Zariyat Suresi 40. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Derken onu ve ordusunu helak etmiş, onları denize atıvermiştik de o kendisini kınayıp durmadaydı. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Bunun üzerine biz de kendisini ve ordularını yakalayıp denize attık. O ise (pişman olmuş), kendini kınıyordu. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Nihayet biz onu ve ordularını yakalayıp hepsini denize attık. Firavun ise o sırada (inadından dolayı pişmanlık duyarak) kendi kendini kınıyordu. |
Mehmet Okuyan Meali | Onu da ordularını da yakalayıp denizde boğmuştuk; bu sırada kendini kınayıp duruyordu. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Artık O'nu da, ordularını da yakaladık, hemen onları denize atıverdik. Ve o, levm edilecek şeyleri yaparken (öyle bir felakete uğramış oldu). |
Süleyman Ateş Meali | Biz de onu ve askerlerini yakaladık, onları denize attık. (O boğulurken pişmanlıkla) Kendi kendini kınıyordu. |
Süleymaniye Vakfı Meali | Nihayet Firavunu tuttuk, ordusuyla birlikte denizin içinde darmadağınık ettik. O sırada o, kendini kınıyordu. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Bunun üzerine, onu da ordusunu da yakalayıp suyun ortasına fırlattık. Kendi kendini kınayıp duruyordu. |
Zariyat Suresi 40. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Zariyat |
Sure Numarası | 51 |
Ayet Numarası | 40 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 27 |
Kur'an Sayfası | 525 |
Toplam Harf Sayısı | 100 |
Toplam Kelime Sayısı | 20 |
Zariyat Suresi, Mekke döneminde inmiş olan bir sure olup, genel olarak Allah'ın kudretini, yaratışını ve ahiret hayatını anlatır. Bu surede, inkar edenlerin başına gelen azaplar ve örnekler üzerinden uyarılar yapılmaktadır. Ayet 40, özellikle Firavun'un helak edilmesi ve onun pişmanlığına dair bir anlatım sunmaktadır. Bu bağlamda, Firavun’un güç ve inat içindeki durumu, onun sonunun nasıl geldiği üzerinde durulmaktadır. Zariyat Suresi, genel olarak inkarcılara yönelik bir mesaj taşırken, aynı zamanda Allah’ın yardımını ve korunmasını da vurgulamaktadır. Ayetin geçtiği bu bağlamda, Firavun’un durumu, insanın kibir ve inat içinde olduğu zaman karşılaşabileceği sonuçların bir örneği olarak değerlendirilebilir. Dönemin sosyal ve politik atmosferi içerisinde, zorbalık ve inkarın sonu, bu tür tarihi anlatımlarla hatırlatılmaktadır.
Zariyat Suresi 40. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
فَأَغْرَقْنَا | boğduk, helak ettik |
فِرْعَوْنَ | Firavun |
كَانَ | idi, vardı |
يُكَذِّبُ | inkar ediyordu |
يُحِصَرُ | pişmanlık duyuyordu |
Ayetin içinde bulunan bazı kelimelerde tecvid kuralları mevcuttur. Örneğin, 'فَأَغْرَقْنَا' kelimesindeki idgam, 'غ' harfinin 'ن' ile birleşmesi sonucunda oluşmaktadır. Ayrıca, 'كَانَ' kelimesinde med kuralı gereği uzatma bulunmaktadır.
Zariyat Suresi 40. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
فِرْعَوْنَ | Firavun | 74 |
يُكَذِّبُ | inkar | 23 |
أَغْرَقْنَا | boğduk | 13 |
Kur'an'da geçen kelimelerin sıklığı, belirli temaların ve anlatımların önemini vurgular. 'فِرْعَوْنَ' kelimesinin sık kullanımı, onun inkarcı ve zorlu durumu üzerinden öğüt verici bir anlatım sunar. 'يُكَذِّبُ' kelimesi, inkar etmenin getirdiği sonuçları hatırlatırken, 'أَغْرَقْنَا' kelimesi ise Allah’ın kudretini ve adaletini simgeler. Bu kelimelerin tekrarları, Müslümanların tarihsel anlamda ibret alması gereken durumları hatırlatmaktadır.
فِرْعَوْنَ
74
يُكَذِّبُ
23
أَغْرَقْنَا
13
Zariyat Suresi 40. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | kendi kendini kınıyordu | Geleneksel |
Diyanet İşleri | kendini kınıyordu | Açıklayıcı |
Elmalılı Hamdi Yazır | pişmanlık duyarak | Edebi |
Mehmet Okuyan | kendini kınayıp duruyordu | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | levm edilecek şeyleri yaparken | Geleneksel |
Süleyman Ateş | Kendi kendini kınıyordu | Açıklayıcı |
Süleymaniye Vakfı | kendini kınıyordu | Açıklayıcı |
Yaşar Nuri Öztürk | kendi kendini kınayıp duruyordu | Modern |
Tablo, farklı meallerde kullanılan ifadeleri ve dilsel tonları göstermektedir. 'Kendini kınıyor' ifadesi, birçok mealde ortak olarak kullanılırken, dilsel ve anlamsal olarak basitlık ve açıklık sunma amacı taşıdığı görülmektedir. Bunun yanında, 'pişmanlık duyarak' ifadesi sadece Elmalılı Hamdi Yazır’ın mealinde yer alırken, bu daha edebi bir yaklaşım sunmaktadır. Genel olarak, mealler arasında ortak kullanılan ifadelerin, konunun ciddiyetini ve acıklığını koruma amacı taşıdığı söylenebilir. Ancak, belirgin farklı ifadeler, farklı yorum ve anlayışları ortaya koyabilmektedir. Örneğin, 'levm edilecek şeyleri yaparken' ifadesi, belirli bir düşünsel derinlik sunmakta, diğer meallerde ise daha basit ve doğrudan bir anlatımla karşılaşılmaktadır. Bu durum, meallerin kendi çerçevelerinde okuyucuya sunmak istediği mesajın taşıdığı önem ve dilsel farklılıklar açısından ilginç bir çeşitlilik ortaya koymaktadır.