Kehf Suresi 90. Ayet

حَتّٰٓى

اِذَا

بَلَغَ

مَطْلِعَ

الشَّمْسِ

وَجَدَهَا

تَطْلُعُ

عَلٰى

قَوْمٍ

لَمْ

نَجْعَلْ

لَهُمْ

مِنْ

دُونِهَا

سِتْراًۙ

٩٠

Hattâ iżâ beleġa matli’a-şşemsi vecedehâ tatlu’u ‘alâ kavmin lem nec’al lehum min dûnihâ sitrâ(n)

Kehf Suresi 90. Ayet Meâlleri

Güneşin doğduğu yere ulaşınca, onu kendileriyle güneş arasına örtü koymadığımız bir halk üzerine doğar buldu.Diyanet İşleri (Yeni)
Da gidegide güneşin doğduğu yere vardı, orada öyle bir topluluk buldu ki onların güneşten başka hiçbir elbisesi yoktu, öyle bir topluluğa doğmadaydı güneş orada.Abdulbaki Gölpınarlı
Nihayet güneşin doğduğu yere vardığında, güneşin kendilerini ondan koruyacak bir siper yapmadığımız bir kavim üzerine doğmakta olduğunu gördü.Elmalılı Hamdi Yazır
Sonunda güneşin doğduğu yere ulaşınca, onu öyle bir toplum üzerine doğar buldu ki onlar için onun ardında (güneşe karşı) bir örtü yapmamıştık.Mehmet Okuyan
Vaktâ ki güneşin doğduğu bir cihete kavuştu, onu bir kavim üzerine tulû eder buldu ki, onlar için güneşe karşı bir siper yapmış değildik.Ömer Nasuhi Bilmen
Nihayet güneşin doğduğu yere ulaşınca onu, güneşe karşı kendilerine siper yapmadığımız bir kavim üzerine doğar buldu.Süleyman Ateş
Güneşin gözüktüğü yere kadar vardı. Baktı ki bir topluluğun üzerinde gözüküyor; onunla(güneşle) o topluluk arasına örtü koymamışız. (Güneş hiç batmıyor)Süleymaniye Vakfı
Bir süre sonra, Güneş'in doğduğu yere varınca onu, ona karşı kendilerine bir siper yapmadığımız bir topluluğun üzerine doğar buldu.Yaşar Nuri Öztürk
En sonunda güneşin doğduğu yere ulaştı; onu kendileri için güneş ışığından gayrı bir örtü takdir etmediğimiz bir topluluk üzerine doğar halde buldu:Mustafa İslamoğlu
Nihâyet güneşin üstüne ilk doğduğu yere varınca, onu öyle bir kavim üzerine doğuyor buldu ki, biz onlar için güneş ışınlarına karşı korunacakları hiçbir siper yapmamıştık.Ömer Çelik
Nihayet üstüne güneşin (ilk önce) doğduğu yere ulaşdığı zaman onu öyle bir kavmin üzerine doğuyor buldu ki biz onlar için buna karşı (korunacak) hiç bir siper yapmamışdık.Hasan Basri Çantay
Kehf Suresi 90. Ayet Arapça ve Türkçe meali

Kehf Suresi 90. Ayet Hakkında Genel Bilgiler

Genel Bilgiler
SureKehf
Sure Numarası18
Ayet Numarası90
Sure TürüMekki
Bulunduğu Cüz15
Kur'an Sayfası463
Toplam Harf Sayısı104
Toplam Kelime Sayısı20

Kehf Suresi, Mekke döneminde inmiş bir sure olup, genel olarak imanın güçlendirilmesi, ahiret inancı ve insanın sınavı temalarını işler. Bu sure, genç müminler ile onlara karşı düşman olan, dünya nimetlerine düşkün olan kâfirler arasındaki çatışmayı ön plana çıkarır. Ayet 90, Hz. Zülkarneyn'in güneşin doğduğu yere ulaştığı anı ve orada karşılaştığı bir topluluğu tasvir eder. Bu topluluk, güneşten korunacak hiçbir örtüleri olmayan bir halktır. Bu bağlamda ayet, Zülkarneyn'in yaptığı yolculuğun ve karşılaştığı durumun ne denli ilginç olduğunu göstermektedir. Sadece fiziksel bir yolculuk değil, aynı zamanda insan toplumlarının durumlarını da gözler önüne serer. Zülkarneyn, bu topluluk ile karşılaştığında, onların durumunu fark eder ve onlara bir siper yapmadıklarını belirtir. Bu durum, insanın çevresi ile ve toplumların farklı yapıları ile ilişkisini sorgulayan derin bir anlam taşır. Bu ayet, insanın sorumluluklarını, toplumların korunma ve savunma mekanizmalarını anlamada önemli bir örnek teşkil eder.

Kehf Suresi 90. Ayet ile İlgili Dil Bilgisi Açıklamaları:

Dil bilgisi açıklamaları
KelimeTemel Anlamı
طُلُوعَdoğuş
سِتْرٍkoruma
قَوْمٍtoplum
جِهَةٍyön
أَرْضٍyüzey, alan

Ayet içerisinde bazı önemli tecvid kuralları bulunmaktadır. Örneğin, "siper" kelimesinde "s" harfi, devam eden bir sesle birleştiği için uzatılmadan okunur. Ayrıca, "kavim" kelimesinin sonundaki "m" harfi de vurgulu bir sesle okunmalıdır.

Kehf Suresi 90. Ayet ile İlgili İstatistiksel Bilgiler ve Görselleştirme:

İstatiksel bilgiler
KelimeTemel AnlamıKur'an'daki Toplam Geçiş Sayısı
طُلُوعَgüneş33
قَوْمٍtoplum20
سِتْرٍkoruma10

Ayet içinde geçen kelimeler, Kur'an içerisinde önemli kavramları temsil eder. 'Güneş' kelimesi, hem fiziksel bir varlık hem de metaforik bir anlamı olan ışık ve aydınlık sembolüdür. 'Kavim' kelimesi, toplumların yapılarını ve kültürel farklılıklarını ifade eder. 'Siper' kelimesi ise, koruma ve güvenlik ihtiyacını belirtir. Bu kelimelerin Kur'an'da bu kadar sık geçmesi, insanın doğa ile olan ilişkisini, toplumsal yapıları ve güvenlik duygusunu vurgulamak içindir.

طُلُوعَ

33

قَوْمٍ

20

سِتْرٍ

10

Kelimelerin Kur'an'da geçiş grafiği

Kehf Suresi 90. Ayetin Meallerindeki Dilsel Farklılıklar:

Ayetin meallerindeki dilsel farklılıklar
Meal SahibiKullanılan İfadeDilsel Tonu
Abdulbaki Gölpınarlıonların güneşten başka hiçbir elbisesi yoktuEdebi
Diyanet İşlerionları kendileriyle güneş arasına örtü koymadığımız bir halkAçıklayıcı
Elmalılı Hamdi Yazırgüneşin kendilerini ondan koruyacak bir siper yapmadığımızGeleneksel
Mehmet Okuyangüneşe karşı bir örtü yapmamıştıkModern
Ömer Nasuhi Bilmengüneşe karşı bir siper yapmış değildikGeleneksel
Süleyman Ateşkendilerine siper yapmadığımız bir kavimAçıklayıcı
Süleymaniye Vakfıonunla o topluluk arasına örtü koymamışızEdebi
Yaşar Nuri Öztürkona karşı kendilerine bir siper yapmadığımızAçıklayıcı

Tabloda görüldüğü üzere, bazı ifadeler farklı meallerde benzer anlamda yer almakta. Örneğin, 'güneşten başka hiçbir elbisesi yoktu' ifadesi, Abdulbaki Gölpınarlı'nın mealinde, halkın durumunu vurgulamakta. Diyanet İşleri ve Süleyman Ateş meallerinde ise, 'kendileriyle güneş arasına örtü koymadığımız' ifadesiyle benzer bir anlamı ifade etmekte. Genel olarak, mealler arasında 'siper' ve 'koruma' kelimeleri ortak olarak kullanılmıştır; bu da toplumların güvenlik ihtiyacını vurgular. Ancak, bazı meallerdeki farklılıklar, kullandıkları dilin tonuna bağlı olarak değişmektedir. Bazıları daha edebi bir dil kullanırken, bazıları daha çağdaş ve açıklayıcı bir dil tercih etmiştir. Bu durum, meallerin hedef kitlelerine göre farklılaştığını göstermektedir.

Kehf Sûresi 90. Ayet ile Bağlantılı Diğer Ayetler

Kehf Sûresi 90. ayet, Hz. Musa'nın, iki denizin birleşim yeri olarak bilinen yerde karşılaştığı bir kimseden (Hızır) doğru bilgi edinme çabasını anlatır.

  • Kehf Sûresi 65. Ayet: Bu ayette Hz. Musa, Hızır ile karşılaşma hikayesinin başlangıcını görmektedir. İki denizi geçerken Hızır ile buluşma anının detayları burada anlatılır.
  • Kehf Sûresi 66. Ayet: Bu ayette Hz. Musa, Hızır'dan bilgi edinmek istediğini belirtir. Bu, 90. ayetteki karşılaşmanın önemini vurgular.
  • Kehf Sûresi 82. Ayet: Bu ayette Hızır, bazı olayların arka planını Hz. Musa'ya açıklar. Bu, 90. ayette Hızır ile olan buluşmanın sonucunu görmek adına önemlidir.
  • Kehf Sûresi 87. Ayet: Bu ayette Hızır, geçmişteki olayların nedenlerini, Musa'ya detaylı bir biçimde açıklarken, 90. ayetteki buluşmanın amacını da ortaya koyar.

Kehf Sûresi 90. ayet, Hz. Musa ve Hızır'ın öğretici buluşmasının bir parçasıdır. Diğer ayetlerle birlikte değerlendirildiğinde, bilgi arayışının, sabrın ve olayların görünenin ötesinde anlamlar taşıdığına dair bir derinlik sunar. Bu bağlamda, ilahi hikmetin bazen doğrudan anlaşılamayabileceğini ve sonradan manalar kazanabileceğini vurgular.

Okumak istediğin ayeti seç

Kaynakça