الْقَارِعَةِ
Karia Suresi
وَمَٓا
اَدْرٰيكَ
مَا
الْقَارِعَةُۜ
٣
Vemâ edrâke mâ-lkâri’a(tu)
Yürekleri hoplatan büyük felaketin ne olduğunu sen ne bileceksin?
يَوْمَ
يَكُونُ
النَّاسُ
كَالْفَرَاشِ
الْمَبْثُوثِۙ
٤
Yevme yekûnu-nnâsu kelferâşi-lmebśûś(i)
O gün insanlar, her biri bir tarafa uçuşan küçük kelebekler gibi olacaktır.
وَتَكُونُ
الْجِبَالُ
كَالْعِهْنِ
الْمَنْفُوشِۜ
٥
Ve tekûnu-lcibâlu kel’ihni-lmenfûş(i)
Dağlar da atılmış renkli yünler gibi olacaktır.
فَاَمَّا
مَنْ
ثَقُلَتْ
مَوَاز۪ينُهُۙ
٦
Fe-emmâ men śekulet mevâzînuh(u)
İşte o vakit, kimin tartıları ağır gelmişse,
فَهُوَ
ف۪ي
ع۪يشَةٍ
رَاضِيَةٍۜ
٧
Fehuve fî ‘îşetin râdiye(tin)
Artık o, hoşnut olacağı bir hayat içinde olacaktır.
وَاَمَّا
مَنْ
خَفَّتْ
مَوَاز۪ينُهُۙ
٨
Ve emmâ men ḣaffet mevâzînuh(u)
Ama kimin de tartıları hafif gelirse,
فَاُمُّهُ
هَاوِيَةٌۜ
٩
Fe-ummuhu hâviye(tun)
İşte onun anası (varacağı yer) Hâviye'dir.
وَمَٓا
اَدْرٰيكَ
مَا
هِيَهْۜ
١٠
Vemâ edrâke mâ hiyeh
Sen Hâviye'nin ne olduğunu ne bileceksin?