Yûnus Suresi 107. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Allah, sana bir zarar verirse o zararı, ondan başka giderecek yoktur ve hayır etmek dilerse de ihsanını reddeden bulunmaz; bunu, kullarından dilediğine verir ve odur suçları örten rahim. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Eğer Allah sana herhangi bir zarar verecek olursa, bil ki onu, O’ndan başka giderebilecek yoktur. Eğer sana bir hayır dilerse, O’nun lütfunu engelleyebilecek de yoktur. O, bunu kullarından dilediğine eriştirir. O, çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Ve eğer Allah, sana bir zarar dokunduracak olursa, onu O'ndan başka giderecek yoktur. Ve eğer sana bir hayır dilerse, o zaman da O'nun hayrını engelleyebilecek kimse yoktur. O, lütfunu dilediği kuluna nasip eder. Allah çok yarlığayıcı, çok esirgeyicidir. |
Mehmet Okuyan Meali | Allah sana bir sıkıntı dokundurursa, onu O’ndan başka açıp (giderecek) yoktur. Sana bir iyilik dilerse, lütfunu geri çevirebilecek de yoktur. Onu kullarından dilediğine (layık olana) ulaştırır. O çok bağışlayandır, çok merhametlidir. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve eğer Allah Teâlâ sana bir zarar dokundurursa artık O'ndan başka onu bir açacak yoktur. Ve eğer sana bir hayır dilerse artık O'nun fazlını reddedecek de yoktur. Bunu kullarından dilediğine eriştirir ve gafûrdur rahîmdir. |
Süleyman Ateş Meali | Eğer Allah sana bir zarar dokundursa onu, yine O'ndan başka kaldıracak yoktur ve eğer sana bir hayır dilese, O'nun keremini de geri çevirecek yoktur. Hayrını, kullarından dilediğine verir. O, bağışlayandır, esirgeyendir. |
Süleymaniye Vakfı Meali | Allah, sana bir zarar verecek olsa onu ondan başka giderebilecek yoktur. Sana iyilik etmek istese onun ikramına engel olabilecek de yoktur. Allah ikramını, tercih ettiği kullarına verir. O, çok bağışlar ve ikramı boldur. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Allah sana bir zarar dokundurursa, onu kaldıracak olan başkası değil, yine O'dur. O sana bir hayır dilerse, O'nun lütfunu reddedecek yoktur. Kullarından dilediğini lütfuyla nasiplendirir. Gafûr'dur O, Rahîm'dir. |
Yûnus Suresi 107. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Yûnus |
Sure Numarası | 10 |
Ayet Numarası | 107 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 11 |
Kur'an Sayfası | 217 |
Toplam Harf Sayısı | 181 |
Toplam Kelime Sayısı | 36 |
Yûnus Suresi'nin 107. ayeti, Allah’ın kudretine ve kullarına olan merhametine vurgu yapar. Mekki dönemde inen bu sure, genel olarak tevhid, peygamberlik ve ahiret inancını ele alır. Bu bağlamda, ayet insanların Allah’ın iradesinin üzerindeki etkilerini anlamalarına yardımcı olur. Ayet, Allah’ın bir insan üzerine zarar vermesi durumunda onu giderecek başka bir varlığın bulunmadığını ifade eder. Aynı zamanda, Allah’ın birine hayır dilemesi durumunda da bunun engellenemeyeceğini belirtir. Bu, Allah’ın iradesinin mutlak olduğunu ve kullarına olan merhametini gösterir. Ayetin genel bağlamında, insanlara güçlük ve sıkıntıların Allah’tan geldiği ve yalnızca O’nun merhametinin bu durumları değiştirebileceği mesajı verilmektedir. Yûnus Suresi, ayrıca birçok mesajın yanı sıra, insanların Allah’a olan inançlarını pekiştirmeyi amaçlar ve bu ayet, bu amacın bir parçası olarak öne çıkar.
Yûnus Suresi 107. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
زَارَ | zarar |
خَيْرَ | hayır |
مَغْفُورٌ | bağışlayıcı |
Ayet içerisinde 'زَارَ' (zarar) kelimesi, 'zarar' anlamında kullanılmıştır. Ayrıca 'خَيْرَ' (hayır) kelimesi, iyilik ve Allah'ın lütfunu ifade ederken, 'مَغْفُورٌ' (bağışlayıcı) kelimesi, Allah'ın merhametini ve affediciliğini vurgular. Tecvid açısından, ayette idgam ve med uygulamaları görülebilir.
Yûnus Suresi 107. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
زَارَ | zarar | 20 |
خَيْرَ | hayır | 14 |
مَغْفُورٌ | bağışlayıcı | 8 |
Bu kelimeler, Kur'an'da önemli kavramları temsil ettikleri için sıkça kullanılır. 'زَارَ' kelimesi sık sık insanların karşılaştığı zorluklar ve bunların üstesinden gelme konularında geçerken, 'خَيْرَ' kelimesi Allah'ın ihsan ettiği iyiliklere ve lütuflara işaret eder. 'مَغْفُورٌ' ise bağışlama ve merhamet kavramlarını temsil ettiğinden, insanlara Allah'ın affediciliğini hatırlatmak amacıyla tekrar eden bir kelimedir.
زَارَ
20
خَيْرَ
14
مَغْفُورٌ
8
Yûnus Suresi 107. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | ihsanını reddeden bulunmaz | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | O’nun lütfunu engelleyebilecek de yoktur | Modern |
Elmalılı Hamdi Yazır | O'nun hayrını engelleyebilecek kimse yoktur | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | lütfunu geri çevirebilecek de yoktur | Açıklayıcı |
Ömer Nasuhi Bilmen | O'nun fazlını reddedecek de yoktur | Geleneksel |
Süleyman Ateş | O'nun keremini de geri çevirecek yoktur | Açıklayıcı |
Süleymaniye Vakfı | O’nun ikramına engel olabilecek de yoktur | Açıklayıcı |
Yaşar Nuri Öztürk | O’nun lütfunu reddedecek yoktur | Modern |
Tabloda yer alan meal sahipleri arasında, sıkça kullanılan ifadeler 'engelleyebilecek yoktur' ve 'reddedecek yoktur' gibi ortak ifadeler şeklinde öne çıkmaktadır. Bu ifadeler, Allah’ın iradesinin mutlak olduğuna dair bir vurguyu taşımaktadır. Tüm meallerde bu kavramlar benzer şekilde ifade edilse de, kullanılan dilin tonu değişkenlik göstermektedir. Geleneksel ve modern mealler arasında, dil açısından farklılıklar mevcuttur. Örneğin, geleneksel meallerde 'kimse yoktur' gibi daha klasik bir ifade kullanılırken, modern meallerde daha güncel ve akıcı ifadeler tercih edilmiştir. Bu farklılık, okuyucu kitlesine ve hedeflenen anlayışa göre değişiklik göstermektedir. Genel olarak, kullanılan ifadeler, kelimelerin aynı anlamı taşımasına rağmen dilsel tercihlerin farklılıklarını yansıtmaktadır.