İsraf İle İlgili Ayetler

Kur’an-ı Kerim’de israf, Allah’ın sevmediği davranışlardan biri olarak bildirilir. Yeme içmeden harcamalara, davranışlardan ibadetlere kadar her alanda aşırılıktan sakındırılır. İsraf hem nimetin değerini yok eder hem de insanı gaflete sürükler. Ayetler, müminlere itidali ve ölçülü yaşamayı öğütler.

Nisâ Sûresi 6. Ayet

وَابْتَلُوا

الْيَتَامٰى

حَتّٰٓى

اِذَا

بَلَغُوا

النِّكَاحَۚ

فَاِنْ

اٰنَسْتُمْ

مِنْهُمْ

رُشْداً

فَادْفَعُٓوا

اِلَيْهِمْ

اَمْوَالَهُمْۚ

وَلَا

تَأْكُلُوهَٓا

اِسْرَافاً

وَبِدَاراً

اَنْ

يَكْـبَرُواۜ

وَمَنْ

كَانَ

غَنِياًّ

فَلْيَسْتَعْفِفْۚ

وَمَنْ

كَانَ

فَق۪يراً

فَلْيَأْكُلْ

بِالْمَعْرُوفِۜ

فَاِذَا

دَفَعْتُمْ

اِلَيْهِمْ

اَمْوَالَهُمْ

فَاَشْهِدُوا

عَلَيْهِمْۜ

وَكَفٰى

بِاللّٰهِ

حَس۪يباً

٦

Yetimleri deneyin. Evlenme çağına (buluğa) erdiklerinde, eğer reşid olduklarını görürseniz, mallarını kendilerine verin. Büyüyecekler (ve mallarını geri alacaklar) diye israf ederek ve aceleye getirerek mallarını yemeyin. (Velilerden) kim zengin ise (yetim malından yemeğe) tenezzül etmesin. Kim de fakir ise, aklın ve dinin gereklerine uygun bir biçimde (hizmetinin karşılığı kadar) yesin. Mallarını kendilerine geri verdiğiniz zaman da yanlarında şahit bulundurun. Hesap görücü olarak Allah yeter.

Mâide Sûresi 32. Ayet

مِنْ

اَجْلِ

ذٰلِكَۚۛ

كَتَبْنَا

عَلٰى

بَن۪ٓي

اِسْرَٓائ۪لَ

اَنَّهُ

مَنْ

قَتَلَ

نَفْساً

بِغَيْرِ

نَفْسٍ

اَوْ

فَسَادٍ

فِي

الْاَرْضِ

فَكَاَنَّمَا

قَتَلَ

النَّاسَ

جَم۪يـعاًۜ

وَمَنْ

اَحْيَاهَا

فَكَاَنَّمَٓا

اَحْيَا

النَّاسَ

جَم۪يعاًۜ

وَلَقَدْ

جَٓاءَتْهُمْ

رُسُلُنَا

بِالْبَيِّنَاتِۘ

ثُمَّ

اِنَّ

كَث۪يراً

مِنْهُمْ

بَعْدَ

ذٰلِكَ

فِي

الْاَرْضِ

لَمُسْرِفُونَ

٣٢

Bundan dolayı İsrailoğullarına (Kitap’ta) şunu yazdık: “Kim, bir insanı, bir can karşılığı veya yeryüzünde bir bozgunculuk çıkarmak karşılığı olmaksızın öldürürse, o sanki bütün insanları öldürmüştür. Her kim de birini (hayatını kurtararak) yaşatırsa, sanki bütün insanları yaşatmıştır. Andolsun ki, onlara resûllerimiz apaçık deliller (mucize ve âyetler) getirdiler. Ama onlardan birçoğu bundan sonra da (hâlâ) yeryüzünde aşırı gitmektedir.

En'âm Sûresi 141. Ayet

وَهُوَ

الَّـذ۪ٓي

اَنْشَاَ

جَنَّاتٍ

مَعْرُوشَاتٍ

وَغَيْرَ

مَعْرُوشَاتٍ

وَالنَّخْلَ

وَالزَّرْعَ

مُخْتَلِفاً

اُكُلُهُ

وَالزَّيْتُونَ

وَالرُّمَّانَ

مُتَشَابِهاً

وَغَيْرَ

مُتَشَابِهٍۜ

كُلُوا

مِنْ

ثَمَرِه۪ٓ

اِذَٓا

اَثْمَرَ

وَاٰتُوا

حَقَّهُ

يَوْمَ

حَصَادِه۪ۘ

وَلَا

تُسْرِفُواۜ

اِنَّهُ

لَا

يُحِبُّ

الْمُسْرِف۪ينَۙ

١٤١

O, çardaklı-çardaksız olarak bahçeleri, ürünleri, çeşit çeşit hurmalıkları ve ekinleri, zeytini ve narı (her biri) birbirine benzer ve (her biri) birbirinden farklı biçimde yaratandır. Bunlar meyve verince meyvelerinden yiyin. Hasat günü de hakkını (öşürünü) verin, fakat israf etmeyin. Çünkü O, israf edenleri sevmez.

A'râf Sûresi 31. Ayet

يَا

بَن۪ٓي

اٰدَمَ

خُذُوا

ز۪ينَتَكُمْ

عِنْدَ

كُلِّ

مَسْجِدٍ

وَكُلُوا

وَاشْرَبُوا

وَلَا تُسْرِفُواۚ

اِنَّهُ

لَا

يُحِبُّ

الْمُسْرِف۪ينَ۟

٣١

Ey Âdemoğulları! Her mescitte ziynetinizi takının (güzel ve temiz giyinin). Yiyin için fakat israf etmeyin. Çünkü O, israf edenleri sevmez.

İsrâ Sûresi 26-27. Ayet

وَاٰتِ

ذَا

الْقُرْبٰى

حَقَّهُ

وَالْمِسْك۪ينَ

وَابْنَ

السَّب۪يلِ

وَلَا

تُبَذِّرْ

تَبْذ۪يراً

٢٦

اِنَّ

الْمُبَذِّر۪ينَ

كَانُٓوا

اِخْوَانَ

الشَّيَاط۪ينِۜ

وَكَانَ

الشَّيْطَانُ

لِرَبِّه۪

كَفُوراً

٢٧

Akrabaya, yoksula ve yolda kalmış yolcuya haklarını ver, fakat saçıp savurma. Çünkü saçıp savuranlar şeytanların kardeşleridir. Şeytan ise Rabbine karşı çok nankörlük etmiştir.

Tâ-Hâ Sûresi 121. Ayet

فَاَكَلَا

مِنْهَا

فَبَدَتْ

لَهُمَا

سَوْاٰتُهُمَا

وَطَفِقَا

يَخْصِفَانِ

عَلَيْهِمَا

مِنْ

وَرَقِ

الْجَنَّةِۘ

وَعَصٰٓى

اٰدَمُ

رَبَّهُ

فَغَوٰىۖ

١٢١

Bunun üzerine onlar (Âdem ve eşi Havva) o ağacın meyvesinden yediler. Bu sebeple ayıp yerleri kendilerine göründü ve cennet yaprağından üzerlerine örtmeye başladılar. Âdem, Rabbine isyan etti ve yolunu şaşırdı.

Furkan Sûresi 67. Ayet

وَالَّذ۪ينَ

اِذَٓا

اَنْفَقُوا

لَمْ

يُسْرِفُوا

وَلَمْ

يَقْتُرُوا

وَكَانَ

بَيْنَ

ذٰلِكَ

قَوَاماً

٦٧

Onlar, harcadıklarında ne israf ne de cimrilik edenlerdir. Onların harcamaları, bu ikisi arası dengeli bir harcamadır.

Şuarâ Sûresi 150-152. Ayet

فَاتَّقُوا

اللّٰهَ

وَاَط۪يعُونِۚ

١٥٠

وَلَا

تُط۪يعُٓوا

اَمْرَ

الْمُسْرِف۪ينَۙ

١٥١

اَلَّذ۪ينَ

يُفْسِدُونَ

فِي

الْاَرْضِ

وَلَا

يُصْلِحُونَ

١٥٢

“Artık Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.” 151,152. “Yeryüzünde ıslaha çalışmayıp fesat çıkaran haddi aşmışların emrine itaat etmeyin.”

Zümer Sûresi 53. Ayet

قُلْ

يَا

عِبَادِيَ

الَّذ۪ينَ

اَسْرَفُوا

عَلٰٓى

اَنْفُسِهِمْ

لَا

تَقْنَطُوا

مِنْ

رَحْمَةِ

اللّٰهِۜ

اِنَّ

اللّٰهَ

يَغْفِرُ

الذُّنُوبَ

جَم۪يعاًۜ

اِنَّهُ

هُوَ

الْغَفُورُ

الرَّح۪يمُ

٥٣

De ki: “Ey kendilerinin aleyhine aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah, bütün günahları affeder. Çünkü O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”

Mü'min Sûresi 28. Ayet

وَقَالَ

رَجُلٌ

مُؤْمِنٌۗ

مِنْ

اٰلِ

فِرْعَوْنَ

يَكْتُمُ

ا۪يمَانَهُٓ

اَتَقْتُلُونَ

رَجُلاً

اَنْ

يَقُولَ

رَبِّيَ

اللّٰهُ

وَقَدْ

جَٓاءَكُمْ

بِالْبَيِّنَاتِ

مِنْ

رَبِّكُمْۜ

وَاِنْ

يَكُ

كَاذِباً

فَعَلَيْهِ

كَذِبُهُۚ

وَاِنْ

يَكُ

صَادِقاً

يُصِبْكُمْ

بَعْضُ

الَّذ۪ي

يَعِدُكُمْۜ

اِنَّ

اللّٰهَ

لَا

يَهْد۪ي

مَنْ

هُوَ

مُسْرِفٌ

كَذَّابٌ

٢٨

Firavun ailesinden, imanını gizlemekte olan mü’min bir adam şöyle dedi: “Rabbim Allah’tır, dediği için bir adamı öldürecek misiniz? Hâlbuki o, size Rabbinizden apaçık mucizeler getirdi. Eğer yalancı ise, yalanı kendi aleyhinedir. Eğer doğru söylüyorsa, sizi tehdit ettiği şeylerin bir kısmı başınıza gelecektir. Şüphesiz Allah, aşırı giden, yalancılık eden kimseyi doğru yola eriştirmez.”

Mü'min Sûresi 34. Ayet

وَلَقَدْ

جَٓاءَكُمْ

يُوسُفُ

مِنْ

قَبْلُ

بِالْبَيِّنَاتِ

فَمَا

زِلْتُمْ

ف۪ي

شَكٍّ

مِمَّا

جَٓاءَكُمْ

بِه۪ۜ

حَتّٰٓى

اِذَا

هَلَكَ

قُلْتُمْ

لَنْ

يَبْعَثَ

اللّٰهُ

مِنْ

بَعْدِه۪

رَسُولاًۜ

كَذٰلِكَ

يُضِلُّ

اللّٰهُ

مَنْ

هُوَ

مُسْرِفٌ

مُرْتَابٌۚ

٣٤

Andolsun, daha önce Yûsuf da size apaçık deliller getirmişti de, onun size getirdikleri hakkında şüphe edip durmuştunuz. Daha sonra o ölünce de, “Allah, ondan sonra aslâ peygamber göndermez” demiştiniz. İşte Allah, aşırı giden şüpheci kimseleri böyle saptırır.

Konularına Göre Diğer Ayetler

Devamını Gör...