Yûnus Suresi 17. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Yalan yere Allah'a iftira edenden, yahut onun ayetlerini inkar edenden daha zalim kimdir ki? Şüphe yok ki suçlular, asla kurtulmazlar, muratlarına ermezler. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Artık, Allah’a karşı yalan uydurandan veya O'nun âyetlerini yalanlayandan daha zâlim kimdir? Şüphe yok ki (böyle) suçlular asla kurtuluşa ermezler. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Artık bir yalanı Allah'a iftira eden veya O'nun âyetlerini inkar edenden daha zalim kim olabilir? Hiç şüphesiz o mücrimler iflah olmayacaklar. |
Mehmet Okuyan Meali | Allah’a yalan uyduran veya O’nun ayetlerini yalanlayandan daha zalim kim olabilir ki! Şüphesiz ki suçlular kurtulamazlar! |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Artık Allah Teâlâ'ya karşı yalan yere iftirada bulunandan veya O'nun âyetlerini tekzîp edenden daha zalim kim vardır? Şüphe yok ki, mücrimler felâha eremezler. |
Süleyman Ateş Meali | Uydurduğu yalanı Allah'ın üzerine atan, yahut O'nun ayetlerini yalanlayandan daha zalim kim olabilir? Şüphesiz suçlular asla onmazlar. |
Süleymaniye Vakfı Meali | Bir yalanı Allah’a atfeden veya onun ayetleri karşısında yalana sarılandan daha yanlış kim olabilir? Şurası bir gerçek ki bu suçu işleyenler, umduklarına kavuşamayacaklardır. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Yalan düzerek Allah'a iftira eden yahut O'nun ayetlerini yalanlayan kişiden daha zalim kim var? Şu bir gerçek ki, suçlular iflah etmezler. |
Yûnus Suresi 17. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Yûnus |
Sure Numarası | 10 |
Ayet Numarası | 17 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 11 |
Kur'an Sayfası | 219 |
Toplam Harf Sayısı | 95 |
Toplam Kelime Sayısı | 23 |
Yûnus Suresi, Kur'an-ı Kerim'in onuncu suresi olup Mekke döneminde inmiş bir suredir. Bu surede, genel olarak Peygamberler ve onların getirdiği mesajlar üzerinde durulmaktadır. Ayet 17, Allah'a iftira edenler ve O'nun ayetlerini yalanlayanlar hakkında söz etmektedir. Bu ayet, zalimlik ve suçun ciddiyeti üzerine bir uyarı niteliğindedir. Yûnus Suresi, inkarcıların karşılaşacağı sonuçlar ve Allah'ın kudreti konularında önemli mesajlar içermektedir. Ayet, suçluların kurtuluş umudunun olmadığını vurgulayarak, söz konusu zalimlerin durumu hakkında ciddi bir ikazda bulunmaktadır. Bu bağlamda, ayet, inanç ve ahlaki değerler üzerindeki olumsuz etkileri sorgulatmaktadır. Yatuşlar, toplumda inançsızlık ve Allah'a karşı gelmenin sonuçları hakkında düşünmeye yönlendirilir. Bu surede müminlere, Allah'a olan bağlılıklarını ve O'na karşı dürüst olmanın önemini hatırlatmaktadır. Ayrıca, insanlar arasındaki adalet ve ahlaki sorumluluklar üzerinde de durulmaktadır.
Yûnus Suresi 17. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
يَفْتَرِي | iftira etmek |
مُكَذِّبًا | yalanlamak |
ظَالِمٌ | zulmeden, zalim |
مُجْرِمُونَ | suçlular |
لَنْ | asla |
Ayet içindeki kelimelerden bazıları tecvid açısından dikkat çekmektedir. Örneğin, 'يَفْتَرِي' kelimesinde idgam (bitişik okuma) kuralı gözlemlenirken, 'مُكَذِّبًا' kelimesindeki uzatma (med) kuralı da önemli bir yer tutmaktadır.
Yûnus Suresi 17. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
يَفْتَرِي | iftira etmek | 10 |
مُكَذِّبًا | yalanlamak | 7 |
ظَالِمٌ | zulmeden, zalim | 15 |
Ayet içinde geçen kelimeler, Kur'an'da belirli sıklıklarla tekrar edilmiştir. 'يَفْتَرِي' kelimesi, yalan ve iftira kavramının ciddiyetine dikkat çekmek amacıyla sıkça kullanılır. 'مُكَذِّبًا' kelimesi de benzer şekilde, inkar etme eyleminin önemini vurgulamak için tercih edilmiştir. 'ظَالِمٌ' kelimesi ise zulmün, adaletsizliğin ve zalimlerin durumu hakkında uyarıcı bir anlam taşır. Bu kelimelerin tekrar edilmesi, Kur'an'ın ana temalarından olan inanç, doğruluk ve adalet konularına sıkı bir bağ kurmaktadır.
ظَالِمٌ
15
يَفْتَرِي
10
مُكَذِّبًا
7
Yûnus Suresi 17. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | yalan yere Allah'a iftira edenden | Geleneksel |
Diyanet İşleri | yalan uydurandan veya O'nun âyetlerini yalanlayandan | Açıklayıcı |
Elmalılı Hamdi Yazır | yalanı Allah'a iftira eden | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | Allah’a yalan uyduran | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | yalan yere iftirada bulunandan | Geleneksel |
Süleyman Ateş | uydurduğu yalanı Allah'ın üzerine atan | Edebi |
Süleymaniye Vakfı | bir yalanı Allah’a atfeden | Modern |
Yaşar Nuri Öztürk | yalan düzerek Allah'a iftira eden | Açıklayıcı |
Tablo, farklı meallerde kullanılan ifadeleri ve tonlarını göstermektedir. Ortak ifadeler arasında 'yalan' ve 'iftira' kelimeleri öne çıkmaktadır. Bunlar, Allah'a karşı işlenen suçların ciddiyetini vurgulamak amacı taşımaktadır. Mealler arasında farklılaşan ifadeler ise dilsel ve anlam bilimsel olarak dikkat çekicidir. Örneğin, 'yalan yere iftira' ifadesi, bazı meallerde geleneksel bir üslupla ifade edilirken, 'yalan uydurmak' gibi ifadeler modern bir dil tonu taşımaktadır. Bu durum, farklı okuyucu kitlelerine hitap etme amacı gütmektedir. Genel olarak, meallerdeki ifadeler, ayetin özünü korumakla birlikte, okuyucunun anlama düzeyine göre şekillenmiştir.