لَا
يُحِبُّ
اللّٰهُ
الْجَهْرَ
بِالسُّٓوءِ
مِنَ
الْقَوْلِ
اِلَّا
مَنْ
ظُلِمَۜ
وَكَانَ
اللّٰهُ
سَم۪يعاً
عَل۪يماً
١٤٨
Allah, zulme uğrayanın dile getirmesi dışında, çirkin sözün açıklanmasını sevmez. Şüphesiz Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.
يَٓا
اَيُّهَا
الَّذ۪ينَ
اٰمَنُوا
لَا
يَسْخَرْ
قَوْمٌ
مِنْ
قَوْمٍ
عَسٰٓى
اَنْ
يَكُونُوا
خَيْراً
مِنْهُمْ
وَلَا
نِسَٓاءٌ
مِنْ
نِسَٓاءٍ
عَسٰٓى
اَنْ
يَكُنَّ
خَيْراً
مِنْهُنَّۚ
وَلَا
تَلْمِزُٓوا
اَنْفُسَكُمْ
وَلَا
تَنَابَزُوا
بِالْاَلْقَابِۜ
بِئْسَ
الِاسْمُ
الْفُسُوقُ
بَعْدَ
الْا۪يمَانِۚ
وَمَنْ
لَمْ
يَتُبْ
فَاُو۬لٰٓئِكَ
هُمُ
الظَّالِمُونَ
١١
يَٓا
اَيُّهَا
الَّذ۪ينَ
اٰمَنُوا
اجْتَنِبُوا
كَث۪يراً
مِنَ
الظَّنِّۚ
اِنَّ
بَعْضَ
الظَّنِّ
اِثْمٌ
وَلَا
تَجَسَّسُوا
وَلَا
يَغْتَبْ
بَعْضُكُمْ
بَعْضاًۜ
اَيُحِبُّ
اَحَدُكُمْ
اَنْ
يَأْكُلَ
لَحْمَ
اَخ۪يهِ
مَيْتاً
فَكَرِهْتُمُوهُۜ
وَاتَّقُوا
اللّٰهَۜ
اِنَّ
اللّٰهَ
تَـوَّابٌ
رَح۪يمٌ
١٢
Ey iman edenler! Bir topluluk bir diğerini alaya almasın. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Kadınlar da diğer kadınları alaya almasın. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Birbirinizi karalamayın, birbirinizi (kötü) lakaplarla çağırmayın. İmandan sonra fasıklık ne kötü bir namdır! Kim de tövbe etmezse, işte onlar zâlimlerin ta kendileridir. Ey iman edenler! Zannın birçoğundan sakının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurlarını ve mahremiyetlerini araştırmayın. Birbirinizin gıybetini yapmayın. Herhangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz! Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah tövbeyi çok kabul edendir, çok merhamet edendir.
وَيْلٌ
لِكُلِّ
هُمَزَةٍ
لُمَزَةٍۨۙ
١
1,2. Mal toplayan ve onu durmadan sayan, insanları arkadan çekiştiren, kaş göz işaretiyle alay eden her kişinin vay hâline!