Zuhruf Suresi 20. Ayet
وَقَالُوا
لَوْ
شَٓاءَ
الرَّحْمٰنُ
مَا
عَبَدْنَاهُمْۜ
مَا
لَهُمْ
بِذٰلِكَ
مِنْ
عِلْمٍۗ
اِنْ
هُمْ
اِلَّا
يَخْرُصُونَۜ
٢٠
Ve kâlû lev şâe-rrahmânu mâ ‘abednâhum(k) mâ lehum biżâlike min ‘ilm(in)(s) in hum illâ yaḣrusûn(e)
Zuhruf Suresi 20. Ayet Meâlleri

Zuhruf Suresi 20. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
| Sure | Zuhruf |
| Sure Numarası | 43 |
| Ayet Numarası | 20 |
| Sure Türü | Mekki |
| Bulunduğu Cüz | 23 |
| Kur'an Sayfası | 516 |
| Toplam Harf Sayısı | 98 |
| Toplam Kelime Sayısı | 22 |
Zuhruf Suresi, Mekke döneminde indirilmiş olan bir suredir ve genel olarak müşriklerin inançlarını ve Allah'ın birliğini vurgular. Sura, inananların Allah’a olan bağlılıklarını pekiştirmek için çeşitli örnekler ve hikâyeler sunar. Ayet 20, müşriklerin Rahman'a yönelik itirazlarını ifade ederken kullandıkları bir bahane niteliğindedir. Bu konuyla ilgili olarak, Mekke'deki putperest toplum, Allah'ın iradesini ve tekliğini sorgulamakta ve buna karşı çeşitli bahaneler üreterek, kendi inançlarının geçerliliğini savunmaya çalışmaktadır. Ayet, onların bu bahanelerinin aslında dayanaksız olduğunu, sadece yalanlardan ibaret olduğunu belirtmektedir. Diğer ayetlerle birlikte ele alındığında, bu durum, inananların Allah'a olan teslimiyetinin ne denli önemli olduğunu gözler önüne sererken, inançsızların ise ne kadar zayıf bir dayanağa sahip olduklarını vurgulamaktadır. Mekke döneminin sosyal ve kültürel bağlamında, bu tür ayetlerin, Müslümanların inançlarını güçlendirme ve müşriklerin yanlış inançlarını sorgulama işlevi vardır. Böylece, ayet, Allah’ın iradesine karşı çıkanların aslında kendi kendilerine yalan söylediklerini ifade ederken, aynı zamanda inananların inançlarına daha sıkı sarılmalarına teşvik edici bir mesaj taşımaktadır.
Zuhruf Suresi 20. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
| Kelime | Temel Anlamı |
|---|---|
| رحمن | Rahman |
| يعبد | Kulluk etmek |
| يقول | Dediler |
| علم | Bilgi |
| كذب | Yalan |
Ayette bazı kelimelerin tecvid kuralları bulunmaktadır. Özellikle 'يعبد' kelimesinde idgam ve med kurallarına dikkat edilmesi gerekmektedir.
Zuhruf Suresi 20. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
| Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
|---|---|---|
| رحمن | Rahman | 17 |
| يعبد | Kulluk etmek | 7 |
| علم | Bilgi | 9 |
Rahman kelimesi, Kur'an'da sıkça geçmektedir çünkü Allah'ın rahmetini ve merhametini ifade eder. Kulluk etme anlamına gelen 'يعبد' kelimesi de, insanın Allah’a olan ibadetini vurgulamak için önemlidir. 'علم' kelimesi ise, bilgi ve kavrayışı temsil eder. Bu kelimelerin sık kullanımı, inanç ve ibadet temalarının Kur'an'da ne denli önemli olduğunu ortaya koymaktadır.
رحمن
17
علم
9
يعبد
7
Zuhruf Suresi 20. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
| Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
|---|---|---|
| Abdulbaki Gölpınarlı | rahman isteseydi derler | Açıklayıcı |
| Diyanet İşleri | Eğer Rahmân dileseydi | Geleneksel |
| Elmalılı Hamdi Yazır | Eğer Rahman olan, Allah dileseydi | Açıklayıcı |
| Mehmet Okuyan | Rahmân dileseydi | Modern |
| Ömer Nasuhi Bilmen | Eğer o Rahmân dilemeseydi | Geleneksel |
| Süleyman Ateş | Rahman dileseydi | Açıklayıcı |
| Süleymaniye Vakfı | Rahman’ın tercihi farklı olsaydı | Edebi |
| Yaşar Nuri Öztürk | Rahman dileseydi | Modern |
Tabloya göre, çoğu mealde 'Rahman dileseydi' ifadesi ortak olarak kullanılmıştır. Bu ifade, ayetin ana temasını oluşturan, Allah'ın iradesini sorgulayan bir yaklaşım sergilemektedir. Meal sahipleri tarafından bu ifadenin tercih edilmesi, kelime seçiminde geleneksel bir dilin öne çıktığını göstermektedir. 'Kulluk etmezdik' ya da 'ibadet etmeyecektik' gibi ifadeler ise, farklı meallerde değişiklik göstermektedir. Bazı meallerde bu ifade daha geleneksel bir üslup ile, bazılarında ise daha modern bir dil ile sunulmaktadır. Dikkat çeken farklılıklar, farklı meal yazarlarının üslup ve ifade biçimlerini yansıtırken, anlamda belirgin değişiklikler yaratmamaktadır. Genel olarak, mealler arasında benzer bir anlam bütünlüğü korunmaktadır.
Zuhruf Sûresi 20. Ayet ile Bağlantılı Diğer Ayetler
İnkar edenler, 'Rahman olan Allah, bize bir şey göndermedi' derler. Yani, vahiy veya peygamber gönderilmediğini iddia ederler.
- Bakara Suresi 118. Ayet: Bu ayette de, Allah'ın kendi iradesiyle kimlere vahiy göndereceği ve bunun ilahi bir tercih olduğu belirtilmektedir. İnkar edenlerin bu durumu sorgulaması, vahyin insanlar için bir rahmet değil, bir yükümlülük kaynağı olduğunu anlamalarına yardımcı olur.
- Tebareke (Mülk) suresi 26. Ayet: Bu ayette, inkâr edenlerin Allah'tan gelen uyarılara karşı tutumları ele alınmaktadır. Bu, onların Rablerine olan nankörlüklerinin bir yansımasıdır ve bu noktada Zuhruf Suresi ile paralellik gösterir.
- En'âm Sûresi 91. Ayet: Bu ayette, Allah'ın hiçbir insanın vasıtası olmaksızın kendisine vahiy göndermediğini ileri süren inkârcıların yanlış düşünceleri eleştirilmektedir. Zuhruf Suresi 20. ayet ile benzer bir konu işlenmektedir.
Zuhruf Suresi 20. ayetinde, Allah'a inanmayanların vahiy konusunda sarf ettikleri sözler ele alınmakta ve bu sözlerin yanlışlığı diğer ayetlerde de örneklendirilerek açıklanmaktadır. İnkarcıların düşünceleri, hem ilahi mesajın önemini hem de Allah'ın iradesinin farklılıklardaki rolünü anlamalarını engellemektedir. Bu bağlamda, Kuran'ın genel mesajı ve vahiy kavramı vurgulanmaktadır.
Okumak istediğin ayeti seç