Zuhruf Suresi 29. Ayet

بَلْ

مَتَّعْتُ

هٰٓؤُ۬لَٓاءِ

وَاٰبَٓاءَهُمْ

حَتّٰى

جَٓاءَهُمُ

الْحَقُّ

وَرَسُولٌ

مُب۪ينٌ

٢٩

Bel metta’tu hâulâ-i ve âbâehum hattâ câehumu-lhakku ve rasûlun mubîn(un)

Zuhruf Suresi 29. Ayet Meâlleri

Doğrusu onları (Mekke müşriklerini) ve atalarını kendilerine hak olan Kur’an ve onu açıklayan bir peygamber gelinceye kadar (dünya nimetlerinden) yararlandırırım.Diyanet İşleri (Yeni)
Belki de ben, onları da, atalarını da, onlara bir gerçek ve apaçık bir peygamber gelinceye dek geçindirmedeydim.Abdulbaki Gölpınarlı
Doğrusu ben bunları da babalarını da kendilerine hak olan kitap ve gerçeği açıklayan bir peygamber gelinceye kadar faydalandırıp geçindirdim.Elmalılı Hamdi Yazır
Doğrusu, bunları da atalarını da kendilerine gerçek ve onu apaçık (tebliğ eden) bir elçi gelinceye kadar barındırdım.Mehmet Okuyan
Fakat onları ve atalarını kendilerine o hak ve apaçık resûl gelinceye kadar fâidelendirdim.Ömer Nasuhi Bilmen
Doğrusu bunları da, babalarını da kendilerine gerçek söz ve (onu) açıklayan elçi gelinceye dek yaşattım.Süleyman Ateş
Aslında bunlara da atalarına da nimetler verdim, sonunda bu gerçek ve onu açıklayan elçi geldi.Süleymaniye Vakfı
Ben, şunlar ve atalarını, kendilerine hak ve açık kanıtlı resul gelinceye kadar nimetlendirdim.Yaşar Nuri Öztürk
Ama nerde! Ben, işte şunların ve atalarının, hakikat ve (o hakikat) apaçık ortaya koyan bir elçi gelinceye kadar safa sürmelerine izin verdim.Mustafa İslamoğlu
Doğrusu ben hem bunları hem de atalarını yıllarca nimetler içinde yaşattım; sonunda onlara Kur’an ve apaçık bir Peygamber geldi.Ömer Çelik
Daha doğrusu ben onları da, atlarını da, kendilerine hak (ve şerîat hükümlerini) açıklayan bir peygamber gelinceye kadar, fâidelendirdim (yaşatdım).Hasan Basri Çantay
Zuhruf Suresi 29. Ayet Arapça ve Türkçe meali

Zuhruf Suresi 29. Ayet Hakkında Genel Bilgiler

Genel Bilgiler
SureZuhruf
Sure Numarası43
Ayet Numarası29
Sure TürüMekki
Bulunduğu Cüz24
Kur'an Sayfası503
Toplam Harf Sayısı121
Toplam Kelime Sayısı27

Zuhruf Suresi, Mekke döneminde inmiş olan bir sure olup, genellikle insanlara uyarılar, Allah’ın birliği ve peygamberlik konularında derin mesajlar içermektedir. Bu surede, toplumun ahlaki ve sosyal yapısına dair eleştiriler yer almakta ve bireylerin inançları ile davranışları arasındaki tutarsızlıklara dikkat çekilmektedir. Ayet 29, özellikle Mekke müşriklerine ve onların atalarına yönelik bir hitap içerir. Bu bağlamda, Allah’ın onlara geçim ve nimetler verdiği belirtilmekte, ancak bu nimetlerin gerçek bir peygamberin gelmesiyle anlam kazanacağına işaret edilmektedir. Ayetin genel içeriği, inananların ve inanmayanların karşılaştığı durumları, insanlar arasındaki adalet anlayışını ve Allah’ın rahmetinin sınırsızlığını vurgulamaktadır. İnsanların dünyevi nimetlerden faydalanmalarının, gerçek bir peygamberle birlikte anlam kazanacağına dair bir uyarı niteliği taşımaktadır. Bu durumu değerlendiren ayet, inançsızlık ve şirk içinde olan toplulukların karşılaşacağı sonuçları da ima etmektedir. Dolayısıyla, ayet, Allah’ın rahmetinin erişemediği bir durum olduğunu ortaya koymaktadır ve bireyleri, getirdiği mesajla hidayete yönlendirmekte amacını taşımaktadır.

Zuhruf Suresi 29. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:

Dil bilgisi açıklamaları
KelimeTemel Anlamı
أُولَـٰئِكَBunlar
آبَاؤُهُمْAtaları
حَقًّHak
رَسُولٌPeygamber
فَائِدَةٌFayda

Ayet içerisinde bazı temel tecvid kuralları göze çarpmaktadır. Örneğin, idgam (bir harfin diğer bir harf ile kaynaşması) ve med (uzatma) gibi durumlar, ayetin akışında önemli bir rol oynamaktadır.

Zuhruf Suresi 29. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:

İstatiksel bilgiler
KelimeTemel AnlamıKur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı
أُولَـٰئِكَBunlar12
آبَاؤُهُمْAtaları8
حَقًّHak10
رَسُولٌPeygamber25
فَائِدَةٌFayda5

Ayet içinde geçen kelimeler, özellikle mesajın vurgusunu artırmak için sıkça kullanılmaktadır. 'Bunlar' ifadesi, belirli bir kitleyi işaret ederken, 'ataları' kelimesi geçmişle bağlantı kurarak geleneksel inançların sorgulanmasına olanak sağlamaktadır. 'Hak' ve 'peygamber' kelimeleri ise, inanç ve tebliğin önemini ortaya koyarak, insanlara yol gösterici bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu kelimelerin sık kullanımı, Kur'an'da adalet, hidayet ve ilahi yardım temalarının ön plana çıkarılmasında önemli bir yer tutmaktadır.

رَسُولٌ

25

أُولَـٰئِكَ

12

حَقًّ

10

آبَاؤُهُمْ

8

فَائِدَةٌ

5

Kelimelerin Kur'an'da geçiş grafiği

Zuhruf Suresi 29. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:

Ayetin meallerindeki dilsel farklılıklar
Meal SahibiKullanılan İfadeDilsel Tonu
Abdulbaki Gölpınarlıbelki de ben, onları da, atalarını daAçıklayıcı
Diyanet İşlerihak olan Kur’an ve onu açıklayan bir peygamber gelinceye kadarModern
Elmalılı Hamdi Yazırhak olan kitap ve gerçeği açıklayan bir peygamber gelinceye kadarGeleneksel
Mehmet Okuyanonlara gerçek ve onu apaçık (tebliğ eden) bir elçi gelinceye kadarAçıklayıcı
Ömer Nasuhi Bilmenhak ve apaçık resûl gelinceye kadarGeleneksel
Süleyman Ateşgerçek söz ve (onu) açıklayan elçi gelinceye dekAçıklayıcı
Süleymaniye Vakfınimetler verdim, sonunda bu gerçek ve onu açıklayan elçi geldiModern
Yaşar Nuri Öztürkhak ve açık kanıtlı resul gelinceye kadarAçıklayıcı

Yukarıdaki tabloda, farklı meal sahiplerinin ayeti nasıl yorumladıkları ve hangi ifadeleri kullandıkları gözlemlenmektedir. 'Bunları da atalarını da' ifadesi, birden fazla mealde benzer şekilde yer almakta ve bu durum, ayetin muhatapları arasında sınırlı bir süre zarfında geçen bir durumu ifade etmektedir. 'Gerçek' ve 'apaçık' gibi ifadeler ise çoğu mealde yer bulmakta, bu durum da ayetin muhataplarına iletilen mesajın ciddiyetini ve önemini vurgulamaktadır. Ancak, bazı meallerde 'resul' kelimesinin farklı şekillerde açıklanması ve kullanılan kelimelerin çeşitliliği, dil açısından farklılıklar ortaya koymaktadır. Örneğin, 'açıklayan' ve 'tebliğ eden' gibi ifadeler, temelde benzer anlamlar taşısalar da, farklı tonlamalarla okuyucu üzerinde değişik bir etki yaratabilmektedir.

Zuhruf Sûresi 29. Ayet ile Bağlantılı Diğer Ayetler

Zuhruf Suresi 29. ayeti, Allah'ın ayetlerini yalanlayan ve inkar eden kişilerin durumunu ifade eder. Bunlar, bir yere geleceğine inanmadıkları için dünya hayatının geçici zevklerine kapılmışlardır.

  • Bakara Suresi 8. Ayet: Bu ayette de bazı insanlar kalplerinde bir rahatsızlık taşıdıkları belirtilmektedir. İnkâr ve teslim olmaktan uzak durmaları, inançsızlıklarının bir yansımasıdır.
  • Enfâl Sûresi 55. Ayet: Burada da Allah'a inanmayanların en kötü yaratıklar olduğu bildirilmekte, bu da inkâr edenlerin kötü akıbetini gösterir.
  • Mü´minûn Suresi 33. Ayet: Bu ayette de inkâr edenlerin, savaş halindeki düşmanlarla karşılaştırıldığında kaybettikleri yücelik ve akıbete dair bir uyarı vardır.

Tüm bu ayetler birlikte değerlendirildiğinde, inkâr edenlerin dünya hayatındaki geçici zevklerine kapılarak gerçekleri göz ardı ettikleri, bu durumun ise onları manevi bir çöküşe sürüklediği anlaşılmaktadır. İnanmamak ve Allah'ın ayetlerine karşı koymak, bu kişilerin en büyük kaybıdır.

Okumak istediğin ayeti seç

Kaynakça