.png?alt=media&token=9de13fee-2207-4017-9fe0-9ab1f842b95d)
Kur’an-ı Kerim’de, bazı âyetlerin sonunda “secde” işareti bulunur. Bu işaret, o âyetin okunması veya işitilmesi hâlinde tilâvet secdesi yapılması gerektiğini gösterir. Tilâvet secdesi, Kur’an tilâvetine gösterilen saygının bir ifadesidir. Bu secde, Allah’ın büyüklüğü karşısında kulun teslimiyetini ve kulluğunu sembolize eder.
Tilâvet secdesi, Kur’an’daki secde âyetlerini okuyan veya Arapça olarak işiten kimsenin yaptığı tek secdedir. Bu ibadet, namaz dışında da yapılabilir ve sadece bir defalık secdeden ibarettir.
Fıkıh mezheplerine göre hükmü farklıdır: Hanefî mezhebinde vacip, diğer üç Sünnî mezhepte sünnet kabul edilir. Bu fark, ibadetin önemini azaltmaz; aksine, bütün mezhepler tilâvet secdesinin yapılmasını müstehap ve faziletli görür.
Tilâvet secdesi bir namaz değildir, ancak namazın bazı şartları burada da geçerlidir. Bu yüzden abdestli olmak, kıbleye dönmek ve vücut örtüsüne dikkat etmek tavsiye edilir.
Tilâvet secdesi yapmak son derece kolaydır. Fakat dikkat edilmesi gereken bazı adımlar vardır. İşte namaz dışında yapılan tilâvet secdesinin uygulama şekli:
Abdest alınır. Her ne kadar secde için abdest farz olmasa da, Kur’an’a saygı gereği abdestli olmak uygun görülür.
Kıbleye dönülür ve uygun bir yerde durulur.
Niyet edilir: “Niyet ettim tilâvet secdesi yapmaya” şeklinde içten bir niyet yeterlidir.
Eller kaldırmadan “Allahu ekber” denilir ve secdeye gidilir.
Secdede en az üç defa “Sübhâne Rabbiye’l-A‘lâ” denir. Dileyen kısa bir dua da edebilir.
Tekbir getirilerek secdeden kalkılır.
Tilâvet secdesinde selâm verilmez; sadece tekbirle doğrulmak yeterlidir.
Dilerseniz secdeden kalkarken şu dua okunabilir:
“Semi‘nâ ve eta‘nâ ğufrâneke rabbenâ ve ileyke’l-masîr.”
 (“İşittik ve itaat ettik. Affını dileriz Rabbimiz, dönüş yalnız sanadır.”)
Tilâvet secdesi, secde âyetini okur okumaz yapılırsa en güzelidir. Ancak kişi o an müsait değilse, daha sonra kaza etmesi mümkündür.
Kur’an kıraati sırasında bir secde âyeti okunursa, secde namazın içinde yapılır. Bu durumda kişi, o âyeti okuduktan sonra hemen tekbir alarak secdeye gider, secdede kısa bir tesbih eder ve tekbirle ayağa kalkıp kıraatına devam eder.
Eğer imam secde âyeti okursa, cemaat de imamla birlikte secdeye gider. Cemaatin, imamdan önce veya sonra hareket etmemesi gerekir. Tilâvet secdesi namazın bir parçası gibi görülür ve namaz bittikten sonra yapılmaz.
Tilâvet secdesi sadece Kur’an okurken değil, bazı özel durumlarda da karşımıza çıkabilir. Aşağıda en çok karıştırılan hâller tek tek açıklandı.
Bir kişi Kur’an dinlerken (örneğin camide, radyoda, YouTube’da veya telefonda) secde âyetini Arapça olarak duyarsa, o da tilâvet secdesi yapmalıdır.
Ancak sadece meâlini dinlemek veya okumak secde gerektirmez. Yine de saygı ve ihtiyat gereği secde yapmak sevaptır.
Cuma hutbelerinde bazen imam secde âyetlerinden birini okur. Bu durumda cemaat secdeye gitmez; hutbe esnasında secde yapılmaz. Namaz bittikten sonra, hutbede okunan âyeti duyan kişi tek başına tilâvet secdesi yapabilir.
Bir oturumda (örneğin mukabele veya ders sırasında) birden fazla secde âyeti okunursa, her biri için ayrı ayrı secde yapılır.
 Ancak aynı âyet birden çok defa okunursa, bir secde yeterlidir.
Yolda, otobüste veya araçta secde âyetini işiten biri hemen secde yapamıyorsa, imkân bulduğunda kaza olarak secde etmesi yeterlidir.
Secdenin zamanı için özel bir sınırlama yoktur; önemli olan, unutulmadan yerine getirmektir.
Günümüzde en çok sorulan konulardan biridir.
Eğer ses canlı yayından veya doğrudan bir okuyucudan geliyorsa (örneğin Kur’an tilâveti canlı şekilde okunuyorsa), işiten kişiye secde vacip olur.
Ancak kayıtlı bir ses (örneğin YouTube’daki bir video kaydı) dinleniyorsa, secde yapmak vacip değil, müstehap kabul edilir.
Birden fazla kişi aynı ortamda Kur’an okuyorsa ve biri secde âyetine geldiğinde diğerleri dinliyorsa, hepsi için secde gereklidir. Ancak aynı anda farklı âyetler okunuyorsa, secde sadece ilgili âyeti okuyan ve işiten içindir.
Tilâvet secdesi sadece Arapça âyet okunduğunda veya işitildiğinde yapılır. Meâlini okumak hüküm doğurmaz, fakat ihtiyaten yapmak sevap sayılır.
Abdest şartı konusunda farklı görüşler vardır; ancak temiz bir şekilde yapmak her zaman faziletlidir.
Kıbleye dönmek ve örtünmeye dikkat etmek, ibadetin âdâbındandır.
Tilâvet secdesinde selâm verilmez, sadece tekbirle kalkmak yeterlidir.
Aynı mecliste birden fazla secde âyeti okunursa, her biri için ayrı ayrı secde yapılır.
Secde âyetini işiten kişi, okuyandan farklı bir mekândaysa ve secdeye gitme imkânı yoksa, uygun bir zamanda kaza etmesi yeterlidir.
Tilâvet secdesi yapılması gereken âyetler Kur’an-ı Kerim’in farklı sûrelerinde yer alır. Bu âyetlerin sonunda genellikle küçük bir “secde işareti” bulunur. Türkiye’de basılan Mushaflarda genellikle 14 secde âyeti gösterilir. İşte o âyetlerin tam listesi:
İnne-lleżîne ‘inde rabbike lâ yestekbirûne ‘an ‘ibâdetihi veyusebbihûnehu velehu yescudûn(e)
Türkçe meali:
“Rabbinin katında olanlar, büyüklük taslayıp O'na ibadetten yüz çevirmezler; O'nu tespih ederler ve yalnız O'na secde ederler.”
Veli(A)llâhi yescudu men fî-ssemâvâti vel-ardi tav’an vekerhen vezilâluhum bilġuduvvi vel-âsâl(i)
Türkçe Meali:
Göklerde ve yerde kim varsa gölgeleriyle birlikte ister istemez ve sabah-akşam Allah'a secde eder.
Veli(A)llâhi yescudu mâ fî-ssemâvâti vemâ fî-l-ardi min dâbbetin velmelâ-iketu vehum lâ yestekbirûn(e)
Türkçe Meali:
Göklerdeki ve yerdeki canlı şeyler de melekler de yalnız Allah'a secde ederler ve hiç de büyüklük taslamazlar.
Kul âminû bihi ev lâ tu/minû(c) inne-lleżîne ûtû-l’ilme min kablihi iżâ yutlâ ‘aleyhim yaḣirrûne lil-eżkâni succedâ(n)
Türkçe Meali:
“De ki: Ona ister inanın ister inanmayın! Kendilerine ilim verilenler Kur’an kendilerine okununca hemen secdeye kapanırlar.”
Ulâ-ike-lleżîne en’ama(A)llâhu ‘aleyhim mine-nnebiyyîne min żurriyyeti âdeme vemimmen hamelnâ me’a nûhin vemin żurriyyeti ibrâhîme ve-isrâ-île vemimmen hedeynâ vectebeynâ(c) iżâ tutlâ ‘aleyhim âyâtu-rrahmâni ḣarrû succeden vebukiyyâ(n)
Türkçe Meali:
İşte bunlar, Allah'ın kendilerine nimet lütfettiği peygamberlerdendir: Âdem'in soyundan, Nûh'la birlikte taşıdıklarımızdan, İbrahim ve İsrail'in soyundan, kılavuzluk edip seçtiğimiz kimselerden. Kendilerine Rahman'ın ayetleri okunduğunda, ağlayarak secdelere kapanırlardı.
Elem tera enna(A)llâhe yescudu lehu men fî-ssemâvâti vemen fî-l-ardi ve-şşemsu velkameru ve-nnucûmu velcibâlu ve-şşeceru ve-ddevâbbu vekeśîrun mine-nnâs(i)(s) vekeśîrun hakka ‘aleyhi-l’ażâb(u)(k) vemen yuhini(A)llâhu femâ lehu min mukrim(in)(c) inna(A)llâhe yef’alu mâ yeşâ
Türkçe Meali:
Görmedin mi göklerdeki kimseler, yerdeki kimseler, Güneş, Ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanlardan birçoğu hep Allah'a secde ediyor. Birçoğunun da üzerine azap hak olmuştur. Allah'ın hakir kıldığına ikramda bulunan olmaz. Allah, dilediğini yapar.
Ve-iżâ kîle lehumu-scudû lirrahmâni kâlû vemâ-rrahmânu enescudu limâ te/murunâ vezâdehum nufûrâ(n)
Türkçe Meali:
Onlara, "Rahman'a secde edin!" dendiğinde şöyle derler: "Rahman da neymiş? Senin emrettiğin şeye secde eder miyiz hiç?" Ve bu söz onların nefretini artırdı.
Ellâ yescudû li(A)llâhi-lleżî yuḣricu-lḣab-e fî-ssemâvâti vel-ardi veya’lemu mâ tuḣfûne vemâ tu’linûn(e)
Türkçe Meali:
"Göklerde ve yerdeki sırrı açığa çıkaran, onların gizlediklerini de açıkladıklarını da bilen Allah'a secde etmemek gayretindeler."
İnnemâ yu/minu bi-âyâtinâ-lleżîne iżâ żukkirû bihâ ḣarrû succeden vesebbehû bihamdi rabbihim vehum lâ yestekbirûn(e)
Türkçe Meali:
Bizim ayetlerimize o kimseler inanır ki, onlarla kendilerine öğüt verildiğinde, secdelere kapanırlar ve hiç böbürlenmeyerek Rablerine hamd ile tespih ederler.
Kâle lekad zalemeke bisu-âli na’cetike ilâ ni’âcih(i)(s) ve-inne keśîran mine-lḣuletâ-i leyebġî ba’duhum ‘alâ ba’din illâ-lleżîne âmenû ve’amilû-ssâlihâti ve kalîlun mâ hum(k) ve zanne dâvûdu ennemâ fetennâhu festaġfera rabbehu ve ḣarra râki’an ve enâb(e)
Türkçe Meali:
Dâvûd dedi ki: "Vallahi, senin bir tek koyununu kendi koyunlarına katmak istemekle sana zulmetmiş. Zaten ortaklardan birçoğu birbiri aleyhine haksızlık ve zulme sapar. İman edip hakka ve barışa yönelik işler yapanlar böyle değildir. Ama onlar da pek azdır." Dâvûd, kendisini imtihan ettiğimizi düşündü; hemen Rabbinden af diledi; rükû ederek yerlere eğildi ve Allah'a yöneldi.
Vemin âyâtihi-lleylu ve-nnehâru ve-şşemsu velkamer(u)(c) lâ tescudû lişşemsi velâ lilkameri vescudû li(A)llâhi-lleżî ḣalekahunne in kuntum iyyâhu ta’budûn(e)
Türkçe Meali:
Gece ve gündüz, Güneş ve Ay onun ayetlerindendir. Eğer sadece Allah'a kulluk/ibadet ediyorsanız, Güneş'e, Ay'a secde etmeyin; onları yaratan Allah'a secde edin!
Fescudû li(A)llâhi va’budû
Türkçe Meali:
Artık Allah için secdeye kapanın, ibadet edin/iş yapıp değer üretin!
Ve-iżâ kuri-e ‘aleyhimu-lkur-ânu lâ yescudûn(e)
Türkçe Meali:
Karşılarında Kur'an okunduğu zaman secde etmiyorlar.
Kellâ lâ tuti’hu vescud vakterib
Türkçe Meali:
Sakın, sakın! Ona boyun eğme; secde et ve yaklaş!
Tilâvet secdesi, Hanefî mezhebinde vacip, diğer Sünnî mezheplerde ise sünnet kabul edilir. Yani terk edilmesi günah sayılmaz ama yapılması kuvvetle tavsiye edilir.
Hayır, yalnızca Arapça aslıyla okunduğunda veya işitildiğinde secde gerekir. Sadece meâl okumak secdeyi vacip kılmaz; ancak saygı gereği yapmak sevap olur.
Fıkhen abdestli olmak esastır. Namazın bir parçası olmasa da, Kur’an’a hürmet gereği abdestli, kıbleye dönük ve örtülü şekilde yapmak uygun olur. Abdestsiz yapılan secde eksik sayılmaz ama âdâbına uyulmamış olur.
Bir oturumda birden fazla secde âyeti okunursa, her biri için ayrı bir secde yapılır. Ancak aynı âyet birkaç kez tekrar edilirse, tek secde yeterlidir.