Zuhruf Suresi 7. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | Ve hiçbir peygamber gelmedi onlara ki onunla alay etmesinler. |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | (Onlar da) kendilerine gelen her peygamberle mutlaka alay ediyorlardı. |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Onlar kendilerine gelen her peygamberle mutlaka alay ediyorlardı. |
Mehmet Okuyan Meali | Onlar kendilerine gelen her peygamberle mutlaka alay ederlerdi. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Onlara bir peygamber gelmiş olmazdı ki, illâ onunla istihzâ eder olmuşlardı. |
Süleyman Ateş Meali | Onlara hiçbir peygamber gelmezdi ki mutlaka onunla alay etmesinler. |
Süleymaniye Vakfı Meali | Onlara hangi nebi gelse mutlaka hafife alırlardı. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | Onlara bir peygamber geldiğinde mutlaka onunla alay ediyorlardı. |
Zuhruf Suresi 7. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | Zuhruf |
Sure Numarası | 43 |
Ayet Numarası | 7 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 24 |
Kur'an Sayfası | 475 |
Toplam Harf Sayısı | 82 |
Toplam Kelime Sayısı | 16 |
Zuhruf Suresi, Mekke döneminde inmiştir ve genel olarak müşriklerin inançsızlığı, peygamberlere olan düşmanlıkları ve Allah’ın birliğine çağrıyı konu alır. Bu surede, insanların peygamberlerle dalga geçerek ve alay ederek nasıl bir tutum sergiledikleri anlatılmaktadır. Ayet, müşriklerin geçmişte gelen peygamberlere karşı geliştirdikleri alaycı tavrı ifade eder. Bu bağlamda, ayet, insanlara gelen her peygamberin karşılaştığı benzer bir muameleye işaret eder. Müşriklerin bu tutumlarının, Allah’ın mesajını kabullenmemelerine ve inançsızlıklarına neden olduğu vurgulanır. Ayetin genel yapısı, geçmişteki inkârcı toplumların tutumlarını ve sonuçlarını gözler önüne sererken, günümüz insanına da bir uyarı niteliği taşır. Bu surede, toplumların peygamberlere karşı takındıkları benzer tutumlar, inançsızlığın evrenselliğini ortaya koyar. Ayrıca, Kur'an'ın insanlığa yönelik mesajlarını kabul etmemenin sonuçlarına dikkat çekilir.
Zuhruf Suresi 7. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
أَنْتُمْ | Siz |
أَتَى | Geldi |
رَسُولٌ | Peygamber |
مَسْخَرَةٌ | Alay |
كَذَّبَ | Yalanladı |
Ayet içindeki kelimeler, Arapça'nın zengin yapısını yansıtır. Kelimeler arasında geleneksel Arapça kök yapılarına dayanarak oluşturulmuş, çeşitli dil bilgisi kurallarına ve tecvid uygulamalarına tabi kelimeler bulunmaktadır. Özellikle, 'كَذَّبَ' kelimesi, geçmiş zamanın kullanımıyla dikkat çeker. Ayrıca, 'أَنْتُمْ' gibi zamirler, ayetteki öznenin belirginliğini artıran unsurlardandır.
Zuhruf Suresi 7. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
رَسُولٌ | Peygamber | 113 |
مَسْخَرَةٌ | Alay | 10 |
كَذَّبَ | Yalanladı | 45 |
Bu kelimelerin Kur'an'da sıkça geçmesi, peygamberlerin ortak özellikleri ve insanlara olan karşıt tavırlarıyla ilgilidir. 'رَسُولٌ' kelimesi, peygamberlerin Allah tarafından gönderilmiş temsilciler olduğunu vurgularken, 'كَذَّبَ' kelimesi ise inkar ve alay gibi insani zaafları ifade eder. 'مَسْخَرَةٌ' kelimesi ise inançsızlığın getirdiği düşkünlüğü ve alaycılığı anlatmaktadır. Bu kelimelerin tekrarları, bu temaların Kur'an'daki önemini gösterir.
رَسُولٌ
113
كَذَّبَ
45
مَسْخَرَةٌ
10
Zuhruf Suresi 7. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | onlarla alay etmesinler | Geleneksel |
Diyanet İşleri | alay ediyorlardı | Açıklayıcı |
Elmalılı Hamdi Yazır | alay ediyorlardı | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | alay ederlerdi | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | alay eder olmuşlardı | Geleneksel |
Süleyman Ateş | alay etmesinler | Açıklayıcı |
Süleymaniye Vakfı | hafife alırlardı | Açıklayıcı |
Yaşar Nuri Öztürk | alay ediyorlardı | Modern |
Yukarıdaki tablo, ayetin Türkçe meallerindeki ortak ifadeleri ve farklılıkları göstermektedir. 'alay etmek' ifadesi çoğu mealde benzeri şekilde kullanılırken, bazılarında 'hafife almak' gibi alternatif ifadeler de tercih edilmiştir. Bu durum, kelimelerin anlamındaki derinlik ve inceliği yansıtır. Mealler arasında belirgin şekilde farklılaşan ifadeler, genellikle dilsel ton ve kullanım bağlamıyla ilgilidir. Örneğin, 'alay eder olmuşlardı' ifadesi zaman açısından bir değişimi ifade ederken, diğerleri daha direkt bir anlatım sunar. Bu da okuyucuya çeşitli zenginlikler sunmakta, aynı zamanda metnin derinliğini artırmaktadır. Dikkat çeken diğer bir durum ise, bazı meallerin daha geleneksel bir üslup kullanmasıdır ki bu da dinî metinlerin tarihî ve kültürel bağlamını koruma amacı taşır.