Deprem İle İlgili Ayetler

Kur’an’da depremler, hem kıyametin büyük sarsıntısının habercisi hem de insan için ibret vesilesi olarak anlatılır. Yeryüzünün şiddetle titremesi, insanın acizliğini ve Allah’ın kudretini hatırlatır. Bu yazıda, depremlerle ilgili ayetleri okuyarak hem kıyamet tasvirlerini hem de dünyadaki uyarıcı işaretleri keşfedeceksiniz.

En'âm Sûresi 65. Ayet

قُلْ

هُوَ

الْقَادِرُ

عَلٰٓى

اَنْ

يَبْعَثَ

عَلَيْكُمْ

عَذَاباً

مِنْ

فَوْقِكُمْ

اَوْ

مِنْ

تَحْتِ

اَرْجُلِكُمْ

اَوْ

يَلْبِسَكُمْ

شِيَعاً

وَيُذ۪يقَ

بَعْضَكُمْ

بَأْسَ

بَعْضٍۜ

اُنْظُرْ

كَيْفَ

نُصَرِّفُ

الْاٰيَاتِ

لَعَلَّهُمْ

يَفْقَهُونَ

٦٥

De ki: “O, size üstünüzden (gökten) veya ayaklarınızın altından (yerden) bir azap göndermeğe, ya da sizi grup grup birbirinize düşürmeğe ve kiminizin şiddetini kiminize tattırmaya gücü yetendir.” Bak, anlasınlar diye, âyetleri değişik biçimlerde nasıl açıklıyoruz.

A'râf Sûresi 78. Ayet

فَاَخَذَتْهُمُ

الرَّجْفَةُ

فَاَصْبَحُوا

ف۪ي

دَارِهِمْ

جَاثِم۪ينَ

٧٨

Derken, onları o kuvvetli sarsıntı yakaladı da yurtlarında yüzüstü hareketsiz çöke kaldılar.

A'râf Sûresi 91. Ayet

فَاَخَذَتْهُمُ

الرَّجْفَةُ

فَاَصْبَحُوا

ف۪ي

دَارِهِمْ

جَاثِم۪ينَۚۛ

٩١

Derken, onları o korkunç sarsıntı yakaladı da yurtlarında yüzüstü hareketsiz çöke kaldılar.

Nahl Sûresi 15. Ayet

وَاَلْقٰى

فِي

الْاَرْضِ

رَوَاسِيَ

اَنْ

تَم۪يدَ

بِكُمْ

وَاَنْهَاراً

وَسُبُلاً

لَعَلَّكُمْ

تَهْتَدُونَۙ

١٥

15,16. Sizi sarsmaması için yeryüzünde sağlam dağlar; yolunuzu bulmanız için de nehirler, yollar ve nice işaretler meydana getirdi. İnsanlar yıldızlarla da yollarını bulurlar.

Nahl Sûresi 26. Ayet

قَدْ

مَكَرَ

الَّذ۪ينَ

مِنْ

قَبْلِهِمْ

فَاَتَى

اللّٰهُ

بُنْيَانَهُمْ

مِنَ

الْقَوَاعِدِ

فَخَرَّ

عَلَيْهِمُ

السَّقْفُ

مِنْ

فَوْقِهِمْ

وَاَتٰيهُمُ

الْعَذَابُ

مِنْ

حَيْثُ

لَا

يَشْعُرُونَ

٢٦

Onlardan öncekiler de tuzak kurmuşlardı. Allah’ın azabı binalarını, temelinden gelip yıktı da tavanları başlarına çöküverdi ve azap kendilerine fark edemedikleri yerden geldi.

Nahl Sûresi 45-46. Ayet

اَفَاَمِنَ

الَّذ۪ينَ

مَكَرُوا

السَّيِّـَٔاتِ

اَنْ

يَخْسِفَ

اللّٰهُ

بِهِمُ

الْاَرْضَ

اَوْ

يَأْتِيَهُمُ

الْعَذَابُ

مِنْ

حَيْثُ

لَا

يَشْعُرُونَۙ

٤٥

اَوْ

يَأْخُذَهُمْ

ف۪ي

تَقَلُّبِهِمْ

فَمَا

هُمْ

بِمُعْجِز۪ينَۙ

٤٦

Kötü işler yapmak için tuzak kuranlar, Allah’ın kendilerini yere geçirmesinden veya (ansızın) bilemeyecekleri bir yerden kendilerine azap gelmesinden emin mi oldular? Yahut onlar dönüp dolaşırken Allah’ın kendilerini yakalayıvermesinden emin mi oldular? Onlar, Allah’ı âciz bırakacak değillerdir.

İsrâ Sûresi 68. Ayet

اَفَاَمِنْتُمْ

اَنْ

يَخْسِفَ

بِكُمْ

جَانِبَ

الْبَرِّ

اَوْ

يُرْسِلَ

عَلَيْكُمْ

حَاصِباً

ثُمَّ

لَا

تَجِدُوا

لَكُمْ

وَك۪يلاًۙ

٦٨

Peki, karada sizi yere geçirmesinden, yahut üzerinize taşlar savuran kasırga göndermesinden, sonra da kendinize bir vekil bulamamaktan güvende misiniz?

Kehf Sûresi 47. Ayet

وَيَوْمَ

نُسَيِّرُ

الْجِبَالَ

وَتَرَى

الْاَرْضَ

بَارِزَةًۙ

وَحَشَرْنَاهُمْ

فَلَمْ

نُغَادِرْ

مِنْهُمْ

اَحَداًۚ

٤٧

Dağları yürüteceğimiz ve senin yeryüzünü çırılçıplak göreceğin günü bir hatırla. Biz onları mahşerde toplarız da içlerinden hiçbirini bırakmayız.

Enbiyâ Sûresi 31. Ayet

وَجَعَلْنَا

فِي

الْاَرْضِ

رَوَاسِيَ

اَنْ

تَم۪يدَ

بِهِمْ

وَجَعَلْنَا

ف۪يهَا

فِجَاجاً

سُبُلاً

لَعَلَّهُمْ

يَهْتَدُونَ

٣١

Onları sarsmasın diye yere de sabit dağlar yerleştirdik ve (varacakları yere) yol bulabilsinler diye ondan geçitler, yollar meydana getirdik.

Hac Sûresi 1-2. Ayet

يَٓا

اَيُّهَا

النَّاسُ

اتَّقُوا

رَبَّكُمْۚ

اِنَّ

زَلْزَلَةَ

السَّاعَةِ

شَيْءٌ

عَظ۪يمٌ

١

يَوْمَ

تَرَوْنَهَا

تَذْهَلُ

كُلُّ

مُرْضِعَةٍ

عَمَّٓا

اَرْضَعَتْ

وَتَضَعُ

كُلُّ

ذَاتِ

حَمْلٍ

حَمْلَهَا

وَتَرَى

النَّاسَ

سُكَارٰى

وَمَا

هُمْ

بِسُكَارٰى

وَلٰكِنَّ

عَذَابَ

اللّٰهِ

شَد۪يدٌ

٢

Ey insanlar! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Çünkü kıyamet sarsıntısı çok büyük bir şeydir. Onu göreceğiniz gün, her emzikli kadın emzirmekte olduğu çocuğundan geçer ve her hamile kadın da karnındaki çocuğunu düşürür. İnsanları sarhoş görürsün; hâlbuki onlar sarhoş değillerdir. Ne var ki Allah’ın azabı çok şiddetlidir.

Ankebût Sûresi 40. Ayet

فَكُلاًّ

اَخَذْنَا

بِذَنْبِه۪ۚ

فَمِنْهُمْ

مَنْ

اَرْسَلْنَا

عَـلَيْهِ

حَـاصِباًۚ

وَمِنْهُمْ

مَنْ

اَخَذَتْهُ

الصَّيْحَةُۚ

وَمِنْهُمْ

مَنْ

خَسَفْنَا

بِهِ

الْاَرْضَۚ

وَمِنْهُمْ

مَنْ

اَغْرَقْنَاۚ

وَمَا

كَانَ

اللّٰهُ

لِيَظْلِمَهُمْ

وَلٰكِنْ

كَانُٓوا

اَنْفُسَهُمْ

يَظْلِمُونَ

٤٠

Bunların her birini kendi günahları yüzünden yakaladık. Onlardan taş yağmuruna tuttuklarımız var. Onlardan o korkunç sesin yakaladığı kimseler var. Onlardan yerin dibine geçirdiklerimiz var. Onlardan suda boğduklarımız var. Allah, onlara zulmediyor değildi, fakat onlar kendilerine zulmediyorlardı.

Rûm Sûresi 41. Ayet

ظَهَرَ

الْفَسَادُ

فِي

الْبَرِّ

وَالْبَحْرِ

بِمَا

كَسَبَتْ

اَيْدِي

النَّاسِ

لِيُذ۪يقَهُمْ

بَعْضَ

الَّذ۪ي

عَمِلُوا

لَعَلَّهُمْ

يَرْجِعُونَ

٤١

İnsanların kendi işledikleri (kötülükler) sebebiyle karada ve denizde bozulma ortaya çıkmıştır. Dönmeleri için Allah, yaptıklarının bazı (kötü) sonuçlarını (dünyada) onlara tattıracaktır.

Sebe Sûresi 9. Ayet

اَفَلَمْ

يَرَوْا

اِلٰى

مَا

بَيْنَ

اَيْد۪يهِمْ

وَمَا

خَلْفَهُمْ

مِنَ

السَّمَٓاءِ

وَالْاَرْضِۜ

اِنْ

نَشَأْ

نَخْسِفْ

بِهِمُ

الْاَرْضَ

اَوْ

نُسْقِطْ

عَلَيْهِمْ

كِسَفاً

مِنَ

السَّمَٓاءِۜ

اِنَّ

ف۪ي

ذٰلِكَ

لَاٰيَةً

لِكُلِّ

عَبْدٍ

مُن۪يبٍ۟

٩

Onlar, önlerindeki ve arkalarındaki (kendilerini dört bir yandan kuşatan) göğe ve yere bakmadılar mı? Eğer dilersek onları yere geçirir veya gökten üzerlerine parçalar düşürürüz. Bunda, Rabbine yönelen her kul için bir ibret vardır.

Tûr Sûresi 9-10. Ayet

يَوْمَ

تَمُورُ

السَّمَٓاءُ

مَوْراًۙ

٩

وَتَس۪يرُ

الْجِبَالُ

سَيْراًۜ

١٠

O gün gök şiddetle sallanıp çalkalanır. Dağlar yürüdükçe yürür.

Vâkıa Sûresi 4-6. Ayet

اِذَا

رُجَّتِ

الْاَرْضُ

رَجاًّۙ

٤

وَبُسَّتِ

الْجِبَالُ

بَساًّۙ

٥

فَكَانَتْ

هَبَٓاءً

مُنْبَثاًّۙ

٦

3,4,5,6,7. Yeryüzü şiddetle sarsıldığı, dağlar parça parça dağılıp saçılmış toz olduğu ve siz de üç sınıf olduğunuz zaman, O, (kimini) yükseltir, (kimini) alçaltır.

Tebareke (Mülk) Sûresi 16. Ayet

ءَاَمِنْتُمْ

مَنْ

فِي

السَّمَٓاءِ

اَنْ

يَخْسِفَ

بِكُمُ

الْاَرْضَ

فَاِذَا

هِيَ

تَمُورُۙ

١٦

Göktekinin sizi yere geçirivermeyeceğinden emin mi oldunuz? (O zaman) bir de bakarsınız yeryüzü şiddetle çalkalanıyor.

Târık Sûresi 12. Ayet

وَالْاَرْضِ

ذَاتِ

الصَّدْعِۙ

١٢

Yarık yarık çatlamış yere andolsun.

Zilzâl Sûresi 1-2. Ayet

اِذَا

زُلْزِلَتِ

الْاَرْضُ

زِلْزَالَهَاۙ

١

وَاَخْرَجَتِ

الْاَرْضُ

اَثْقَالَهَاۙ

٢

1,2,3. Yeryüzü kendine has bir sarsıntıya uğratıldığı, içindekileri dışarıya çıkarıp attığı ve insan, “Ona ne oluyor?” dediği zaman,

Konularına Göre Diğer Ayetler

Devamını Gör...