الْوَاقِعَةِ

Vakıa Suresi 41. Ayet

وَاَصْحَابُ

الشِّمَالِۙ

مَٓا

اَصْحَابُ

الشِّمَالِۜ

٤١

Ve ashâbu-şşimâli mâ ashâbu-şşimâl(i)

Kötülüğe batanlar ise ne mutsuz kimselerdir!

Surenin tamamını oku

Vakıa Suresi 41. Ayet Meâlleri

Meâller
Meâl Sahibiİfade
Abdulbaki Gölpınarlı MealiVe sol taraf ehli, ama ne de sol taraf ehli.
Diyanet İşleri Meali (Yeni)Kötülüğe batanlar ise ne mutsuz kimselerdir!
Elmalılı Hamdi Yazır MealiSolun adamları, nedir o solcular!
Mehmet Okuyan MealiSolun halkı, ne mutsuz insanlardır o solun halkı!
Ömer Nasuhi Bilmen MealiAshâb-ı Şimal ise, ne?
Süleyman Ateş MealiSolun adamları (amel defterleri, sol tarafından verilenler), nedir o solcular!
Süleymaniye Vakfı MealiUğursuz olanlar sınıfına gelince; ne yazık uğursuz olan o kimselere!
Yaşar Nuri Öztürk MealiVe şomluk ve uğursuzluk yâranı. Nedir şomluk ve uğursuzluk yâranı?

Vakıa Suresi 41. Ayet Hakkında Genel Bilgiler

Genel Bilgiler
SureVakıa
Sure Numarası56
Ayet Numarası41
Sure TürüMekki
Bulunduğu Cüz27
Kur'an Sayfası566
Toplam Harf Sayısı39
Toplam Kelime Sayısı10

Vakıa Suresi, Mekke'de inmiş olup, genel olarak ahiret hayatı, insanların farklı durumları ve bu durumların sonuçları hakkında bilgi verir. Bu surede, insanların iki gruba ayrıldığı, bunların biri sağ tarafta (sahabe-i yemin) ve diğeri sol tarafta (sahabe-i şimal) olmak üzere tasvir edilmektedir. Ayet 41, sol taraf ehlinin durumunu ve onların kötü yargılarını ifade eder. Ayetin geçtiği surenin genelinde, ahiretteki durum ve sonuçlar, insanların dünyada yaptıkları amellere göre şekillenecektir. Bu bağlamda, sol taraf ehlinin durumu, kötü sonuçların ve cezaların bir sembolü olarak değerlendirilir. Sure, insanların sorumlu tutulacağı ve yaptıklarının karşılığını göreceği bir yaşamın varlığına vurgu yapar. Bu ayet, insanların yaptıklarına ve inançlarına göre alacakları karşılığı net bir şekilde ortaya koyar.

Vakıa Suresi 41. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:

Dil bilgisi açıklamaları
KelimeTemel Anlamı
أَصْحَابَSahipler
الْشِّمَالِSol
مَاNe
نَادِمِينَMutsuz
مُبَارَكٌUğurlu

Ayet, Arapça dilbilgisi açısından çeşitli tecvid kurallarına tabi olabilir. Örneğin, bazı harflerin med edilmesi ya da idgam kurallarına uyması gerekebilir. Ancak bu bağlamda daha fazla teknik detaya girilmeksizin, ayet içerisindeki kelimeler ve yapıların temel anlamları üzerinde durulmuştur.

Vakıa Suresi 41. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:

İstatiksel bilgiler
KelimeTemel AnlamıKur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı
أَصْحَابَSahipler13
الشِّمَالِSol15
مَاNe21

Bu kelimeler, Kur'an'da sıkça geçmektedir çünkü ahiret hayatı, insanların durumları ve bu durumların sonuçları üzerinde durulmaktadır. 'أَصْحَابَ', insanların gruplarını tanımlamak için kullanıldığı için, ahlaki ve toplumsal konuların tartışıldığı ayetlerde görülmektedir. 'الشِّمَالِ', kötü sonuçları temsil eden bir kavram olarak, ahiret kavramlarının işlendiği birçok surede yer almaktadır. 'مَا' ise, olumsuz durumları belirtmek için kullanılan bir kelime olarak, genellikle sorular ve olumsuzluklar için sıkça tercih edilmektedir.

مَا

21

الشِّمَالِ

15

أَصْحَابَ

13

Kelimelerin Kur'an'da geçiş grafiği

Vakıa Suresi 41. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:

Ayetin meallerindeki dilsel farklılıklar
Meal SahibiKullanılan İfadeDilsel Tonu
Abdulbaki Gölpınarlısol taraf ehliGeleneksel
Diyanet İşlerikötülüğe batanlarAçıklayıcı
Elmalılı Hamdi Yazırsolun adamlarıGeleneksel
Mehmet Okuyansolun halkıModern
Ömer Nasuhi BilmenAshâb-ı ŞimalEdebi
Süleyman Ateşsolun adamlarıAçıklayıcı
Süleymaniye Vakfıuğursuz olanlarAçıklayıcı
Yaşar Nuri Öztürkşomluk ve uğursuzluk yâranıModern

Tablodaki ifadelerden 'sol taraf ehli', 'solun adamları' ve 'kötülüğe batanlar' gibi ifadeler, genel olarak ayetin anlamını belirlemek için ortak kullanılan kelimelerdir. Çoğu mealde 'sol taraf' veya 'solun halkı' gibi ifadelerin tercih edilmesi, bu kavramların ayetin ana temasını oluşturmasıyla ilgilidir. Diğer yandan, 'uğursuz olanlar' veya 'şomluk' gibi ifadeler, daha edebi ve modern bir ton içerirken, 'Ashâb-ı Şimal' gibi ifadeler ise geleneksel bir dil kullanımını yansıtır. Bu durum, meallerdeki farklılıkların dilsel ve anlam bilimsel açıdan zengin bir çeşitlilik sunduğunu göstermektedir.