طٰهٰ

Taha Suresi 40. Ayet

اِذْ

تَمْش۪ٓي

اُخْتُكَ

فَتَقُولُ

هَلْ

اَدُلُّكُمْ

عَلٰى

مَنْ

يَكْفُلُهُۜ

فَرَجَعْنَاكَ

اِلٰٓى

اُمِّكَ

كَيْ

تَقَرَّ

عَيْنُهَا

وَلَا

تَحْزَنَۜ

وَقَتَلْتَ

نَفْساً

فَنَجَّيْنَاكَ

مِنَ

الْغَمِّ

وَفَتَنَّاكَ

فُتُوناً۠

فَلَبِثْتَ

سِن۪ينَ

ف۪ٓي

اَهْلِ

مَدْيَنَ

ثُمَّ

جِئْتَ

عَلٰى

قَدَرٍ

يَا

مُوسٰى

٤٠

İż temşî uḣtuke fetekûlu hel edullukum ‘alâ men yekfuluh(u)(s) feraca’nâke ilâ ummike key tekarra ‘aynuhâ velâ tahzen(e)(c) vekatelte nefsen fenecceynâke mine-lġammi vefetennâke futûnâ(en)(c) felebiśte sinîne fî ehli medyene śümme ci/te ‘alâ kaderin yâ mûsâ

"Hani kız kardeşin (Firavun ailesine) gidiyor ve "size onun bakımını üstlenecek kimseyi göstereyim mi?" diyordu. Derken, gözü aydın olsun, üzülmesin diye seni annene döndürdük. (Sana baktı, büyüdün) ve (kazara) bir cana kıydın da biz seni kederden kurtardık seni sıkı bir denemeden geçirdik (ve kaçıp Medyen'e gittin). Medyen halkı içinde yıllarca kaldın sonra (peygamber olman için) takdir edilmiş bir zamanda (Tûr'a) geldin ey Mûsâ!"