Hz. Muhammed İle İlgili Ayetler

Kur’an-ı Kerim’de Hz. Muhammed (s.a.v.), insanlığa rahmet olarak gönderilen son peygamberdir. Onun daveti tevhid, adalet ve merhamet üzerine kurulmuştur. Allah, Peygamberimizi hem ümmetine örnek bir ahlâk modeli hem de kulları için bir rahmet vesilesi olarak tanıtmaktadır. Kur’an’daki ayetler, Hz. Muhammed’in görevini, üstün kişiliğini ve insanlık için taşıdığı değeri vurgular.

Bakara Sûresi 99. Ayet

وَلَقَدْ

اَنْزَلْـنَٓا

اِلَيْكَ

اٰيَاتٍ

بَيِّنَاتٍۚ

وَمَا

يَكْفُرُ

بِهَٓا

اِلَّا

الْفَاسِقُونَ

٩٩

Andolsun, biz sana apaçık âyetler indirdik. Bunları ancak fasıklar inkâr eder.

Bakara Sûresi 119. Ayet

اِنَّٓا

اَرْسَلْنَاكَ

بِالْحَقِّ

بَش۪يراً

وَنَذ۪يراًۙ

وَلَا

تُسْـَٔلُ

عَنْ

اَصْحَابِ

الْجَح۪يمِ

١١٩

Şüphesiz biz seni hak ile; müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Sen cehennemlik olanlardan sorumlu tutulacak değilsin.

Bakara Sûresi 136. Ayet

قُولُٓوا

اٰمَنَّا

بِاللّٰهِ

وَمَٓا

اُنْزِلَ

اِلَيْنَا

وَمَٓا

اُنْزِلَ

اِلٰٓى

اِبْرٰه۪يمَ

وَاِسْمٰع۪يلَ

وَاِسْحٰقَ

وَيَعْقُوبَ

وَالْاَسْبَاطِ

وَمَٓا

اُو۫تِيَ

مُوسٰى

وَع۪يسٰى

وَمَٓا

اُو۫تِيَ

النَّبِيُّونَ

مِنْ

رَبِّهِمْۚ

لَا

نُفَرِّقُ

بَيْنَ

اَحَدٍ

مِنْهُمْۘ

وَنَحْنُ

لَهُ

مُسْلِمُونَ

١٣٦

Deyin ki: “Biz Allah’a, bize indirilene (Kur’an’a), İbrahim, İsmail, İshak, Yakub ve Yakuboğullarına indirilene, Mûsâ ve İsa’ya verilen (Tevrat ve İncil) ile bütün diğer peygamberlere Rab’lerinden verilene iman ettik. Onlardan hiçbirini diğerinden ayırt etmeyiz ve biz ona teslim olmuş kimseleriz.”

Bakara Sûresi 159. Ayet

اِنَّ

الَّذ۪ينَ

يَكْتُمُونَ

مَٓا

اَنْزَلْنَا

مِنَ

الْبَيِّنَاتِ

وَالْهُدٰى

مِنْ

بَعْدِ

مَا

بَيَّنَّاهُ

لِلنَّاسِ

فِي

الْكِتَابِۙ

اُو۬لٰٓئِكَ

يَلْعَنُهُمُ

اللّٰهُ

وَيَلْعَنُهُمُ

اللَّاعِنُونَۙ

١٥٩

İndirdiğimiz apaçık delilleri ve hidayeti Kitap’ta açıklamamızdan sonra onları gizleyenler var ya, işte onlara hem Allah lânet eder, hem de bütün lânet etme konumunda olanlar lânet eder.

Bakara Sûresi 252. Ayet

تِلْكَ

اٰيَاتُ

اللّٰهِ

نَتْلُوهَا

عَلَيْكَ

بِالْحَقِّۜ

وَاِنَّكَ

لَمِنَ

الْمُرْسَل۪ينَ

٢٥٢

İşte bunlar Allah’ın âyetleridir. Biz onları sana hak olarak okuyoruz. Şüphesiz sen, Allah tarafından gönderilmiş peygamberlerdensin.

Âl-i İmrân Sûresi 1-3. Ayet

الٓمٓۚ

١

اَللّٰهُ

لَٓا

اِلٰهَ

اِلَّا

هُوَۙ

الْحَيُّ

الْقَيُّومُۜ

٢

نَزَّلَ

عَلَيْكَ

الْكِتَابَ

بِالْحَقِّ

مُصَدِّقاً

لِمَا

بَيْنَ

يَدَيْهِ

وَاَنْزَلَ

التَّوْرٰيةَ

وَالْاِنْج۪يلَۙ

٣

Elif Lâm Mîm. Allah, kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayandır. Diridir, kayyumdur. 3,4. O, sana Kitab’ı hak ve kendisinden öncekileri doğrulayıcı olarak indirdi. O, daha önce Tevrat’ı ve İncil’i insanlar için birer hidayet olarak indirmişti. Furkan’ı da indirdi. Şüphesiz, Allah’ın âyetlerini inkâr edenler için şiddetli bir azap vardır. Allah, mutlak güç sahibidir, intikam sahibidir.

Âl-i İmrân Sûresi 7. Ayet

هُوَ

الَّـذ۪ٓي

اَنْزَلَ

عَلَيْكَ

الْكِتَابَ

مِنْهُ

اٰيَاتٌ

مُحْكَمَاتٌ

هُنَّ

اُمُّ

الْكِتَابِ

وَاُخَرُ

مُتَشَابِهَاتٌۜ

فَاَمَّا

الَّذ۪ينَ

ف۪ي

قُلُوبِهِمْ

زَيْغٌ

فَيَتَّبِعُونَ

مَا

تَشَابَهَ

مِنْهُ

ابْتِغَٓاءَ

الْفِتْنَةِ

وَابْتِغَٓاءَ

تَأْو۪يلِه۪ۚ

وَمَا

يَعْلَمُ

تَأْو۪يلَهُٓ

اِلَّا

اللّٰهُۢ

وَالرَّاسِخُونَ

فِي

الْعِلْمِ

يَقُولُونَ

اٰمَنَّا

بِه۪ۙ

كُلٌّ

مِنْ

عِنْدِ

رَبِّنَاۚ

وَمَا

يَذَّكَّرُ

اِلَّٓا

اُو۬لُوا

الْاَلْبَابِ

٧

O, sana Kitab’ı indirendir. Onun (Kur’an’ın) bazı âyetleri muhkemdir, onlar kitabın anasıdır. Diğerleri de müteşabihtir. Kalplerinde bir eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onun olmadık yorumlarını yapmak için müteşabih âyetlerinin ardına düşerler. Oysa onun gerçek manasını ancak Allah bilir. İlimde derinleşmiş olanlar, “Ona inandık, hepsi Rabbimiz katındandır” derler. (Bu inceliği) ancak akıl sahipleri düşünüp anlar.

Âl-i İmrân Sûresi 44. Ayet

ذٰلِكَ

مِنْ

اَنْـبَٓاءِ

الْغَيْبِ

نُوح۪يهِ

اِلَيْكَۜ

وَمَا

كُنْتَ

لَدَيْهِمْ

اِذْ

يُلْقُونَ

اَقْلَامَهُمْ

اَيُّهُمْ

يَكْفُلُ

مَرْيَمَۖ

وَمَا

كُنْتَ

لَدَيْهِمْ

اِذْ

يَخْتَصِمُونَ

٤٤

(Ey Muhammed!) Bunlar sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Meryem’i kim himayesine alıp koruyacak diye kalemlerini (kur’a için) atarlarken sen yanlarında değildin. (Bu konuda) tartışırlarken de yanlarında değildin.

Âl-i İmrân Sûresi 62. Ayet

اِنَّ

هٰذَا

لَهُوَ

الْقَصَصُ

الْحَقُّۚ

وَمَا

مِنْ

اِلٰهٍ

اِلَّا

اللّٰهُۜ

وَاِنَّ

اللّٰهَ

لَهُوَ

الْعَز۪يزُ

الْحَك۪يمُ

٦٢

Şüphesiz bu (İsa hakkındaki) gerçek kıssadır. Allah’tan başka hiçbir ilâh yoktur. Şüphesiz Allah, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Âl-i İmrân Sûresi 79. Ayet

مَا

كَانَ

لِبَشَرٍ

اَنْ

يُؤْتِيَهُ

اللّٰهُ

الْكِتَابَ

وَالْحُكْمَ

وَالنُّبُوَّةَ

ثُمَّ

يَقُولَ

لِلنَّاسِ

كُونُوا

عِبَاداً

ل۪ي

مِنْ

دُونِ

اللّٰهِ

وَلٰكِنْ

كُونُوا

رَبَّانِيّ۪نَ

بِمَا

كُنْتُمْ

تُعَلِّمُونَ

الْكِتَابَ

وَبِمَا

كُنْتُمْ

تَدْرُسُونَۙ

٧٩

Allah’ın, kendisine Kitab’ı, hükmü (hikmeti) ve peygamberliği verdiği hiçbir insanın, “Allah’ı bırakıp bana kullar olun” demesi düşünülemez. Fakat (şöyle öğüt verir:) “Öğretmekte ve derinlemesine incelemekte olduğunuz Kitap uyarınca rabbânîler (Allah’ın istediği örnek ve dindar kullar) olun.”

Âl-i İmrân Sûresi 144. Ayet

وَمَا

مُحَمَّدٌ

اِلَّا

رَسُولٌۚ

قَدْ

خَلَتْ

مِنْ

قَبْلِهِ

الرُّسُلُۜ

اَفَا۬ئِنْ

مَاتَ

اَوْ

قُتِلَ

انْقَلَبْتُمْ

عَلٰٓى

اَعْقَابِكُمْۜ

وَمَنْ

يَنْقَلِبْ

عَلٰى

عَقِبَيْهِ

فَلَنْ

يَضُرَّ

اللّٰهَ

شَيْـٔاًۜ

وَسَيَجْزِي

اللّٰهُ

الشَّاكِر۪ينَ

١٤٤

Muhammed, ancak bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir. Şimdi o ölür veya öldürülürse gerisingeriye (eski dininize) mi döneceksiniz? Kim gerisingeriye dönerse, Allah’a hiçbir zarar veremez. Allah, şükredenleri mükâfatlandıracaktır.

Âl-i İmrân Sûresi 159. Ayet

فَبِمَا

رَحْمَةٍ

مِنَ

اللّٰهِ

لِنْتَ

لَهُمْۚ

وَلَوْ

كُنْتَ

فَظًّا

غَل۪يظَ

الْقَلْبِ

لَانْفَضُّوا

مِنْ

حَوْلِكَۖ

فَاعْفُ

عَنْهُمْ

وَاسْتَغْفِرْ

لَهُمْ

وَشَاوِرْهُمْ

فِي

الْاَمْرِۚ

فَاِذَا

عَزَمْتَ

فَتَوَكَّلْ

عَلَى

اللّٰهِۜ

اِنَّ

اللّٰهَ

يُحِبُّ

الْمُتَوَكِّل۪ينَ

١٥٩

Allah’ın rahmeti sayesinde sen onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi. Artık sen onları affet. Onlar için Allah’tan bağışlama dile. İş konusunda onlarla müşavere et. Bir kere de karar verip azmettin mi, artık Allah’a tevekkül et, (ona dayanıp güven). Şüphesiz Allah, tevekkül edenleri sever.

Nisâ Sûresi 105. Ayet

اِنَّٓا

اَنْزَلْـنَٓا

اِلَيْكَ

الْكِتَابَ

بِالْحَقِّ

لِتَحْكُمَ

بَيْنَ

النَّاسِ

بِمَٓا

اَرٰيكَ

اللّٰهُۜ

وَلَا

تَكُنْ

لِلْخَٓائِن۪ينَ

خَص۪يماًۙ

١٠٥

(Ey Muhammed!) Biz sana Kitab’ı (Kur’an’ı) hak olarak indirdik ki, insanlar arasında Allah’ın sana öğrettikleri ile hüküm veresin. Sakın hainlerin savunucusu olma.

Nisâ Sûresi 106. Ayet

وَاسْتَغْفِرِ

اللّٰهَۜ

اِنَّ

اللّٰهَ

كَانَ

غَفُوراً

رَح۪يماًۚ

١٠٦

Allah’tan bağışlama dile. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.

Nisâ Sûresi 113. Ayet

وَلَوْلَا

فَضْلُ

اللّٰهِ

عَلَيْكَ

وَرَحْمَتُهُ

لَهَمَّتْ

طَٓائِفَةٌ

مِنْهُمْ

اَنْ

يُضِلُّوكَۜ

وَمَا

يُضِلُّونَ

اِلَّٓا

اَنْفُسَهُمْ

وَمَا

يَضُرُّونَكَ

مِنْ

شَيْءٍۜ

وَاَنْزَلَ

اللّٰهُ

عَلَيْكَ

الْكِتَابَ

وَالْحِكْمَةَ

وَعَلَّمَكَ

مَا

لَمْ

تَكُنْ

تَعْلَمُۜ

وَكَانَ

فَضْلُ

اللّٰهِ

عَلَيْكَ

عَظ۪يماً

١١٣

(Ey Muhammed!) Eğer Allah’ın sana lütuf ve merhameti olmasaydı, onlardan bir grup seni saptırmaya çalışırdı. Hâlbuki onlar, ancak kendilerini saptırırlar, sana hiçbir zarar veremezler. Allah, sana kitabı (Kur’an’ı) ve hikmeti indirmiş ve sana bilmediğin şeyleri öğretmiştir. Allah’ın sana lütfu çok büyüktür.

Nisâ Sûresi 166. Ayet

لٰكِنِ

اللّٰهُ

يَشْهَدُ

بِمَٓا

اَنْزَلَ

اِلَيْكَ

اَنْزَلَهُ

بِعِلْمِه۪ۚ

وَالْمَلٰٓئِكَةُ

يَشْهَدُونَۜ

وَكَفٰى

بِاللّٰهِ

شَه۪يداً

١٦٦

Fakat Allah, sana indirdiğini kendi ilmiyle indirmiş olduğuna şahitlik eder. Melekler de buna şahitlik eder. Şahit olarak Allah yeter.

Nisâ Sûresi 174. Ayet

يَٓا

اَيُّهَا

النَّاسُ

قَدْ

جَٓاءَكُمْ

بُرْهَانٌ

مِنْ

رَبِّكُمْ

وَاَنْزَلْـنَٓا

اِلَيْكُمْ

نُوراً

مُب۪يناً

١٧٤

Ey insanlar! Size Rabbinizden kesin bir delil (Hz. Muhammed) geldi ve size apaçık bir nur (Kur’an) indirdik.

Mâide Sûresi 48. Ayet

وَاَنْزَلْـنَٓا

اِلَيْكَ

الْكِتَابَ

بِالْحَقِّ

مُصَدِّقاً

لِمَا

بَيْنَ

يَدَيْهِ

مِنَ

الْكِتَابِ

وَمُهَيْمِناً

عَلَيْهِ

فَاحْكُمْ

بَيْنَهُمْ

بِمَٓا

اَنْزَلَ

اللّٰهُ

وَلَا

تَتَّبِعْ

اَهْوَٓاءَهُمْ

عَمَّا

جَٓاءَكَ

مِنَ

الْحَقِّۜ

لِكُلٍّ

جَعَلْنَا

مِنْكُمْ

شِرْعَةً

وَمِنْهَاجاًۜ

وَلَوْ

شَٓاءَ

اللّٰهُ

لَجَعَلَكُمْ

اُمَّةً

وَاحِدَةً

وَلٰكِنْ

لِيَبْلُوَكُمْ

ف۪ي

مَٓا

اٰتٰيكُمْ

فَاسْتَبِقُوا

الْخَيْرَاتِۜ

اِلَى

اللّٰهِ

مَرْجِعُكُمْ

جَم۪يعاً

فَيُنَبِّئُكُمْ

بِمَا

كُنْتُمْ

ف۪يهِ

تَخْتَلِفُونَۙ

٤٨

(Ey Muhammed!) Sana da o Kitab’ı (Kur’an’ı) hak, önündeki kitapları doğrulayıcı, onları gözetici olarak indirdik. Artık, Allah’ın indirdiği ile aralarında hükmet ve sana gelen haktan ayrılıp da onların arzularına uyma. Sizden her biriniz için bir şeriat ve bir yol koyduk. Eğer Allah dileseydi, elbette sizi tek bir ümmet yapardı. Fakat verdiği şeylerde sizi imtihan etmek için ümmetlere ayırdı. Öyle ise iyiliklerde yarışın. Hepinizin dönüşü Allah’adır. O zaman anlaşmazlığa düşmüş olduğunuz şeyleri size bildirecektir.

Mâide Sûresi 67. Ayet

يَٓا

اَيُّهَا

الرَّسُولُ

بَلِّـغْ

مَٓا

اُنْزِلَ

اِلَيْكَ

مِنْ

رَبِّكَۜ

وَاِنْ

لَمْ

تَفْعَلْ

فَمَا

بَلَّغْتَ

رِسَالَتَهُۜ

وَاللّٰهُ

يَعْصِمُكَ

مِنَ

النَّاسِۜ

اِنَّ

اللّٰهَ

لَا

يَهْدِي

الْقَوْمَ

الْكَافِر۪ينَ

٦٧

Ey Peygamber! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan, O’nun verdiği peygamberlik görevini yerine getirmemiş olursun. Allah, seni insanlardan korur. Şüphesiz Allah, kâfirler topluluğunu hidayete erdirmeyecektir.

Mâide Sûresi 99. Ayet

مَا

عَلَى

الرَّسُولِ

اِلَّا

الْبَلَاغُۜ

وَاللّٰهُ

يَعْلَمُ

مَا

تُبْدُونَ

وَمَا

تَكْتُمُونَ

٩٩

Peygamberin üzerine düşen ancak tebliğdir. Allah, sizin açıkladığınızı da, gizlediğinizi de bilir.

En'âm Sûresi 14. Ayet

قُلْ

اَغَيْرَ

اللّٰهِ

اَتَّخِذُ

وَلِياًّ

فَاطِرِ

السَّمٰوَاتِ

وَالْاَرْضِ

وَهُوَ

يُطْعِمُ

وَلَا

يُطْعَمُۜ

قُلْ

اِنّ۪ٓي

اُمِرْتُ

اَنْ

اَكُونَ

اَوَّلَ

مَنْ

اَسْلَمَ

وَلَا

تَكُونَنَّ

مِنَ

الْمُشْرِك۪ينَ

١٤

De ki: “Göklerin ve yerin yaratıcısı olan, beslediği hâlde beslenmeye ihtiyacı olmayan Allah’tan başkasını mı dost edineceğim.” De ki: “Bana, (Allah’a) teslim olanların ilki olmam emredildi ve sakın Allah’a ortak koşanlardan olma (denildi).”

En'âm Sûresi 19. Ayet

قُلْ

اَيُّ

شَيْءٍ

اَكْبَرُ

شَهَادَةًۜ

قُلِ

اللّٰهُ

شَه۪يدٌ

بَيْن۪ي

وَبَيْنَكُمْ

وَاُو۫حِيَ

اِلَيَّ

هٰذَا

الْقُرْاٰنُ

لِاُنْذِرَكُمْ

بِه۪

وَمَنْ

بَلَغَۜ

اَئِنَّكُمْ

لَتَشْهَدُونَ

اَنَّ

مَعَ

اللّٰهِ

اٰلِهَةً

اُخْرٰىۜ

قُلْ

لَٓا

اَشْهَدُۚ

قُلْ

اِنَّمَا

هُوَ

اِلٰهٌ

وَاحِدٌ

وَاِنَّن۪ي

بَر۪ٓيءٌ

مِمَّا

تُشْرِكُونَۢ

١٩

De ki: “Şahitlik bakımından hangi şey daha büyüktür?” De ki: “Allah benimle sizin aranızda şahittir. İşte bu Kur’an bana, onunla sizi ve eriştiği herkesi uyarayım diye vahyolundu. Gerçekten siz mi Allah ile beraber başka ilâhlar olduğuna şahitlik ediyorsunuz?” De ki: “Ben şahitlik etmem.” De ki: “O, ancak tek bir ilâhtır ve şüphesiz ben sizin Allah’a ortak koştuğunuz şeylerden uzağım.”

En'âm Sûresi 48. Ayet

وَمَا

نُرْسِلُ

الْمُرْسَل۪ينَ

اِلَّا

مُبَشِّر۪ينَ

وَمُنْذِر۪ينَۚ

فَمَنْ

اٰمَنَ

وَاَصْلَحَ

فَلَا

خَوْفٌ

عَلَيْهِمْ

وَلَا

هُمْ

يَحْزَنُونَ

٤٨

Biz peygamberleri ancak müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak göndeririz. Kim iman eder ve kendini düzeltirse onlara korku yoktur. Onlar mahzun da olacak değillerdir.

En'âm Sûresi 92. Ayet

وَهٰذَا

كِتَابٌ

اَنْزَلْنَاهُ

مُبَارَكٌ

مُصَدِّقُ

الَّذ۪ي

بَيْنَ

يَدَيْهِ

وَلِتُنْذِرَ

اُمَّ

الْقُرٰى

وَمَنْ

حَوْلَهَاۜ

وَالَّذ۪ينَ

يُؤْمِنُونَ

بِالْاٰخِرَةِ

يُؤْمِنُونَ

بِه۪

وَهُمْ

عَلٰى

صَلَاتِهِمْ

يُحَافِظُونَ

٩٢

İşte bu (Kur’an) da, bereket kaynağı, kendinden öncekileri (ilâhî kitapları) tasdik eden ve şehirler anasını (Mekke’yi) ve bütün çevresini (tüm insanlığı) uyarasın diye indirdiğimiz bir kitaptır. Ahirete iman edenler, ona da inanırlar. Onlar namazlarını vaktinde kılarlar.

En'âm Sûresi 114. Ayet

اَفَغَيْرَ

اللّٰهِ

اَبْتَغ۪ي

حَكَماً

وَهُوَ

الَّـذ۪ٓي

اَنْزَلَ

اِلَيْكُمُ

الْكِتَابَ

مُفَصَّلاًۜ

وَالَّذ۪ينَ

اٰتَيْنَاهُمُ

الْكِتَابَ

يَعْلَمُونَ

اَنَّهُ

مُنَزَّلٌ

مِنْ

رَبِّكَ

بِالْحَقِّ

فَلَا

تَكُونَنَّ

مِنَ

الْمُمْتَر۪ينَ

١١٤

“Size Kitab’ı (Kur’an’ı) hak olarak indiren O iken ben Allah’tan başka bir hakem mi arayacağım?” (de). Kendilerine kitap verdiklerimiz de onun, Rabbin katından hak olarak indirilmiş olduğunu bilirler. O hâlde, sakın şüphecilerden olma.

En'âm Sûresi 155. Ayet

وَهٰذَا

كِتَابٌ

اَنْزَلْنَاهُ

مُبَارَكٌ

فَاتَّبِعُوهُ

وَاتَّقُوا

لَعَلَّكُمْ

تُرْحَمُونَۙ

١٥٥

Bu (Kur’an) da bizim indirdiğimiz bereket kaynağı bir kitaptır. Artık ona uyun ve Allah’a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin.

A'râf Sûresi 1-2. Ayet

الٓمٓصٓۜ

١

كِتَابٌ

اُنْزِلَ

اِلَيْكَ

فَلَا

يَكُنْ

ف۪ي

صَدْرِكَ

حَرَجٌ

مِنْهُ

لِتُنْذِرَ

بِه۪

وَذِكْرٰى

لِلْمُؤْمِن۪ينَ

٢

Elif Lâm Mîm Sâd. Bu, sana, kendisiyle (insanları) uyarman için ve mü’minlere öğüt olarak indirilmiş bir kitaptır. Artık ondan dolayı göğsünde bir sıkıntı olmasın.

A'râf Sûresi 101. Ayet

تِلْكَ

الْقُرٰى

نَقُصُّ

عَلَيْكَ

مِنْ

اَنْـبَٓائِهَاۚ

وَلَقَدْ

جَٓاءَتْهُمْ

رُسُلُهُمْ

بِالْبَيِّنَاتِۚ

فَمَا

كَانُوا

لِيُؤْمِنُوا

بِمَا

كَذَّبُوا

مِنْ

قَبْلُۜ

كَذٰلِكَ

يَطْبَعُ

اللّٰهُ

عَلٰى

قُلُوبِ

الْكَافِر۪ينَ

١٠١

İşte memleketler! Onların haberlerinden bir kısmını sana anlatıyoruz. Andolsun, peygamberleri onlara apaçık deliller getirmişti. Fakat onlar daha önce yalanladıklarına inanacak değillerdi. Allah, kâfirlerin kalplerini işte böyle mühürler.

A'râf Sûresi 158. Ayet

قُلْ

يَٓا

اَيُّهَا

النَّاسُ

اِنّ۪ي

رَسُولُ

اللّٰهِ

اِلَيْكُمْ

جَم۪يعاًۨ

الَّذ۪ي

لَهُ

مُلْكُ

السَّمٰوَاتِ

وَالْاَرْضِۚ

لَٓا

اِلٰهَ

اِلَّا

هُوَ

يُحْـي۪

وَيُم۪يتُۖ

فَاٰمِنُوا

بِاللّٰهِ

وَرَسُولِهِ

النَّبِيِّ

الْاُمِّيِّ

الَّذ۪ي

يُؤْمِنُ

بِاللّٰهِ

وَكَلِمَاتِه۪

وَاتَّبِعُوهُ

لَعَلَّكُمْ

تَهْتَدُونَ

١٥٨

(Ey Muhammed!) De ki: “Ey insanlar! Şüphesiz ben, yer ve göklerin hükümranlığı kendisine ait olan Allah’ın hepinize gönderdiği peygamberiyim. O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. O, diriltir ve öldürür. O hâlde, Allah’a ve O’nun sözlerine inanan Resûlüne, o ümmî peygambere iman edin ve ona uyun ki doğru yolu bulasınız.”

A'râf Sûresi 196. Ayet

اِنَّ

وَلِـِّيَ

اللّٰهُ

الَّذ۪ي

نَزَّلَ

الْكِتَابَۘ

وَهُوَ

يَتَوَلَّى

الصَّالِح۪ينَ

١٩٦

Çünkü benim velim, Kitab’ı (Kur’an’ı) indiren Allah’tır. O, bütün salihlere velilik eder.

Enfâl Sûresi 20. Ayet

يَٓا اَيُّهَا

الَّذ۪ينَ

اٰمَنُٓوا

اَط۪يعُوا

اللّٰهَ

وَرَسُولَهُ

وَلَا

تَوَلَّوْا

عَنْهُ

وَاَنْتُمْ

تَسْمَعُونَۚ

٢٠

Ey iman edenler! Allah’a ve Resûlüne itaat edin ve (Kur’an’ı) dinlediğiniz hâlde ondan yüz çevirmeyin.

Tevbe Sûresi 94. Ayet

يَعْتَذِرُونَ

اِلَيْكُمْ

اِذَا

رَجَعْتُمْ

اِلَيْهِمْۜ

قُلْ

لَا

تَعْتَذِرُوا

لَنْ

نُؤْمِنَ

لَكُمْ

قَدْ

نَبَّاَنَا

اللّٰهُ

مِنْ

اَخْبَارِكُمْۜ

وَسَيَرَى

اللّٰهُ

عَمَلَكُمْ

وَرَسُولُهُ

ثُمَّ

تُرَدُّونَ

اِلٰى

عَالِمِ

الْغَيْبِ

وَالشَّهَادَةِ

فَيُنَبِّئُكُمْ

بِمَا

كُنْتُمْ

تَعْمَلُونَ

٩٤

Onlara döndüğünüzde, size mazeret beyan edeceklerdir. De ki: “Mazeret beyan etmeyin. Size kesinlikle inanmayız. Çünkü Allah bize sizin durumunuzu bildirdi. Bundan böyle davranışlarınızı Allah da Resûlü de görecek. Sonra hepiniz, gaybı da görülen âlemi de bilene döndürüleceksiniz de yapmakta olduğunuz şeyleri size haber verecek.”

Hûd Sûresi 49. Ayet

تِلْكَ

مِنْ

اَنْـبَٓاءِ

الْغَيْبِ

نُوح۪يهَٓا

اِلَيْكَۚ

مَا

كُنْتَ

تَعْلَمُهَٓا

اَنْتَ

وَلَا

قَوْمُكَ

مِنْ

قَبْلِ

هٰذَاۜۛ

فَاصْبِرْۜۛ

اِنَّ

الْعَاقِبَةَ

لِلْمُتَّق۪ينَ۟

٤٩

İşte bunlar, sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Bundan önce onları ne sen biliyordun, ne de kavmin. O hâlde sabret. Çünkü (iyi) sonuç, Allah’a karşı gelmekten sakınanların olacaktır.

Hûd Sûresi 100. Ayet

ذٰلِكَ

مِنْ

اَنْـبَٓاءِ

الْقُرٰى

نَقُصُّهُ

عَلَيْكَ

مِنْهَا

قَٓائِمٌ

وَحَص۪يدٌ

١٠٠

(Ey Muhammed!) Bunlar o memleketlerin haberlerinden bazılarıdır. Onları sana anlatıyoruz. Onlardan ayakta duranlar da var, yıkılıp gidenler de.

Yusuf Sûresi 1-3. Ayet

الٓـرٰ۠

تِلْكَ

اٰيَاتُ

الْـكِتَابِ

الْمُب۪ينِ۠

١

اِنَّٓا

اَنْزَلْنَاهُ

قُرْءٰناً

عَرَبِياًّ

لَعَلَّـكُمْ

تَعْقِلُونَ

٢

نَحْنُ

نَقُصُّ

عَلَيْكَ

اَحْسَنَ

الْقَصَصِ

بِمَٓا

اَوْحَيْنَٓا

اِلَيْكَ

هٰذَا

الْقُرْاٰنَۗ

وَاِنْ

كُنْتَ

مِنْ

قَبْلِه۪

لَمِنَ

الْغَافِل۪ينَ

٣

Elif Lâm Râ. Bunlar, apaçık Kitab’ın âyetleridir. Biz onu, akıl erdiresiniz diye Arapça bir Kur’an olarak indirdik. Sana bu Kur’an’ı vahyetmekle kıssaların en güzelini anlatıyoruz. Hâlbuki daha önce sen bunlardan habersiz idin.

Yusuf Sûresi 102. Ayet

ذٰلِكَ

مِنْ

اَنْبَٓاءِ

الْغَيْبِ

نُوح۪يهِ

اِلَيْكَۚ

وَمَا

كُنْتَ

لَدَيْهِمْ

اِذْ

اَجْمَعُٓوا

اَمْرَهُمْ

وَهُمْ

يَمْكُرُونَ

١٠٢

İşte bu (kıssa), gayb haberlerindendir. Onu sana biz vahiy yolu ile bildiriyoruz. Yoksa onlar tuzak kurarak işlerine karar verdikleri zaman sen onların yanında değildin.

Rad Sûresi 1. Ayet

الٓمٓرٰ

۠تِلْكَ

اٰيَاتُ

الْكِتَابِۜ

وَالَّـذ۪ٓي

اُنْزِلَ

اِلَيْكَ

مِنْ

رَبِّكَ

الْحَقُّ

وَلٰكِنَّ

اَكْثَرَ

النَّاسِ

لَا

يُؤْمِنُونَ

١

Elif Lâm Mîm Râ. İşte bunlar Kitab’ın âyetleridir. Sana Rabbinden indirilen gerçektir, fakat insanların çoğu inanmazlar.

Rad Sûresi 7. Ayet

وَيَقُولُ

الَّذ۪ينَ

كَفَرُوا

لَوْلَٓا

اُنْزِلَ

عَلَيْهِ

اٰيَةٌ

مِنْ

رَبِّه۪ۜ

اِنَّـمَٓا

اَنْتَ

مُنْذِرٌ

وَلِكُلِّ

قَوْمٍ

هَادٍ۟

٧

İnkâr edenler, “Ona Rabbinden bir mucize indirilseydi ya!” diyorlar. Sen ancak bir uyarıcısın. Her kavim için de bir yol gösteren vardır.

Rad Sûresi 37. Ayet

وَكَذٰلِكَ

اَنْزَلْنَاهُ

حُكْماً

عَرَبِياًّۜ

وَلَئِنِ

اتَّبَعْتَ

اَهْوَٓاءَهُمْ

بَعْدَ

مَا

جَٓاءَكَ

مِنَ

الْعِلْمِۙ

مَا

لَكَ

مِنَ

اللّٰهِ

مِنْ

وَلِيٍّ

وَلَا

وَاقٍ۟

٣٧

Böylece biz onu (Kur’an’ı) Arapça bir hüküm olarak indirdik. Sana gelen bu ilimden sonra eğer sen onların heva ve heveslerine uyarsan, Allah tarafından senin için ne bir dost vardır, ne de bir koruyucu.

İbrahim Sûresi 1. Ayet

الٓـرٰ۠

كِتَابٌ

اَنْزَلْنَاهُ

اِلَيْكَ

لِتُخْرِجَ

النَّاسَ

مِنَ

الظُّلُمَاتِ

اِلَى

النُّورِ

بِـاِذْنِ

رَبِّهِمْ

اِلٰى

صِرَاطِ

الْعَز۪يزِ

الْحَم۪يدِۙ

١

1,2. Elif Lâm Râ. Bu Kur’an, Rablerinin izniyle insanları karanlıklardan aydınlığa, mutlak güç sahibi ve övgüye lâyık, göklerdeki ve yerdeki her şey kendisine ait olan Allah’ın yoluna çıkarman için sana indirdiğimiz bir kitaptır. Şiddetli azaptan dolayı vay kâfirlerin hâline.

Hicr Sûresi 9. Ayet

اِنَّا

نَحْنُ

نَزَّلْنَا

الذِّكْرَ

وَاِنَّا

لَهُ

لَحَافِظُونَ

٩

Şüphesiz o Zikr’i (Kur’an’ı) biz indirdik biz! Onun koruyucusu da elbette biziz.

Hicr Sûresi 87. Ayet

وَلَقَدْ

اٰتَيْنَاكَ

سَبْعاً

مِنَ

الْمَثَان۪ي

وَالْقُرْاٰنَ

الْعَظ۪يمَ

٨٧

Andolsun, biz sana tekrarlanan yedi âyeti ve büyük Kur’an’ı verdik.

Nahl Sûresi 1-2. Ayet

اَتٰٓى

اَمْرُ

اللّٰهِ

فَلَا

تَسْتَعْجِلُوهُۜ

سُبْحَانَهُ

وَتَعَالٰى

عَمَّا

يُشْرِكُونَ

١

يُنَزِّلُ

الْمَلٰٓئِكَةَ

بِالرُّوحِ

مِنْ

اَمْرِه۪

عَلٰى

مَنْ

يَشَٓاءُ

مِنْ

عِبَادِه۪ٓ

اَنْ

اَنْذِرُٓوا

اَنَّهُ

لَٓا

اِلٰهَ

اِلَّٓا

اَنَا۬

فَاتَّقُونِ

٢

Allah’ın emri gelecektir. Artık onun acele gelmesini istemeyin. Allah, onların ortak koştukları şeylerden uzaktır, yücedir. Allah, “Benden başka ilâh yoktur. Öyle ise bana karşı gelmekten sakının” diye (insanları) uyarmaları için emrini içeren vahiy ile melekleri kullarından dilediğine indirir.

Nahl Sûresi 43-44. Ayet

وَمَٓا

اَرْسَلْنَا

مِنْ

قَبْلِكَ

اِلَّا

رِجَالاً

نُوح۪ٓي

اِلَيْهِمْ

فَسْـَٔلُٓوا

اَهْلَ

الذِّكْرِ

اِنْ

كُنْتُمْ

لَا

تَعْلَمُونَۙ

٤٣

بِالْبَيِّنَاتِ

وَالزُّبُرِۜ

وَاَنْزَلْـنَٓا

اِلَيْكَ

الذِّكْرَ

لِتُبَيِّنَ

لِلنَّاسِ

مَا

نُزِّلَ

اِلَيْهِمْ

وَلَعَلَّهُمْ

يَتَفَكَّرُونَ

٤٤

Senden önce de ancak, kendilerine vahyettiğimiz birtakım erkekleri peygamber olarak gönderdik. Eğer bilmiyorsanız ilim sahiplerine sorun. (O peygamberleri) apaçık belgeler ve kitaplarla gönderdik. İnsanlara, kendilerine indirileni açıklaman ve onların da (üzerinde) düşünmeleri için sana bu Kur’an’ı indirdik.

Nahl Sûresi 64. Ayet

وَمَٓا

اَنْزَلْنَا

عَلَيْكَ

الْكِتَابَ

اِلَّا

لِتُبَيِّنَ

لَهُمُ

الَّذِي

اخْتَلَفُوا

ف۪يهِۙ

وَهُدًى

وَرَحْمَةً

لِقَوْمٍ

يُؤْمِنُونَ

٦٤

Sana kitabı, ancak ayrılığa düştükleri şeyleri onlara açıklaman için ve iman eden bir topluma doğru yolu gösterici ve rahmet olarak indirdik.

Nahl Sûresi 89. Ayet

وَيَوْمَ

نَبْعَثُ

ف۪ي

كُلِّ

اُمَّةٍ

شَه۪يداً

عَلَيْهِمْ

مِنْ

اَنْفُسِهِمْ

وَجِئْنَا

بِكَ

شَه۪يداً

عَلٰى

هٰٓؤُ۬لَٓاءِۜ

وَنَزَّلْنَا

عَلَيْكَ

الْكِتَابَ

تِبْيَاناً

لِكُلِّ

شَيْءٍ

وَهُدًى

وَرَحْمَةً

وَبُشْرٰى

لِلْمُسْلِم۪ينَ۟

٨٩

(Ey Muhammed!) Her ümmetin kendi içinden üzerlerine bir şahit göndereceğimiz, seni de onların üzerine bir şahit olarak getireceğimiz günü düşün. Sana bu kitabı; her şey için bir açıklama, doğru yolu gösteren bir rehber, bir rahmet ve müslümanlar için bir müjde olarak indirdik.

Nahl Sûresi 102. Ayet

قُلْ

نَزَّلَهُ

رُوحُ

الْقُدُسِ

مِنْ

رَبِّكَ

بِالْحَقِّ

لِيُثَبِّتَ

الَّذ۪ينَ

اٰمَنُوا

وَهُدًى

وَبُشْرٰى

لِلْمُسْلِم۪ينَ

١٠٢

Ey Muhammed! De ki: “Ruhu’l-Kudüs (Cebrail), inananların inançlarını sağlamlaştırmak, müslümanlara doğru yolu göstermek ve onlara bir müjde olmak üzere Kur’an’ı Rabbinden hak olarak indirdi.”

İsrâ Sûresi 54. Ayet

رَبُّكُمْ

اَعْلَمُ

بِكُمْۜ

اِنْ

يَشَأْ

يَرْحَمْكُمْ

اَوْ

اِنْ

يَشَأْ

يُعَذِّبْكُمْۜ

وَمَٓا

اَرْسَلْنَاكَ

عَلَيْهِمْ

وَك۪يلاً

٥٤

Rabbiniz sizi daha iyi bilir. (Durumunuza göre) dilerse size merhamet eder, dilerse azap eder. Seni de onlara vekil olarak göndermedik.

İsrâ Sûresi 105-106. Ayet

وَبِالْحَقِّ

اَنْزَلْنَاهُ

وَبِالْحَقِّ

نَزَلَۜ

وَمَٓا

اَرْسَلْنَاكَ

اِلَّا

مُبَشِّراً

وَنَذ۪يراًۢ

١٠٥

وَقُرْاٰناً

فَرَقْنَاهُ

لِتَقْرَاَهُ۫

عَلَى

النَّاسِ

عَلٰى

مُكْثٍ

وَنَزَّلْنَاهُ

تَنْز۪يلاً

١٠٦

Biz onu (Kur’an’ı) hak olarak indirdik ve o da hak ile indi. Seni de ancak müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. Biz Kur’an’ı, insanlara dura dura okuyasın diye âyet âyet ayırdık ve onu peyderpey indirdik.

Kehf Sûresi 1. Ayet

اَلْحَمْدُ

لِلّٰهِ

الَّـذ۪ٓي

اَنْزَلَ

عَلٰى

عَبْدِهِ

الْـكِتَابَ

وَلَمْ

يَجْعَلْ

لَهُ

عِـوَجا۔ًۜ

١

Hamd, kuluna Kitab’ı (Kur’an’ı) indiren ve onda hiçbir eğrilik yapmayan Allah’a mahsustur.

Kehf Sûresi 110. Ayet

قُلْ

اِنَّـمَٓا

اَنَا۬

بَشَرٌ

مِثْلُكُمْ

يُوحٰٓى

اِلَيَّ

اَنَّـمَٓا

اِلٰهُكُمْ

اِلٰهٌ

وَاحِدٌۚ

فَمَنْ

كَانَ

يَرْجُوا

لِقَٓاءَ

رَبِّه۪

فَلْيَعْمَلْ

عَمَلاً

صَالِحاً

وَلَا

يُشْرِكْ

بِعِبَادَةِ

رَبِّه۪ٓ

اَحَداً

١١٠

De ki: “Ben de ancak sizin gibi bir insanım. (Ne var ki) bana, ‘Sizin ilâh’ınız ancak bir tek ilâhtır” diye vahyolunuyor. Kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa yararlı bir iş yapsın ve Rabbine ibadette kimseyi ortak koşmasın.”

Tâ-Hâ Sûresi 1-4. Ayet

طٰهٰۜ

١

مَٓا

اَنْزَلْنَا

عَلَيْكَ

الْقُرْاٰنَ

لِتَشْقٰىۙ

٢

اِلَّا

تَذْكِرَةً

لِمَنْ

يَخْشٰىۙ

٣

تَنْز۪يلاً

مِمَّنْ

خَلَقَ

الْاَرْضَ

وَالسَّمٰوَاتِ

الْعُلٰىۜ

٤

Tâ Hâ. 2,3. (Ey Muhammed!) Biz, Kur’an’ı sana sıkıntı çekesin diye değil, ancak (Allah’ın azabından) korkacaklara bir öğüt (bir uyarı) olsun diye indirdik. (O) yüksek gökleri yaratanın katından peyderpey indirilmiştir.

Tâ-Hâ Sûresi 99. Ayet

كَذٰلِكَ

نَقُصُّ

عَلَيْكَ

مِنْ

اَنْـبَٓاءِ

مَا

قَدْ

سَبَقَۚ

وَقَدْ

اٰتَيْنَاكَ

مِنْ

لَدُنَّا

ذِكْراًۚ

٩٩

(Ey Muhammed!) Sana geçmişin haberlerinden bir kısmını böylece anlatıyoruz. Şüphe yok ki sana katımızdan bir zikir (Kur’an) verdik.

Tâ-Hâ Sûresi 113. Ayet

وَكَذٰلِكَ

اَنْزَلْنَاهُ

قُرْاٰناً

عَرَبِياًّ

وَصَرَّفْنَا

ف۪يهِ

مِنَ

الْوَع۪يدِ

لَعَلَّهُمْ

يَتَّقُونَ

اَوْ

يُحْدِثُ

لَهُمْ

ذِكْراً

١١٣

İşte böylece biz onu Arapça bir Kur’an olarak indirdik ve Allah’a karşı gelmekten sakınsınlar, yahut onlara bir uyarı versin diye onda tehditleri teker teker sıraladık.

Enbiyâ Sûresi 50. Ayet

وَهٰذَا

ذِكْرٌ

مُبَارَكٌ

اَنْزَلْنَاهُۜ

اَفَاَنْتُمْ

لَهُ

مُنْكِرُونَ۟

٥٠

İşte bu (Kur’an) da bizim indirdiğimiz mübarek bir öğüttür. Şimdi siz bunu mu inkâr ediyorsunuz?

Enbiyâ Sûresi 107. Ayet

وَمَٓا

اَرْسَلْنَاكَ

اِلَّا

رَحْمَةً

لِلْعَالَم۪ينَ

١٠٧

(Ey Muhammed!) Seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.

Hac Sûresi 16. Ayet

وَكَذٰلِكَ

اَنْزَلْنَاهُ

اٰيَاتٍ

بَيِّنَاتٍۙ

وَاَنَّ

اللّٰهَ

يَهْد۪ي

مَنْ

يُر۪يدُ

١٦

Böylece biz Kur’an’ı apaçık âyetler hâlinde indirdik. Şüphesiz Allah, dilediğini doğru yola iletir.

Hac Sûresi 49. Ayet

قُلْ

يَٓا

اَيُّهَا

النَّاسُ

اِنَّـمَٓا

اَنَا۬

لَكُمْ

نَذ۪يرٌ

مُب۪ينٌۚ

٤٩

De ki: “Ey insanlar! Ben sizin için ancak apaçık bir uyarıcıyım.”

Nûr Sûresi 1. Ayet

سُورَةٌ

اَنْزَلْنَاهَا

وَفَرَضْنَاهَا

وَاَنْزَلْنَا

ف۪يهَٓا

اٰيَاتٍ

بَيِّنَاتٍ

لَعَلَّكُمْ

تَذَكَّرُونَ

١

Bu, bizim indirdiğimiz ve (hükümlerini) farz kıldığımız bir sûredir. Düşünüp öğüt almanız için onda apaçık âyetler indirdik.

Nûr Sûresi 46. Ayet

لَقَدْ

اَنْزَلْـنَٓا

اٰيَاتٍ

مُبَيِّنَاتٍۜ

وَاللّٰهُ

يَهْد۪ي

مَنْ

يَشَٓاءُ

اِلٰى

صِرَاطٍ

مُسْتَق۪يمٍ

٤٦

Andolsun, biz açıklayıcı âyetler indirdik. Allah, dilediği kimseyi doğru yola iletir.

Furkan Sûresi 1. Ayet

تَبَارَكَ

الَّذ۪ي

نَزَّلَ

الْفُرْقَانَ

عَلٰى

عَبْدِه۪

لِيَكُونَ

لِلْعَالَم۪ينَ

نَذ۪يراًۙ

١

Âlemlere bir uyarıcı olsun diye kuluna Furkân’ı indiren Allah’ın şanı yücedir.

Furkan Sûresi 56. Ayet

وَمَٓا

اَرْسَلْنَاكَ

اِلَّا

مُبَشِّراً

وَنَذ۪يراً

٥٦

Biz, seni ancak bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik.

Neml Sûresi 6. Ayet

وَاِنَّكَ

لَتُلَقَّى

الْقُرْاٰنَ

مِنْ

لَدُنْ

حَك۪يمٍ

عَل۪يمٍ

٦

Şüphesiz bu Kur’an sana, hüküm ve hikmet sahibi, hakkıyla bilen Allah tarafından verilmektedir.

Neml Sûresi 91. Ayet

اِنَّـمَٓا

اُمِرْتُ

اَنْ

اَعْبُدَ

رَبَّ

هٰذِهِ

الْبَلْدَةِ

الَّذ۪ي

حَرَّمَهَا

وَلَهُ

كُلُّ

شَيْءٍۘ

وَاُمِرْتُ

اَنْ

اَكُونَ

مِنَ

الْمُسْلِم۪ينَۙ

٩١

91,92. De ki: “Bana ancak, bu beldenin (Mekke’nin); onu mukaddes kılan ve her şey kendisine ait olan Rabbine kulluk yapmam emredildi. Yine bana, müslümanlardan olmam ve Kur’an’ı okumam emredildi.” Artık kim doğru yola girerse yalnız kendisi için girer. Kim de doğru yoldan saparsa, de ki: “Ben ancak uyarıcılardanım.”

Neml Sûresi 92. Ayet

وَاَنْ

اَتْلُوَا

الْقُرْاٰنَۚ

فَمَنِ

اهْتَدٰى

فَاِنَّمَا

يَهْتَد۪ي

لِنَفْسِه۪ۚ

وَمَنْ

ضَلَّ

فَقُلْ

اِنَّـمَٓا

اَنَا۬

مِنَ

الْمُنْذِر۪ينَ

٩٢

91,92. De ki: “Bana ancak, bu beldenin (Mekke’nin); onu mukaddes kılan ve her şey kendisine ait olan Rabbine kulluk yapmam emredildi. Yine bana, müslümanlardan olmam ve Kur’an’ı okumam emredildi.” Artık kim doğru yola girerse yalnız kendisi için girer. Kim de doğru yoldan saparsa, de ki: “Ben ancak uyarıcılardanım.”

Neml Sûresi 93. Ayet

وَقُلِ

الْحَمْدُ

لِلّٰهِ

سَيُر۪يكُمْ

اٰيَاتِه۪

فَتَعْرِفُونَهَاۜ

وَمَا

رَبُّكَ

بِغَافِلٍ

عَمَّا

تَعْمَلُونَ

٩٣

De ki: “Hamd Allah’a mahsustur. O, âyetlerini size gösterecek ve siz de onları tanıyacaksınız. Rabbin, yaptıklarınızdan habersiz değildir.”

Ankebût Sûresi 47. Ayet

وَكَذٰلِكَ

اَنْزَلْـنَٓا

اِلَيْكَ

الْكِتَابَۜ

فَالَّذ۪ينَ

اٰتَيْنَاهُمُ

الْكِتَابَ

يُؤْمِنُونَ

بِه۪ۚ

وَمِنْ

هٰٓؤُ۬لَٓاءِ

مَنْ

يُؤْمِنُ

بِه۪ۜ

وَمَا

يَجْحَدُ

بِاٰيَاتِنَٓا

اِلَّا

الْكَافِرُونَ

٤٧

İşte böylece biz sana kitabı indirdik. Kendilerine kitap verdiklerimiz ona inanırlar. Şunlar (Kitap ehlinden çağdaşın olanlar)dan da ona inananlar vardır. Bizim âyetlerimizi ancak kâfirler inkâr ederler.

Ankebût Sûresi 51. Ayet

اَوَلَمْ

يَكْفِهِمْ

اَنَّٓا

اَنْزَلْنَا

عَلَيْكَ

الْكِتَابَ

يُتْلٰى

عَلَيْهِمْۜ

اِنَّ

ف۪ي

ذٰلِكَ

لَرَحْمَةً

وَذِكْرٰى

لِقَوْمٍ

يُؤْمِنُونَ۟

٥١

Kendilerine okunan kitabı sana indirmiş olmamız onlara yetmedi mi? Şüphesiz bunda inanan bir kavim için bir rahmet ve bir öğüt vardır.

Secde Sûresi 1-2. Ayet

الٓـمٓ۠

١

تَنْز۪يلُ

الْكِتَابِ

لَا

رَيْبَ

ف۪يهِ

مِنْ

رَبِّ

الْعَالَم۪ينَۜ

٢

Elif Lâm Mîm. Kendisinde hiçbir şüphe bulunmayan bu Kitab’ın indirilişi, âlemlerin Rabbi tarafındandır.

Ahzâb Sûresi 40. Ayet

مَا

كَانَ

مُحَمَّدٌ

اَبَٓا

اَحَدٍ

مِنْ

رِجَالِكُمْ

وَلٰكِنْ

رَسُولَ

اللّٰهِ

وَخَاتَمَ

النَّبِيّ۪نَۜ

وَكَانَ

اللّٰهُ

بِكُلِّ

شَيْءٍ

عَل۪يماً۟

٤٠

Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir. Fakat o, Allah’ın Resûlü ve nebîlerin sonuncusudur. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.

Ahzâb Sûresi 45-47. Ayet

يَٓا

اَيُّهَا

النَّبِيُّ

اِنَّٓا

اَرْسَلْنَاكَ

شَاهِداً

وَمُبَشِّراً

وَنَذ۪يراًۙ

٤٥

وَدَاعِياً

اِلَى

اللّٰهِ

بِـاِذْنِه۪

وَسِرَاجاً

مُن۪يراً

٤٦

وَبَشِّرِ

الْمُؤْمِن۪ينَ

بِاَنَّ

لَهُمْ

مِنَ

اللّٰهِ

فَضْلاً

كَب۪يراً

٤٧

45,46. Ey Peygamber! Biz seni bir şahit, bir müjdeleyici, bir uyarıcı; Allah’ın izniyle kendi yoluna çağıran bir davetçi ve aydınlatıcı bir kandil olarak gönderdik. Mü’minlere kendileri için Allah’tan büyük bir lütuf olduğunu müjdele.

Sebe Sûresi 28. Ayet

وَمَٓا

اَرْسَلْنَاكَ

اِلَّا

كَٓافَّةً

لِلنَّاسِ

بَش۪يراً

وَنَذ۪يراً

وَلٰكِنَّ

اَكْثَرَ

النَّاسِ

لَا يَعْلَمُونَ

٢٨

Biz, seni ancak bütün insanlara müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Fakat insanların çoğu bilmezler.

Fâtır Sûresi 24. Ayet

اِنَّٓا

اَرْسَلْنَاكَ

بِالْحَقِّ

بَش۪يراً

وَنَذ۪يراًۜ

وَاِنْ

مِنْ

اُمَّةٍ

اِلَّا

خَلَا

ف۪يهَا

نَذ۪يرٌ

٢٤

Şüphesiz biz, seni müjdeleyici ve uyarıcı olarak hak ile gönderdik. Hiçbir ümmet yoktur ki, aralarında bir uyarıcı gelip geçmiş olmasın.

Yâsin Sûresi 1-5. Ayet

يٰسٓۜ

١

وَالْقُرْاٰنِ

الْحَك۪يمِۙ

٢

اِنَّكَ

لَمِنَ

الْمُرْسَل۪ينَۙ

٣

عَلٰى

صِرَاطٍ

مُسْتَق۪يمٍۜ

٤

تَنْز۪يلَ

الْعَز۪يزِ

الرَّح۪يمِۙ

٥

Yâ Sîn. 2,3,4. (Ey Muhammed!) Hikmet dolu Kur’an’a andolsun ki, sen elbette dosdoğru bir yol üzere (peygamber) gönderilenlerdensin. 5,6. Kur’an, ataları uyarılmamış, bu yüzden de gaflet içinde olan bir kavmi uyarman için mutlak güç sahibi, çok merhametli Allah tarafından indirilmiştir.

Yâsin Sûresi 69-70. Ayet

وَمَا

عَلَّمْنَاهُ

الشِّعْرَ

وَمَا

يَنْبَغ۪ي

لَهُۜ

اِنْ

هُوَ

اِلَّا

ذِكْرٌ

وَقُرْاٰنٌ

مُب۪ينٌۙ

٦٩

لِيُنْذِرَ

مَنْ

كَانَ

حَياًّ

وَيَحِقَّ

الْقَوْلُ

عَلَى

الْكَافِر۪ينَ

٧٠

Biz, o Peygamber’e şiir öğretmedik. Bu, ona yaraşmaz da. O(na verdiğimiz) ancak bir öğüt ve apaçık bir Kur’an’dır. (Aklen ve fikren) diri olanları uyarması ve kâfirler hakkındaki o sözün (azabın) gerçekleşmesi için Kur’an’ı indirdik.

Sâd Sûresi 29. Ayet

كِتَابٌ

اَنْزَلْنَاهُ

اِلَيْكَ

مُبَارَكٌ

لِيَدَّبَّرُٓوا

اٰيَاتِه۪

وَلِيَتَذَكَّرَ

اُو۬لُوا

الْاَلْبَابِ

٢٩

Bu Kur’an, âyetlerini düşünsünler ve akıl sahipleri öğüt alsınlar diye sana indirdiğimiz mübarek bir kitaptır.

Sâd Sûresi 65-68. Ayet

قُلْ

اِنَّـمَٓا

اَنَا۬

مُنْذِرٌۗ

وَمَا

مِنْ

اِلٰهٍ

اِلَّا

اللّٰهُ

الْوَاحِدُ

الْقَهَّارُۚ

٦٥

رَبُّ

السَّمٰوَاتِ

وَالْاَرْضِ

وَمَا

بَيْنَهُمَا

الْعَز۪يزُ

الْغَفَّارُ

٦٦

قُلْ

هُوَ

نَبَؤٌا

عَظ۪يمٌۙ

٦٧

اَنْتُمْ

عَنْهُ

مُعْرِضُونَ

٦٨

(Ey Muhammed!) De ki: “Ben ancak bir uyarıcıyım. Her şey üzerinde mutlak otorite sahibi olan bir Allah’tan başka hiçbir ilâh yoktur.” “O, göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbidir. Mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır.” De ki: “Bu Kur’an, büyük bir haberdir.” “Siz ise ondan yüz çeviriyorsunuz.”

Sâd Sûresi 69-70. Ayet

مَا

كَانَ

لِيَ

مِنْ

عِلْمٍ

بِالْمَلَأِ

الْاَعْلٰٓى

اِذْ

يَخْتَصِمُونَ

٦٩

اِنْ

يُوحٰٓى

اِلَيَّ

اِلَّٓا

اَنَّمَٓا

اَنَا۬

نَذ۪يرٌ

مُب۪ينٌ

٧٠

“Aralarında tartıştıkları sırada, yüce topluluğa (ileri gelen melekler topluluğuna) dair benim hiçbir bilgim yoktu.” “Bana ancak, benim sadece bir uyarıcı olduğum vahyediliyor.”

Zümer Sûresi 1-2. Ayet

تَنْز۪يلُ

الْكِتَابِ

مِنَ

اللّٰهِ

الْعَز۪يزِ

الْحَك۪يمِ

١

اِنَّٓا

اَنْزَلْـنَٓا

اِلَيْكَ

الْكِتَابَ

بِالْحَقِّ

فَاعْبُدِ

اللّٰهَ

مُخْلِصاً

لَهُ

الدّ۪ينَۜ

٢

Kitab’ın indirilmesi mutlak güç sahibi, hüküm ve hikmet sahibi Allah tarafındandır. (Ey Muhammed!) Şüphesiz biz o Kitab’ı sana hak olarak indirdik. Öyle ise sen de dini Allah’a has kılarak O’na kulluk et.

Zümer Sûresi 23. Ayet

اَللّٰهُ

نَزَّلَ

اَحْسَنَ

الْحَد۪يثِ

كِتَاباً

مُتَشَابِهاً

مَثَانِيَۗ

تَقْشَعِرُّ

مِنْهُ

جُلُودُ

الَّذ۪ينَ

يَخْشَوْنَ

رَبَّهُمْۚ

ثُمَّ

تَل۪ينُ

جُلُودُهُمْ

وَقُلُوبُهُمْ

اِلٰى

ذِكْرِ

اللّٰهِۜ

ذٰلِكَ

هُدَى

اللّٰهِ

يَهْد۪ي

بِه۪

مَنْ

يَشَٓاءُۜ

وَمَنْ

يُضْلِلِ

اللّٰهُ

فَمَا

لَهُ

مِنْ

هَادٍ

٢٣

Allah, sözün en güzelini; âyetleri, (güzellikte) birbirine benzeyen ve (hükümleri, öğütleri, kıssaları) tekrarlanan bir kitap olarak indirmiştir. Rablerinden korkanların derileri (vücutları) ondan dolayı gerginleşir. Sonra derileri de (vücutları da) kalpleri de Allah’ın zikrine karşı yumuşar. İşte bu Kur’an Allah’ın hidayet rehberidir. Onunla dilediğini doğru yola iletir. Allah, kimi saptırırsa artık onun için hiçbir yol gösterici yoktur.

Zümer Sûresi 41. Ayet

اِنَّٓا

اَنْزَلْنَا

عَلَيْكَ

الْكِتَابَ

لِلنَّاسِ

بِالْحَقِّۚ

فَمَنِ

اهْتَدٰى

فَلِنَفْسِه۪ۚ

وَمَنْ

ضَلَّ

فَاِنَّمَا

يَضِلُّ

عَلَيْهَاۚ

وَمَٓا

اَنْتَ

عَلَيْهِمْ

بِوَك۪يلٍ۟

٤١

(Ey Muhammed!) Biz sana Kitab’ı (Kur’an’ı) insanlar için, hak olarak indirdik. Kim doğru yola girerse, kendisi için girmiş olur. Kim de saparsa, ancak kendi aleyhine sapar. Sen onlara vekil değilsin.

Mü'min Sûresi 1-2. Ayet

حٰمٓۜ

١

تَنْز۪يلُ

الْكِتَابِ

مِنَ

اللّٰهِ

الْعَز۪يزِ

الْعَل۪يمِۙ

٢

Hâ Mîm. 2,3. Bu kitabın indirilmesi, mutlak güç sahibi, hakkıyla bilen, günahı bağışlayan, tövbeyi kabul eden, azabı ağır olan, lütuf sahibi Allah tarafındandır. O’ndan başka ilâh yoktur. Dönüş ancak O’nadır.

Fussilet Sûresi 41-42. Ayet

اِنَّ

الَّذ۪ينَ

كَفَرُوا

بِالذِّكْرِ

لَمَّا

جَٓاءَهُمْۚ

وَاِنَّهُ

لَكِتَابٌ

عَز۪يزٌۙ

٤١

لَا

يَأْت۪يهِ

الْبَاطِلُ

مِنْ

بَيْنِ

يَدَيْهِ

وَلَا

مِنْ

خَلْفِه۪ۜ

تَنْز۪يلٌ

مِنْ

حَك۪يمٍ

حَم۪يدٍ

٤٢

Kur’an kendilerine geldiğinde onu inkâr edenler mutlaka cezalarını göreceklerdir. Şüphesiz o, çok değerli ve sağlam bir kitaptır. Ona ne önünden ne de ardından batıl gelemez. O, hüküm ve hikmet sahibi, övülmeye lâyık olan Allah tarafından indirilmiştir.

Şûrâ Sûresi 6. Ayet

وَالَّذ۪ينَ

اتَّخَذُوا

مِنْ

دُونِه۪ٓ

اَوْلِيَٓاءَ

اللّٰهُ

حَف۪يظٌ

عَلَيْهِمْۘ

وَمَٓا

اَنْتَ

عَلَيْهِمْ

بِوَك۪يلٍ

٦

Allah’tan başka dostlar edinenlere gelince, Allah onları daima gözetlemektedir. Sen onlara vekil değilsin.

Şûrâ Sûresi 7. Ayet

وَكَذٰلِكَ

اَوْحَيْنَٓا

اِلَيْكَ

قُرْاٰناً

عَرَبِياًّ

لِتُنْذِرَ

اُمَّ

الْقُرٰى

وَمَنْ

حَوْلَهَا

وَتُنْذِرَ

يَوْمَ

الْجَمْعِ

لَا

رَيْبَ

ف۪يهِۜ

فَر۪يقٌ

فِي

الْجَنَّةِ

وَفَر۪يقٌ

فِي

السَّع۪يرِ

٧

Böylece biz sana Arapça bir Kur’an vahyettik ki, şehirlerin anası olan Mekke’de ve çevresinde bulunanları uyarasın. Hakkında asla şüphe olmayan toplanma günüyle onları uyarasın. Bir grup cennette, bir grup ise cehennemdedir.

Şûrâ Sûresi 17. Ayet

اَللّٰهُ

الَّـذ۪ٓي

اَنْزَلَ

الْكِتَابَ

بِالْحَقِّ

وَالْم۪يزَانَۜ

وَمَا

يُدْر۪يكَ

لَعَلَّ

السَّاعَةَ

قَر۪يبٌ

١٧

Allah, hak olarak Kitab’ı ve mizanı indirendir. Sen nereden bileceksin belki de o saat (kıyamet) yakındır.

Şûrâ Sûresi 52. Ayet

وَكَذٰلِكَ

اَوْحَيْنَٓا

اِلَيْكَ

رُوحاً

مِنْ

اَمْرِنَاۜ

مَا

كُنْتَ

تَدْر۪ي

مَا الْكِتَابُ

وَلَا

الْا۪يمَانُ

وَلٰكِنْ

جَعَلْنَاهُ

نُوراً

نَهْد۪ي

بِه۪

مَنْ

نَشَٓاءُ

مِنْ

عِبَادِنَاۜ

وَاِنَّكَ

لَتَهْد۪ٓي

اِلٰى

صِرَاطٍ

مُسْتَق۪يمٍۙ

٥٢

52,53. İşte sana da, emrimizle, bir ruh (kalpleri dirilten bir kitap) vahyettik. Sen kitap nedir, iman nedir bilmezdin. Fakat biz onu, kullarımızdan dilediğimizi, kendisiyle doğru yola eriştireceğimiz bir nur yaptık. Şüphesiz ki sen doğru bir yola iletiyorsun; göklerdeki ve yerdeki her şeyin sahibi olan Allah’ın yoluna. İyi bilin ki, bütün işler sonunda Allah’a döner.

Zuhruf Sûresi 27. Ayet

اِلَّا

الَّذ۪ي

فَطَرَن۪ي

فَاِنَّهُ

سَيَهْد۪ينِ

٢٧

“Ben ancak O, beni yaratana taparım. Şüphesiz O beni doğru yola iletecektir.”

Zuhruf Sûresi 30. Ayet

وَلَمَّا

جَٓاءَهُمُ

الْحَقُّ

قَالُوا

هٰذَا

سِحْرٌ

وَاِنَّا

بِه۪

كَافِرُونَ

٣٠

Fakat kendilerine Hak gelince, “Bu bir büyüdür, biz onu kesinlikle inkâr ediyoruz” dediler.

Duhân Sûresi 1-3. Ayet

حٰمٓۜ

١

وَالْكِتَابِ

الْمُب۪ينِۙ

٢

اِنَّٓا

اَنْزَلْنَاهُ

ف۪ي

لَيْلَةٍ

مُبَارَكَةٍ

اِنَّا

كُنَّا

مُنْذِر۪ينَ

٣

Hâ Mîm. 2,3. Apaçık olan Kitab’a andolsun ki, biz onu mübarek bir gecede indirdik. Şüphesiz biz insanları uyarmaktayız.

Câsiye Sûresi 1-2. Ayet

حٰمٓۜ

١

تَنْز۪يلُ

الْـكِتَابِ

مِنَ

اللّٰهِ

الْعَز۪يزِ

الْحَك۪يمِ

٢

Hâ Mîm. Kitab’ın indirilişi, mutlak güç sahibi, hüküm ve hikmet sahibi Allah tarafındandır.

Ahkaf Sûresi 1-2. Ayet

حٰمٓ

١

تَنْز۪يلُ

الْكِتَابِ

مِنَ

اللّٰهِ

الْعَز۪يزِ

الْحَك۪يمِ

٢

Hâ Mîm. Kitab’ın indirilişi, mutlak güç sahibi, hüküm ve hikmet sahibi Allah tarafındandır.

Ahkaf Sûresi 9. Ayet

قُلْ

مَا

كُنْتُ

بِدْعاً

مِنَ

الرُّسُلِ

وَمَٓا

اَدْر۪ي

مَا

يُفْعَلُ

ب۪ي

وَلَا

بِكُمْۜ

اِنْ

اَتَّبِعُ

اِلَّا

مَا

يُوحٰٓى

اِلَيَّ

وَمَٓا

اَنَا۬

اِلَّا

نَذ۪يرٌ

مُب۪ينٌ

٩

De ki: “Ben türedi bir peygamber değilim. Bana ve size ne yapılacağını da bilmem. Ben sadece bana vahyedilene uyarım. Ben sadece apaçık bir uyarıcıyım.”

Fetih Sûresi 8. Ayet

اِنَّٓا

اَرْسَلْنَاكَ

شَاهِداً

وَمُبَشِّراً

وَنَذ۪يراًۙ

٨

(Ey Muhammed!) Şüphesiz biz seni bir şâhit, bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik.

Fetih Sûresi 9. Ayet

لِتُؤْمِنُوا

بِاللّٰهِ

وَرَسُولِه۪

وَتُعَزِّرُوهُ

وَتُوَقِّرُوهُۜ

وَتُسَبِّحُوهُ

بُكْرَةً

وَاَص۪يلاً

٩

Ey insanlar! Allah’a ve Peygamberine inanasınız, ona yardım edesiniz, ona saygı gösteresiniz ve sabah akşam Allah’ı tespih edesiniz diye (Peygamber’i gönderdik.)

Fetih Sûresi 28. Ayet

هُوَ

الَّـذ۪ٓي

اَرْسَلَ

رَسُولَهُ

بِالْهُدٰى

وَد۪ينِ

الْحَقِّ

لِيُظْهِرَهُ

عَلَى

الدّ۪ينِ

كُلِّه۪ۜ

وَكَفٰى

بِاللّٰهِ

شَه۪يداًۜ

٢٨

O, Peygamberini hidayet ve hak din ile gönderendir. (Allah) o hak dini bütün dinlere üstün kılmak için (böyle yaptı). Şahit olarak Allah yeter.

Vâkıa Sûresi 77-80. Ayet

اِنَّهُ

لَقُرْاٰنٌ

كَر۪يمٌۙ

٧٧

ف۪ي

كِتَابٍ

مَكْنُونٍۙ

٧٨

لَا

يَمَسُّهُٓ

اِلَّا

الْمُطَهَّرُونَۜ

٧٩

تَنْز۪يلٌ

مِنْ

رَبِّ

الْعَالَم۪ينَ

٨٠

O, elbette değerli bir Kur’an’dır. Korunmuş bir kitaptadır. Ona, ancak tertemiz olanlar dokunabilir. Âlemlerin Rabb’inden indirilmedir.

Hadid Sûresi 9. Ayet

هُوَ

الَّذ۪ي

يُنَزِّلُ

عَلٰى

عَبْدِه۪ٓ

اٰيَاتٍ

بَيِّنَاتٍ

لِيُخْرِجَكُمْ

مِنَ

الظُّلُمَاتِ

اِلَى

النُّورِۜ

وَاِنَّ

اللّٰهَ

بِكُمْ

لَرَؤُ۫فٌ

رَح۪يمٌ

٩

O, sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için kulu Muhammed’e apaçık âyetler indirendir. Şüphesiz Allah, size karşı çok esirgeyici, çok merhametlidir.

Saf Sûresi 9. Ayet

هُوَ

الَّـذ۪ٓي

اَرْسَلَ

رَسُولَهُ

بِالْهُدٰى

وَد۪ينِ

الْحَقِّ

لِيُظْهِرَهُ

عَلَى

الدّ۪ينِ

كُلِّه۪

وَلَوْ

كَرِهَ

الْمُشْرِكُونَ۟

٩

O, kendisine ortak koşanlar hoşlanmasa da, dinini bütün dinlere üstün kılmak için peygamberini hidayet ve hak din ile gönderendir.

Talâk Sûresi 10. Ayet

اَعَدَّ

اللّٰهُ

لَهُمْ

عَذَاباً

شَد۪يداً

فَاتَّقُوا

اللّٰهَ

يَٓا

اُو۬لِي

الْاَلْبَابِۚۛ

اَلَّذ۪ينَ

اٰمَنُواۚۛ

قَدْ

اَنْزَلَ

اللّٰهُ

اِلَيْكُمْ

ذِكْراًۙ

١٠

Allah, ahirette onlara şiddetli bir azap hazırlamıştır. O hâlde, ey iman etmiş olan akıl sahipleri, Allah’a karşı gelmekten sakının! Allah, size bir zikir (Kur’an) indirdi.

Hâkka Sûresi 40-43. Ayet

اِنَّهُ

لَقَوْلُ

رَسُولٍ

كَر۪يمٍۚ

٤٠

وَمَا

هُوَ

بِقَوْلِ

شَاعِرٍۜ

قَل۪يلاً

مَا

تُـؤْمِنُونَۙ

٤١

وَلَا بِقَوْلِ

كَاهِنٍۜ

قَل۪يلاً

مَا

تَذَكَّرُونَۜ

٤٢

تَنْز۪يلٌ

مِنْ

رَبِّ

الْعَالَم۪ينَ

٤٣

38,39,40. Görebildiklerinize ve göremediklerinize yemin ederim ki, o (Kur’an), hiç şüphesiz çok şerefli bir elçinin (Allah’tan alıp tebliğ ettiği) sözüdür. O, bir şairin sözü değildir. Ne de az inanıyorsunuz! Bir kâhinin sözü de değildir. Ne de az düşünüyorsunuz! O, âlemlerin Rabbi tarafından indirilmedir.

Müzzemmil Sûresi 5. Ayet

اِنَّا

سَنُلْق۪ي

عَلَيْكَ

قَوْلاً

ثَق۪يلاًۜ

٥

Şüphesiz biz sana (sorumluluğu) ağır bir söz vahyedeceğiz.

İnsan Sûresi 23. Ayet

اِنَّا

نَحْنُ

نَزَّلْنَا

عَلَيْكَ

الْقُرْاٰنَ

تَنْز۪يلاًۚ

٢٣

Şüphe yok ki, Kur’an’ı sana elbette biz indirdik biz.

İnşirâh Sûresi 1-8. Ayet

اَلَمْ

نَشْرَحْ

لَكَ

صَدْرَكَۙ

١

وَوَضَعْنَا

عَنْكَ

وِزْرَكَۙ

٢

اَلَّـذ۪ٓي

اَنْقَضَ

ظَهْرَكَۙ

٣

وَرَفَعْنَا

لَكَ

ذِكْرَكَۜ

٤

فَاِنَّ

مَعَ

الْعُسْرِ

يُسْراًۙ

٥

اِنَّ

مَعَ

الْعُسْرِ

يُسْراًۜ

٦

فَاِذَا

فَرَغْتَ

فَانْصَبْۙ

٧

وَاِلٰى

رَبِّكَ

فَارْغَبْ

٨

(Ey Muhammed!) Senin göğsünü açıp genişletmedik mi? 2,3. Belini büken yükünü üzerinden kaldırmadık mı? Senin şânını yükseltmedik mi? Şüphesiz güçlükle beraber bir kolaylık vardır. Gerçekten, güçlükle beraber bir kolaylık vardır. Öyleyse, bir işi bitirince diğerine koyul. Ancak Rabbine yönel ve yalvar.

Kadir Sûresi 1. Ayet

اِنَّٓا

اَنْزَلْنَاهُ

ف۪ي

لَيْلَةِ

الْقَدْرِۚ

١

Şüphesiz, biz onu (Kur’an’ı) Kadir gecesinde indirdik.

Konularına Göre Diğer Ayetler

Devamını Gör...