Hayvanlar ile İlgili Ayetler

Kur’an-ı Kerim’de hayvanlar, Allah’ın kudretini ve yaratılışın çeşitliliğini gösteren önemli unsurlar arasında yer alır. Farklı surelerde, hayvanların yaratılışındaki hikmet, insanlara sundukları faydalar ve ibret alınması gereken özellikleri anlatılır. Bu sayfada, hayvanlar ile ilgili ayetleri Arapça metinleri ve Türkçe mealleri ile birlikte bulabilirsiniz.

Bakara Suresi 164. Ayet

اِنَّ

ف۪ي

خَلْقِ

السَّمٰوَاتِ

وَالْاَرْضِ

وَاخْتِلَافِ

الَّيْلِ

وَالنَّهَارِ

وَالْفُلْكِ

الَّت۪ي

تَجْر۪ي

فِي

الْبَحْرِ

بِمَا

يَنْفَعُ

النَّاسَ

وَمَٓا

اَنْزَلَ

اللّٰهُ

مِنَ

السَّمَٓاءِ

مِنْ

مَٓاءٍ

فَاَحْيَا

بِهِ

الْاَرْضَ

بَعْدَ

مَوْتِهَا

وَبَثَّ

ف۪يهَا

مِنْ

كُلِّ

دَٓابَّةٍۖ

وَتَصْر۪يفِ

الرِّيَاحِ

وَالسَّحَابِ

الْمُسَخَّرِ

بَيْنَ

السَّمَٓاءِ

وَالْاَرْضِ

لَاٰيَاتٍ

لِقَوْمٍ

يَعْقِلُونَ

١٦٤

Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara yarar sağlayacak şeylerle denizde seyreden gemilerde, Allah’ın gökyüzünden indirip kendisiyle ölmüş toprağı dirilttiği yağmurda, yeryüzünde her çeşit canlıyı yaymasında, rüzgârları ve gökle yer arasındaki emre amade bulutları evirip çevirmesinde elbette düşünen bir topluluk için deliller vardır.

En'âm Sûresi 38. Ayet

وَمَا

مِنْ

دَٓابَّةٍ

فِي

الْاَرْضِ

وَلَا

طَٓائِرٍ

يَط۪يرُ

بِجَنَاحَيْهِ

اِلَّٓا

اُمَمٌ

اَمْثَالُكُمْۜ

مَا

فَرَّطْنَا

فِي

الْكِتَابِ

مِنْ

شَيْءٍ

ثُمَّ

اِلٰى

رَبِّهِمْ

يُحْشَرُونَ

٣٨

Yeryüzünde gezen her türlü canlı ve (gökte) iki kanadıyla uçan her tür kuş, sizin gibi birer topluluktan başka bir şey değildir. Biz Kitap’ta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. Sonunda hepsi Rablerinin huzuruna toplanıp getirilecekler.

En'âm Sûresi 142. Ayet

وَمِنَ

الْاَنْعَامِ

حَمُولَةً

وَفَرْشاًۜ

كُلُوا

مِمَّا

رَزَقَكُمُ

اللّٰهُ

وَلَا تَتَّبِعُوا

خُطُوَاتِ

الشَّيْطَانِۜ

اِنَّهُ

لَكُمْ

عَدُوٌّ

مُب۪ينٌۙ

١٤٢

Yine O, hayvanlardan da irili ufaklı var edendir. Allah’ın size rızık olarak verdiğinden yiyin de şeytanın adımlarına uymayın. Çünkü o, sizin için apaçık bir düşmandır.

En'âm Sûresi 146. Ayet

وَعَلَى

الَّذ۪ينَ

هَادُوا

حَرَّمْنَا

كُلَّ

ذ۪ي

ظُفُرٍۚ

وَمِنَ

الْبَقَرِ

وَالْغَنَمِ

حَرَّمْنَا

عَلَيْهِمْ

شُحُومَهُمَٓا

اِلَّا

مَا

حَمَلَتْ

ظُهُورُهُمَٓا

اَوِ

الْحَوَايَٓا

اَوْ

مَا

اخْتَلَطَ

بِعَظْمٍۜ

ذٰلِكَ

جَزَيْنَاهُمْ

بِبَغْيِهِمْۘ

وَاِنَّا

لَصَادِقُونَ

١٤٦

Yahudilere tırnaklı hayvanların hepsini haram kıldık. Sığır ve koyunların ise, sırtlarında veya bağırsaklarında bulunanlar, ya da kemiklerine karışanlar dışındaki içyağlarını (yine) onlara haram kıldık. İşte böyle, azgınlıkları sebebiyle onları cezalandırdık. Biz elbette doğru söyleyenleriz.

Nahl Sûresi 5-8. Ayet

وَالْاَنْعَامَ

خَلَقَهَاۚ

لَكُمْ

ف۪يهَا

دِفْءٌ

وَمَنَافِعُ

وَمِنْهَا

تَأْكُلُونَۖ

٥

وَلَكُمْ

ف۪يهَا

جَمَالٌ

ح۪ينَ

تُر۪يحُونَ

وَح۪ينَ

تَسْرَحُونَۖ

٦

وَتَحْمِلُ

اَثْقَالَكُمْ

اِلٰى

بَلَدٍ

لَمْ

تَكُونُوا

بَالِغ۪يهِ

اِلَّا

بِشِقِّ

الْاَنْفُسِۜ

اِنَّ

رَبَّكُمْ

لَرَؤُ۫فٌ

رَح۪يمٌۙ

٧

وَالْخَيْلَ

وَالْبِغَالَ

وَالْحَم۪يرَ

لِتَرْكَبُوهَا

وَز۪ينَةًۜ

وَيَخْلُقُ

مَا

لَا

تَعْلَمُونَ

٨

Hayvanları da yarattı. Onlarda sizin için bir ısınma ve birçok faydalar vardır. Hem de onlardan yersiniz. Onları akşamleyin getirirken, sabahleyin salıverirken de sizin için bir güzellik (ve zevk) vardır. Onlar ağırlıklarınızı, sizin ancak zorlukla varabileceğiniz beldelere taşırlar. Şüphesiz Rabbiniz çok esirgeyicidir, çok merhametlidir. Hem binesiniz diye, hem de süs olarak atları, katırları ve merkepleri de yarattı. Bilemeyeceğiniz daha nice şeyleri de yaratır.

Nahl Sûresi 66. Ayet

وَاِنَّ

لَكُمْ

فِي

الْاَنْعَامِ

لَعِبْرَةًۜ

نُسْق۪يكُمْ

مِمَّا

ف۪ي

بُطُونِه۪

مِنْ

بَيْنِ

فَرْثٍ

وَدَمٍ

لَبَناً

خَالِصاً

سَٓائِغاً

لِلشَّارِب۪ينَ

٦٦

Şüphesiz (sağmal) hayvanlarda da sizin için bir ibret vardır. Onların karınlarındaki fışkı ile kan arasından (süzülen) içenlere halis ve içimi kolay süt içiriyoruz.

Nahl Sûresi 68-69. Ayet

وَاَوْحٰى

رَبُّكَ

اِلَى

النَّحْلِ

اَنِ

اتَّخِذ۪ي

مِنَ

الْجِبَالِ

بُيُوتاً

وَمِنَ

الشَّجَرِ

وَمِمَّا

يَعْرِشُونَۙ

٦٨

ثُمَّ

كُل۪ي

مِنْ

كُلِّ

الثَّمَرَاتِ

فَاسْلُك۪ي

سُبُلَ

رَبِّكِ

ذُلُلاًۜ

يَخْرُجُ

مِنْ

بُطُونِهَا

شَرَابٌ

مُخْتَلِفٌ

اَلْوَانُهُ

ف۪يهِ

شِفَٓاءٌ

لِلنَّاسِۜ

اِنَّ

ف۪ي

ذٰلِكَ

لَاٰيَةً

لِقَوْمٍ

يَتَفَكَّرُونَ

٦٩

Rabbin, bal arısına şöyle ilham etti: “Dağlardan, ağaçlardan ve insanların yaptıkları çardaklardan (kovanlardan) kendine evler edin.” “Sonra meyvelerin hepsinden ye de Rabbinin sana kolaylaştırdığı (yaylım) yollarına gir.” Onların karınlarından çeşitli renklerde bal çıkar. Onda insanlar için şifa vardır. Şüphesiz bunda düşünen bir (toplum) için bir ibret vardır.

Nahl Sûresi 80. Ayet

وَاللّٰهُ

جَعَلَ

لَكُمْ

مِنْ

بُيُوتِكُمْ

سَكَناً

وَجَعَلَ

لَكُمْ

مِنْ

جُلُودِ

الْاَنْعَامِ

بُيُوتاً

تَسْتَخِفُّونَهَا

يَوْمَ

ظَعْنِكُمْ

وَيَوْمَ

اِقَامَتِكُمْۙ

وَمِنْ

اَصْوَافِهَا

وَاَوْبَارِهَا

وَاَشْعَارِهَٓا

اَثَاثاً

وَمَتَاعاً

اِلٰى

ح۪ينٍ

٨٠

Allah, size evlerinizi huzur ve dinlenme yeri yaptı. Hayvanların derilerinden gerek göç gününüzde, gerek ikamet gününüzde kolayca taşıyacağınız evler; onların yünlerinden, yapağılarından ve kıllarından bir süreye kadar yararlanacağınız ev eşyası ve geçimlikler meydana getirdi.

Hac Suresi 36-37. Ayet

وَالْبُدْنَ

جَعَلْنَاهَا

لَكُمْ

مِنْ

شَعَٓائِرِ

اللّٰهِ

لَكُمْ

ف۪يهَا

خَيْرٌۗ

فَاذْكُرُوا

اسْمَ

اللّٰهِ

عَلَيْهَا

صَوَٓافَّۚ

فَاِذَا

وَجَبَتْ

جُنُوبُهَا

فَكُلُوا

مِنْهَا

وَاَطْعِمُوا

الْقَانِـعَ

وَالْمُعْتَرَّۜ

كَذٰلِكَ

سَخَّرْنَاهَا

لَكُمْ

لَعَلَّكُمْ

تَشْكُرُونَ

٣٦

لَنْ

يَنَالَ

اللّٰهَ

لُحُومُهَا

وَلَا

دِمَٓاؤُ۬هَا

وَلٰكِنْ

يَنَالُهُ

التَّقْوٰى

مِنْكُمْۜ

كَذٰلِكَ

سَخَّرَهَا

لَكُمْ

لِتُكَبِّرُوا

اللّٰهَ

عَلٰى

مَا

هَدٰيكُمْۜ

وَبَشِّرِ

الْمُحْسِن۪ينَ

٣٧

Kurbanlık büyük baş hayvanları da sizin için Allah’ın dininin nişanelerinden kıldık. Sizin için onlarda hayır vardır. Onlar saf saf sıralanmış dururken (kurban edeceğinizde) üzerlerine Allah’ın adını anın. Yanları üzerlerine düşüp canları çıkınca onlardan siz de yiyin, istemeyen fakire de istemek zorunda kalan fakire de yedirin. Şükredesiniz diye onları böylece sizin hizmetinize verdik. Onların etleri ve kanları asla Allah’a ulaşmaz. Fakat O’na sizin takvanız (Allah’a karşı gelmekten sakınmanız) ulaşır. Böylece onları sizin hizmetinize verdi ki, size doğru yolu gösterdiğinden dolayı Allah’ı büyük tanıyasınız. İyilik edenleri müjdele.

Hac Suresi 65. Ayet

اَلَمْ

تَرَ

اَنَّ

اللّٰهَ

سَخَّرَ

لَكُمْ

مَا

فِي

الْاَرْضِ

وَالْفُلْكَ

تَجْر۪ي

فِي

الْبَحْرِ

بِاَمْرِه۪ۜ

وَيُمْسِكُ

السَّمَٓاءَ

اَنْ

تَقَعَ

عَلَى

الْاَرْضِ

اِلَّا

بِاِذْنِه۪ۜ

اِنَّ

اللّٰهَ

بِالنَّاسِ

لَرَؤُ۫فٌ

رَح۪يمٌ

٦٥

Görmüyor musun ki, Allah bütün yerdekileri ve emri uyarınca denizde akıp gitmekte olan gemileri sizin hizmetinize vermiştir. İzni olmaksızın yerin üzerine düşmesin diye göğü O tutuyor. Şüphesiz ki Allah, insanlara karşı çok esirgeyici, çok merhametlidir.

Mü´minûn Suresi 21-22. Ayet

وَاِنَّ

لَكُمْ

فِي

الْاَنْعَامِ

لَعِبْرَةًۜ

نُسْق۪يكُمْ

مِمَّا

ف۪ي

بُطُونِهَا

وَلَكُمْ

ف۪يهَا

مَنَافِعُ

كَث۪يرَةٌ

وَمِنْهَا

تَأْكُلُونَۙ

٢١

وَعَلَيْهَا

وَعَلَى

الْفُلْكِ

تُحْمَلُونَ۟

٢٢

Hayvanlarda sizin için elbette bir ibret vardır. Onların içlerindeki sütten size içiririz. Onlarda sizin için daha birçok faydalar da vardır ve onlardan yersiniz de. Onların üzerinde ve gemilerde taşınırsınız.

Nur Suresi 41. Ayet

اَلَمْ

تَرَ

اَنَّ

اللّٰهَ

يُسَبِّـحُ

لَهُ

مَنْ

فِي

السَّمٰوَاتِ

وَالْاَرْضِ

وَالطَّيْرُ

صَٓافَّاتٍۜ

كُلٌّ

قَدْ

عَلِمَ

صَلَاتَهُ

وَتَسْب۪يحَهُۜ

وَاللّٰهُ

عَل۪يمٌ

بِمَا

يَفْعَلُونَ

٤١

Göklerde ve yeryüzünde bulunan kimselerle, sıra sıra (kanat çırparak uçan) kuşların Allah’ı tespih ettiğini görmez misin? Her biri duasını ve tesbihini kesin olarak bilmektedir. Allah, onların yapmakta olduğu şeyleri hakkıyla bilendir.

Nur Suresi 45. Ayet

وَاللّٰهُ

خَلَقَ

كُلَّ

دَٓابَّةٍ

مِنْ

مَٓاءٍۚ

فَمِنْهُمْ

مَنْ

يَمْش۪ي

عَلٰى

بَطْنِه۪ۚ

وَمِنْهُمْ

مَنْ

يَمْش۪ي

عَلٰى

رِجْلَيْنِۚ

وَمِنْهُمْ

مَنْ

يَمْش۪ي

عَلٰٓى

اَرْبَعٍۜ

يَخْلُقُ

اللّٰهُ

مَا

يَشَٓاءُۜ

اِنَّ

اللّٰهَ

عَلٰى

كُلِّ

شَيْءٍ

قَد۪يرٌ

٤٥

Allah, bütün canlıları sudan yarattı. İşte bunlardan bir kısmı karnı üzerinde sürünür, kimi iki ayak üzerinde yürür, kimisi dört ayak üzerinde yürür. Allah, dilediğini yaratır. Çünkü Allah, her şeye hakkıyla gücü yetendir.

Neml Suresi 18-19. Ayet

حَتّٰٓى

اِذَٓا

اَتَوْا

عَلٰى

وَادِ

النَّمْلِۙ

قَالَتْ

نَمْلَةٌ

يَٓا اَيُّهَا

النَّمْلُ

ادْخُلُوا

مَسَاكِنَكُمْۚ

لَا

يَحْطِمَنَّكُمْ

سُلَيْمٰنُ

وَجُنُودُهُۙ

وَهُمْ

لَا

يَشْعُرُونَ

١٨

فَتَبَسَّمَ

ضَاحِكاً

مِنْ

قَوْلِهَا

وَقَالَ

رَبِّ

اَوْزِعْن۪ٓي

اَنْ

اَشْكُرَ

نِعْمَتَكَ

الَّت۪ٓي

اَنْعَمْتَ

عَلَيَّ

وَعَلٰى

وَالِدَيَّ

وَاَنْ

اَعْمَلَ

صَالِحاً

تَرْضٰيهُ

وَاَدْخِلْن۪ي

بِرَحْمَتِكَ

ف۪ي

عِبَادِكَ

الصَّالِح۪ينَ

١٩

Nihayet karınca vadisine geldikleri vakit bir karınca, “Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin, Süleyman ve ordusu farkına varmadan sizi ezmesinler” dedi. Süleyman, onun bu sözüne tebessüm ile gülerek dedi ki: “Ey Rabbim! Beni; bana ve ana-babama verdiğin nimetlere şükretmeye ve razı olacağın salih ameller işlemeye sevk et ve beni rahmetinle salih kullarının arasına kat!”

Lokman Suresi 10. Ayet

خَلَقَ

السَّمٰوَاتِ

بِغَيْرِ

عَمَدٍ

تَرَوْنَهَا

وَاَلْقٰى

فِي

الْاَرْضِ

رَوَاسِيَ

اَنْ

تَم۪يدَ

بِكُمْ

وَبَثَّ

ف۪يهَا

مِنْ

كُلِّ

دَٓابَّةٍۜ

وَاَنْزَلْنَا

مِنَ

السَّمَٓاءِ

مَٓاءً

فَاَنْبَتْنَا

ف۪يهَا

مِنْ

كُلِّ

زَوْجٍ

كَر۪يمٍ

١٠

Allah, gökleri görebileceğiniz direkler olmaksızın yarattı. Yeryüzüne de, sizi sarsmasın diye sabit dağlar yerleştirdi ve orada her türlü canlıyı yaydı. Gökten de yağmur indirip orada her türden güzel ve faydalı bitki bitirdik.

Fatır Suresi 27-28. Ayet

اَلَمْ

تَرَ

اَنَّ

اللّٰهَ

اَنْزَلَ

مِنَ

السَّمَٓاءِ

مَٓاءًۚ

فَاَخْرَجْنَا

بِه۪

ثَمَرَاتٍ

مُخْتَلِفاً

اَلْوَانُهَاۜ

وَمِنَ

الْجِبَالِ

جُدَدٌ

ب۪يضٌ

وَحُمْرٌ

مُخْتَلِفٌ

اَلْوَانُهَا

وَغَرَاب۪يبُ

سُودٌ

٢٧

وَمِنَ

النَّاسِ

وَالدَّوَٓابِّ

وَالْاَنْعَامِ

مُخْتَلِفٌ

اَلْوَانُهُ

كَذٰلِكَۜ

اِنَّمَا

يَخْشَى

اللّٰهَ

مِنْ

عِبَادِهِ

الْعُلَمٰٓؤُ۬اۜ

اِنَّ

اللّٰهَ

عَز۪يزٌ

غَفُورٌ

٢٨

Görmüyor musun ki, Allah gökten su indirdi. Biz onunla türlü türlü ürünler çıkardık. Dağlardan da beyaz, kırmızı (birbirinden farklı) çeşitli renklerde yollar (katmanlar) var, simsiyah taşlar da var. İnsanlardan, (yeryüzünde) hareket eden (diğer) canlılardan ve hayvanlardan yine böyle çeşitli renklerde olanlar vardır. Allah’a karşı ancak; kulları içinden âlim olanlar derin saygı duyarlar. Şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır.

Yasin Suresi 71-73. Ayet

اَوَلَمْ

يَرَوْا

اَنَّا

خَلَقْنَا

لَهُمْ

مِمَّا

عَمِلَتْ

اَيْد۪ينَٓا

اَنْعَاماً

فَهُمْ

لَهَا

مَالِكُونَ

٧١

وَذَلَّلْنَاهَا

لَهُمْ

فَمِنْهَا

رَكُوبُهُمْ

وَمِنْهَا

يَأْكُلُونَ

٧٢

وَلَهُمْ

ف۪يهَا

مَنَافِـعُ

وَمَشَارِبُۜ

اَفَلَا

يَشْكُرُونَ

٧٣

Görmediler mi ki, biz onlar için, ellerimizin (kudretimizin) eseri olan hayvanlar yarattık da onlar bu hayvanlara sahip oluyorlar. Biz, o hayvanları kendilerine boyun eğdirdik. Onlardan bir kısmı binekleridir, bir kısmını da yerler. Onlar için bu hayvanlarda (daha pek çok) yararlar ve içecekler vardır. Hâlâ şükretmeyecekler mi?

Zümer Suresi 6. Ayet

خَلَقَكُمْ

مِنْ

نَفْسٍ

وَاحِدَةٍ

ثُمَّ

جَعَلَ

مِنْهَا

زَوْجَهَا

وَاَنْزَلَ

لَكُمْ

مِنَ

الْاَنْعَامِ

ثَمَانِيَةَ

اَزْوَاجٍۜ

يَخْلُقُكُمْ

ف۪ي

بُطُونِ

اُمَّهَاتِكُمْ

خَلْقاً

مِنْ

بَعْدِ

خَلْقٍ

ف۪ي

ظُلُمَاتٍ

ثَلٰثٍۜ

ذٰلِكُمُ

اللّٰهُ

رَبُّكُمْ

لَهُ

الْمُلْكُۜ

لَٓا

اِلٰهَ

اِلَّا

هُوَۚ

فَاَنّٰى

تُصْرَفُونَ

٦

O, sizi bir tek nefisten yarattı. Sonra ondan eşini var etti. Sizin için hayvanlardan (erkek ve dişi olarak) sekiz eş yarattı. Sizi annelerinizin karnında bir yaratılıştan öbürüne geçirerek üç (kat) karanlık içinde oluşturuyor. İşte Rabbiniz olan Allah budur. Mülk (mutlak hâkimiyet) yalnız O’nundur. O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. O hâlde, nasıl oluyor da haktan döndürülüyorsunuz?

Mümin Suresi 79-81. Ayet

اَللّٰهُ

الَّذ۪ي

جَعَلَ

لَكُمُ

الْاَنْعَامَ

لِتَرْكَبُوا

مِنْهَا

وَمِنْهَا

تَأْكُلُونَۘ

٧٩

وَلَكُمْ

ف۪يهَا

مَنَافِـعُ

وَلِتَبْلُغُوا

عَلَيْهَا

حَاجَةً

ف۪ي

صُدُورِكُمْ

وَعَلَيْهَا

وَعَلَى

الْفُلْكِ

تُحْمَلُونَۜ

٨٠

وَيُر۪يكُمْ

اٰيَاتِه۪ۗ

فَاَيَّ

اٰيَاتِ

اللّٰهِ

تُنْكِرُونَ

٨١

Allah, bir kısmına binesiniz, bir kısmını da yiyesiniz diye sizin için hayvanları yaratandır. Onlarda sizin için daha birçok faydalar da vardır. Gönüllerinizdeki ihtiyaçlara kendileri üzerinden ulaşasınız diye onları yaratmıştır. Onlarla ve gemilerle taşınırsınız. Allah, size âyetlerini gösteriyor. Allah’ın hangi âyetlerini inkâr edersiniz?

Şura Suresi 11. Ayet

فَاطِرُ

السَّمٰوَاتِ

وَالْاَرْضِۜ

جَعَلَ

لَكُمْ

مِنْ

اَنْفُسِكُمْ

اَزْوَاجاً

وَمِنَ

الْاَنْعَامِ

اَزْوَاجاًۚ

يَذْرَؤُ۬كُمْ

ف۪يهِۜ

لَيْسَ

كَمِثْلِه۪

شَيْءٌۚ

وَهُوَ

السَّم۪يعُ

الْبَص۪يرُ

١١

O, gökleri ve yeri yaratandır. Size kendinizden eşler, hayvanlardan da (kendilerine) eşler yaratmıştır. Bu sûretle sizi üretiyor. O’nun benzeri hiçbir şey yoktur. O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.

Şura Suresi 29. Ayet

وَمِنْ

اٰيَاتِه۪

خَلْقُ

السَّمٰوَاتِ

وَالْاَرْضِ

وَمَا

بَثَّ

ف۪يهِمَا

مِنْ

دَٓابَّةٍۜ

وَهُوَ

عَلٰى

جَمْعِهِمْ

اِذَا

يَشَٓاءُ

قَد۪يرٌ۟

٢٩

Gökleri, yeri ve bu ikisi içinde yaydığı canlıları yaratması, O’nun varlığının delillerindendir. O, dilediği zaman, onları bir araya getirmeye de gücü yetendir.

Zuhruf Suresi 12-14. Ayet

وَالَّذ۪ي

خَلَقَ

الْاَزْوَاجَ

كُلَّهَا

وَجَعَلَ

لَكُمْ

مِنَ

الْفُلْكِ

وَالْاَنْعَامِ

مَا

تَرْكَبُونَۙ

١٢

لِتَسْتَوُ۫ا

عَلٰى

ظُهُورِه۪

ثُمَّ

تَذْكُرُوا

نِعْمَةَ

رَبِّكُمْ

اِذَا

اسْتَوَيْتُمْ

عَلَيْهِ

وَتَقُولُوا

سُبْحَانَ

الَّذ۪ي

سَخَّرَ

لَنَا

هٰذَا

وَمَا

كُنَّا

لَهُ

مُقْرِن۪ينَۙ

١٣

وَاِنَّٓا

اِلٰى

رَبِّنَا

لَمُنْقَلِبُونَ

١٤

O, bütün çiftleri yaratan, üzerlerine kurulasınız, sonra da, kurulduğunuzda, Rabbinizin nimetini hatırlayasınız ve “Bunu hizmetimize veren Allah’ın şanı yücedir. Bunlara bizim gücümüz yetmezdi. Şüphesiz biz Rabbimize döneceğiz” diyesiniz diye sizin için bindiğiniz gemileri ve hayvanları yaratandır.

Câsiye Suresi 3-4. Ayet

اِنَّ

فِي

السَّمٰوَاتِ

وَالْاَرْضِ

لَاٰيَاتٍ

لِلْمُؤْمِن۪ينَۜ

٣

وَف۪ي

خَلْقِكُمْ

وَمَا

يَبُثُّ

مِنْ

دَٓابَّةٍ

اٰيَاتٌ

لِقَوْمٍ

يُوقِنُونَۙ

٤

Şüphesiz, göklerde ve yerde, inananlar için (Allah’ın varlığını ve birliğini gösteren) nice deliller vardır. Sizin yaratılışınızda ve Allah’ın (yeryüzüne) yaydığı her bir canlıda da kesin olarak inanan bir toplum için elbette nice deliller vardır.

Câsiye Suresi 12-13. Ayet

اَللّٰهُ

الَّذ۪ي

سَخَّرَ

لَكُمُ

الْبَحْرَ

لِتَجْرِيَ

الْفُلْكُ

ف۪يهِ

بِاَمْرِه۪

وَلِتَبْتَغُوا

مِنْ

فَضْلِه۪

وَلَعَلَّكُمْ

تَشْكُرُونَۚ

١٢

وَسَخَّرَ

لَكُمْ

مَا

فِي

السَّمٰوَاتِ

وَمَا

فِي

الْاَرْضِ

جَم۪يعاً

مِنْهُۜ

اِنَّ

ف۪ي

ذٰلِكَ

لَاٰيَاتٍ

لِقَوْمٍ

يَتَفَكَّرُونَ

١٣

Allah, içinde gemilerin, emriyle akıp gitmesi, O’nun lütfunu aramanız ve şükretmeniz için denizi sizin hizmetinize verendir. Göklerdeki ve yerdeki her şeyi kendi katından (bir nimet olarak) sizin hizmetinize verendir. Elbette bunda düşünen bir toplum için deliller vardır.

Tebareke (Mülk) suresi 19. Ayet

اَوَلَمْ

يَرَوْا

اِلَى

الطَّيْرِ

فَوْقَهُمْ

صَٓافَّاتٍ

وَيَقْبِضْنَۜ

مَا

يُمْسِكُهُنَّ

اِلَّا

الرَّحْمٰنُۜ

اِنَّهُ

بِكُلِّ

شَيْءٍ

بَص۪يرٌ

١٩

Üstlerinde kanat çırparak uçan kuşlara bakmazlar mı? Onları (havada) ancak Rahmân tutuyor. Şüphesiz O, her şeyi hakkıyla görendir.

Naziat Suresi 27-33. Ayet

ءَاَنْتُمْ

اَشَدُّ

خَلْقاً

اَمِ

السَّمَٓاءُۜ

بَنٰيهَا۠

٢٧

رَفَعَ

سَمْكَهَا

فَسَوّٰيهَاۙ

٢٨

وَاَغْطَشَ

لَيْلَهَا

وَاَخْرَجَ

ضُحٰيهَاۖ

٢٩

وَالْاَرْضَ

بَعْدَ

ذٰلِكَ

دَحٰيهَاۜ

٣٠

اَخْرَجَ

مِنْهَا

مَٓاءَهَا

وَمَرْعٰيهَاۖ

٣١

وَالْجِبَالَ

اَرْسٰيهَاۙ

٣٢

مَتَاعاً

لَكُمْ

وَلِاَنْعَامِكُمْۜ

٣٣

(Ey inkârcılar!) Sizi yaratmak mı daha zor, yoksa göğü yaratmak mı? Onu Allah kurmuştur. Onu yükseltmiş ve ona düzen ve âhenk vermiştir. O göğün gecesini karanlık yaptı, ışığını da çıkardı. Ardından yeri düzenleyip döşedi. Ondan suyunu ve merasını çıkardı. Dağları sağlam bir şekilde yerleştirdi. Bunları sizin için ve hayvanlarınız için bir yarar kaynağı yaptı.

Abese Suresi 24-32. Ayet

فَلْيَنْظُرِ

الْاِنْسَانُ

اِلٰى

طَعَامِه۪ۙ

٢٤

اَنَّا

صَبَبْنَا

الْمَٓاءَ

صَباًّۙ

٢٥

ثُمَّ

شَقَقْنَا

الْاَرْضَ

شَقاًّۙ

٢٦

فَاَنْبَتْنَا

ف۪يهَا

حَباًّۙ

٢٧

وَعِنَباً

وَقَضْباًۙ

٢٨

وَزَيْتُوناً

وَنَخْلاًۙ

٢٩

وَحَدَٓائِقَ

غُلْباًۙ

٣٠

وَفَاكِهَةً

وَاَباًّۙ

٣١

مَتَاعاً

لَكُمْ

وَلِاَنْعَامِكُمْۜ

٣٢

Her şeyden önce insan, yediği yemeğine bir baksın! Gerçekten biz, yağmuru bol bol yağdırdık. Sonra toprağı, iyiden iyiye yardık! Böylece sizin ve hayvanlarınızın yararlanması için orada taneler, üzümler, yoncalar, zeytinler, hurmalıklar, sık ağaçlı bahçeler, meyveler ve otlaklar ortaya çıkardık.

TEKVİR SURESİ 1-6. Ayet

اِذَا

الشَّمْسُ

كُـوِّرَتْۙۖ

١

وَاِذَا

النُّجُومُ

انْكَدَرَتْۙۖ

٢

وَاِذَا

الْجِبَالُ

سُيِّرَتْۙۖ

٣

وَاِذَا

الْعِشَارُ

عُطِّلَتْۙۖ

٤

وَاِذَا

الْوُحُوشُ

حُشِرَتْۙۖ

٥

وَاِذَا

الْبِحَارُ

سُجِّرَتْۙۖ

٦

Güneş, dürüldüğü zaman, Yıldızlar, bulanıp söndüğü zaman, Dağlar, yürütüldüğü zaman, Gebe develer salıverildiği zaman. Yaban hayatı yaşayan (irili ufaklı) tüm canlılar toplandığı zaman, Denizler kaynatıldığı zaman,

Gaşiye Suresi 17-21. Ayet

اَفَلَا

يَنْظُرُونَ

اِلَى

الْاِبِلِ

كَيْفَ

خُلِقَتْ۠

١٧

وَاِلَى

السَّمَٓاءِ

كَيْفَ

رُفِعَتْ۠

١٨

وَاِلَى

الْجِبَالِ

كَيْفَ

نُصِبَتْ۠

١٩

وَاِلَى

الْاَرْضِ

كَيْفَ

سُطِحَتْ۠

٢٠

فَذَكِّرْ

اِنَّـمَٓا

اَنْتَ

مُذَكِّرٌۜ

٢١

Deveye bakmıyorlar mı, nasıl yaratılmıştır! Göğe bakmıyorlar mı, nasıl yükseltilmiştir! Dağlara bakmıyorlar mı, nasıl dikilmişlerdir! Yeryüzüne bakmıyorlar mı, nasıl yayılmıştır! Artık sen öğüt ver! Sen ancak bir öğüt vericisin.

Adiyat Suresi 1-6. Ayet

وَالْعَـادِيَاتِ

ضَبْـحاًۙ

١

فَالْمُـورِيَاتِ

قَـدْحاًۙ

٢

فَالْمُغ۪يرَاتِ

صُبْحاًۙ

٣

فَاَثَرْنَ

بِه۪

نَقْعاًۙ

٤

فَوَسَطْنَ

بِه۪

جَمْعاًۙ

٥

اِنَّ

الْاِنْسَانَ

لِرَبِّه۪

لَكَنُودٌۚ

٦

Soluk soluğa süratle koşan, (koşarken ayaklarını) vurarak ateş çıkaran, sabah erkenden baskın yapan, orada tozu dumana katan ve düşman topluluğunun ortasına dalan atlara andolsun ki, insan gerçekten Rabbine karşı pek nankördür.

Konularına Göre Diğer Ayetler

Devamını Gör...