الذَّارِيَاتِ

Zariyat Suresi 27. Ayet

فَقَرَّبَهُٓ

اِلَيْهِمْ

قَالَ

اَلَا

تَأْكُلُونَۘ

٢٧

Fekarrabehu ileyhim kâle elâ te/kulûn(e)

Onu önlerine koydu. "Yemez misiniz?" dedi.

Surenin tamamını oku

Zariyat Suresi 27. Ayet Meâlleri

Meâller
Meâl Sahibiİfade
Abdulbaki Gölpınarlı MealiOnların önüne koymuştu da yemez misiniz demişti.
Diyanet İşleri Meali (Yeni)Onu önlerine koydu. “Yemez misiniz?” dedi.
Elmalılı Hamdi Yazır MealiOnu önlerine sürerek: "Yemez misiniz?" dedi.
Mehmet Okuyan Meali26,27. Hemen ailesinin yanına giderek besili bir dana (eti) getirmiş, onu onlara yaklaştırıp “Yemez misiniz?” demişti.
Ömer Nasuhi Bilmen MealiBunu onlara yaklaştırdı. Dedi ki: «Yemez misiniz?»
Süleyman Ateş MealiOnu, önlerine yaklaştırdı, "Yemez misiniz?" dedi.
Süleymaniye Vakfı MealiÖnlerine koydu; “Yemez misiniz?” dedi.
Yaşar Nuri Öztürk MealiDanayı misafirlerin önüne sürdü. "Yemez misiniz?" dedi.

Zariyat Suresi 27. Ayet Hakkında Genel Bilgiler

Genel Bilgiler
SureZariyat
Sure Numarası51
Ayet Numarası27
Sure TürüMekki
Bulunduğu Cüz27
Kur'an Sayfası585
Toplam Harf Sayısı28
Toplam Kelime Sayısı8

Zariyat Suresi, Mekke döneminde inmiş olan bir suredir ve genel olarak Allah'ın varlığı, birliği ve kudreti gibi konuları ele alır. Bu sure, insanlara Allah'ın yarattığı evreni düşünmeleri için hatırlatmalarda bulunur ve müminlerin inancını pekiştirmeye yönelik mesajlar taşır. Ayet 27, bu bağlamda, misafirlerin ağırlanması ve ikram meselesine dair bir örnek sunar. Ayetin geçtiği bu sure, inananlara Allah'ın ayetlerini ve müjdelerini hatırlatırken, aynı zamanda geçmişteki kavimlerin durumları üzerinden bir ders verme amacı gütmektedir. Ayetten anlaşıldığı kadarıyla, misafirperverlik teması ön plana çıkmakta ve misafirlerin ikramı üzerine bir olay anlatılmaktadır. Bu durum, Arap kültüründe önemli bir yere sahip olan misafir ağırlama geleneği ile örtüşmektedir.

Zariyat Suresi 27. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:

Dil bilgisi açıklamaları
KelimeTemel Anlamı
أَنَّاbiz
تَأْتِيgelmek
نَحْنُbiz

Ayetin bazı kısımlarında tecvid kuralları bulunmaktadır. Örneğin, "نَحْنُ" kelimesinde nun harfi sakindir ve bu da okunuşta dikkatli bir duruş gerektirir.

Zariyat Suresi 27. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:

İstatiksel bilgiler
KelimeTemel AnlamıKur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı
يَأْكُلُyemek11
قَرِيبٌyakın7
إِلَىdoğru18

Yukarıda belirtilen kelimeler Kur'an'da farklı bağlamlarda kullanılır. "يَأْكُلُ" kelimesi, beslenme ve ikram temaları ile sıkça karşımıza çıkmaktadır. Misafirperverlik, ikram ve besleme gibi kavramlar, İslam kültüründe önemli bir yer tuttuğu için bu kelimenin sıklığı dikkat çekmektedir. "قَرِيبٌ" kelimesi, Allah'ın kullarına olan yakınlığını vurgularken, "إِلَى" prepozisyonu, yönelme ve ulaşma anlamında kullanımıyla metinlerde sıkça yer alır.

إِلَى

18

يَأْكُلُ

11

قَرِيبٌ

7

Kelimelerin Kur'an'da geçiş grafiği

Zariyat Suresi 27. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:

Ayetin meallerindeki dilsel farklılıklar
Meal SahibiKullanılan İfadeDilsel Tonu
Abdulbaki GölpınarlıOnların önüne koymuştu da yemez misiniz demişti.Edebi
Diyanet İşleri (Yeni)Onu önlerine koydu. “Yemez misiniz?” dedi.Açıklayıcı
Elmalılı Hamdi YazırOnu önlerine sürerek: "Yemez misiniz?" dedi.Geleneksel
Mehmet OkuyanHemen ailesinin yanına giderek besili bir dana (eti) getirmiş, onu onlara yaklaştırıp “Yemez misiniz?” demişti.Modern
Ömer Nasuhi BilmenBunu onlara yaklaştırdı. Dedi ki: «Yemez misiniz?»Geleneksel
Süleyman AteşOnu, önlerine yaklaştırdı, "Yemez misiniz?" dedi.Açıklayıcı
Süleymaniye VakfıÖnlerine koydu; “Yemez misiniz?” dedi.Açıklayıcı
Yaşar Nuri ÖztürkDanayı misafirlerin önüne sürdü. "Yemez misiniz?" dedi.Modern

Mealler arasında "yemez misiniz?" ifadesi özellikle dikkat çekmektedir. Çoğu mealde aynı şekilde ifade edilirken, bazı meallerde bu ifade, bağlamı güçlendirmek amacıyla daha detaylı bir anlatımla sunulmuştur. Örneğin, Abdulbaki Gölpınarlı'nın ifadesi daha edebi bir dil kullanırken, Mehmet Okuyan ve Yaşar Nuri Öztürk modern bir üslup tercih etmektedir. Buna karşılık, Diyanet İşleri ve Süleyman Ateş gibi mealler daha açıklayıcı bir dil tercih etmiştir. Bu durum, meallerin yazıldığı döneme ve yazarın anlatım tarzına bağlı olarak değişiklik göstermektedir. Genel olarak, farklılık gösteren ifadeler, genellikle anlatımın akışını ve bağlamını güçlendirmek üzerine kurulu olup, bu nedenle farklılıklar anlamda ciddi bir çeşitlilik yaratmamaktadır.