İsrâ Suresi 107. Ayet Meâlleri
Meâl Sahibi | İfade |
---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı Meali | De ki: İster inanın, ister inanmayın; bundan önce kendilerine bilgi verilenlere okundu mu onlar, yüzüstü kapanıp secde ediyorlar |
Diyanet İşleri Meali (Yeni) | De ki: “Ona ister inanın, ister inanmayın. Şüphesiz, daha önce kendilerine ilim verilenler, Kur’an kendilerine okunduğunda derhal yüzüstü secdeye kapanırlar.” |
Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Ey Muhammed! De ki: İster ona (Kur'ân'a) inanın, ister inanmayın; o daha önce kendilerine ilim verilenlere okunduğunda onlar, yüzleri üstü secdeye kapanırlar. |
Mehmet Okuyan Meali | De ki: “Siz ona ister inanın, ister inanmayın! Şüphesiz ki daha önce kendilerine ilim verilenlere (Kur’an) okununca yüz üstü secdeye kapanırlar. |
Ömer Nasuhi Bilmen Meali | De ki: «İmân edin veya imân etmeyin. Şüphe yok ki, bundan evvel kendilerine bilgi verilmiş olanlar, kendilerine karşı tilâvet edilince secde eder oldukları halde çeneleri üstüne kapanırlar.» |
Süleyman Ateş Meali | De ki: "Siz ister ona inanın, ister inanmayın, O, daha önce kendilerine bilgi verilenlere okunduğu zaman onlar, derhal çeneleri üstüne secdeye kapanırlar." |
Süleymaniye Vakfı Meali | De ki “Siz ona ister inanın, ister inanmayın. Daha önce kendilerine bu konuda bilgi verilmiş olanlara Kur’ân okunduğu zaman çenelerinin üstüne kapanıp secde ederler. |
Yaşar Nuri Öztürk Meali | De ki: "İster inanın ona, ister inanmayın. O, kendilerine daha önce ilim verilmiş olanlara okunduğunda, onlar, çeneleri üstü secdelere kapanıyorlar." |
İsrâ Suresi 107. Ayet Hakkında Genel Bilgiler
Sure | İsrâ |
Sure Numarası | 17 |
Ayet Numarası | 107 |
Sure Türü | Mekki |
Bulunduğu Cüz | 15 |
Kur'an Sayfası | 302 |
Toplam Harf Sayısı | 108 |
Toplam Kelime Sayısı | 33 |
İsrâ Suresi, Mekke döneminde inmiş olan bir suredir ve genel olarak insanlığa bir rehberlik sunan mesajlar taşır. Bu surede, insanın yaratılışı, Allah'ın kudreti, peygamberlik ve ahiret hayatı gibi önemli konular işlenmektedir. 107. ayet, insanların Kur'an'a karşı tutumunu ve Kur'an'ın okunduğunda gösterdikleri tepkileri sorgulamaktadır. Bu bağlamda, ayet, önceki kavimlerin Kur'an'a nasıl bir saygı gösterdiğini ve bu saygının onlara getirdiği derin tefekkür ve teslimiyetle birlikte bir secde eylemi ile sonuçlandığını ortaya koyar. Ayetin genel mesajı, Kur'an'ın ilahi bir kitap olduğunu ve ona saygının gerekliliğini vurgulamaktadır. Bu ayet, aynı zamanda insanların iman edip etmemesinin kendi tercihine bağlı olduğunu belirtirken, bilgi sahibi olanların Kur'an'a tepkisinin daha derin olduğunu ifade eder. Ayet, insanın bilgiye ve vahye yaklaşımını sınıflandırmakta ve iman ile cehalet arasındaki farkı gözler önüne sermektedir.
İsrâ Suresi 107. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:
Kelime | Temel Anlamı |
---|---|
إِنْ | Eğer |
مَنْ | Kim |
سَجَدَ | Secde etti |
قِيلَ | Denildi |
عَالِمِينَ | Bilgi sahibi olanlar |
قَرَأَ | Okundu |
عَلَى | Üzerine |
وَجُوهِهِمْ | Yüzleri |
يَكُونُ | Olur |
تَقَلُّباً | Dönüş |
Ayetin okunuşunda dikkat edilmesi gereken bazı tecvid kuralları bulunmaktadır. Örneğin, bazı kelimelerde idgam (bir harfin diğerinin içine girmesi) ve med (uzatma) kuralları uygulanabilir.
İsrâ Suresi 107. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:
Kelime | Temel Anlamı | Kur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı |
---|---|---|
إِنْ | Eğer | 30 |
سَجَدَ | Secde etti | 32 |
عَالِمِينَ | Bilgi sahibi olanlar | 21 |
Bu kelimeler, Kur'an'da sıkça geçen ve insanın bilgi ile olan ilişkisini ele alan terimlerdir. 'إِنْ' (eğer), çoğu zaman şart cümlelerinde kullanılır. 'سَجَدَ' (secde etti) kelimesi, ibadet ve teslimiyet anlamına geldiğinden, birçok ayette tekrarlanır. 'عَالِمِينَ' (bilgi sahibi olanlar) ise, bilgiye verilen önemi vurgulamak için sıkça kullanılır. Bu kelimeler, ayetin bağlamında önemli bir yer tutmakta ve genel olarak insanın Kur'an'a karşı takınması gereken tavrı belirtmektedir.
سَجَدَ
32
إِنْ
30
عَالِمِينَ
21
İsrâ Suresi 107. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:
Meal Sahibi | Kullanılan İfade | Dilsel Tonu |
---|---|---|
Abdulbaki Gölpınarlı | İster inanın, ister inanmayın | Açıklayıcı |
Diyanet İşleri | Ona ister inanın, ister inanmayın | Geleneksel |
Elmalılı Hamdi Yazır | İster ona inanın, ister inanmayın | Geleneksel |
Mehmet Okuyan | Siz ona ister inanın, ister inanmayın | Modern |
Ömer Nasuhi Bilmen | İmân edin veya imân etmeyin | Geleneksel |
Süleyman Ateş | Siz ister ona inanın, ister inanmayın | Açıklayıcı |
Süleymaniye Vakfı | Siz ona ister inanın, ister inanmayın | Geleneksel |
Yaşar Nuri Öztürk | İster inanın ona, ister inanmayın | Modern |
Tabloda görüldüğü gibi, çoğu mealde 'ister inanın, ister inanmayın' ifadesi ortak bir tercih olarak kullanılmıştır. Bu ifade, okuyucuya, bireysel bir tercih ve inanç özgürlüğü mesajı vermektedir. Bazı meallerde ise 'ona' kelimesinin vurgusu farklılık göstermekte, bu da dilsel ve anlam itibariyle bazı farklılıklar yaratmaktadır. Örneğin, 'Siz ona' ifadesi, okuyucuya hitap ederken daha samimi ve doğrudan bir yaklaşım sunmaktadır. 'İmân edin veya imân etmeyin' ifadesi ise daha geleneksel bir dil kullanımıdır ve okuyucuda daha derin bir düşünme etkisi yaratabilir. Bu farklılıklar, meallerin nasıl algılanacağı ve okuyucu üzerinde bırakacağı etki açısından önemli bir rol oynamaktadır.