Zuhruf Suresi 48. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Onlara hiçbir delil göstermedik ki biri, öbüründen büyük olmasın ve tuttukları yoldan dönsünler diye de azaplandırdık onları. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | Onlara gösterdiğimiz her bir mucize önceki benzerinden daha büyüktü. Doğru yola dönsünler diye, onları azaba uğrattık. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Bizim onlara gösterdiğimiz her bir mucize diğerinden daha büyüktü. Belki doğru yola dönerler diye biz onları azapla yakaladık. |
Mehmet Okuyan Meali | Onlara gösterdiğimiz her bir delil, kardeşinden (diğerinden) daha büyüktü. (Gerçeğe) dönsünler diye onları azapla yakalamıştık. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve onlara âyetten bir şey gösterir olmadık ki, illâ o, diğerlerinden daha büyük idi. Ve onları azab ile yakaladık, belki onlar geri dönerler (diye). |
Süleyman Ateş Meali | Onlara gösterdiğimiz her mu'cize, mutlaka kızkardeşinden (ötekinden) büyüktü. Belki dönerler diye onları (kıtlık, tufan, çekirge gibi türlü) azab(lar) ile cezalandırdık. |
Süleymaniye Vakfı Meali | Gösterdiğimiz her bir mucize diğerlerinden büyüktü. Belki dönerler diye onları sıkıntılara (krizlere, azaplara) soktuk. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Onlara gösterir olduğumuz her ayet-alâmet, kızkardeşi ayet-alâmetten mutlaka daha büyüktür. Belki dönerler diye onları azapla da yakalamışızdır. |
Zuhruf Suresi 48. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Zuhruf |
Sure Numarası | 43 |
Ayet Numarası | 48 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 24 |
Kur'an Sayfası | 507 |
Toplam Harf Sayısı | 119 |
Toplam Kelime Sayısı | 22 |
Zuhruf Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 43. suresi olup, Mekke döneminde inmiştir. Sure, genel olarak tevhid, peygamberlik, ahiret inancı ve müşriklerin inkarlarıyla ilgili temalar üzerinde durmaktadır. Ayet 48, bu bağlamda, Allah'ın mucizeleri ile insanlar arasındaki ilişkiyi ele alır. Müşriklere gösterilen her mucizenin, bir önceki mucizeden daha büyük olduğu vurgulanırken, bu mucizelerin insanlar için bir uyarı ve bir dönüş vesilesi olması gerektiği belirtilmektedir. Ayetin, Kur'an'daki genel temalarla uyumlu olarak, Allah'ın güçlü ve hükmedici iradesinin altını çizen bir anlatım tarzı vardır. Ayetin bağlamı, Allah'ın inkâr edenlere karşı tavrını ve onlara gösterdiği mucizelerin etkisini ortaya koyarken, insanların bu mucizelerden ders alarak doğru yola dönmeleri gerektiğini ifade etmektedir. Bu surede, Allah'ın rahmeti ile azabının dengesi üzerinde durulmakta ve insanların bu dengeyi anlamaları için uyarılmaları gerektiği ortaya konulmaktadır. Özetle, Zuhruf Suresi 48. ayet, insanlara düşen sorumluluk ve inançları konusunda bir çağrıdır.
Zuhruf Suresi 48. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
آيَةً | ayet |
مُعْجِزَةً | mucize |
عَذَابًا | azap |
Ayet içerisinde dikkat çeken bazı tecvid kuralları bulunmaktadır. Örneğin, 'عَذَابًا' kelimesindeki 'م' harfi idgam uygulanarak okunmaktadır. Ayrıca, bazı kelimelerde uzatma (med) kuralları da söz konusudur.
Zuhruf Suresi 48. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
آيَةً | ayet | 33 |
مُعْجِزَةً | mucize | 10 |
عَذَابًا | azap | 75 |
Kur'an'da geçen 'ayet', 'mucize' ve 'azap' kelimeleri, özellikle inançların ve ibadetlerin önemini vurgulamak için sıkça kullanılmaktadır. 'Ayat' kelimesi, Allah'ın varlığını ve birliğini gösteren işaretler anlamında önemli bir yere sahiptir. 'Mucize' kelimesinin sık kullanımı, peygamberlerin ve Allah'ın kudretinin insanlara gösterilmesinin gerekliliğini ifade ederken, 'azap' kelimesi ise inkâr edenlerin karşılaşabilecekleri sonuçları hatırlatmaktadır. Bu kelimelerin sık geçişi, Kur'an'ın ana temalarından olan uyarı, ibret ve dönme çağrısı ile alakalıdır.
عَذَابًا
75
آيَةً
33
مُعْجِزَةً
10
Zuhruf Suresi 48. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | hiçbir delil göstermedik | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri Meali | her bir mucize önceki benzerinden daha büyüktü | Modern |
Elmalılı Hamdi Yazır | Bizim onlara gösterdiğimiz her bir mucize | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | her bir delil, kardeşinden daha büyüktü | Açıklayıcı |
Ömer Nasuhi Bilmen | bir şey gösterir olmadık | Geleneksel |
Süleyman Ateş | her mu'cize, mutlaka kızkardeşinden büyüktü | Edebi |
Süleymaniye Vakfı | her bir mucize diğerlerinden büyüktü | Modern |
Yaşar Nuri Öztürk | her ayet-alâmet, kızkardeşi ayet-alâmetten mutlaka daha büyüktür | Açıklayıcı |
Tabloda görüldüğü gibi, ayetin meallerinde ortak olarak 'mucize', 'ayet' ve 'büyüklük' kavramları sıkça kullanılmıştır. Bu ifadelerin çoğu mealde yer alması, ayetin özünü ve mesajını doğru bir şekilde aktarma amacını taşımaktadır. Bununla birlikte, mealler arasında kullanılan ifadeler arasında farklılıklar bulunmaktadır. Örneğin, Abdulbaki Gölpınarlı'nın 'hiçbir delil göstermedik' ifadesi, diğer meallerde 'her bir mucize' gibi daha olumlu ifadelerle karşılık bulurken, Diyanet İşleri Meali'nde ise 'önceki benzerinden daha büyüktü' ifadesiyle dikkat çekilmektedir. Bu durum, meallerin farklı dilsel tonlar kullanarak ayetin anlamını çeşitli şekillerde aktardığını göstermektedir. Bazı meallerde daha açıklayıcı ve modern bir dil tercih edilirken, diğerlerinde geleneksel bir ifade tarzı sergilenmektedir. Bu çeşitlilik, ayetin anlaşılmasında ve yorumlanmasında zengin bir perspektif sunmaktadır.