لَا
ف۪يهَا
غَوْلٌ
وَلَا
هُمْ
عَنْهَا
يُنْزَفُونَ
٤٧
Onda baş döndürme özelliği yoktur. Onlar, onu içmekle sarhoş da olmazlar.
كَذٰلِكَ۠
وَزَوَّجْنَاهُمْ
بِحُورٍ
ع۪ينٍۜ
٥٤
İşte böyle. Ayrıca onları iri siyah gözlü hurilerle evlendirmişizdir.
مُتَّكِـ۪ٔينَ
عَلٰى
سُرُرٍ
مَصْفُوفَةٍۚ
وَزَوَّجْنَاهُمْ
بِحُورٍ
ع۪ينٍ
٢٠
19,20. Onlara, “Dünya’da yapmakta olduklarınızın karşılığında, sıra sıra dizilmiş koltuklara dayanarak afiyetle yiyin için” denir. Biz, onlara, iri gözlü güzel hurileri eş olarak vermişizdir.
وَيَطُوفُ
عَلَيْهِمْ
غِلْمَانٌ
لَهُمْ
كَاَنَّهُمْ
لُؤْلُؤٌ۬
مَكْنُونٌ
٢٤
Hizmetlerine verilmiş, kabuğunda saklı inci gibi gençler etraflarında dönüp dolaşırlar.
ف۪يهِنَّ
قَاصِرَاتُ
الطَّرْفِۙ
لَمْ
يَطْمِثْهُنَّ
اِنْسٌ
قَبْلَهُمْ
وَلَا
جَٓانٌّۚ
٥٦
Oralarda bakışlarını sadece eşlerine çevirmiş dilberler vardır. Onlara eşlerinden önce ne bir insan, ne bir cin dokunmuştur.
حُورٌ
مَقْصُورَاتٌ
فِي
الْخِيَامِۚ
٧٢
Onlar, çadırlara kapanmış hurilerdir.
وَحُورٌ
ع۪ينٌۙ
٢٢
كَاَمْثَالِ
اللُّؤْلُؤِ۬
الْمَكْنُونِۚ
٢٣
22,23. Onlar için saklı inciler gibi, iri gözlü huriler de vardır.