الَّيْلِ

leyl suresi

Leyl Suresi, Mekke döneminde inen kısa bir suredir ve toplamda 21 ayetten oluşur. Adını, ilk ayetinde geçen "leyl" yani "gece" kelimesinden alır. Sure, insan davranışlarındaki çeşitliliği ve bu davranışların ahiretteki sonuçlarını vurgular. Allah'ın yolunda harcamayı ve cimrilikten kaçınmayı önerir, zenginliğin ve fakirliğin geçici durumlar olduğunu hatırlatır. İyilik yapmanın ve Allah’a yakın olmanın getireceği ödül ve huzur anlatılır. Bu surede ayrıca, mümin ve kafir hayat biçimleri arasındaki belirgin farklara değinilir. Aşağıda bu sureyi Arapça metniyle okuyabilir, Türkçe okunuşunu takip edebilir ve mealine ulaşabilirsiniz.

leyl suresi ayetleri: arapça yazılışı, türkçe okunuş ve açıklaması

وَالَّيْلِ

اِذَا

يَغْشٰىۙ

١

Velleyli iżâ yaġşâ

(Ortalığı) bürüdüğü zaman geceye andolsun,

وَالنَّهَارِ

اِذَا

تَجَلّٰىۙ

٢

Ve-nnehâri iżâ tecellâ

Açılıp aydınlandığı zaman gündüze andolsun,

وَمَا

خَلَقَ

الذَّكَرَ

وَالْاُنْثٰىۙ

٣

Vemâ ḣaleka-żżekera vel-unśâ

Erkeği ve dişiyi yaratana andolsun ki,

اِنَّ

سَعْيَكُمْ

لَشَتّٰىۜ

٤

İnne sa’yekum leşettâ

Şüphesiz sizin çabalarınız elbette çeşit çeşittir.

فَاَمَّا

مَنْ

اَعْطٰى

وَاتَّقٰىۙ

٥

Fe-emmâ men a’tâ vettekâ

Onun için kim (elinde bulunandan) verir, Allah'a karşı gelmekten sakınır ve en güzel sözü (kelime-i tevhidi) tasdik ederse, biz onu en kolay olana kolayca iletiriz.

وَصَدَّقَ

بِالْحُسْنٰىۙ

٦

Ve saddeka bilhusnâ

Onun için kim (elinde bulunandan) verir, Allah'a karşı gelmekten sakınır ve en güzel sözü (kelime-i tevhidi) tasdik ederse, biz onu en kolay olana kolayca iletiriz.

فَسَنُيَسِّرُهُ

لِلْيُسْرٰىۜ

٧

Fesenuyessiruhu lilyusrâ

Onun için kim (elinde bulunandan) verir, Allah'a karşı gelmekten sakınır ve en güzel sözü (kelime-i tevhidi) tasdik ederse, biz onu en kolay olana kolayca iletiriz.

وَاَمَّا

مَنْ

بَخِلَ

وَاسْتَغْنٰىۙ

٨

Ve emmâ men beḣile vestaġnâ

Fakat, kim cimrilik eder, kendini Allah'a muhtaç görmez ve en güzel sözü (kelime-i tevhidi) yalanlarsa biz de onu en zor olana kolayca iletiriz.

وَكَذَّبَ

بِالْحُسْنٰىۙ

٩

Ve keżżebe bilhusnâ

Fakat, kim cimrilik eder, kendini Allah'a muhtaç görmez ve en güzel sözü (kelime-i tevhidi) yalanlarsa biz de onu en zor olana kolayca iletiriz.

فَسَنُيَسِّرُهُ

لِلْعُسْرٰىۜ

١٠

Fesenuyessiruhu lil’usrâ

Fakat, kim cimrilik eder, kendini Allah'a muhtaç görmez ve en güzel sözü (kelime-i tevhidi) yalanlarsa biz de onu en zor olana kolayca iletiriz.

وَمَا

يُغْن۪ي

عَنْهُ

مَالُـهُٓ

اِذَا

تَرَدّٰىۜ

١١

Vemâ yuġnî ‘anhu mâluhu iżâ teraddâ

Cehenneme yuvarlandığı zaman, malı ona fayda vermez.

اِنَّ

عَلَيْنَا

لَلْهُدٰىۘ

١٢

İnne ‘aleynâ lelhudâ

Şüphesiz bize düşen sadece doğru yolu göstermektir.

وَاِنَّ

لَنَا

لَلْاٰخِرَةَ

وَالْاُو۫لٰى

١٣

Ve-inne lenâ lel-âḣirate vel-ûlâ

Şüphesiz ahiret de dünya da bizimdir.

فَاَنْذَرْتُكُمْ

نَاراً

تَلَظّٰىۚ

١٤

Fe-enżertukum nâran telezzâ

Sizi alevler saçan ateşe karşı uyardım.

لَا

يَصْلٰيهَٓا

اِلَّا

الْاَشْقٰىۙ

١٥

Lâ yaslâhâ illâ-l-eşkâ

O ateşe, ancak yalanlayıp yüz çeviren en bedbaht kimse girer.

اَلَّذ۪ي

كَذَّبَ

وَتَوَلّٰىۜ

١٦

Elleżî keżżebe ve tevellâ

O ateşe, ancak yalanlayıp yüz çeviren en bedbaht kimse girer.

وَسَيُجَنَّبُهَا

الْاَتْقٰىۙ

١٧

Ve seyucennebuhâ-l-etkâ

Temizlenmek için malını hayra veren en muttekî (Allah'a karşı gelmekten en çok sakınan) kimse o ateşten uzak tutulacaktır.

اَلَّذ۪ي

يُؤْت۪ي

مَالَهُ

يَتَزَكّٰىۚ

١٨

Elleżî yu/tî mâlehu yetezekkâ

Temizlenmek için malını hayra veren en muttekî (Allah'a karşı gelmekten en çok sakınan) kimse o ateşten uzak tutulacaktır.

وَمَا

لِاَحَدٍ

عِنْدَهُ

مِنْ

نِعْمَةٍ

تُجْزٰىۙ

١٩

Vemâ li-ehadin ‘indehu min ni’metin tuczâ

O, hiç kimseye karşılık bekleyerek iyilik yapmaz.(Yaptığı iyiliği) Ancak yüce Rabbinin rızasını istediği için (yapar).

اِلَّا

ابْتِغَٓاءَ

وَجْهِ

رَبِّهِ

الْاَعْلٰىۚ

٢٠

İllâ-btiġâe vechi rabbihi-l-a’lâ

O, hiç kimseye karşılık bekleyerek iyilik yapmaz.(Yaptığı iyiliği) Ancak yüce Rabbinin rızasını istediği için (yapar).

وَلَسَوْفَ

يَرْضٰى

٢١

Ve lesevfe yerdâ

Elbette kendisi de hoşnut olacaktır.