egemenlik ifadesi değil, aynı zamanda Allah’ın varlığının ve yüceliğinin her şeyden üstün olduğunu da göstermektedir. Bu nedenle, ayetin içeriği, Kur'an’ın genel mesajı ile uyumlu olarak, inananların Allah’a olan bağlılıklarını ve teslimiyetlerini pekiştirecek bir nitelik taşımaktadır.
Şura Suresi 4. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
خَلَقَ | O yarattı |
يَكُونُ | O olur |
وَالَّذِي | Ve O ki |
عَلِيٌّ | Yüce |
كَبِيرٌ | Büyük |
Ayetin içeriğinde, bazı temel tecvid kuralları gözlemlenmektedir. Örneğin, 'لَهُ' kelimesinin içinde bulunan 'ل' harfi idgam kuralına tabidir ve bu durum ayetin akışında bir bütünlük sağlamaktadır.
Şura Suresi 4. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
خَلَقَ | O yarattı | 10 |
يَكُونُ | O olur | 15 |
عَلِيٌّ | Yüce | 13 |
كَبِيرٌ | Büyük | 14 |
وَالَّذِي | Ve O ki | 12 |
Kur'an'da geçen bu kelimeler, Allah'ın kudretinin ve yüceliğinin vurgulanmasında sıkça kullanılmaktadır. Bu kelimelerin tekrar sayıları, Allah'ın varlığının ve yüceliğinin insanlara hatırlatılmasında önemli bir yere sahip olduğunu ve bu tür ifadelerin Kur'an'da sıkça yer aldığını göstermektedir.
يَكُونُ
15
كَبِيرٌ
14
عَلِيٌّ
13
وَالَّذِي
12
خَلَقَ
10
Şura Suresi 4. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | O pek yüce, pek ulu. | Edebi |
Diyanet İşleri | O, yücedir, büyüktür. | Açıklayıcı |
Elmalılı Hamdi Yazır | O çok yücedir, çok büyüktür. | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | O yücedir, büyüktür. | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | Ve O, çok yücedir, çok büyüktür. | Geleneksel |
Süleyman Ateş | O, yücedir, uludur. | Açıklayıcı |
Süleymaniye Vakfı | O, yücedir, büyüktür. | Açıklayıcı |
Yaşar Nuri Öztürk | Öylesine yüce, öylesine büyüktür O! | Edebi |
Gözlemlenen tablodan yola çıkarak, belirli ifadelerin birden fazla mealde ortak olarak kullanıldığı görülmektedir. Örneğin; 'O yücedir, büyüktür.' ifadesi, çoğu mealde benzer bir şekilde yer almakta, bu durum ifadenin Kur'an'daki genel mesajı pekiştirmek amacıyla tercih edildiğini gösterir. Mealler arasında belirgin bir farklılık ise, Ediblilik ve açıklayıcılık tonlarının yanı sıra, bazı meallerin 'pek' ya da 'çok' gibi eklerle yüceltici bir anlam katmasıdır. 'Öylesine yüce, öylesine büyüktür O!' ifadesi ise, daha edebi bir hissiyat taşımaktadır ve bu da farklı bir dilsel zenginlik sunmaktadır. Bu farklılıkların, meallerin yazıldığı dönem ve okuyucu kitlesine göre değişiklik göstermesi muhtemeldir.