الْوَاقِعَةِ

Vakıa Suresi 48. Ayet

اَوَاٰبَٓاؤُ۬نَا

الْاَوَّلُونَ

٤٨

Eve âbâunâ-l-evvelûn(e)

"Evvelki atalarımız da mı?"

Surenin tamamını oku

Vakıa Suresi 48. Ayet Meâlleri

Meâller
Meâl Sahibiİfade
Abdulbaki Gölpınarlı MealiYoksa önceden gelip geçen atalarımız mı dirilecek?
Diyanet İşleri Meali (Yeni)“Evvelki atalarımız da mı?”
Elmalılı Hamdi Yazır Meali"Önceki atalarımızda mı?"
Mehmet Okuyan Meali47,48. Şöyle diyorlardı: “Hem biz hem de önceki atalarımız, ölüp toprak ve kemik hâline geldikten sonra (yeniden) diriltilecekmişiz, öyle mi?”
Ömer Nasuhi Bilmen Meali«Ve bizlerin evvelce geçmiş atalarımız da mı?»
Süleyman Ateş MealiÖnceki atalarımız da mı?
Süleymaniye Vakfı Meali“Eski atalarımız da mı kalkacak!” derlerdi.
Yaşar Nuri Öztürk Meali"Önceki atalarımız da mı?"

Vakıa Suresi 48. Ayet Hakkında Genel Bilgiler

Genel Bilgiler
SureVakıa
Sure Numarası56
Ayet Numarası48
Sure TürüMekki
Bulunduğu Cüz27
Kur'an Sayfası565
Toplam Harf Sayısı44
Toplam Kelime Sayısı8

Vakıa Suresi, Mekke döneminde inmiş bir sûre olup, ahiret gününün, kıyametin ve insanların yeniden dirilişinin önemine dikkat çekmektedir. Bu sure, insanları sorgulayan ve onları düşündüren bir üsluba sahiptir. Ayet 48, genel bağlam içerisinde insanların ölümlerinden sonra yeniden diriltilecekleri konusunu ele alır. İnsanların bu konuda duyduğu şüpheye ve sorgulayıcı tavırlarına atıfta bulunulmaktadır. Bu ayet, hem bireysel anlamda hem de toplumsal olarak insanların geçmişteki atalarının da aynı kaderi paylaşacağının sorgulandığı bir noktayı temsil eder. İnsanlar, ölüp toprağa karışmış olan atalarının da yeniden dirileceğini düşündüklerinde, bu durumun doğallığına dair bir kaygı taşırlar. Dolayısıyla, ayet, ölümden sonraki yaşam düşüncesini sorgulayıcı bir perspektiften ele alarak, insanlara ahireti hatırlatmayı hedefler. Bu bağlamda, ayet, insanları derin düşünmeye sevk eden bir mesaj taşır.

Vakıa Suresi 48. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:

Dil bilgisi açıklamaları
KelimeTemel Anlamı
أَسْلَفَÖnceden gelmek
آبَاءَAtalar
يُبْعَثُونَDiriltilmek

Ayetin telaffuzunda dikkat edilmesi gereken bazı tecvid kuralları bulunmaktadır. Özellikle idgam ve med uygulamaları, ayetin akışının düzgün olmasını sağlar. Bu nedenle, harflerin doğru bir şekilde okunması, anlamın doğru iletilmesi açısından önemlidir.

Vakıa Suresi 48. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:

İstatiksel bilgiler
KelimeTemel AnlamıKur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı
أَسْلَفَÖnceden gelmek1
آبَاءَAtalar6
يُبْعَثُونَDiriltilmek2

Kur'an'da 'آبَاءَ' kelimesi sıkça kullanılır, çünkü insanın kökleri, geçmişi ve aile bağları üzerinde durulması gereken önemli bir konudur. 'أَسْلَفَ' kelimesi, geçmişe dair bir referans sunarak, insanların atalarının geçmişte yaşadıklarını hatırlatmaktadır. 'يُبْعَثُونَ' ise, ahiret inancı bağlamında insanlara umut ve bilgilendirme sağlayan bir terim olarak öne çıkmaktadır.

آبَاءَ

6

يُبْعَثُونَ

2

أَسْلَفَ

1

Kelimelerin Kur'an'da geçiş grafiği

Vakıa Suresi 48. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:

Ayetin meallerindeki dilsel farklılıklar
Meal SahibiKullanılan İfadeDilsel Tonu
Abdulbaki GölpınarlıYoksa önceden gelip geçen atalarımız mı dirilecek?Açıklayıcı
Diyanet İşleriEvvelki atalarımız da mı?Geleneksel
Elmalılı Hamdi YazırÖnceki atalarımızda mı?Geleneksel
Mehmet OkuyanHem biz hem de önceki atalarımız, ölüp toprak ve kemik hâline geldikten sonra (yeniden) diriltilecekmişiz, öyle mi?Açıklayıcı
Ömer Nasuhi BilmenVe bizlerin evvelce geçmiş atalarımız da mı?Geleneksel
Süleyman AteşÖnceki atalarımız da mı?Geleneksel
Süleymaniye VakfıEski atalarımız da mı kalkacak!Açıklayıcı
Yaşar Nuri ÖztürkÖnceki atalarımız da mı?Geleneksel

Yukarıdaki tabloda görüldüğü üzere, 'önceki atalarımız' ifadesi birçok mealde ortak olarak kullanılmıştır. Bunun nedeni, ayetin temel mesajının bu ifadeyle net bir şekilde aktarılabilmesidir. Ayrıca, 'dirilecek' veya 'kalkacak' gibi ifadeler, genellikle farklı dillerde ifade edilmesine rağmen benzer bir anlamı taşımaktadır. Bu durum, aynı zamanda metinlerin anlam derinliğini artırırken, okuyucunun anlayışını pekiştirmektedir. Bazı mealler ise daha edebi ve açıklayıcı bir dil kullanarak, metnin etkisini artırmayı hedeflemiştir. Örneğin, Abdulbaki Gölpınarlı'nın mealinde kullanılan 'yoksa' ifadesi, sorgulayıcı bir tonda bir anlatım sunarken; Mehmet Okuyan'ın mealindeki uzun cümle yapısı, daha kapsamlı bir açıklama sunmaktadır. Genel olarak, mealler arasında bazı dillerde benzerlikler ve farklılıklar gözlemlenmektedir.