Miraç İle İlgili Ayetler

Miraç, Peygamber Efendimizin (sav) Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya götürülmesi ve oradan da semaya yükseltilmesidir. Kur’an-ı Kerim, bu yolculuğu “İsrâ” ve “Necm” surelerinde işaretlerle anlatır. Miraç mucizesi, hem Peygamberimize hem de ümmetine ilahî bir lütuf, iman sahipleri için ise büyük bir ibret kaynağıdır.

İsrâ Sûresi 1. Ayet

سُبْحَانَ

الَّـذ۪ٓي

اَسْرٰى

بِعَبْدِه۪

لَيْلاً

مِنَ

الْمَسْجِدِ

الْحَرَامِ

اِلَى

الْمَسْجِدِ

الْاَقْصَا

الَّذ۪ي

بَارَكْنَا

حَوْلَهُ

لِنُرِيَهُ

مِنْ

اٰيَاتِنَاۜ

اِنَّهُ

هُوَ

السَّم۪يعُ

الْبَص۪يرُ

١

Kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu (Muhammed’i) bir gece Mescid-i Haram’dan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa’ya götüren Allah’ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.

İsrâ Sûresi 60. Ayet

وَاِذْ

قُلْنَا

لَكَ

اِنَّ

رَبَّكَ

اَحَاطَ

بِالنَّاسِۜ

وَمَا

جَعَلْنَا

الرُّءْيَا

الَّت۪ٓي

اَرَيْنَاكَ

اِلَّا

فِتْنَةً

لِلنَّاسِ

وَالشَّجَرَةَ

الْمَلْعُونَةَ

فِي

الْقُرْاٰنِۜ

وَنُخَوِّفُهُمْۙ

فَمَا

يَز۪يدُهُمْ

اِلَّا

طُغْيَاناً

كَب۪يراً۟

٦٠

Hani sana, “Muhakkak Rabbin, insanları çepeçevre kuşatmıştır” demiştik. Sana gösterdiğimiz o rüyayı da, Kur’an’da lânetlenmiş bulunan o ağacı da sırf insanları sınamak için vesile yaptık. Biz onları korkutuyoruz. Fakat bu, sadece onların büyük azgınlıklarını (daha da) artırdı.

Necm Sûresi 1-2. Ayet

وَالنَّجْمِ

اِذَا

هَوٰىۙ

١

مَا

ضَلَّ

صَاحِبُكُمْ

وَمَا

غَوٰىۚ

٢

1,2. Battığı zaman yıldıza andolsun ki, arkadaşınız (Muhammed haktan) sapmadı ve azmadı.

Necm Sûresi 3-4. Ayet

وَمَا

يَنْطِقُ

عَنِ

الْهَوٰىۜ

٣

اِنْ

هُوَ

اِلَّا

وَحْيٌ

يُوحٰىۙ

٤

O, nefis arzusu ile konuşmaz. (Size okuduğu) Kur'an ancak kendisine bildirilen bir vahiydir.

Necm Sûresi 5-7. Ayet

عَلَّمَهُ

شَد۪يدُ

الْقُوٰىۙ

٥

ذُومِرَّةٍۜ

فَاسْتَوٰىۙ

٦

وَهُوَ

بِالْاُفُقِ

الْاَعْلٰىۜ

٧

5,6,7. (Kur’an’ı) ona, üstün güçlere sahip, muhteşem görünümlü (Cebrail) öğretti. O, en yüksek ufukta bulunuyorken (aslî sûretine girip) doğruldu.

Necm Sûresi 8-10. Ayet

ثُمَّ

دَنَا

فَتَدَلّٰىۙ

٨

فَكَانَ

قَابَ

قَوْسَيْنِ

اَوْ

اَدْنٰىۚ

٩

فَاَوْحٰٓى

اِلٰى

عَبْدِه۪

مَٓا

اَوْحٰىۜ

١٠

Sonra (ona) yaklaştı derken sarkıp daha da yakın oldu. (Peygambere olan mesafesi) iki yay aralığı kadar, yahut daha az oldu. Böylece Allah kuluna vahyedeceğini vahyetti.

Necm Sûresi 11-13. Ayet

مَا كَذَبَ

الْفُؤٰ۬ادُ

مَا

رَاٰى

١١

اَفَتُمَارُونَهُ

عَلٰى

مَا

يَرٰى

١٢

وَلَقَدْ

رَاٰهُ

نَزْلَةً

اُخْرٰىۙ

١٣

Kalp, (gözün) gördüğünü yalanlamadı. (Şimdi siz) gördüğü şey hakkında onunla tartışıyor musunuz? Andolsun ki, o, Cebrail’i bir başka inişte daha (aslî suretiyle) görmüştü.

Necm Sûresi 14-16. Ayet

عِنْدَ

سِدْرَةِ

الْمُنْتَهٰى

١٤

عِنْدَهَا

جَنَّةُ

الْمَأْوٰىۜ

١٥

اِذْ

يَغْشَى

السِّدْرَةَ

مَا

يَغْشٰىۙ

١٦

Sidretü’l-Müntehâ’nın yanında. Me’vâ cenneti onun (Sidre’nin) yanındadır. O zaman Sidre’yi kaplayan kaplamıştı.

Necm Sûresi 17-18. Ayet

مَا

زَاغَ

الْبَصَرُ

وَمَا

طَغٰى

١٧

لَقَدْ

رَاٰى

مِنْ

اٰيَاتِ

رَبِّهِ

الْـكُبْرٰى

١٨

Göz (gördüğünden) şaşmadı ve (onu) aşmadı. Andolsun, o, Rabbinin en büyük alametlerinden bir kısmını gördü.

Konularına Göre Diğer Ayetler

Devamını Gör...